Akademisyenlerden dijital veri açıklaması

Çeşitli üniversitelerin bilgisayar mühendisliği bölümünden bir grup öğretim üyesi, dijital dosyaların kimi mahkemelerce delil olarak yorumlanması konusunda yazılı açıklama yaptı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Mayıs 2014 20:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Akademisyenlerden dijital veri açıklaması

Çeşitli üniversitelerin bilgisayar mühendisliği bölümünden bir grup öğretim üyesi, dijital dosyaların kimi mahkemelerce delil olarak yorumlanması konusunda yazılı açıklama yaptı.

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden Prof. Dr. Cem Say ve Yrd. Doç. Dr. Albert Ali Salah, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve Prof. Dr. Fatoş Yarman Vural, İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden Prof. Dr. A. Coşkun Sönmez, Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden Doç. Dr. Borahan Tümer ile İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. M. Bülent Örencik imzasıyla yapılan açıklamada, kanıtsal geçerliği olmayan dijital verilere dayalı yüzlerce insanın ağır hapis cezalarına çarptırıldığı öne sürüldü.

Dijital dosyaların içerikleri ve üstverilerinin kolayca ve iz bırakmadan istenildiği gibi kurgulanabileceği, birinin sadece kendi kontrolü dışında bir yerde el konulan birtakım dijitallerin içinde veya üstverilerinde "adı geçti" diye suçlanamayacağı kaydedilen açıklamada, "Ne yazık ki, Yargıtay'ca onanan Balyoz ve İstanbul Casusluk davalarında sadece bu dayanakla yüzlerce insan mahkum edilmiş ve ülkemizde herhangi bir insanın hiç suç işlemeden bu yöntemle hapsedilebilmesi için bir kapı açılmıştır" görüşü savunuldu.

Dijital bir dosyanın kişiye ait veri depolama ortamında bulunduğunun, ancak Ceza Muhakemesi Kanununun 134. maddesindeki el koyma sırasındaki örnek çıkarma şartının yerine getirilmesi halinde kabul edilebileceği kaydedilerek, diğer bir çok dava gibi "İstanbul Casusluk Davası"nda da bu şartın ihlal edildiği ileri sürüldü.

Balyoz davasında delil olarak sunulan dijitallerin "sahte" olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığı belirtilerek, bu sahteciliklerin üniversitelerde seminerlere konu olduğu, uluslararası adli bilişim konferanslarında örnek olay olarak sunulduğu belirtildi.

Açıklamada, "Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu sahteciliği kanıtlayan onlarca bilirkişi raporunu görmezden gelmesini onamakla kalmamış, hukukumuza 'sanığın aleyhindeki delillerde zaman ve mantık çelişkileri varsa bunu sanığın kendisinin yaptığı varsayılır' şeklinde akıldışı bir içtihat eklemiştir" ifadesine yer verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber