Hastalığa karşı ilaç: Yaşam enerjisi

Benzeri benzerle tedavi etmek anlamına gelen homeopati ile kişiye özgü ilaçlar hazırlanarak hastaların yaşam enerjisi yükseltiliyor... Refleksoloji ile ise hastaların ruhsal gerginliği azaltılıyor. Uzmanları, tamamlayıcı tedaviler arasında olan homeopati ve refleksolojiyi anlattı

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 14 Şubat 2015 17:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Hastalığa karşı ilaç: Yaşam enerjisi

METİN UYAR

Homeopati ve refleksoloji, geleneksel ve tamamlayıcı tedaviler arasında yer alıyor. Hastalık etkeninin hastalığın tedavisinde kullanıldığı homeopatiyi Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Homeopat Doç. Dr. Alis Özçakır'dan öğrendik. Özçakır homeopatide hastaya beden, zihin ve ruh üçlemesine göre bakıldığını söyledi. Görüşlerine başvurduğumuz Homeopat Eczacı Fatma Henden ise homeopatik ilaçların içinde materyal kalmayacak kadar seyreltiğini söyledi. Zaten ilaçlardan belirli bir semptomu değil, yaşam enerjisini tedavi ederek hastalığı iyileştirmesi bekleniyormuş. Refleksoloji konusunda bizi bilgilendiren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sedat Yıldız'dan ise el, ayak tabanı ve kulaklarda organları yönlendirici refleks alanlarının bulunduğunu öğrendik. İntegratif Tıp Derneği Başkanı da olan Yıldız bu alanların uyarılmasıyla hastalıkları tedavi edilebileceğini söylüyor.

Refleksoloji ile organlar iyileştiriliyor

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Uzmanı Dr. Sedat Yıldız:

l Refleksoloji; el, ayak tabanı ve kulaklarda vücudun tüm bölümleri, organ ve bezleriyle ilgili yönlendirici refleks alanlarının mevcudiyeti prensibine dayanan bir uygulamadır.

l Refleksolojide tedavi çok büyük oranda eller ile yapılıyor. Bazense zeytinyağı veya özel yağlar da kullanılabiliyor. Tedavide ayağın, elin ve kulağın belirli noktalarına baskı uygulanıyor. Bu baskı sinir uçlarını etkileyerek mesajı sinir sitemine ve organlara taşıyor. Böylece organların işlevleri iyileşiyor ve kan dolaşımı artıyor.

l Son dönemde refleksoloji ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalarla, ayakta belirli noktaların vücudun belirli bölge ve organlarına özel değişiklikler oluşturabileceğini gösterildi. Birçok hastalıkta standart tedavilerin etkinliğini arttırdığı, ilaç kullanımını azalttığı ve hastaların genel durumunda düzelmeye neden olabildiği izlendi.

Ameliyat sonrası Ağrıları azaltıyor

l Refleksoloji uygulamalarının ruhsal gerginliği azalttığı ve bu azalmanın ölçeklerle ölçülebildiği; ruhsal gerginlikte azalma ile birlikte beyin dalgalarının olumlu yönde etkilediği gösterildi. Uygulama amacına bağlı olarak tam bir rahatlama sağlayabildiği gibi, dolaşımı arttırarak dokuların canlılığını da arttırabiliyor.

l Refleksolojinin organ fonksiyonlarını ve nörolojik fonksiyonları arttırdığı ile ilgili bulgular da var. Ağrı, uykusuzluk, gerginlik ve yorgunluk üzerine olumlu etkileri var. İlaç kullanamayan hastalar (gebeler, yaşlılar, bebekler) için destekleyici bir uygulama olarak ön plana çıkıyor.

l Refleksoloji tip 2 diyabet hastalarının bulgularının kontrol altına alınmasını destekler. Kanser tedavisi alan hastalarda solunumu düzenlediği, iştahı ve iletişim becerilerini arttırdığı, bulantıyı ve yorgunluğu azalttığı yönünde bulgular var. Migren ve gerilim tipi baş ağrılarının azalmasını ve bu ağrılara bağlı ilaç kullanımının azaltılmasını da destekliyor.

l Yenidoğan, bebeklik ve çocukluk döneminde beyin ve sinir sistemi fonksiyonlarının gelişmesini destekliyor. Çocuklarda barsak hareketlerini düzenlediği ve bebeklik döneminde görülen kabızlığı azaltabileceği yönünde araştırma sonuçları var. Ameliyat sonrası ağrı durumunu ve ağrı kesici kullanımını da azalttır.

Hangi hastalıklarda yararlanılıyor

l Stres ve gerginlik durumlarında kişiyi rahatlatan tekniklerle yapılan refleksoloji seansı ile kişinin genel duygu durumunda iyileşme gözlenebiliyor. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için de refleksoloji uygulanabiliyor.

l Kabızlıkta, kas ve iskelet sistemi ağrılarında, baş ağrılarında, nörolojik kökenli hastalıklarda (kısmi felçler, multipl skleroz gibi) ise genel rehabilitasyon uygulamalarını desteklenmek amacıyla kullanılıyor.

l Kanser ve kemoterapiye bağlı bulantı-kusma gibi rahatsızlıklar refleksolojinin uygulandığı diğer alanlar. Özellikle nörolojik hastalıklarda seans sayısı artabiliyor. Kanser tedavisine bağlı bulantı durumunda ise bazen tek bir seans ile bile faydalı etkiler gözlenebiliyor.

l Bir seans 30-60 dakika sürebilmekle birlikte bebeklerde ve yaşlılarda bu süre 10-20 dakika ile sınırlandırılıyor. Tedavi hastalığın durumuna göre haftada bir gün veya her gün uygulanabiliyor. Bir seans için ücret aralığı ise 50-150TL aralığında değişiyor.

l Refleksoloji; ateşli enfeksiyonu, ayakta iltihaplı romatizmal hastalığı, damar sorunları nedeniyle pıhtı ihtimali, kontrol altında olmayan yüksek tansiyonu, kalp hastalığı, kalp pili olan hastalarda uygulanmaz. Acil cerrahi müdahale gerektiren durumlarda, uygulama bölgesinde açık yara olması halinde ve gebeliğin ilk üç ayında da refleksoloji uygulaması önerilmez.

3 binin üzerinde ilaç var

Homeopat Eczacı Fatma Henden:

l Homeopati, dünyada fitoterapiden sonra en sık uygulanan tamamlayıcı tedavi şeklidir. Bazı alanlarda klasik tıbbın yetersiz kalması nedeniyle özellikle de antibiyotiklere karşı oluşan direncin de etkisiyle son yıllarda kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır.

l Homeopatik ilaçlar kişiye özgüdür. Günümüzde üç binin üzerinde homeopatik ilaç mevcuttur. Bunların yaklaşık 300'ü yaygın olarak kullanılmaktadır. * Homeopatik ilaçlar hastalık halinde yaşam enerjisini harekete geçirerek iyileştirmeyi sağlar.

l Yaşam enerjisi materyal olmadığı için onu tedavi eden de materyal olmamalı mantığı ile hareket edilir. Dolayısı ile homeopatide kullanılan etken maddeler içinde materyal neredeyse kalmayana kadar seyrelterek kullanır.

l Homeopatik ilaç, tedavi sırasında hastalık etkeni ile uğraşmaz. Hastalıklı dokunun iyileşmesini sağlayarak, hastalık etkenin başarılı olmasını engeller. Şöyle ki deri mantarlarını, mantarın sayısını azaltarak iyileştirmek yerine, cildin iyileşmesini sağlayarak, mantarın etki edememesini sağlar.

Her canlı doktorunu içinde taşır

Homeopat Doç. Dr. Alis Özçakır:

l Homeopati; Yunanca "Homoios" (benzer) ve "Pathos" (hastalık) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir ve temel ilkesi benzeri benzer ile tedavi etmektir. sağlıklı bir kişide bir maddenin çok miktarda girişi belli bozukluk ve hastalıklara yol açıyorsa, bu maddenin az miktarda kullanımı aynı hastalıkları tedavi de edebilir düşüncesinden hareket edilir.

l Yemek yapmak için soğan doğradığınızda gözlerde yanma, yaşarma ve burun akıntısı olur. Benzerlik ilkesine dayanarak, bu belirtileri gösteren nezle veya alerji gibi durumlarda soğandan yapılma homeopatik ilaç hastaya verilir. Kahve ise kalp çarpıntısı ve uykusuzluğa neden olur. Kalp çarpıntısı ve uykusuzluğa sebep olan hastalık da, kahvenin yüksek sıvılaştırılmış formu ile tedavi edilir.

l Homeopatik ilacın düşük dozda olması ve tedavide tek bir ilaç kullanılması ise homeopatinin diğer iki ilkesini oluşturur. Ayrıca, bu yöntem sahip olunan hastalığı tek bir organa bağlamaksızın beden, zihin ve ruhun bütün olarak etkilenmesi ve bozulması şeklinde yaklaşarak ele alıyor. Bu nedenle hastalığın semptomlarından ziyade insanın kendisini iyileştirmeyi amaç ediniyor. Homeopatiye göre her canlı kendi doktorunu içinde taşıyor.

l Örneğin iki kişi öksürük şikayeti ile geldiğinde klasik tıpta her ikisi de bir ölçüde benzer şekilde tedavi edilir. Oysa homeopatide semptomların bütününe bakılır. Birinci kişi öksürüğünün soğuk hava solunduğu zaman kötüleştiğini, havlama gibi bir ses çıkardığını söylerken; diğer hasta Sabah öksürüğün olduğunu, yatakta oturduğunda öksürüğünün azaldığını söyler. Bunlar farklı hastalıklardır ve farklı homeopatik ilaçlara ihtiyaç duyarlar.

Avrupa'da hastaneleri var

l Homeopati Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere'de olmak üzere Batı Avrupa'da yaygın şekilde kullanılan bir tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) yöntemidir. 1997de Norveçlilerin yüzde 37'sinin homeopata başvurdukları ve bu başvuruların son 20 yıldır artış gösterdiği bildirilmektedir. Avrupa'da ve Hindistan'da sadece bu yöntemle çalışan hastaneler mevcuttur.

l Bilimsel çalışmalar AKUT ağrı, soğuk algınlığı, diyare, saman nezlesi, astım, migren gibi durumlarda homeopatik ilaçların kullanıldığını bildirir. Yine çeşitli çalışmalarda migren, astım, ağrı, romatizmal hastalıkların adı geçmektedir.

l Batı Norveç'te homeopati kliniklerine hastaların en sık üst solunum yolu hastalıkları, cilt sorunları ve psikolojik sorunlar nedeniyle başvurduğu tespit edilmiş. İngiltere'de ise homeopatik hastanelere olan sevklerin yüzde 30'unun onkologlar tarafından yapıldığı bildiriliyor.

l Yeni yönetmelikte; fibromyalji, premenstruel sendrom, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, besin allerjisi, uykusuzluk, bel ağrısı, anksiyete, osteoartrit, saman nezlesi, siğiller, varisler, venöz yetmezlik, vertigo, romatizmal hastalıklar, nezle, grip, kulak ağrısı, sinüzit, akut ve kronik bronşit gibi sağlık sorunlarında da homeopatiye başvurulabileceği bildiriliyor.

l Tedavide ortalama seans sayısı hastaya göre değişir. Ancak en önemli nokta hasta ile yapılan ilk görüşmenin yani ilk seansın yaklaşık bir buçuk, iki saat sürdüğüdür. Bundan sonra hastanın ihtiyacı doğrultusunda tekrar kontrol görüşmesi belirlenir.

l Homeopatik ilaçlarda yan etki pek görülmez. Ancak, homeopatik ilaç alımından sonra görülebilen ve iyileşme krizi adı verilen, tüm semptomlarda artmanın görüldüğü dönem yan etki gibi algılanabilir. Acil operasyona ihtiyacı olan hastalarda, hayati tehlikeye sahip bir hastalığı olanlarda ve hastanın vereceğiniz maddeye karşı çok fazla bir alerjisinin olduğu biliniyorsa homeopati uygulanmaz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber