İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü, beş anabilim dalının kapatılması ve asistan atanmamasına karşın kapanmamak için direniyor.
İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü, beş anabilim dalının kapatılması ve asistan atanmamasına karşın kapanmamak için direniyor.
Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun enstitüyü tamamen kapatmaya niyetli olduğunu iddia eden enstitü öğretim üyeleri, acil servisin kapatılması nedeniyle gelen pek çok hastanın geri çevrildiğini söyledi.
'Kendinize yer seçin'
İsminin yazılmaması kaydıyla Radikal'e bilgi veren enstitüden bir öğretim üyesi
ilk baypas ve bir günlük bebeğe bile kalp ameliyatının yapıldığı enstitünün
inişe geçişinin Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun rektörlüğünün ikinci döneminde
başladığını belirtti.
Öğretim üyesinin verdiği bilgilere göre, enstitünün
kapatılmasına giden yol, beş anabilim dalının kapatılmasıyla başladı. Bu
uygulamadan sonra 12 Ağustos 2002' de Alemdaroğlu'nun çağrısıyla rektörlükte
öğretim üyeleriyle yapılan toplantı da bunun devamı niteliğindeydi. Alemdaroğlu,
burada enstitünün devamının mümkün olmadığını belirterek, tüm öğretim üyesi ve
uzmanların kendilerine yer seçmelerini söyledi.
Bazı öğretim üyeleri dilekçe vererek tayin olmak istedikleri yeri belirtti,
bazıları ise girişimde bulunmadı. Bunun sonucunda ağustos, eylül ve kasım
aylarında 12 öğretim üyesi İÜ Cerrahpaşa ve İstanbul Tıp Fakültesi'nin çeşitli
bölümlerine gönderildi.
Personele tırpan
O dönemde Cerrahpaşa'ya atanan bir öğretim üyesi, "Oda bir yana, oturacak
yerimiz bile yoktu. Koridorda dolaşıyorduk" dedi. Bu uygulama karşısında bazı
öğretim üyeleri dava yoluna giderek enstitüye dönebildi. Enstitünün normal
koşullarda 550 olan personel sayısı ise 50 civarına düşürüldü.
Enstitünün ayakta durması için asistan alınması gerekirken pek çok kez
rektörlüğe yapılan başvurular sonuçsuz kaldı. Bu yüzden profesörler geceleri
nöbete kalıyor, ameliyattan ameliyata koşuyor.
Enstitü mahkemelik
Kardiyoloji Enstitüsü'nün kardiyolojik temel bilimleri, kardiyoloji, preventif
ve epidemiyolojik kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, anesteziyoloji ve
reanimasyon anabilim dallarının 2002'de kapatılmasının ardından öğretim üyeleri
İstanbul 2. İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması için dava açtı. Mahkeme,
23 Nisan 2003'te oybirliğiyle yürütmeyi durdurmasına karşın söz konusu bölümler
bugüne kadar açılmadı. Tam aksine rektörlük, kan merkezi ve acil servisi de
kapattı.
Radikal'e bilgi veren öğretim üyesi, acile gelen çok sayıda hastanın geri
çevrildiğini ve mağdur olduklarını söyledi. İddialar ve enstitünün durumuyla
ilgili ulaşmaya çalıştığımız rektör Alemdaroğlu ve yardımcısı Prof. Dr. Nur
Serter ise telefonlarımıza çıkmadı.
Ameliyatlar azaldı
Enstitü üzerindeki karabulutlar nedeniyle normalde yılda yapılan 700 kalp
ameliyatı sayısı da 365'e düştü. Tüm olumsuzluklara karşın ayakta durmaya
çalışan enstitünün bu haliyle bile kâr getirdiğini belirten öğretim üyesi,
enstitünün kriz yılı olan 2001'de 3 trilyon 230 milyar, 2002'de ise 10 trilyon
lira ciro ve net 3.5 trilyon lira kâr ettiğini ifade etti.
Çalışanların maaşlarını ödemek dışında bir maliyeti olmadığı belirtilen
enstitüden kazanılan paralar ise Çapa ve Cerrahpaşa tıp fakültelerine
aktarılıyor.
Eski günlere özlem
Alemdaroğlu'nun uygulamalarına Kemal Gürüz'ün seyirci kaldığını iddia eden
öğretim üyeleri yeni YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç'in sorunu çözebileceğini
düşünüyor. Yargı kararlarının uygulanmasında hassas olan Teziç'in tavrıyla
enstitünün eski günlerine dönebileceğini belirten öğretim üyeleri, tekrar
yetenekli kardiyologlar yetiştirilmesini istiyor.
İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü' nün temelleri Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi
Haseki Hürrem Sultan külliyesine dayanıyor. Atatürk'e "Beni Türk hekimlerine
emanet ediniz" özdeyişini söyleten Atatürk'ün doktoru Prof. Dr. Akil Muhtar
Özden tarafından Haseki Tedavi Kliniği olarak örgütlenmiş ve hizmet vermiş bir
kurum. Tıpta sayısız başarılı doktor yetiştiren kurum 1976-79 yıllarında
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne bağlı olarak kuruldu. 1983'te İÜ'ye bağlandı.
1985'ten itibaren kalp ameliyatı yapılıyor.
Radikal