Bahçeli'den Başbakan Erdoğan'a eleştiri

MHP Genel Başkanı Bahçeli "Yasama, yürütme, yargı sana hizmet eder hale geldi. O zaman demokrasiyi yavaş yavaş askıya alıp diktatörlüğe doğru giden bir yola doğru kaymaya başlamıştır" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Mart 2014 19:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bahçeli'den Başbakan Erdoğan'a eleştiri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Afyonkarahisar'daki Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, MHP Başkanlık divanı üyeleri, milletvekilleri, Merkez Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimleri için Türkiye'yi ilçe ilçe il il gezdiklerini ifade etti.

Kuvvetler ayrılığının birinci maddesinin yasama, ikincisinin yürütme ve üçüncüsünün de yargı olduğunu belirten Bahçeli, millet iradesi ile yasamada sayısal çoğunluğun Başbakan Erdoğan'da olduğunu, dolayısıyla yürütmenin de tek başına hükümet kurma yetkisinin de Erdoğan'a geçtiğini söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:

"Böylelikle kuvvetler ayrılığının hem yasama hem yürütmesinde varsın. Bu sana bir güç verdi. İktidar oldun. Devleti yönetme yetkisi sende oldu. İstediğin yasayı Meclis'ten çıkartıyor, istediğin yasa değişikliğini Meclis'te yapıyorsun. Sonra da bazı kurumlara el attın. O kurumları ele geçirmeye çalıştın özellikle de bazı sivil toplum kuruluşlarında ya dayanışma içinde oldu ya da bazılarını talimatınla kurdurttun. Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla da sosyal müesseselerde etkili olmaya çalıştın. Ama senin gözün iki tane yerdeydi, birisi kuvvetler ayrılığının üçüncüsü olan yargı, diğeri de basın ve medya idi. Çünkü basın ve medya da demokratik toplumlarda dördüncü kuvvet olarak algılanmaktadır."

"Bir 'Alo Fatih' modası çıktı"

"İşte 3 kuvvetler ayrılığında egemen olan Recep Tayyip Erdoğan kafasında bir de basın ve medya vardı" diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

"Basın ve medyanın bazı unsurları iktidarla barışık iş birlikçi olmakla kendilerinin daha iyi hizmette bulunacağına inanırlar, artık hangi çıkar peşinde koşuyorlarsa onu da elde ederek varlıklarını sürdürürler. Bu Recep Tayyip Erdoğan'ı çok etkilemiştir. 'Madem bu basın böyledir, öyleyse kendi basınımı da kurdurtturayım, basın ve medyada kendi yapım söz konusu olsun' diyerek yandaş basını oluşturduğu gibi yanaşma basını kontrol altına aldı. Daha sonra basın üzerinde etkisini artırırken bazı kavramlar da ortaya çıktı. Vakti ne kadar boştur bilemiyorum ama televizyonların hepsini yakından takip ediyor. Bakmış ki televizyondan bir tanesinde 1-2 dakika MHP'nin bir değerlendirmesini dinlemiş. Hemen açıyor, 'Alo' diyor. Arkasından bakın vatandaşa ne kadar tesir etmiş, Fatih'i de vatandaş tamamlıyor, bir 'Alo Fatih' modası çıktı. Karşısında ise bir cevap. Azarlama, kınama talimatları aldıktan sonra bir kibar söz, 'emrin olur efendim.' Böylelikle de uzaktan kumandalı bir basını da etki altına almış oldu. Şimdi hep beraber düşünelim. Yasama sende, yürütme sende, yargı sana hizmet eder hale geldi, basın ve medyada sabahtan akşama kadar 'RTE dizisi' ile evi meşgul, kamuoyunu meşgul ediyor, toplumu meşgul ediyor. Böyle bir durumda bu kadar kuvvet güç alanını genişletme açısından Recep Tayyip Erdoğan'ı çılgına çevirmiştir. Böyle bir güç çılgınlığı her şeyi 'ben ben' dedirtmeye başlamıştır. O zaman demokrasiyi yavaş yavaş askıya alıp diktatörlüğe doğru giden bir yola doğru kaymaya başlamıştır. Recep Tayyip Erdoğan, bu güçle şımarmıştır, şaşırmıştır, Türkiye'yi artık tek adam olan ben yönetebilirim, bunun içinde zaman zaman başkanlık sistemini getirmek başka yönlere katılmak suretiyle de diktatörlüğe heves etmiştir. Bunun sonucunda işte Türkiye bugünkü felakete gelir hale gelmiştir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber