Enerji Bakanlığı 114 adet kömür ocağı kapattı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, denetimi yapılan 114 kömür ocağının kapatıldığını belirterek, "Ruhsat sayısını son 4 yıl içinde 45 binden 21 bine düşürdük. Çantacıların kesinlikle bu sektörde bulunmamasına özen gösterdik" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Mayıs 2014 21:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Enerji Bakanlığı 114 adet kömür ocağı kapattı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, denetimi yapılan 114 kömür ocağının kapatıldığını belirterek, "Ruhsat sayısını son 4 yıl içinde 45 binden 21 bine düşürdük. Çantacıların kesinlikle bu sektörde bulunmamasına özen gösterdik" dedi.

Yıldız, TBMM Genel Kurulu'nda, Soma'daki maden faciasıyla ilgili olarak, kendisi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hakkında verilen gensoru önergelerinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde yaptığı konuşmanın başında, vefat edenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diledi.

Genel Kurul'da yaptığı konuşmalarda bir şeyin altını kalın çizgilerle çizdiğine dikkati çeken Yıldız, "eğer deprem, sel gibi bir doğal afet yoksa, orada kusur vardır" ifadesini kullandığını hatırlattı. Yıldız, şöyle devam etti:

"Bu kusurun tarafları kimlerdir? Tekrar söyledim, 'bunun idari, insanı, siyasi, hukuki, adli ve sosyal yanları vardır' diye söyledim. Bu işin siyasetinin başında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı vardır. Burada 'biz bütün işlemleri yanlızca kanunların bağladığı çerçeveyle değil, aynı zamanda dünya ve ahiret ölçülerimizle beraber tetkik ederek devam edeceğiz' dedik. Bunun özellikle altının çizilmesini, bunun yeterince dünya ve ahireti anlayanlar tarafından son derece hassasiyetle takip edildiğini de bilerek söylüyorum.

Bugün teknik nezaretçiler var bunun başında. Neler var bu sorumluluğun içinde? İç içe dört, beş daire çizelim. Dairenin merkezinden dışına doğru gittikçe sorumluluğun azaldığı veya tersi bir ifadeyle dairenin içine doğru gittikçe sorumluluğun arttığı bir mekanizma var. O mekanizma şunu söylüyor; eğer hizmet alımı yoluyla veya rödovansla ki buradaki hizmet alımı yoluyla yapılan bir işlemdir, işveren arkasından, teknik nezaretçi, teknik nezaretçi dediğimiz kamu adına özel sektörün yaptığı iştir, aynen yeminli mali müşavirliklerde olduğu gibi. Yeraltı madenciliğinde belli bir tecrübesi olanların, o tarzda kişilerin görev alabileceği yerdir. Ondan sonraki halka bakanlıklardır. Ondan sonraki halka hükümettir. Bütün bununla alakalı saydığım idari ve bütün hukuki yollar ne varsa bunların sonunu tek tek takip edeceğiz."

-"Eğer bir taksiratınız varsa bu vebale ne siz girersiniz ne de ben"

Konunun bir boyutunun da denetimler olduğuna işaret eden Yıldız, bununla alakalı kanun, yönetmelik ve mevzuatlar bulunduğunu, ancak tek başına yeterli olmadığını ifade etti. Bir başka boyutun ise işletmede refakat olduğunu anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

"Dünyanın her yanında başından sonuna kadar saydığım bütün bu halkaların birleşmesiyle beraber bu zincir oluşuyor. Biz Enerji Bakanlığı'nın en kolay şekilde şöyle idare edildiğini bilenlerdeniz; telefonunuzu açarsınız, ithal kömürün siparişini verirsiniz, 80 dolara istediğiniz limana indirirsiniz. Ama ne yerli istihdamı, ne yerli kömürü ne de 14,5 milyon ton civarında tespit ettiğiniz kömürle alakalı herhangi bir işlem yapmazsınız. Limana indiği 80 dolarda risk sıfırdır. Yerli üretim açısından, risk sıfırdır. Ama biz her yönüyle beraber değerlendiriyoruz. Türkiye'nin 106 milyon ton 2013 yılında tükettiği kömür vardır. 80 milyon tonunu yerli kömürden elde ettik. Bizim amacımız, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile alakalı hiçbir noktaya sıkıntı varmeksizin bunları yapmaktı. Bu kaza çok elim bir kazadır, çok büyük bir kazadır. Bunun her türlü sorumluluğuyla alakalı açık yürekli olduğumuzu ve bunu eleştirenlerden daha az bu acıyı, daha derinden hissetmediğimizi hiç kimse ifade edemez.

Bir çok yönüyle beraber bahsediyorum. Eğer bu zincirin halkalarından biri koparsa, niçin ABD'de, niçin Almanya'da, niçin Çin'de, Rusya'da sensörler bizim gibi konmuş? Bu işletmenin değişkenleri olabileceği için. Siz bir teftiş denetim yaparsınız, o konuyla alakalı bir eksiklik varsa sonuna kadar gideceğimizi söyledik, genel müdürlerim burada, kendilerinin yüzüne karşı söyledim, eğer bir taksiratınız varsa bu vebale ne siz girersiniz ne de ben. Herşeyi ortaya koymak durumundayız dedim."

-"Bunun haber niteliği zannediyorum yok"

Madendeki gazlardan herhangi birinin seviyesi değiştiğinde, bunların işletmeciler tarafından bilinmesi ve önleminin alınması gerektiğini vurgulayan Yıldız, "Hem Çalışma Bakanlığı hem de Enerji Bakanlığı'nın farklı gerekçelerle yaptığı denetimlerde Enerji Bakanlığı 114 adet kömür ocağı kapatmıştır. Bu yalnızca Enerji Bakanlığı denetiminde. Çalışma Bakanımız diğer rakamı da sundular. Bunun haber niteliği zannediyorum yok. Bunlar denetlendi ve kapatıldı. Ruhsat sayısını son 4 yıl içinde 45 binden 21 bine düşürdük. Çantacıların kesinlikle bu sektörde bulunmamasına özen gösterdik. Cumhurbaşkanlığı'mızın Devlet Denetleme ile alakalı yaptığı denetimlerin her birisini tek tek dikkate alıyoruz" diye konuştu.

-"Bizim başka bir kömürden üretme imkanımız yok"

Gensoru metninde metan gazı ifadesinin kullanıldığını hatırlatan Yıldız, "Metan gazından kaynaklanan herhangi bir sıkıntı burada yoktu. Olabilirdi de Zonguldak kömürü metandan dolayı, Soma kömürü de kızışmadan dolayı daha fazla bize sıkıntı açıyor" değerlendirmesinde bulundu.

ABD ve Almanya'da yerli kömürden üretilen elektriğin yüzde 43 oranında olduğunu söyleyen Yıldız, "Başkası yerli kömürden üretirken bizim başka bir kömürden üretme imkanımız yok. Ama bu işi doğru yapmak durumundayız" dedi.

-İhale ilanını gösterdi

Soma'daki facia konusunda yapılan konuşmalardaki yanlışlıkları gördüğünü, ancak müdahale etmediğini aktaran Yıldız, "Ufak bir yanlıştan bahsedeceğim. 'Bu maden kazasının olduğu işyeri ihalesiz olarak verildi' dediniz. Kavas arkadaşlardan rica ediyorum, bütün gruplara ve grubu olmayan partilere iki nüsha dağıttırıyorum. Bir nüsha da Sayın Kılıçdaroğlu'na düzenlenmiş bir tertiple beraber aktaracağım. 20 Nisan 2006, evraktan konuşuyorum. İhale ilanı. Bu ihale ilanı yapıldıktan sonra 8 Haziran 2006 tarihinde bu ihalenin yapılacağı söyleniyor. Daha sonra bu ihale yapılıyor" diye konuştu.

İhalede en uygun teklifin değerlendirildiğini anlatan Yıldız, "Şimdi siz yazılı, görsel basında ve yalnızca milletimizin izlediği, şuanda beni milletim izlemiyor saat 19.00'dan sonrasına düşmüş bulunuyorum, helali hoş olsun. Ama her tarafta bunu söylüyorsunuz. Ben bunu sizin genel başkanınıza ve grup başkanvekillerinize ilettiğimde ne tür bir cevap vereceksiniz? Bu doğru bir şey olur mu?" ifadelerini kullandı.

-"Lütfen beni AK Parti'li arkadaşlarım alkışlamasınlar"

Yıldız, bir muhalefet milletvekilinin Genel Kurul'daki konuşmasında iki işçinin isimlerini vererek, vefat eden bu işçilerin isimlerinin açıklanan listelerde olmadığını söylediğini, partisine mensup diğer milletvekillerinin de kendisini alkışladığını anlatarak, "Cevabını söylüyorum, lütfen beni AK Parti'li arkadaşlarım alkışlamasınlar, Özgür Şen, AFAD'ın listesinde hayatını kaybedenlerin 219. sırasında mevcuttur. Diğeri Muhammet değil, Mahmut Akbulut'tur. AFAD'ın listesinde 156. sırada yer almaktadır" dedi. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"303 sayısı fazla da 301 sayısı az mıdır? Hayır. 301 sayısı da fazladır, 31 sayısı da fazladır, 3 işçi kardeşimizin sayısı da fazladır. Burada yapılan bir kısım özensizlikler bizim konumuzu kapatamaz. Konu o kadar büyük ki bunun hem vicdani, hem insani hem de görevlerimizi ilgilendiren sorumlulukları var. Araştırma Komisyonu'nda AK Parti'den ve bütün muhalefet partilerinden arkadaşlar olacaklar. Aynı vebal ve sorumluluğu kendileri de hissedecekler. Sonuna kadar da onu kullanacaklar."

Yaşananların AK Parti ya da muhalefet açısından ayrı ayrı değerlendirilemeceğine işaret eden Yıldız, "Bir insanın görevinin bakanlık olması, vicdanının ve insanlığının daha önüne geçmez" dedi.

Yıldız'ın ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise Yıldız'ın konuşmasında bahsettiği Soma Maden Ocağı ile ilgili ihaleye kaç şirketin başvurduğunu, hangi şirketlerin tekliflerinin ön elemeyi geçtiğini ve ihalenin nasıl yapıldığını sordu.

Konuşmaların ardından TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, CHP ve HDP'nin Soma'daki maden faciasıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınmasını oylamaya sundu. Oylama sonucunda gensoru önergesinin gündeme alınması reddedildi.

Başkanvekili Yakut, Üstün Yetenekli Çocukların Keşfi, Eğitimleriyle İlgili Sorunların Tespiti ve Ülkemizin Gelişimine Katkı Sağlayacak Etkin İstihdamlarının Sağlanması Amacıyla Bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önerge ile Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergeleri görüşmek üzere, birleşimi, 27 Mayıs Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber