Şemdinli davasının gerekçeli kararında ŞOK
Şemdinli Davası'nın gerekçeli kararında mahkeme, "İki
astsubayın bu olayda tek başlarına olması, olanak dışı. Daha yüksek görevliler
olmadan eylemi yapamazlardı" denildi. Kararda üst görevlilere ulaşılamadığı
belirtilerek, "Şayet var ise devletin yetkili kurumları gereğini yapmalı"
uyarısına yer verildi.
ŞEMDİNLİ Davası'nın gerekçeli kararı açıklandı. Kararda son derece ciddi bir
uyarıya yer verilerek, 39 yıl 5 ay hüküm giyen Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in
yalnız olamayacakları ve üst rütbelilerin de bulunduğu bir örgütte yer almaları
gerektiği belirtildi. Mahkeme, soruşturma ve yargılama sürecinde bu üst
rütbelilere ulaşılamadığını da vurgulayarak verilen hükmün Susurluk Olayı ve
Yargıtay'ın bu konudaki kararının örnek alınarak verildiğinin altını çizdi.
YALNIZ OLAMAZLAR
144 sayfalık kararda sanık astubsayların, astlık-üstlük ilişkisi, konumları, iç
disiplini nedeniyle örgüt içinde yalnız olamayacakları ve daha yüksek
görevlilerin himayesi ve katılımı olmadan bu eylemi yapamayacakları bildirildi.
Kararda, sanıkların örgüt kurmak ve yönetmekten değil, kurulan örgüte üye olmak
ve amaçları doğrultusunda faaliyette bulunmak suçunu işledikleri vurgulandı.
ULAŞAMADIK
Emir komuta zinciri içindeki sanıkların eylemi tek başlarına planlama ve
uygulamalarının olanak dışı olduğu belirtilen kararda özetle şu noktalara dikkat
çekildi:
"Olayın derinliği çok yönlü araştırmayı gerekli kılmaktadır. Ancak, ilişkilerin
çözülmesinin, bölgedeki diğer görevlileri de kapsayacak ölçüde güç ve karmaşık
olduğunu, bu kişilerin varlığı tespit edilememiş, var ise de kendilerine
ulaşılamamıştır. Şayet var ise, sanıklar dışında bunlara yardım eden kişilerin
yargı önüne çıkarılmaları görevi devletin yetkili organlarındadır. Jandarma
teşkilatında görevli olan sanıklar, yanlarına bir itirafçıyı alarak terörle
mücadele adı altında yola çıkmışlardır. Bir süre sonra yasaların kendilerine
yetki verdiği alanlarda her türlü yasa dışılığı meşru saymaya başlamışlardır.
Yeterli delil elde edilemediğinden, terörle mücadeleye yönelik olduğu kabul
edilen amaçları için tam bir sorumsuzlukla yasadışı her yöntemle ve tam
işbirliğiyle çeteleşme sürecine girmişlerdir"
SUSURLUK BENZETMESİ
Kararda, Şemdinli Davası'nın, Susurluk Davası'nın benzeri bir olay olduğu
belirtilerek, Yargıtay'ın Susurluk Davası'nda verdiği karar da emsal olarak
gösterildi. Mahkemenin Şemdinli Kararı'nda, Susurluk kararında da yer alan,
"katliam sanığı ve hükümlüsünü de alarak tam bir dayanışma ve işbirliği içinde
hareket edip çeteleşme sürecine girmeleriyle, suç tarihindeki TCK'nun 313.
maddesindeki suçu oluşturmasının ötesinde, Anayasanın 6. maddesindeki, 'Hiç
kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan devlet yetkisi kullanamaz'
hükmüne karşın bir örgütlenme ve yetki kullanımı yoluna gittikleri görülmüştür
ifadesine" yer verildi.
Ödüller delil sayıldı
GEREKÇELİ kararda Astsubay Ali Kaya'ya daha önce verilen 23 ödülün sanığın görev
alanı dışında çalıştığına delil sayıldı. Şöyle denildi: "Görevlendirmelerinin ve
buna dayalı olarak yerine getirip karşılığında ödüllendirilmiş bulunduğu
anlaşılan görev ve faaliyetlerinin Jandarma İstihbarat görevinin sınırları
dışına taşmış bulunduğu görülmektedir."
PKK bombası ile aynı
OlaydaKİ el bombalarının üzerinde HGR Z DM 72 LOS FMP ibarelerinin Alman DM 41
savunma tipi el bombalarına ait olup, mühimmatın J.G.K. envanterinde
bulunmadığı, NATO üyesi ülkelerin silahlı kuvvetleri, güvenlik kuvvetleri ve ne
şekilde temin edildiği bilinmemekle birlikte bölücü terör örgütü PKK tarafından da kullanılmakta olduğu, bunların kullanılmasıyla 1996-2005 arasında toplam 174 ayrı olayın gerçekleştirildiği anlaşılmıştır."
hürriyet