Kansere karşı yerli tohum
Duruman, kanserden korunmanın en önemli yönteminin sağlıklı beslenme olduğunu söyledi. Duruman, “Yerli tohumlardan üretilmiş gıdaların tercih edilmesi gerekiyor. Yerli üretim artmalı” diye konuştu.
ESENGÜL DEMİRBAŞ İstanbul
İstanbul Bilim Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi ve Türk Kanser Derneği, 'Dünya Kanser Günü' nedeniyle dün Bedii Gorbon Kanser Merkezi'nde kanser hastalığıyla ilgili son verilerin paylaşıldığı bir toplantı düzenledi.
Toplantıda, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 184 ülkede gerçekleştirdiği 5 yıllık araştırma sonuçlarını yorumlayan Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, rapora göre dünyada 32.6 milyon kanser hastasının bulunduğunu Türkiye'de ise bu rakamın 2013 yılı itibariyle 165 bin olduğunu belirtti.
Çarpık kentleşme de etken
Duruman, "Bir başka çarpıcı sonuç ise dünya genelinde en çok artışın gözlendiği kanser tanısının meme kanseri olduğu yönünde. En ölümcül kanser türleri ise akciğer, mide, karaciğer ve meme kanseri. Dernek olarak kanser oluşumunu önlemek için risk faktörlerinden uzak durmanın önemini biliyoruz. Tütün kullanımı, obezite ve aşırı kilo gibi bu risk faktörlerinden uzak durduğumuz halde kanser oluşumunu önleme şansımız yüzde 30. Kontrol edemediğimiz risk faktörleri ise yüzde 70'i oluşturuyor. Bu faktörler ise beslenme, çarpık kentleşme ve sanayileşme" diye konuştu.
Beslen faktörünün kontrolü için yerli tohuma yönelinmesi gerektiğini kaydeden Duruman, "Yerli tohum geliştirme projesi için Çatalca'da iyi tarım uygulama alanı oluşturduk. Ürettiğimiz tohumları çiftçilerle paylaştık. Beklentimiz daha çok yerli üretimin artması" dedi.
'Kanser bakımevi olmalı'
Ayrıca Türkiye'de dünyada olduğu gibi özel kanser bakımevlerine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Duruman şöyle devam etti:
"Ülkemizde maalesef 1 tane bile Özel Kanser Bakımevleri (HOSPİS) yok. HOSPİS için mimari avam projeleri hazırladık. İstanbul Bilim Üniversitesi ile birlikte eğitilmiş elemanlarla evde bakım hizmetleri 2014 yılının ikinci yarısında başlatacağız."
20 yıl içinde 2 kat artacak
Örgütün raporuna göre kansere yakalanma sayısının gelecek 20 yılda yaklaşık iki kat artarak yıllık 22 milyona, kanser nedeniyle ölüm sayısının da yıllık 13 milyona ulaşması öngörülüyor. Rapora göre, 2012'de en fazla akciğer, göğüs ve kalın bağırsak kanseri tanıları konuldu. Kanserden ölüm oranlarında da birinci sırayı akciğer kanseri aldı. Raporda, 2010 yılında kanserin dünya genelindeki maliyeti 1.16 trilyon dolar olarak tespit ediliyor. Dünya Kanser Araştırma Fonu'nun genel müdürü Amanda McLean ise kanserin önüne geçmek içi sağlıklı kiloyu korumak, sağlıklı yemek yemek ve düzenli olarak fiziksel aktivite yapmanın gerekliliğini vurguladı. McLean'in tavsiyelerine göre sebze, meyve ile alkolü ve kırmızı eti kesmek gerekli.
'Aşırı protein sağlıksız karaciğerde sorun olabilir'
Prof. Dr. Hasan Özkan (Ankara Ünivesitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji Bilim Dalı): "Normal şartlarda proteinler bağırsakta amonyağa dönüşür. Karaciğer de bunu kandan alır ve üreye çevirir sonra da böbrek yoluyla dışarı atılır. Neticede normal çalışan karaciğerde herhangi bir sorun oluşmaz. Eğer kişinin karaciğerinde rahatsızlık varsa patolojik durumlar orataya çıkabilir. Proteini doğal yollardan alırsak patolojik bir şey olmaz. Ama protein yoğun bir şekilde, toz veya iğne şeklinde alındığında karaciğer hastalığı olanlarda yetmezlik sorunu oluşabilir."
Prof. Dr. M. Murat Tuncer (İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı) : "Tek taraflı beslenmenin daima olumsuz yanları vardır ama normal sağlıklı bir karaciğerde proteinin amonyağa dönüşerek olumsuz bir etki yapması beklenmez. Ama karaciğer hepatit geçirmişse ve devamlı proteinle besleniyorsa bunlarda öyle bir durum olabilir. Sağlıklı bir insan için normalde karaciğer bunları halleder. Zaten kronik karaciğer hastalığı olanlarda, aşırı alkol alanlarda tek taraflı protein önermeyiz."
Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz (Endomed Gastroenteroloji-Endoskopi Merkezi) : "Aşırı protein yüklemesinin karaciğere bir zararı olmaz. Kronik karaciğer hastalarında böyle bir bulgu yok. Bizim yüksek protein değerli beslenme dediğimizin çok üzerine çıkılırsa bundan ne gibi bir sonuç çıkacağına dair klasik bir veri yok."