Şemdinli davasının gerekçeli kararında ŞOK

Haber Giriş : 18 Temmuz 2006 08:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Şemdinli Davası'nın gerekçeli kararında mahkeme, "İki astsubayın bu olayda tek başlarına olması, olanak dışı. Daha yüksek görevliler olmadan eylemi yapamazlardı" denildi. Kararda üst görevlilere ulaşılamadığı belirtilerek, "Şayet var ise devletin yetkili kurumları gereğini yapmalı" uyarısına yer verildi.

ŞEMDİNLİ Davası'nın gerekçeli kararı açıklandı. Kararda son derece ciddi bir uyarıya yer verilerek, 39 yıl 5 ay hüküm giyen Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in yalnız olamayacakları ve üst rütbelilerin de bulunduğu bir örgütte yer almaları gerektiği belirtildi. Mahkeme, soruşturma ve yargılama sürecinde bu üst rütbelilere ulaşılamadığını da vurgulayarak verilen hükmün Susurluk Olayı ve Yargıtay'ın bu konudaki kararının örnek alınarak verildiğinin altını çizdi.

YALNIZ OLAMAZLAR

144 sayfalık kararda sanık astubsayların, astlık-üstlük ilişkisi, konumları, iç disiplini nedeniyle örgüt içinde yalnız olamayacakları ve daha yüksek görevlilerin himayesi ve katılımı olmadan bu eylemi yapamayacakları bildirildi. Kararda, sanıkların örgüt kurmak ve yönetmekten değil, kurulan örgüte üye olmak ve amaçları doğrultusunda faaliyette bulunmak suçunu işledikleri vurgulandı.

ULAŞAMADIK

Emir komuta zinciri içindeki sanıkların eylemi tek başlarına planlama ve uygulamalarının olanak dışı olduğu belirtilen kararda özetle şu noktalara dikkat çekildi:

"Olayın derinliği çok yönlü araştırmayı gerekli kılmaktadır. Ancak, ilişkilerin çözülmesinin, bölgedeki diğer görevlileri de kapsayacak ölçüde güç ve karmaşık olduğunu, bu kişilerin varlığı tespit edilememiş, var ise de kendilerine ulaşılamamıştır. Şayet var ise, sanıklar dışında bunlara yardım eden kişilerin yargı önüne çıkarılmaları görevi devletin yetkili organlarındadır. Jandarma teşkilatında görevli olan sanıklar, yanlarına bir itirafçıyı alarak terörle mücadele adı altında yola çıkmışlardır. Bir süre sonra yasaların kendilerine yetki verdiği alanlarda her türlü yasa dışılığı meşru saymaya başlamışlardır. Yeterli delil elde edilemediğinden, terörle mücadeleye yönelik olduğu kabul edilen amaçları için tam bir sorumsuzlukla yasadışı her yöntemle ve tam işbirliğiyle çeteleşme sürecine girmişlerdir"

SUSURLUK BENZETMESİ

Kararda, Şemdinli Davası'nın, Susurluk Davası'nın benzeri bir olay olduğu belirtilerek, Yargıtay'ın Susurluk Davası'nda verdiği karar da emsal olarak gösterildi. Mahkemenin Şemdinli Kararı'nda, Susurluk kararında da yer alan, "katliam sanığı ve hükümlüsünü de alarak tam bir dayanışma ve işbirliği içinde hareket edip çeteleşme sürecine girmeleriyle, suç tarihindeki TCK'nun 313. maddesindeki suçu oluşturmasının ötesinde, Anayasanın 6. maddesindeki, 'Hiç kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan devlet yetkisi kullanamaz' hükmüne karşın bir örgütlenme ve yetki kullanımı yoluna gittikleri görülmüştür ifadesine" yer verildi.

Ödüller delil sayıldı

GEREKÇELİ kararda Astsubay Ali Kaya'ya daha önce verilen 23 ödülün sanığın görev alanı dışında çalıştığına delil sayıldı. Şöyle denildi: "Görevlendirmelerinin ve buna dayalı olarak yerine getirip karşılığında ödüllendirilmiş bulunduğu anlaşılan görev ve faaliyetlerinin Jandarma İstihbarat görevinin sınırları dışına taşmış bulunduğu görülmektedir."

PKK bombası ile aynı

OlaydaKİ el bombalarının üzerinde HGR Z DM 72 LOS FMP ibarelerinin Alman DM 41 savunma tipi el bombalarına ait olup, mühimmatın J.G.K. envanterinde bulunmadığı, NATO üyesi ülkelerin silahlı kuvvetleri, güvenlik kuvvetleri ve ne şekilde temin edildiği bilinmemekle birlikte bölücü terör örgütü PKK tarafından da kullanılmakta olduğu, bunların kullanılmasıyla 1996-2005 arasında toplam 174 ayrı olayın gerçekleştirildiği anlaşılmıştır."

hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber