Davutoğlu: Erdoğan başkanlık etti diye gücüm azalmaz

Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na başkanlık edecek olmasına değinen Başbakan Davutoğlu, "O toplantı yapıldı diye de Türkiye'de ne başbakanın gücü azalır, ne de cumhurbaşkanının herhangi bir şekilde devletin tümünü temsil etme rolünde bir eksilme olur" dedi

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 17 Ocak 2015 08:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Davutoğlu: Erdoğan başkanlık etti diye gücüm azalmaz

Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün NTV ve star ortak yayınına katıldı. Davutoğlu özetle şunları söyledi:

* FİKİR HÜRRİYETİNİN ÖTESİNDE SAYGI HÜRRİYETSİZLİĞİ: (Cumhuriyet gazetesine yönelen baskıya ilişkin) Türkiye'de maalesef bir gazetemizin tam bir duyarsızlıkla bir hakaret ifadesi... Burada ince bir hile var. Bana haber geldiğinde, bazı arkadaşlar gazeteyle temas kurdu. Hassasiyet anlatılmaya çalışıldı, sadece fikir özgürlüğü hassasiyeti değil güvenlik hassasiyeti de... Eğer birisi benim hiç benimsemediğim bir başka dine de hakaret etse aynı tavrı alırdım. Veya bir şekilde siyasi muhalifime küfredilse onlar kadar onların haklarını savunurum. 1,5 milyar insanın inandığı, hepimizin onurunu kendi onurundan aziz gördüğümüz bir şahsiyetle ilgili hakaret edilmesine izin veremeyiz. Talebimiz saygıdır.

* KENDİ TAHRİKLERİNİ GÖZARDI EDİYOR: Ateist olabilirsiniz ama hakaret etme konusunda özgürlük dediğinizde, başkaları da sizin önem verdiğiniz şeylere hakaret etmeye başlar. Bu gazete 'Başbakan tahrik ediyor' diyor, kendi yaptıkları tahriki gözardı ederek. Kastettiğim tamamıyla bu gazeteyi de korumaya dönük güvenlik tedbiri. Durdurulması, kontrol edilmesi ise... Yayın aşamasına kadar müdahale olmuyor ama dağıtılma aşamasına geldiğinde herkesin toplumsal gerginliği engellemek bakımından sorumlulukları var. Geçmişte bu konularda acılı örnekler yaşadık.

* İKİYÜZLÜLÜĞE TEPKİ NORMAL: (Netanyahu'ya yönelik eleştiri) Paris'te ölenlere taziye gösterdik ama Müslümanların da Filistinlilerin de aynı dayanışmayı görmeyi talep etmek haklarıdır. Gazze'de yaşananlar ortada. Paris'te arz-ı endam edip barış için yürüyeceksiniz... Bu ikiyüzlülüğe tepki göstermemiz normaldir. Birileri de bizim varlığımızdan rahatsız olmuş iseler cevap hakkımız doğar. İnsanlık onuru neyi gerektiriyorsa onu yaptık, Netanyahu'dan izin alacak değiliz.

* SEÇİMİ KAYBEDECEĞİMİZİ BİLSEK ADIM ATARIZ: Çözüm süreci gibi bir süreçte bırakın seçimi, bu akşam bir şey olacak dense herşeyi terk eder, onu yaparız. Silahsızlanma noktasına gelinse, seçimi kaybedeceğimizi bilsek, Türkiye'nin geleceğini kazanmak için bir an tereddüt etmeden o adımı atarız. Dolayısıyla bir geciktirme olmaz, ama işin doğasını zorlamak doğru değil. Cizre kamu düzeninin ülkenin her bir köşesinde ihdas etme konusunda bir testtir. Kürtçe bu toplumun asli dillerinden biri. İzleme Komitesi adı olmadan, bu meseleyle kendini ilişkili gören STK'ların, partilerin yer aldığı daha geniş bir platform oluşturma anlamında belki yeni tanımlar ortaya koyarız.

* Anayasa CUMHURBAŞKANI TOPLAR DİYOR: (Bakanlar Kurulu'na Erdoğan'ın başkanlık etmesi) Anayasa açık bir şekilde cumhurbaşkanı gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'nu toplar diyor. Bu ilk defa olmuyor, 1960'tan bu yana Sezer ve Gül hariç, hepsi Bakanlar Kurulu'na başkanlık yapmış. Bahçeli bunun üzerinden beni tahrik etmeye çalıştı. Ben ve cumhurbaşkanım arasında ihtilaf çıkarabilmek için. Kendisinin Demirel başkanlığında çekilmiş ortak kabine toplantısı var. İlk defa oluyormuş gibi rejim, sistem değişikliğine atıfla saptırmaya çalışmak doğru değil. Cumhurbaşkanımızla benim arama başka faktörü sokmayacağımı söyledim, kimse küçük ayak oyunlarına kalkışmasın. Bu bir vefa, sadakat, karşılıklı saygıya ve kardeşliğe dayanan bir hukuktur. Anayasal düzen neyi gerektiriyorsa, onun gerektirdiği güç paylaşımı veya yetki neyse o uygulanır. Ne eksiği ne fazlası.

Bunun içinde cumhurbaşkanımızın toplantıya çağırma yetkisi varsa o toplantı yapılır. O toplantı yapıldı diye de Türkiye'de ne başbakanın gücü azalır, ne de cumhurbaşkanının herhangi bir şekilde devletin tümünü temsil etme rolünde bir eksilme olur.

Cumhurbaşkanımız siyasetin bir tarafı değildir, siyasetin üstündedir ama büyük bir devlet tecrübesiyle 12 yılda ülkemizi nereden nereye getirdiği herkesin malumudur. Böyle bir tecrübeden istifade etmemiz doğaldır. Etik olarak dayandığı zemin açıktır, hukuki olarak da çerçevesi tanımlanmış bir ilişkidir. Bunun ötesinde yapılacak her türlü yorum ART niyetlidir.

'Birileri devletle halkı karşı karşıya getirmek istiyor'

* DİCLE'NİN MESAJLARI OLMASI GEREKENLERDİR: Çözüm sürecini engellemek isteyen ve Türkiye'yi Suriye ve Irak benzeri kaosa sürüklemek isteyen çok taraf var, bazen provoke edebiliyor. Cizre kritik. Suriye olaylarını Cizre'ye yansıtmak için hesap içine girdiler. Hatip Dicle'nin mesajları olması gerekenlerdir. 12 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. Hepimiz üzgünüz, hemen bir provokasyon polis kurşunu dendi. İçişleri Bakanı'nı aradım, gaz, su bile kullanılmadı dedi. Ortaya çıktı av tüfeğiyle vurulmuş. Birilerinin devletle halkı karşı karşıya getirmek için nasıl çaba gösterebileceğini ortaya koyuyor.

'Hat insana ilham verir'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hat sanatçısı Hasan Çelebi'nin sergi açılışında konuştu. Açılışta konuşan Davutoğlu, sanatın, en güzel, estetik şekilde yansıdığı zaman insanlar üzerinde manevi etki yarattığını söyleyerek, "Bu sanatlar içinde hat, özel olarak bizatihi kendi içinde metafizik ile fiziğin buluştuğu, Kitap ve kağıt üzerinde vahyin tecelli ettiği bir alan olmak itibarıyla hepimiz için sadece sanat yönüyle değil, bu yönüyle de varoluş alemimize, varoluşumuza anlam katan bir sanattır" diye konuştu.

Akademik çalışmalarını yaptığı odada, kütüphanesinde mutlaka bazı hat sanatı eserleri bulundurduğunu, özellikle de ondan ilham alarak çalışmalarında bir şekilde manevi atmosfere girmeyi gerekli gördüğünü aktaran Davutoğlu, "Mesela 'Edep ya hu' yazan bir salona edebe mugayir bir tavırla girmek mümkün olur mu? Mesela ki odamda vardı, 'Ah teslimiyet' diye yazan bir yeni neslin bilgisayarla, laptopla büyüdüğünü ifade eden Davutoğlu, "Sahaflarda kağıt kokusunu almamış birinden ne kadar çok laptop taşırsa taşısın veya bilgisayar, ilim adamı çıkmaz ben bu inançtayım. Biraz gelenekçi gelebilir bu ama kitap kokusunun, kağıt kokusunun şifa olduğuna inanırım" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber