Yolsuzlukla Mücadele Kanunu tasarısı, kamu görevlilerini korurken, polis devleti yetkilerini andıran düzenlemeler getiriyor.
Yolsuzlukla Mücadele Kanunu tasarısı, kamu görevlilerini
korurken, polis devleti yetkilerini andıran düzenlemeler getiriyor.
Yolsuzlukla mücadele yasa tasarısı getirdiği bazı düzenlemeler nedeniyle
şimdiden tartışılmaya başlandı. Tasarı, başta kamu bankası yöneticileri olmak
üzere bürokratlara en çok işletilen 'görevi ihmal-kötüye kullanmakla ilgili TCK
230 ve 240. maddelerinin yanı sıra, yine bankacılık suçlarına da uygulanan
'emniyeti suiistimal' (TCK 508) ve 'Denetim görevini ihmal ederek zimmete yol
açmak' (TCK 203) suçlarını kapsamıyor.
Tasarının, bu soruşturmalarda 'gizli görevli kullanma-gizli izleme' yetkisinin
kullanım süresini sınırsız hale getirmesi, Kamu İhale Kanunu'na tabi
kuruluşların, asgari ücretin bin katını aşan her işlemlerinin
İçişleri Bakanlığı'na bildirilmesini zorunlu kılması da tartışmaya açık bulundu.
Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan, önceki gün tartışmaya açılan 'Yolsuzlukla
mücadele kanunu tasarısı', hangi suçların yolsuzluk suçu sayılıp bunlarla ilgili
yeni ve ağırlaştırılmış yaptırımların neler olacağını tek tek sıralıyor. Bakan
Çiçek, tasarının eski Botaş Genel Müdürü Gökhan Yardım'ın görevi kötüye kullanma
suçu sabit görüldüğü halde 7 milyon gibi komik cezaya çarptırılmasına kaynaklık
eden TCK 240. maddesinin kapsam dışı tutulmasını 'Aksi halde iş yapacak bürokrat
bulamayız' sözleriyle savunmuştu. Ancak tasarının 'yolsuzluk suçları' arasında
saymadığı maddelerin bunlarla sınırlı olmadığı belirlendi. Yakın tarihte pek çok
banka dahil yolsuzluk davalarında uygulanan ve TCK'nın 508-510. maddelerinde
düzenlenen, bunu işleyenlere beş yıla kadar ceza öngören 'emniyeti suiistimal'
suçu da yeni yasanın kapsamına alınmamış.
Denetçilere muafiyet
Zamanaşımının iki katına çıkarılması, erteleme-paraya çevrilme yasağı,
soruşturmalarda izin gerekmemesi, malvarlıklarına tedbir vb. etkili yeni birçok
yaptırım getiren tasarının kapsam dışı tuttuğu suçlar arasında TCK'nın 'denetim
görevini ihmal ederek zimmete yol açmak' suçunu cezalandırdığı 203. maddesi de
var. Denetim görevini ihmal edip trilyonlarca liralık hortuma kapı aralayan
müfettiş, murakıp, kontrolör gibi meslek mensupları yeni yasanın ek
yaptırımlarından muaf tutulacak. Tasarının tartışmaya açık gösterilen iki
maddesi ise, hukuk devleti yerine polis devletini çağrıştıran düzenlemeleri
içeriyor. Tasarı, yolsuzluk suçlarıyla mücadelede 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele Kanunu hükümlerinin işletilmesine olanak sağlarken, bu
yasadaki bazı yetkilerin (şu anda en çok dokuz ay süreyle kullanılabiliyor)
kullanımında süre sınırlamasını kaldırıyor.
Gizli görevli yetkisi
Bu yetkilerden biri 'gizli görevli kullanılması' başlığını taşıyor. Buna göre;
tasarı aynen yasalaşırsa yolsuzluk takibine alınan kişi ve kuruluşlar 'gizli
görevliler' aracılığıyla süre şartı aranmadan yıllarca izlenip gözetlenebilecek.
Takipteki gruba sızacak görevliler yıllarca bu örgüt ve gruplar arasında dolaşıp
delil, iz, emare toplayabilecek. Tasarının gerekçesinde 'gizli izleme'de süre
şartının kaldırılması 'suç örgütlerinin içine sızılmasının dahi aylarca zaman
alacağı' gerekçesine dayandırılarak açıklandı.
İhalelere gözetim
Tasarının 'Bildirim zorunluluğu' başlıklı 7. maddesi de ilginç bir düzenlemeyle
kamu ihalelerine güvenlik gözetimi getiriyor. Madde aynen yasalaşırsa 'Kamu
İhale Kanunu'na tabi kurum ve kuruluşların asgari ücretin bir aylık tutarının
bin katını aşan miktardaki ihale, alım, satım, ruhsat, teşvikle ilgili her türlü
işlemleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca işlemin yapılacağına karar
verilmesiyle birlikte İçişleri Bakanlığı'na bildirilecek. Tasarıda, bu
bildirimlerin yapılması mecbur kılınan bakanlığın bu bilgileri ne yapacağı
konusunda ise hiçbir düzenleme yer almaması da dikkat çekici bulundu.
radikal