Uzman ebelik geliyor

AK Parti Konya Milletvekili Özkul ve milletvekili arkadaşlarının imzasıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Ocak 2015 18:31, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
Uzman ebelik geliyor

AK Parti Konya Milletvekili Kerim Özkul ve milletvekili arkadaşlarının imzasıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.


Teklifin tam metni için tıklayınız.


Teklife göre, lisans mezunu ebeler meslekleriyle ilgili lisansüstü eğitim alarak uzmanlaştıktan ve diplomaları Sağlık Bakanlığınca tescil edildikten sonra "uzman ebe" olarak çalışacak.

Ebeler meslekleri ile ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda belirlenecek esaslar çerçevesinde yetki belgesi alacak. Yetki belgesi alınacak eğitim programlarının düzenlenmesi, uygulanması, koordinasyonu, belgelendirme ve tescili, kredilendirme ve yetki belgelerinin iptali gibi hususlar ile uzman ebelerin ve yetki belgesi alanların görev, yetki ve sorumlulukları Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek.

İstanbul'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kuruluyor. Daha önceki teklifte, üniversitenin mütevelli heyetinde Sağlık Bakanı bulunması tartışma yaratmıştı. Bu teklife göre, tartışma yaratan mütevelli heyetinde Sağlık Bakanı yerine Sağlık Bakanlığı Müsteşarı yer alacak.

Teklifle, 6428 sayılı Sağlık Bakanlığı'nca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Hakkında Kanun'un sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında doğabilecek hukuki ihtilaflarda Türk hukuku uygulanması ve ihtilafların çözümünde Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin görevli ve yetkili olmasına ilişkin maddede düzenleme yapılacak. Böylece davalar Türkiye'de görülmese bile taraflar ihtilafın esasına Türk hukukunun uygulanması kaydıyla ihtilafın Milletlerarası Tahkim Kanunu çerçevesinde çözümlenebileceğini kararlaştırabilecekler.

Elektrikte kayıp kaçağa ilişkin düzenleme

Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen geçici madde ile dağıtım sistemindeki kayıpların azaltılmasına ilişkin tedbirler belirlenecek.

Buna göre, 1 Ocak 2016 tarihine kadar, teknik ve teknik olmayan kayıplarının oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde, diğer dağıtım bölgelerinden farklı düzenlemeler yapılmasına, hedef kayıp-kaçak oranlarının bir önceki yılın gerçekleşmeleri dikkate alınarak ve sonraki uygulama dönemleri de dahil olmak üzere yeniden belirlenmesine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu yetkili olacak.

Teklif ile 638 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede taşra teşkilatı ve bağlı kuruluşlarla iilişkiler maddesi yeniden düzenlenecek.

Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri özel bütçeli olup gelirleri, genel bütçeden yapılacak yardımlar, bağlı kuruluşlardan aktarılacak ödenekler, bağlı kuruluşlara ait taşınır ve taşınmazların satış ve kiralanmasından veya işletilmesinden elde edilen gelirler, bağış, yardım ve vasiyetler, görev alanları ile ilgili olarak verilecek kurs, seminer, eğitim, araştırma, yayın, danışmanlık ve benzer hizmetlerden ve kayıt, izin, ruhsat, sertifikasyon belgelendirmelerinden elde edilen gelirlerden, bütçe gelirlerinin değerlendirilmesinden elde edilen gelirlerden ve diğer gelirlerden oluşacak.

İl müdürlüklerinin özel bütçesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü özel bütçesi olarak kabul edilecek ve harcama yetkilisi görevi Gençlik ve Spor İl Müdürü tarafından yerine getirilecek. İl bütçesinden ilçe müdürlükleri ile gençlik merkezi ve yurt müdürlüklerine harcama yetkilisi tarafından ödenek tahsis edilecek.

Bakanlık ile Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri; yurt, spor tesisi, her türlü gençlik ve eğitim tesisleri yapmaya, yaptırmaya, işletmeye, kiralamaya, tahsise ve gayri ayni hak tesisi iş ve işlemlerini yapmaya yetkili olacak. Bu amaçla Bakanlık ve bağlı kuruluşların bütçe, taşınmaz, personel ve diğer imkan ve kabiliyetlerini kullanabilecek.

Komisyon tarafından yerine getirilecek

"Gençlik Hizmetleri ve Spor il müdürlükleri ve ilçe müdürlükleri ile müdürleri"ne yapılan atıflar, gençlik faaliyetleri için "Gençlik müdürlükleri ve müdürleri"ne, spor faaliyetleri için "Spor müdürlükleri ve ilçe müdürlükleri ile müdürleri"ne, "Kredi ve Yurtlar Kurumu bölge müdürlükleri ve müdürü"ne yapılan atıflar ise "Kredi ve Yurtlar müdürlükleri ve müdürü"ne yapılmış sayılacak.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü bölge müdürlüklerinin kullanımında olan her türlü taşınır ile taşıt, araç, gereç ve malzeme, varsa her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile personeli hiçbir işleme gerek kalmaksızın Kredi ve Yurtlar müdürlüklerine devredilecek.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü bölge müdürlüklerinin devri sebebiyle gerçekleştirilen, kapatma, devir, personel geçişi ve nakli, diğer geçiş işlemleri ile kadro, demirbaş devri ve benzeri hususlar kurulacak bir komisyon tarafından yerine getirilecek.

Spor Genel Müdürlüğü taşra teşkilatına dahil olan Gençlik Merkezi müdürlükleri ve gençlik kampları ile gençlik ve eğitim tesislerine ait taşınır, araç, gereç, doküman ve mevcut kadroları ile birlikte personeli Gençlik ve Spor il müdürlüğüne hiç bir işleme gerek kalmaksızın devredilmiş ve taşınmazlar tahsis edilmiş sayılacak.

Spor Genel Müdürlüğü'nden 2015 yılı için gençlik merkezlerine ayrılan ödenekler Gençlik ve Spor il müdürlükleri tarafından kullanılacak.

Gençlik ve Spor il müdürlükleri ile Kredi ve Yurtlar müdürlükleri ve Spor müdürlüklerinin 2015 yılı harcamaları Bakanlık ve Spor Genel Müdürlüğü ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün 2015 yılı bütçelerinden karşılanacak.

Bakanlık taşra teşkilatının gelirleri, harcamaları, taşınır ve taşınmaz edinme, kiralama, tahsis, yönetim, kullanma, elden çıkarma ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi dahil taşınır ve taşınmaz işlemleri ile işleyişe ilişkin diğer hususlarda, Bakanlık bağlı kuruluşlarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi oldukları mevzuatın uygulanmasına devam edilecek.

Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetinden elde edilen gelirler

Teklifte, Bakan'ın, Bakanlıkça, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetinden aldığı gelirden ödeme yaptırmaya yetkili olduğu alanlar şöyle sıralandı:

"-Savaş, iç savaş, terör, kargaşa ve benzeri olağanüstü koşullara sahip ülkelerde uluslararası taşıma yaparken saldırıya uğrayıp hayatını kaybeden şoför ve beraberindeki Türk vatandaşlarının varislerine 40 bin liraya kadar,

-Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi'nin mali imkanları ölçüsünde olmak üzere; ticari yolcu ve eşya taşımalarında kullanılan otobüs, minibüs, kamyonet, traktör, kamyon, tanker ve çekicilerden yaşları ilgili mevzuatın getirdiği yaş sınırının üzerinde olanları devir almaya, devir alınan taşıtların sahiplerine,

-Milli Gemi Sicili veya Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı ticari yük taşımalarında kullanılan gemilerden cins ve nitelikleri Bakanlıkça belirlenenlerin hurdaya ayrılarak yerlerine Türk Bayraklı işletilerek ve asgari 5 yıl satılmamak şartıyla inşa edilecek yeni gemilerin finansmanında kullanılmak ve hurda bedelini aşmamak üzere nakdi, ödeme yaptırmaya olacak"

Döner Sermaye İşletmesi, devir alınan taşıtları yurtiçi ve yurtdışındaki gerçek ya da tüzel kişilere satış, hibe, devir ve benzeri yöntemlerle değerlendirebilecek. Bu işlemlerden elde edilen gelirler Döner Sermaye İşletmesine gelir olarak kaydedilecek.

Teklif, YÖK için 1128, Gençlik ve Spor Bakanlığı için 850 kadro ihdasını öngörüyor.

29 maddelik teklif, daha önce veriler tekliflerle benzer maddeleri de içeriyor.


KANUN GEREKÇELERİ

Ülkemizde ekonomik ve sosyal gelişim hızla sağlanmakta, bu noktada değişim dinamiklerine uyumun sağlanması amacıyla mevzuatın sürekli gözden geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu kapsamda eğitimden kentsel dönüşüme uzanan kamu hizmetleri alanlarında ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması amacıyla birçok Kanunda düzenleme yapılması gerekliliği doğmaktadır. Bu Kanun Teklifi ile,

- Ebelik hizmetlerinde kalite ve standardın yükseltilebilmesi amacıyla lisans mezunu ebelerin, meslekleriyle ilgili lisansüstü eğitim alarak uzmanlaşmaları ve uzman ebe olarak çalışmaları öngörülmektedir. Yine daha etkin ve kaliteli hizmet verebilmeleri için ebelerin, meslekleri ile ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda ilave eğitimlerle bu alanlarda mesleki uygulamalarda bulunmak üzere yetki belgesi alabilmelerine imkan sağlanmaktadır.

-Bilindiği üzere, 1/3/2014 tarihli ve 6528 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 12 nci maddesi ile 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumlan Kanununa eklenen geçici 5 inci madde gereğince, özel dershanelerin faaliyetleri 1/9/2015 tarihinden itibaren sona erecektir. Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme kurslannda görev alacak yönetici ve öğretmenlerin bir saat için alacakları net ek ders ücreti miktarı bugün itibarıyla 9,08 TL ile 9,73 TL arasında değişmektedir. Yapılması düşünülen değişiklik sonucunda söz konusu ücretlerin 18 TL ile 20 TL'ye çıkarılması öngörülmektedir. Bu bağlamda teklifle; söz konusu kurslarda görev alacak yönetici ve öğretmenlerin teşvik edilmeleri ve görevlerini daha etkin ve verimli bir şekilde yürütmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır.

-1606 sayılı Bazı Demek ve Kurumların Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanunla, bazı demekler ile kurumlara her türlü vergi, resim ve harçtan muafiyet sağlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinde ise gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olmasının, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmamasının, vergiden muaf olup olmamasının ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmamasının, mevduat faizlerinden yapılan vergi kesintileri de dahil olmak üzere anılan madde uyarınca yapılacak vergi kesintilerini etkilemeyeceği hüküm altına alınmış olup söz konusu madde uyarınca kesilen vergilerin, vergi muafiyeti bulunan kişi veya kurumlar açısından nihai vergi olması amaçlanmıştır. Diğer taraftan, 1606 sayılı Kanunla vergi muafiyeti tanınan kurum ve kuruluşlarca elde edilen ve Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulması gereken kazanç ve iratlar hakkında kaynakta yapılan söz konusu vergi kesintilerine ilişkin olarak yargı mercilerinde doğan ihtilaflar neticesinde, benzer şekilde vergi muafiyeti bulunmakla birlikte anılan geçici madde kapsamında gelirlerinden vergi kesintisi yapılan kurum ve kuruluşlar arasında eşitsizlikler doğabilmektedir. Bu eşitsizliği gidermek maksadıyla 1606 sayılı

Kanunda değişiklik yapılması zarureti doğmuş bulunmaktadır. Bu bağlamda, maddeyle yapılan değişiklikle, 1606 sayılı Kanun kapsamına giren bazı demek ve kurumların Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamına giren gelirleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı hususuna açıklık kazandırılmaktadır.

- Sağlık bilimleri alanına odaklanmış Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir Devlet üniversitesi kurulması amaçlanmış, Üniversitenin kurulan fakülte ve enstitülerine yer verilmiş, Üniversitenin yönetim organları arasına Mütevelli Heyet eklenerek daha etkin bir şekilde çalışması amaçlanmıştır. Ayrıca, ülkemizin ilk modem tıp fakültesi olan Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane için inşa edilen ve uzun yıllar tıp fakültesi olarak hizmet veren ve halen Marmara Üniversitesine tahsisli olan Haydarpaşa Kampüsünün yeni kurulan Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilmesiyle, büyük mimari değeri yanında ülkemizde tıp eğitimi alanında tarihten gelen özel bir konumu da bulunan bu binanın tarihi misyonunu yansıtan bir işlev kazanması amaçlanmıştır. Bu misyonuna uygun olarak tarihi adıyla birlikte yaşatılması amacıyla Kampüsün ilk kurulduğu adla hizmet vermek üzere yeni kurulan Üniversiteye tahsisi sağlanmıştır.

- Kurulacak Üniversitenin 5018 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı cetvele de eklenmesi ve 78 ve 190 sayılı KHK'lere üniversiteye ilişkin kadro ihdası amaçlanmıştır.

-2942 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine 6552 sayılı Kanunla fıkra eklenmiş ve maliklerinin mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmemesi, can ve mal güvenliği bakımından gerekli önlemlerin alınması kaydıyla, kamu yararına dayalı olarak taşınmazların üstünde teleferik ve benzeri ulaşım hatları ile her türlü köprü, taşınmazların altında metro ve benzeri raylı taşıma sistemleri yapılabileceği öngörülmüştür. Teklifle fıkraya "tünel" ibaresi eklenmektedir.

- Türk Kızılay'ını kapsayan 1606 sayılı Kanun özel bir düzenleme olarak, sadece vergi istisna veya muafiyeti tanımlayan bir Kanun değil, aynı zamanda Kanunda sayılan kurumların vergi kanunları karşısındaki statülerini tayin eden bir Kanundur. Dolayısıyla Türk Kızılay'ının 1606 sayılı Kanundan kaynaklanan vergi muafiyetini (5904 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra iktisadi işletmeleri hariç) gelir ve giderlerinden dolayı vergi ödememesi olarak anlamak gerekir. Bir başka deyişle 1606 sayılı Kanun, Kızılay'ın kuruluş amacına yönelik mal ve hizmet alımlarında Katma Değer Vergisini de ödememesini gerektirir. Ancak Katma Değer Vergisi Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Türk Kızılay'ı, amacına yönelik olarak aldığı tüm mal ve hizmetler nedeniyle o mal ve hizmetin tabi olduğu oranda KDV ödemekte olup, Türk Kızılay'ının 1606 sayılı Kanundan gelen vergi muafiyeti KDV açısından uygulanmamıştır. Katma Değer Vergisinin ödeyicisi, vergiye tabi mal ve hizmeti nihai olarak tüketendir. Dolayısıyla Katma Değer Vergisinden muaf olmak, mal ve hizmet alımlarında KDV ödememektir. Türk Kızılay'ı bir ticari müessese olmadığından, mal ve hizmet alımlarını amaçlan doğrultusunda (kendi tüketiminde değil, yardım faaliyetlerinde tüketmek için) yapmaktadır. Türk Kızılay'ı Tüzüğünde tanımlanan faaliyetlerinin gereği satın aldığı mal ve hizmetler için KDV istisnası uygulanmadığından gerek ulusal gerekse uluslararası yardım faaliyetleri için satın aldığı mal ve hizmetler nedeniyle katlanmak zorunda olduğu esas mali yük Katma Değer Vergisi olmakta, bu yük Türk Kızılay'ının operasyon

maliyetlerini ciddi boyutta arttırmaktadır. Uluslararası platformda Kızılay ve Kızılhaçlar kamu yararına yapmış oldukları hizmet ve satın almalar dolayısı ile KDV'den istisna tutulmuşlardır; örneğin Amerikan Kızılhaçı, Avustralya Kızılhaçı, Azerbaycan Kızılay'ı, İsveç ve Macar Kızılhaçları KDV'den ulusal düzeydeki yasal düzenlemeler çerçevesinde muaf veya istisna tutulmuşlardır. Suriyeli Mülteciler İnsani Yardım Operasyonu uygulamasında esas teşkil etmek üzere, Türk Kızılay'ının yurt içinde ve yurt dışında, yardım operasyonları kapsamında gerçekleştirdiği faaliyetlerde uygulanmak amacı ile, bağışlarla finanse edilen ve sadece yardıma konu olan mal ve hizmet alımlarında KDV istisnası getirilmesi ile yaratılacak sosyal faydanın arttırılmasını sağlayacaktır.

-Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında trampa yoluyla kamulaştırılan taşınmazların Hazineye devrinden doğan kazançlara ilişkin düzenleme yapılarak 31.12.2015 tarihine kadar madde kapsamında öngörülen devir işlemlerinden dolayı kazanç oluşmayacağı düzenlenmekte ve aynı işlemler ile ilgili teslimler katma değer vergisinden istisna edilmektedir.

-İGDAŞ İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin (İGDAŞ) özelleştirilmesinde uygulanacak hükümler düzenlenmektedir.

-Kamusal nitelikteki hizmetleri gören ve bu şekilde bazı kamu idarelerince yapılması gereken kamu hizmetlerini üstlenmek suretiyle kamuya destek olan ve kamunun maddi ve manevi açıdan yükünü hafifleten Türkiye Kızılay Demeği, Türkiye Yeşilay Cemiyeti ve Türkiye Yeşilay Vakfı tarafından kuruluş amaçlarına uygun olarak kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan mülkiyeti Hazineye, Mazbut vakıflar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü hariç kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde adı geçen Demek, Cemiyet ve Vakıf lehine kırk dokuz yıl süre ile bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilmesine, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler üzerinde ise bunlar adına bedelsiz kullanma izni verilebilmesine imkan sağlanmak suretiyle; adı geçen Demek, Cemiyet ve Vakfın kamusal nitelikteki faaliyetlerinin desteklenmesi ve devamlılıklarının sağlanması amaçlanmaktadır.

-Türkiye Kızılay Demeği ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti lehine daha önce bedelli olarak tesis edilen irtifak hakları veya kullanma izinleri ya da kiralama işlemlerinin, bir ay içerisinde talep edilmesi halinde kırk dokuz yıl süreli bedelsiz irtifak hakkına veya kullanma iznine dönüştürülmesi ve ayrıca, bu kapsamda kalan taşınmazlar ile adı geçen Demek ve Cemiyet tarafından fiilen kullanılan diğer taşınmazların kullanımlarıyla ilgili olarak tespit ve takdir edilen, tebliğ edilen veya tahakkuk ettirilen ecrimisil alacakları ile kira, ön izin, kullanma izni ve irtifak hakkı bedelleri ile hasılat paylarının tahsil edilmemesi, tahsil edilenlerin ise iade edilmemesi amaçlanmaktadır.

-Yapılan düzenleme ile Türkiye Kızılay Demeğine ait iktisadi işletmeler adına önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin tarh veya tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi ve kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi ile bu vergiler ve geçici vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezalarının; bunalacaklarla ilgili olarak açılmış bulunan tüm davalar ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin uygulanmasına yönelik açılmış tüm davalardan, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar vazgeçilmesi şartıyla tahsilinden vazgeçilmektedir. Böylelikle, 1606 sayılı Kanunun ve Gelir Vergisi Kanununun uygulamasından kaynaklanan yargısal ihtilafların sona erdirilmesi ve bu nedenle mahkemeler ve idare nezdindeki yoğun iş yükünün hafifletilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, Türkiye Kızılay Demeği ile 1606 sayılı Bazı Demek ve Kurumlann Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanunun 1 inci maddesi kapsamına giren kurum ve kuruluşların mevduat faizi ve benzeri gelirleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca stopaj yapılacağı hususu dikkate alındığında, bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak sonraki dönemler de dahil olmak üzere yeni ihtilaf yaratılmaması şartı öngörülmektedir. Öte yandan, maddede belirtilen şartların yerine getirilmesi ve anılan Demeğe ait iktisadi işletmelere ait kurum kazançlarının tamamının Türkiye Kızılay Demeğine aktarılması koşuluyla, bu iktisadi işletmelerin kazançları üzerinden sonraki vergilendirme dönemleri de dahil olmak üzere kurumlar vergisi ve kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi alınmaması ve bu kazançların Demek faaliyetleri doğrultusunda kullanılması öngörülmektedir. Bu kapsamda yapılmış olan tarhiyatlar terkin edilmekte, madde kapsamında terkini gereken alacaklara karşılık tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmektedir. Bu düzenleme ile sonraki dönemlere ilişkin olarak Türkiye Kızılay Demeği ile İdare arasında yeni ihtilafların oluşmaması amaçlanmaktadır.

-24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile aynı amaçları gerçekleştirmek üzere "Türkiye Yeşilay Vakfı" adında Vakıf kurulacağı ve Vakfa, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesi hükmüne tabi olmaksızın yardım yapılmak üzere, Sağlık Bakanlığı bütçesinde gerekli ödenek öngörüleceği belirtilmiştir. Yapılan değişiklikle, anılan Vakfa yapılacak yardımın belirgin ve öngörülebilir olması sağlanmaktadır.

-Konya ili Hadim İlçesi Bozkır Barajının yapımından etkilenen ailelerin hak sahipliğinin yeniden belirlenmesi maksadıyla düzenleme yapılmaktadır.

- Bu düzenleme ile, internet ortamında yaşam hakkı ile kişinin can ve mal güvenliği, milli güvenlik ve kamu düzeni ile genel sağlık açısından tehlike oluşturan, suç işlenmesine sebebiyet vererek vatandaşların hak ve özgürlüklerini tehlikeye atan yayınlara karşı kural olarak hakim kararıyla içerik çıkarma ve/veya erişim engelleme tedbirinin uygulanabilmesine imkan sağlanmıştır. Gecikmesinde sakınca bulunan haller kapsamında ise, aynı mahiyetteki internet içeriklerine yönelik olarak hızlı müdahale edilebilmesini sağlamak amacıyla istisnai bir uygulama öngörülmüştür. Bu çerçevede, içeriklerin ivedilikle yayından çıkarılması ve/veya engellenmesinin gerekli olduğu söz konusu durumlarda, Başbakanlık veya milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili Bakanlıkların talebi üzerine Başkanlığa önlem alabilme yetkisi verilmiştir. Buna göre, bahsi geçen talebe bağlı olarak Başkanlık, ilgili yasadışı içeriğin çıkartılması ve/veya erişimin engellenmesini kararını vererek ivedi bir şekilde kararın uygulanmasını temin edecektir. Düzenleme ile, milli güvenliğin ve kamu düzeninin korunması ile suç işlenmesinin önlenmesi ve genel sağlığın korunması kapsamında vatandaşların internet ortamında yer alan yasadışı içerikler nedeniyle mağdur olmaması, zarara uğramaması ve hak ve özgürlüklerin muhafaza edilmesi hedeflenmiştir. Zira, milli güvenliği ve kamu düzenini, vatandaşların hak ve özgürlüklerini tehdit eden her tür internet içeriği, suç işlenmesi ihtimalinin çok ciddi bir şekilde ortaya çıkmasına neden olan internet yayınları ülkemiz ve vatandaşlarımız için tehlike oluşturabilme potansiyeli taşımaktadır. Gecikilmesi halinde telafisi imkansız zararların ortaya çıkabileceği bu tür tehlikelerin bertaraf edilebilmesi açısından yapılan düzenleme önem arz etmektedir. Diğer yandan, düzenleme ile; gecikmesinde sakınca bulunan haller kapsamında öngörülen söz konusu istisnai uygulamanın dayanağı olan idari tedbir kararını yirmidört saat içerisinde hakim onayına sunulma zorunluluğu getirilerek, bahsi geçen kararların hukuki denetime tabi olması sağlanmıştır. Düzenleme ile; bu madde kapsamında verilen erişim engelleme kararlarının, öncelikle söz konusu ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) bahsi geçen içerik için verilebileceği öngörülmüştür. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlar için internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Böylece, erişimin engellemesi kararlarının ölçülülük ilkesine uygun bir şekilde kademeli olarak verilmesi hedeflenmiştir. Bununla birlikte, düzenleme ile; vatandaşların hak ve özgürlüklerini tehlikeye atan, mili güvenlik ve kamu düzeni açısından ciddi tehlike ve zararların ortaya çıkabilmesi tehlikesi taşıyan internet içeriklerini oluşturan ve yayanlarla ilgili olarak faillerin bulunarak cezalandırılmasını temin etmeyi amaçlayan hususlara da yer verilmiştir. Bu kapsamda, Başkanlığa, söz konusu internet içeriklerini oluşturan ve yayanlarla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunma görevi verilirken, bununla birlikte, suçların faillerine ulaşmak için gerekli olan bilgilerin adli mercilere verilmemesi durumunda ilgili içerik, yer ve erişim sağlayıcılara cezai yaptırım öngörülmüştür. Ayrıca, düzenlemede erişim engelleme yanında içerik çıkartmayı sağlamaya yönelik hususlara da yer verilmiştir. Böylece, içerik ve yer sağlayıcıları devreye sokarak uyar-kaldır yöntemi ile ilgili içeriğin yayından kaldırılmasına yasal zemin oluşturularak hukuka aykırı içerikle daha hızlı ve etkin bir mücadele hedeflenmiştir.

- Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının elektronik haberleşme sektörüne ilişkin yetki ve görevleri arasına Ulusal Kamu Entegre Veri merkezlerine yönelik politika, strateji ve hedefleri belirlemek, eylem planlarını hazırlamak gibi hususlar eklenmektedir.

- Otoyolları ve Boğaz Köprülerini kullanan vatandaşlarımız için çok fazla şikayet konusu olan "o güzergahın en uzun mesafesine ait geçiş ücretinin on katı tutarında para cezası" uygulamasında, gerçekte kullandığı yolun normal geçiş ücretinin yaklaşık 80 katına kadar cezalar uygulandığı görülmektedir. Öte yandan Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan otoyolların geçiş ücretleri şuan kullanımda olan otoyol geçiş ücretlerinden yüksektir. Bu kadar yüksek bir meblağın uygulamada getireceği sorunlar çok fazla olacaktır. Ayrıca, ücret toplama sistemi için uygulamada 7 günlük sürenin yetersiz olduğu görülmektedir. Özellikle Jandarma Komutanlıkları ve Emniyet Müdürlükleri gibi resmi kurumlardan alman sözlü ve yazılı şikayetlerden anlaşıldığı üzere, ödeneklerin tahsisi ve kullanıma açılması gibi hususların mevzuatları gereği 7 günlük süre içerisinde gerçekleşemediği durumların olduğu ve bundan dolayı resmi plakalı araçların cezalı duruma düştükleri bilgisi de zaman zaman alınmaktadır. Bunun dışında, 7 günlük sürenin sonunda sistem tarafından tebligat işlemlerine başlandığından bu süre 15 güne çıkarıldığı takdirde vatandaşlarımıza geçiş ücretlerini daha uzun sürede ödeme imkanı tanınmış olacağından tebligat sayılarında da büyük oranda düşüş olacaktır. Böylece tebligat sayısının düşmesi ile hem işgücünden hem zamandan tasarruf sağlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca otoyollar ve erişme kontrollü karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen yabancı plakalı araçlara uygulanacak olan idari para cezaları ve geçiş ücretlerinin tahsili amaçlanmıştır. Öte yandan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca Maliye Bakanlığı personeli Karayolları Genel Müdürlüğünün muhasebe hizmetlerini geçici görevli olarak yürütmekte olup, Genel Müdürlük Teşkilatında gerekli nitelikleri haiz personel ihtiyacının sağlanmamış olması nedeniyle ve Muhasebat Genel Müdürlüğünün uygun görüşü çerçevesinde geçici görev sürelerinin Genel Müdürlüğün kendi personel ihtiyacını karşılayabilmesi açısından 5 yıl daha uzatılması amaçlanmıştır.

- Değişiklik ile, Sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında doğabilecek ve milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenebilecek hukuki ihtilaflarda, sözleşme serbestisi çerçevesinde ve tarafların iradeleriyle (ihtilafın esasına Türk hukuku uygulanmak kaydıyla) tahkim yerinin Türkiye dışında da belirlenebilmesine imkan tanınmakta ve böylece projelerin finanse edilebilirliği kolaylaştırılmaktadır.

- Elektrik kayıp-kaçaklarının yüksek olduğu dağıtım bölgelerindeki sorun, diğer bölgelerde olduğu gibi sadece teknik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir gerçek olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu fıkra kapsamında yapılan düzenleme ile söz konusu kaybın yüksek olduğu bölgeler için bölgelerin sosyoekonomik şartları ve tüketici alışkanlıkları da dikkate alınarak gerçekleşmiş fiili kayıp-kaçak değerleri dikkate alınarak kayıp hedeflerinin belirli süreyle yeniden tespiti amaçlanmıştır. Teknik ve teknik olmayan kayıp oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde olan dağıtım bölgelerinde, bu kayıplarla etkin mücadele edilmesi ve düşürülmesi, mevcut ikincil düzenlemelerin ötesinde ek önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Bu fıkrada yapılan düzenleme ile söz konusu ek önlemlerin alınabilmesine yasal imkan sağlanması amaçlanmıştır. Bu kapsamda 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun ilgili mevzuatında dağıtım bölgeleri için 1/1/2016 tarihine kadar bölgesel bazda düzenlemeler yapabilme yetkisi Kurula verilmektedir.

- 3/6/2011 tarihli ve 638 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile, gençlik ve spor faaliyetlerinin daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla Bakanlık kurulması suretiyle yeniden teşkilatlanmaya gidilerek yeni bir yapı kurulmuştur. Bu bağlamda, Bakanlık merkez teşkilatınca yürütülmekte olan gençlik faaliyetleri, Bakanlık bağlı kuruluşu Spor Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatı olan il ve ilçe müdürlükleri aracılığıyla yerine getirilmektedir. Ancak, yoğun ve kapsamlı olarak yürütülen gençlik faaliyetlerinin doğrudan Bakanlığa bağlı olmaksızın yürütülmesinde sorunlar ortaya çıkmıştır. Öte yandan, Bakanlık bağlı kuruluşu olan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünce bölge teşkilatlanması ile yürütülmekte olan kredi ve yurt hizmetlerinin, son yıllarda Ülkemizin her bir ilinde kurulan üniversiteler ve dolayısıyla artan öğrenci ve yurt sayısı dikkate alındığında, artık bölge düzeyinde bir örgütlenmeyle yerine getirilmeyeceği görülmüştür. Belirtilen nedenlerle hazırlanan Teklifle; gençlik ve spor ile kredi ve yurt hizmetlerinin taşrada etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini teminen

Bakanlık Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinin kurulması ve bu hizmetlerin Bakanlık il müdürlüklerine bağlı olarak kurulacak müdürlükler vasıtasıyla tek elden yürütülmesi hedeflenmektedir.

- Denizyolu taşımalarının, ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye en az olumsuz etkili ve kamu yararını gözetecek şekilde düzenlenmesi çerçevesinde, sicillerimizden (Milli Gemi Sicili ve Türk Uluslararası Gemi Sicili) herhangi birine kayıtlı olup ekonomik ve teknik ömrünü tamamlamış gemilerin piyasadan çekilerek mevcut atıl kapasitenin azaltılıp Deniz ticaret filomuzun yenilenmesini desteklemek ve 10/7/2003 tarihli 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile 26.09.2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında yer alan döner sermayeye ilişkin mükerrerliği gidermek amaçlanmıştır. Mevcut koster filosu 25 yaş üzeri 140 adet gemi kosteri bulunmakta olup, yaş ortalaması 33'tür.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber