Bir savcı krizi daha...

Haber Giriş : 18 Haziran 2006 09:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İzmir Bayındır Savcısı Gültekin Avcı, piyasaya yeni çıkan kitabıyla ilgili olarak yaptığı açıklamalarda Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'e ağır eleştiriler yöneltti

Şemdinli'de Umut Kitabevi'ne yönelik bombalı saldırı olayını soruşturan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın hazırladığı iddianamenin ve meslekten ihracının ardından başlayan tartışmanın bir benzeri İzmir'de uç verdi. İzmir Bayındır Savcısı Gültekin Avcı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü "anarşiyi körüklemek"le suçladı.

1991'de başladığı mesleğini İzmir'in Bayındır ilçesinde sürdüren Avcı, Bugün gazetesine, piyasaya yeni çıkan ve önsözünü Prof. Dr. Mehmet Altan'ın kaleme aldığı "Karanlık İlişkiler" adlı kitabıyla ilgili açıklamalar yaptı. Avcı'nın, bir bölümü ileride önüne gelmesi muhtemel soruşturmalarda "ihsas-ı rey" anlamında yorumlanabilecek açıklamaları özetle şöyle:

'Özel harbin içindeyiz'

Ortada cereyan eden karanlık - operasyonel istihbarat hamleleri ve gayrı nizami harp oluşumlarının çürümüş illegal uzantıları söz konusudur. Ülkemiz bir özel harbin içindedir.

Sarıkaya demokratik bir cumhuriyette yaşadığına inanarak perdeyi aralamıştı. Militarist görünüm bu savcıyı da safdışı etmiştir. Bu millet askerin melek olduğuna inandırılmaya çalışılmaktadır.

Genelkurmay seri şekilde Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalıdır. Şemdinli soruşturması savcısı milletimizin gözü önünde işinden atılmıştır. Komuta kademesinin doğuştan masum olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.

Özkök'ün "Büyükanıt'tı, şimdi daha büyük anıt oldu" sözleri demokratik hukuk devletinde adli mekanizmaya meydan okumak ve hukuk devletini hiçe saymak demektir. Bu sözler yaptırıma çarptırılmadığı içindir ki, asker kişilerin isimleri hiçbir raporda yer almaz.
Genelkurmay'ın açıklaması ve Sarıkaya'yı aşağılayıcı beyanatı bir nevi muhtıradır. Tamamen totaliter bir hezeyan olan bu meydan okumalara maalesef Türk demokrasisi gereken cevabı verememiştir. İspanya kadar olamadık.

Savcımız hiçbir kusuru bulunmazken idam sehpasına çıkartıldı, halbuki hatırlarsınız, fişleme skandalı kamuoyuna aksettiğinde Genelkurmay Başkanı "kabahat varsa benimdir" dedi ve olay bitti. Ne Genelkurmay Başkanı Savaş Tanrısı Mars, ne Kara Kuvvetleri Komutanı Güneş Tanrısı Ammon'dur.

Adalet Bakanlığı inceliyor

Başbakan'ın istemediği bir kişinin Genelkurmay Başkanı olmasının önüne geçilmelidir.

Karanlık ilişkileri ve örgütleri aydınlatmak savaşımızda önce Allah'ın, sonra vatanperver, dürüst, namuslu insanların beni desteklemesini ve yol açmasını dilerim.

Adalet Bakanlığı'nın Avcı'nın kitabını incelemeye aldığı öğrenildi.

Askere ağır eleştiri

Askeri yargı kaldırılmalı, askerler de Türk milletinin bağrından çıkan savcılara kendilerini teslim etmelidir.
Özkök'ün Danıştay saldırısından sonraki sözleri kanun dışı olmasını bırakın, toplumu yeni provokasyonlara hazırlar gibi, anarşiyi körüklemek gibi demokrasi dışı eylemlere sürükleyici, teşvik ve takdir edici mahiyet taşımaktadır.

Görüntü oldukça nettir. Ordunun devlet içindeki zırhlı ve imtiyazlı yeri, bu kurumun asayiş ve terör olaylarında kullandığı metotları giz perdesi arkasında bırakmaktadır. Tabii ki bu zeminde kimi gayri meşru ve kanun dışı adımların sorgulanmasının önünde aşılmaz mânialar bulunmaktadır.

Asker sendromu ise ne yazık ki demokrasinin kanser olduğunun göstergesidir.
Başıma gelebileceklere karşı ekstra bir önlemim yok. Özgürlük ve demokratik toplum mücadelesinde aldığımız kılıç yaraları ölümden sonraki rütbelerimiz olacaktır.

DİNİ BROŞÜRE TAKİPSİZLİK VERDİ

Avcı'nın Muğla - Ortaca'da görev yaparken, bir din öğretmeninin öğrencilerine dağıttığı broşürlerle ilgili takipsizlik kararı verdiği belirlendi. Avcı, "ahiret havayollarından duyuru" adlı broşürün de yer aldığı broşürlerle ilgili kararında, bu bilgilerin Kuran'da ve hadislerde olduğunu belirtti.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber