Akdoğan: Sana şehirde mi eyvallah edeceğiz?

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan: "Kalkacak bana 'konuşma', 'çeneni kapat' diyecek. Dağdan gelecek bağdakini susturacak. Devleti dağda dize getiremediniz, şehirde mi dize getireceksiniz? Sana şehirde mi eyvallah edeceğiz? Bizim mücadelemiz sizinle devam edecek. Bunu da içinize sindireceksiniz, kabul edeceksiniz"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Mayıs 2015 23:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Akdoğan: Sana şehirde mi eyvallah edeceğiz?

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "(Yüzde 52'ye idam) dediğiniz zaman, birçok yerde sosyal medyada, Menderes'in sonunu hatırlattığınız zaman, bu doğrudan Cumhurbaşkanına verilmiş bir mesajdır, demokrasiye yakışmayan bir mesajdır" dedi.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, TGRT Haber kanalında katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Akdoğan, 8 Haziran günü Çözüm Süreci'nde neler yaşanacağına ilişkin soruya, "Ortada bir sorun varsa, bu sorun çözülecek demektir. Bunu da AK Parti çözecektir. Bu süreci AK Parti başlattı. AK Parti 'bitti' demeden bu süreç bitmez" diye konuştu.

AK Parti'nin, bu sorunun çözümü için pek çok çalışma yaptığını, görüşmelerin de bunun bir ayağı olduğunu ifade den Akdoğan, "HDP'nin de bu ayakta üstlendiği bir rol var. Bu süreçle ilgili kopma, donma gibi bir şey söz konusu değil. İlgili kurumlarımız da normal çalışmalarına devam ediyorlar. Yapmaları gereken işleri yapıyorlar" ifadelerini kullandı.

Çözüm Süreci'nin 7 Haziran Genel Seçimleri'nden sonra ivme kazanacağını dile getiren Akdoğan, "AK Parti güçlü bir şekilde seçimden çıkarsa, bu süreç çok hızlı bir şekilde bir noktaya varır. HDP'nin beraber iş yaptığı, kol kola girdiği, flört ettiği Çözüm Süreci düşmanları, Ulusalcı Yapı vesaire, bunların seçimden başarılı çıkması demek, zaten Çözüm Süreci'nin, yeni Türkiye'nin, yeni anayasanın güven ve istikrarın yara alması demektir" değerlendirmesinde bulundu.

Terör örgütü PKK'nın çeşitli sebeplerle kongreyi toplamadığına dikkati çeken Akdoğan, "Öcalan bu çağrıyı yaptığında bilmiyor muydu? Nisanda Meclis kapanıyor. Nisanda kongre çağrısı yapıyor; silah bırakma kongresini. O arada Türkiye'de anayasa değişebilir miydi?" diye sordu.

- "Hükümetin kabul ettiği bir konuşma değil"

"Süreç koptu", "Silah bırakmayacağız", "Yolun sonuna gelindi" açıklamalarının ters teptiğini vurgulayan Akdoğan, "'Hükümet şu adımı atsın, bu atsın', 'Öcalan'ın Nevruz'da yaptığı konuşmayı hükümet kabul etsin', Öcalan'ın Nevruz'da yaptığı konuşma hükümetin kabul ettiği bir konuşma değil ki.. Hükümet mi yaptırdı bu konuşmayı? Orada söylenilen şeyler, üzerinde uzlaşılmış konular mı?" diye konuştu.

"Biz durduğumuz yerde duruyoruz" diyen Akdoğan, çözüm sürecinin 7 Haziran'dan sonra ivme kazanacağını yineledi.

- "Eleştirildiğinde kimyaları bozuluyor"

HDP ile siyasi bir mücadele içinde olduklarının altını çizen Akdoğan, "Bu süreç başarılı oldu. Diyelim ki terör örgütü devre dışı kaldı. Bizim mücadelemiz bunlarla devam edecek. Biz Kürtleri, bu siyasi anlayışa, bu ceberrut, Baasçı, tek tipçi, dibinde ot bitirmeyen, baskıcı anlayışa terk mi edeceğiz?" ifadelerini kullandı.

Kişiselleştirmeden, parti düzeyinde kalarak birtakım eleştiriler getirdiğini belirten Akdoğan, "Böyle kimyaları bozuluyor. Bunlar alışmamışlar, herkes sevecek, okşayacak, onu el üstünde tutacak. Demokratik siyasetin gereği olarak en ufak bir eleştiri getirdiğinizde kimyaları bozuluyor, çıldırıyorlar. Nasıl böyle bir şey söylenebilir. Böyle bir şey yok arkadaş ya. Dokunulmaz bir şeyin mi var, kutsal bir yapın mı var? Ben seni neden eleştiremeyeceğim. Ben nezaket çerçevesinde seni eleştiririm. Senin daha az oy alman için, kendimin daha çok oy alması için çaba gösteririm" değerlendirmesini yaptı.

Akdoğan, tahammülsüz bir yapıya sahip olduklarının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siz yaka paça Meclis'ten götürülüyordunuz, Türkiye'de konuşamıyordunuz. Meclis'te bırakın her şeyi konuşmayı, protesto eylemi yaptınız. Yapmadığınız, konuşamadığınız bir şey kalmadı. Bunu AK Parti'nin sağladığı özgürlük zemininde yapıyorsunuz. Bugün varsanız, güçlendiyseniz, istediğinizi konuşabiliyorsanız, bu AK Parti'nin sağladığı özgürlük ortamının bir sonucudur. Ben bunları sağlayacağım, kalkacak bana 'konuşma', 'çeneni kapat' diyecek. Dağdan gelecek bağdakini susturacak. Devleti dağda dize getiremediniz, şehirde mi dize getireceksiniz. Sana şehirde mi eyvallah edeceğiz. Bizim mücadelemiz sizinle devam edecek. Bunu da içinize sindireceksiniz, kabul edeceksiniz."

Ekrem Dumanlı'nın, Diyarbakır Belediyesi'ni ziyaretinin hatırlatılması üzerine Akdoğan, bunun paralel yapı için de HDP için de ilkesiz bir ilişki biçimi olduğunu dile getirdi. Akdoğan, "Akrebi koynuna aldı suyu geçmeye çalışıyor. Bu akrebin karakteri sokmak üzerine. Seni de sokacak, bundan da kurtulamayacaksın. Sen de birazcık utanma duygusu varsa, 5-6 yıldır başına gelen her türlü kötülüğün müsebbibi olan o yapıyla flört edemezsin, iş birliği yapmazsın. Bu kirli bir ittifaktır. Hep önlerine bu gelecektir" şeklinde konuştu.

- "Erdoğan ile savaşıyorsunuz"

Hürriyet Gazetesi'nde birinci sayfada yayınlanan yazıya ilişkin ise Akdoğan şu değerlendirmede bulundu:

"Şimdi bunlar şark kurnazlığıyla, laf cambazlığıyla... Bunların internet sitesinde ne tür akıl mantık dışı, ne kadar hakkaniyetten uzak, ne tür cambazlıklar yaptıklarını herkes biliyor. Ne tür laflar sokuşturduklarını, nasıl meseleleri başka yerlere çektiklerini herkes biliyor. 'Yüzde 52'ye idam' dediğiniz zaman, birçok yerde sosyal medyada, Menderes'in sonunu hatırlattığınız zaman, bu doğrudan Cumhurbaşkanına verilmiş bir mesajdır. Demokrasiye yakışmayan bir mesajdır.

Burada yok onu kastettik, bunu kastettik... Sadece orada ne kastettiğin önemli değil, sen bir sürü bir şey söylüyorsun, onların toplamında senin böyle bit niyetin olduğu ortaya koyuyor. Aç bak internet sitesinde, nasıl siyaset mühendisliği yapıyorlar, nasıl algı savaşları yürütüyorlar. Bunlar apaçık ortada. Sen şimdi hikaye anlatıyorsun. Peki '11 el kaosa kalktı', 'muhtar bile olamaz' başlığını kim attı? Tayyip Erdoğan ile siz savaşıyorsunuz. Bu devletin başıyla, milletin seçtiği Cumhurbaşkanıyla geçmişten bu yana bir kavganız var. Bu aslında milletle kavga etmektir. Yüzde 52'ye saygısızlıktır. Cumhurbaşkanımızın burada kendisinin savunması da son derece doğal bir şeydir."

- "100 yılın palavrası olur"

CHP'nin 21 Mayıs'ta açıklayacağı "Yüzyılın Projesi" için de Akdoğan, "100 yılın palavrası olur. Bunların geçmiş yüzyılda ne yaptıkları belli. Ben üç fazlasını veririm demek, bir siyaset değil" dedi.

Bunun bir "palavra siyaseti" olduğunu dile getiren Akdoğan, buna kimsenin itibar etmeyeceğini söyledi. "Biz Türkiye'yi büyüttükçe herkesin sorununu da çözeceğiz" diyen Akdoğan, ortada bir şey varsa bunu AK Parti'nin ele alacağını ve çözeceğini kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP'nin Mersin ve Adana'daki Seyhan parti binalarındaki patlamalara ilişkin, "Kimin yaptığı kadar, hangi amaçla yapıldığı ve kimin işine yaradığı önemlidir asıl. Bugüne kadar birçok saldırı oldu, HDP binalarına da oldu ve çok kısa sürede yakalandılar. Saldırıları kimlerin yaptığı ve amaçları da ortaya çıkmıştı. Burada sanki bu saldırıyı AK Parti yaptırmış gibi, AK Parti'ye yarayan bir işmiş gibi, bunu AK Parti'ye, Başbakana, Cumhurbaşkanımıza fatura etmeye çalışmak son derece yakışıksız, basit, ucuz bir yaklaşımdır"

Akdoğan, TGRT Haber televizyonunda katıldığı programda gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Adana ve Mersin'deki HDP binalarındaki patlamalar sonrası KCK Eş Başkanı Cemil Bayık'ın, "AKP saldırılarına cevap vermeyeceğiz" açıklamasına ilişkin bir soru üzerine Akdoğan, bu söylemin çarpıtma olduğunu söyledi.

Akdoğan, bu terör olaylarının siyasi maksatlı olduğunu belirterek, "Kimin yaptığı kadar, hangi amaçla yapıldığı ve kimin işine yaradığı önemlidir asıl. Bugüne kadar birçok saldırı oldu, HDP binalarına da oldu ve çok kısa sürede yakalandılar. Saldırıları kimlerin yaptığı ve amaçları da ortaya çıkmıştı. Burada sanki bu saldırıyı AK Parti yaptırmış gibi, AK Parti'ye yarayan bir işmiş gibi bunu AK Parti'ye, Başbakana, Cumhurbaşkanımıza fatura etmeye çalışmak son derece yakışıksız, basit, ucuz bir yaklaşımdır" diye konuştu.

AK Parti'nin şiddete bulaşmamış bir parti olduğunu vurgulayan Akdoğan, "Yani burada şiddetle iç içe geçen siyaset anlayışı kimde. AK Parti'nin bugüne kadar şiddetle işi olmuş mu? Şiddetten, terörden, baskıdan, tehditten hiç medet ummuş mu? Yani şiddetten beslenen, siyaseti şiddetle karıştıran bir tane yapı var Türkiye'de, o da HDP. Ortada elinde silah olan bir örgüt var. Bu terör örgütü. Senin bununla bir ilişkin var. Bir insan utanır bunu derken. Bir terör örgütüsün sen, oradan utanmadan konuşuyorsun. Bir sürü insanı öldürmüşsün, bir siyasi uzantın var, onu vesayet altına almışsın ve buradan ahkam kesiyorsun. Buradan bir mağduriyet üretme çabasıdır bu" değerlendirmesinde bulundu.

- "Kandil, HDP hep bir ağızdan konuşuyorlar"

Patlamalar sonrası olayı kınayan açıklamalar yaptığını kaydeden Akdoğan, bu sözler karşısında son derece nezaketsiz bir biçimde, küstahça cevap verildiğini dile getirdi.

Akdoğan, verilen bu yakışıksız cevapların siyasi terbiye noksanlığı olarak nitelendirerek, şöyle konuştu:

"Bu tür hadiseler olduğunda siyasi partiler birbirlerine 'geçmiş olsun' derler, bu şekilde cevap vermezler. Bu demokratik kültürden ne kadar nasibini alamadıklarının da bir göstergesidir. Biz dedik ki 'bu olayı kınıyoruz' ve herhangi bir partiye yapılmış bir saldırı, bütün siyaset kurumuna ve demokrasiye yapılmış bir saldırıdır. Biz bunu böyle görüyoruz. Devlet de bunun üzerine bütün kurumlarıyla gider, gerekeni yapar, bugüne kadar da yapmıştır. Kandil, HDP hep bir ağızdan konuşuyorlar. Ortada tamamen terör örgütüne angaje olmuş, onun emir komutası altında bir siyasi yapı var. Kim Türkiye'ye silah, bomba sokuyor? Örgüt HDP kampanyasının bir parçasıdır. Örgüt terör marifetiyle bir kampanya yürütüyor. Tek tek insanları tehdit ediyorlar."

- "HDP çıkıp ben şu kadar oy aldım diye hava atamaz"

Akdoğan, doğuda illerinde seçim güvenliğinin sağlanmasına ilişkin soru üzerine, devletin her türlü tedbiri aldığını ve seçim günü de alacağını ifade etti.

Tüm önlemlere karşın örgütün baskı, tehdit ve şantajının tamamen sıfırlandığının söylenemeyeceğinin altını çizen Akdoğan, "Diğer partilerin kampanya yapması zorlaşıyor. İnsanlar tehdit ediliyor. Bu aldıkları oya şaibe karıştırır. Onlar kapı kapı gezerek tehdit etmeseler bile elinde silah olan bir terör örgütü var. Senin arkanda o duruyor. Bu, başlı başına bir tehdittir zaten. Siyaseti terörize eden bir durumdur. Bundan sonra HDP çıkıp 'ben şu kadar oy aldım' diye hava atamaz. Senin arkanda elinde silah olan bir örgüt var. Şunu vatandaşların çok iyi görmesi lazım, Kürt kardeşlerimizin çok iyi anlaması lazım. Milletimiz birilerine oy veriyor ama asıl aktör oy verdikleri değil. Onların arkasında başkaları var. O başkalarının dediği oluyor" ifadelerini kullandı.

- "Demokratik özerklik PKK'nın siyasi projesidir"

Ortada potansiyel bir tehdit durumu olduğuna dikkati çeken Akdoğan, "Örgütün şuanda elinde silah olması, varlığını devam ettiriyor olması başlı başına bir tehdittir. Bıraksın terör örgütü silahı, 'eti ne budu ne' görelim, ne kadar oy alıyorsun. HDP'nin barajı aşma çabası, parti olarak seçime girmesi bir proje. HDP gönülsüz olarak bu işe yanaştı. Barajı geçeceğine inanmıyordu. İstemeyerek seçime parti olarak girmeye sürüklendi" dedi.

AK Parti'yi engellemek için partiler arasında ittifaklar yapıldığını dile getiren Akdoğan, bu durumun Çözüm Süreci'ni sabote eden bir proje olduğuna dikkati çekti.

- "Demokratik özerklik, PKK'nın siyasi projesidir"

Akdoğan, Çözüm Süreci'ni ve bu süreçte devrim denilebilecek reformları AK Parti'nin başlattığını belirterek, hiçbir partinin bu sürece destek olmadığını söyledi.

HDP'nin siyaset ideolojisinin ve hedeflerinin Türkiye için sorunlu olduğunu kaydeden Akdoğan, "Bugün HDP'nin siyasi projesi nedir? Demokratik özerklik. Demokratik özerklik PKK'nın siyasi projesidir. Başına demokratik koyarak hoş göstermeye çalışıyorlar. Özerklikten kasıt da kantonlaşma. Yani Kobani'de, Şengal'de yaptıkları gibi kantonlaşma. Böyle bir şey olamaz. Dün yine açıklama yapmış HDP, DBP ve onların türevleri, 'özgür Türkiye, özgür Kürdistan'ı' diye. Özgür Kürdistan'ı çok açık siyasi bir proje olarak takdim ediyorlar. Bizim amacımız özgür Türkiye inşa etmek" diye konuştu.

Akdoğan, HDP'nin örgüte karşı güçlenmesi ve Türkiye partisi olmasını birçok yerde dile getirdiğini aktararak, "Peki şu an olan o mudur? Şu an Türkiye partisi mi oluyor? HDP kuruluş aşamasında içerisine marjinal solu aldı, yani marjinalleşti. Türkiye partisi olmadı. HDP'nin Türkiye tasavvuru nedir? HDP Trabzon'daki, Edirne'deki insana ne diyor? Hiçbir şey diyemiyor" dedi.

Her türlü sorunun çözüm yerinin siyaset olduğunu ve silahın devre dışı kalması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, Çözüm Süreci'nde bunlarla mücadele ettiklerini kaydetti.

- "Kandil'deki adam tehdit savuruyor"

Akdoğan, terör örgütünün vesayeti altında olan, onun tarafından azarlanan, onun emir komuta zinciri içinde olan bir yapının güç kazanmasının demokrasinin güç kazanması olarak görmediğinin altını çizdi.

HDP'nin barajı geçtiğinde Kobani olaylarındaki çağrının benzerini yapmayacağının garantisinin olmayacağını dile getiren Akdoğan, "Herhangi bir sıkıştığında terör örgütünden yardım istemeyeceğinin garantisi var mı? Çünkü bir şey olduğunda hemen Kandil'deki adam konuşuyor. Bakın kaç gündür onlar konuşuyor. Yani bir parti binasına bir şey olmuş, Kandil'deki adam tehdit savuruyor. Bu nasıl bir ilişkidir. Siyaseti şantaja açık hale getirmektir bu. Bunu vatandaşımızın görmesi lazım. HDP'lilerin ağzı yok mu? Çıksın konuşsun. Niye terörist konuşuyor? Niye terörist siyasete müdahale ediyor. Bunun anlaşılması lazım. İç içe geçmiş bir yapı bu" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber