Kılıçdaroğlu: Dellileri yok etmek istiyorlar/ Video

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, delillerin yok edilmek istendiğini söyledi.

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 25 Şubat 2014 13:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşma yapıyor.

Kılıçdaroğlu, toplantı sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıdını dinletti.

Kılıçdaroğlu, ses kaydını dinletmesinden önce şöyle konuştu:

"Seçimle bir iktidar gelir, cumhurbaşkanı hükümeti kurmakla görevlendirir. Devlet olmaz, devleti yönetir. Başbakan, Bakanlar Kurulu'nun başkanıdır. Görevi Türkiye Cumhuriyeti'nin yüksek hak ve menfaatlerini korumaktır. Milletin huzur ve güvenini sağlayacak önlemleri almaktır. Genel ahlak ve kamu düzenini muhafaza etmek. Kendisi topluma örnek olacak. Ahlaktan, doğruluktan yana topluma örnek olacak. Yasalar böyle diyor ama gelelim bugüne.

Salih Yiğit Tekin, TBMM önünde 'açım' diye kendini yaktı, 10 gün sonra da yaşamını yitirdi. Sonra yapılan Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu hepimiz biliyoruz. Utanmıyor da zaten. Bizim halkımızın alışık olmadığı bir tip bu. İnsanlar utanır ama bunda böyle kavram yok.

Kamuoyunun baskısıyla 4 bakan istifa etti. Önce istifa etmediler, direndiler. Otobüsün üstünde 'biz beraberiz' mesajı verdiler. Biri Başbakan'ı çok açık bir şekilde suçladı. İlk kez bir bakan, istifa ederek yolsuzlukların asıl kaynağının Başbakan olduğunu ifade ediyor.

Başbakan, 'Oğlum Bilal'in üzerinden bana ulaşmaya çalışıyorlar' diye açıklama yaptı. Bugün o tablo çok daha net önümüzde duruyor. Yıldırım hızıyla savcıları, polisleri, emniyet müdürlerini değiştirdiler.

Sonra Rıza Sarraf diye birisi çıktı, 4 bakanı teslim almış. Bir bakan 'Sana bir şey olmaz. Sana bir şey olursa ben önüne yatırım' diye kendisini satmış bir adam.

Biz zannettik ki Sayın Başbakan çıkacak, 'Kardeşim bu ülkede yolsuzluk mu var, sonuna kadar gideceğim. Gitmeyen namerttir" diyecek. Ama tam tersini yaptı. Aksaray Valisi'ni İstanbul'a emniyet müdürü yaptı. İlk kez polislere talimat veriliyor; yargı kararlarını uygulamayan diye.

'O müsteşarın orada kalmaması gerekir' dedik. Sonra öğrendik ki Adalet Bakanı da telefon etmiş. Adalet çökmüştür. 4 bakanla ilgili fezlekeler geldi. Bekledi, geri gönderildi. Adalet Bakanı fezlekesi geldi, iade edildi. Fezlekenin nereye gideceği belli olmadı. Doğrudan müdahale ediyorlar. Apar topar adli Kolluk yönetmeliğini değiştirdiler.

Yasal yollarla elde edilmiş delillerini yok etmek istiyorlar. Bu yasa tasarılarının hiçbiri Bakanlar Kurulu'nda görülmedi. Elimizi vicdanımıza koyalım.

Zamana karşı yarıştalar. Rüşvet ve yolsuzluk davasını nasıl kapatırız bunun telaşındalar. Bütün amaç, bunun üzerine inşa edilmiş. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu o kadar büyük ki, bunu örtecek bir bez üretilmedi.

Recep Tayyip Erdoğan için 'başçalan' diye bir deyim kullandım. O zaman bazı arkadaşlar beni eleştirdi. Ama artık bugün anladık ki kendisi 'başçalan'. İnternete düşen ses kaydı bütün gerçekleri ortaya koyuyor."

Kemal Kılıçdaroğlu, ses kaydının dinlettikten sonra konuşmanın metnini okudu.

"Hayatımın en üzücü gününü yaşıyorum. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Milletin vicdanına sesleniyorum. İlk kez bir hükümet, devleti soymaya çalışıyor.

Bir ülkenin Başbakan'ı kendi ülkesini soymakla görevlendirilmiş. Erdoğan'a üzülmüyorum, çocuklarına üzülüyorum. Kendi hırsızlığına onları ortak ediyor. Nasıl babasın sen?

Erdoğan'ın hırsızlığı devlet sırrı olmaktan çıktı. Savcıya sesleniyorum, 'hırsız' diye pankart açan o öğrenci için hiçbir şey yapamazsınız.

'Benim sesim değildir', 'Bilal'in sesi değildir' demiyor. 'Montajdır' diyor. Bugün 'Kriptolu telefon da dinlenmiş' diyor. Bu nedir, bu konuşmaların tamamı doğrudur demektir. Biz kontrol ettirdik. Ağrı Dağı, Erciyes Dağı ne kadar gerçekse, bu tutanaklar da o kadar gerçektir. Hayatı yalan üzerine kurulu. Üzüldüğüm, ona inanan insanlar var. Nasıl milletin önüne çıkıyorsun, milletin nasıl yüzüne bakıyorsun? Ar damarı yok mu, böyle bir tablo olabilir mi?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber