Rektörler isyan etti

Haber Giriş : 04 Ağustos 2006 09:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

'Tasarruf tebliğinde geri adım atılmazsa üniversite hastaneleri iflas eder'

Maliye Bakanlığı'nın 1 Temmuz'da uygulamaya koyduğu 'ayaktan tedavide tasarruf tebliği' üniversite hastanelerini iflasın eşiğine getirdi.

Yükseköğretim Kurulu, rektörlerin talebiyle, tartışma yaratan tebliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay'a başvurdu. Dava dilekçesinde, "Verilen sağlık hizmetindeki harcamaları bile maliyetinin çok altında değerlendirerek ödeme yapılması yönündeki tebliğ, üniversite hastanelerinin sadece sağlık ocağı gibi çalışmasına neden olacak" denildi.

'Anayasa'ya aykırı'

YÖK'ün dava dilekçesinde şunlar vurgulandı: "Tebliğin getirdiği kıstaslara göre hiçbir sağlık kuruluşunda sağlık hizmeti verilmesi, teşhis konulması ve tedavi yapılması mümkün değil. Sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışan, ödedikleri prim karşılığı sağlık hizmetlerinden yararlanan kişiler, bundan böyle paraları olduğu sürece sağlık hizmeti alabilecek. 80 yeni kuruşa tomografi çektirilmesi mümkün değil. Bu tebliğle aslında sosyal hukuk devleti ilkesi yok edilmekte. Maliye Bakanlığı'nın usul ve yasaya aykırı bu işlemiyle sağlık sistemi ve özellikle üniversite hastaneleri olumsuz etkilenecek. Tebliğ, üniversite hastanelerinin sağlık ocağı gibi çalışmasına neden olacak.

Üniversite hastanelerinde tebliğ kapsamındaki hastaların sayısı, yıllık toplam hasta sayısının yüzde 90'ıdır. Tebliğdeki, '(a) kişisi hastaneye başvurduğunda sadece 11 YTL ödenir. Aynı kişinin 10 gün içinde aynı sağlık kurumunda aynı dala başvurması halinde ödeme yapılmaz' düzenlemesi Anayasa ve insan haklarına aykırı. Hastaya 'vaka', tedavi sürecine 'paket' adını vermek, bilimselliği terk etmekle kalmayıp vicdanı da terk etmek anlamına gelir. 'Vaka başı' ödeme nedeniyle ortaya çıkacak 'adli vaka'nın vicdani, hukuki ve sosyal sorumluluğu ne olacak?"

Üniversite rektörleri de Maliye'nin uyguladığı tebliğe şu tepkiyi gösterdi:
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç: Polikliniğe gelen hastalar için ödenecek rakamlarla, bir kişinin muayenesinin, kan ve idrar gibi testlerinin yapılması mümkün değil. Üniversite hastaneleri, simit parasına tomografi çekiyor. Üniversitemizin geçen ayki bütçe kaybı yüzde 47. Bir hastaya belki binlerce YTL' lik tetkik yapılıyor, devlet sadece 66 YTL karşılıyor. Bir tomografi cihazının fiyatı, nakit parayla 2 milyon YTL. 70 YKr ile kaç bin tane biriktirilirse biriktirilsin, bu cihazın yıllık bakımı yaptırılamaz. Bazı üniversite hastanelerinden personel çıkarılmaya başlandı. Biz henüz çıkarmadık ama çıkarmayacağımız anlamına gelmiyor. Çünkü kaynak tükeniyor. İflasa gidiyoruz. Üniversite hastanelerinin üç aydan fazla ayakta kalacağına inanmıyorum.

HacettepeÜniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen: Tebliğ tüm Türkiye için sorun oluşturuyor. Hastaları, bu şekilde kısıtlayıcı paketlerle tedavi etmek mümkün değil. Üniversite hastanelerine genellikle, diğer kamu hastanelerinde muayenesi yapılamamış, ayrıntılı tetkik ve tedavi ihtiyacı olan hastalar sevk ediliyor. Bu tür hastaların tedavi maliyetleri yüksek oluyor. Tebliğin getirdiği kısıtlayıcı uygulamalar yüzünden vatandaş da eziyet çekecek. Üniversite hastaneleri olarak darboğaza girdik.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı: YÖK'ten duruma müdahale etmesi ve tebliğin iptali için Danıştay'a başvurmasını istedik. Özel hastaneler kendisini kurtarabiliyor, ama üniversite hastaneleri gerçekten çok zor durumda. Bir yıldan fazla dayanamayız. Her an iflasın eşiğine gelebiliriz.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak: Tebliğ nedeniyle, ünversite hastanesi her ay 1 trilyon zarar edecek. Abartılı maliyetler varsa, bu oturulup düzeltilir. Ama böyle bir tebliğ, halkla bizi, hekimleri karşı karşıya getiriyor. Bu koşullarda her ay 1 trilyonluk açığa ne kadar dayanabiliriz?

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras: Hizmet veremez haldeyiz. Paket fiyatları yüzünden zarar ediyoruz. Tebliğ, yıl sonuna kadar bütün devlet ve üniversite hastanelerinin çöküşüne neden olacak. Şu anda para ödememe politikası gibi bir yöntem kullanılıyor.

Üniversite hastaneleri büyük sıkıntıda. Hastanemizin 2006'dan önceki alacakları 41.367 milyon YTL idi, 2006'nın 7. ayı itibarıyla toplam alacağı ise 79 milyon 383 bin 489 YTL. Şimdiye kadar bize 12 milyon 258 bin 801 YTL ödenmiş, gerisi duruyor. Yeşil kartlı hastaları kabul edemez hale geldik. Ecza depoları para ödeyemediğimiz için ilaç vermeyi kesti. Yaptığımız iş otelcilik gibi bir hizmete dönüşebilir. Kendi alacağımızı tahsil edemediğimizden firmaların parasını ödeyemiyoruz, onlar da hizmet vermeyi kesti. Hastanemize 20 kez icra gönderildi. Durumumuz vahimin de ötesinde. 15 senedir ilk kez bu ay sigortalı çalışanların üçtü birini ücretsiz izne çıkarmak zorunda kaldık.

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber