Dershaneciler bayram edecek

abbas güçlü/milliyet

Velilerin okul bulma derdi yetmiyormuş gibi şimdi bir de dershane sorunu çıktı. Hangi dershane? Niye o? Falanca dershane nasıl? Arkasında kimler var? Sınıflar kaç kişi? Garantili diyorlar, gerçek mi? Kazanamazsak paramızı geri verirler mi?..

Benzeri soruların ardı arkası kesilmiyor. Arayış içinde olmaları iyi. Ama hiçbir sorunun cevabını net olarak alamıyorsunuz. Çünkü, verdikleri bilgiler çok abartılı.

Tüm dershaneler, nedense hep kazanan öğrencilerini öne çıkarıp onlara yönelik bilgi veriyor. Kazanamayanlar ise hiç kimsenin umurunda değil.

Dershane sektörüne kesinlikle bir çekidüzen verilmelidir. Getirilecek kurallardan ilk birkaçı şöyle olabilir:

O yıl dershaneye devam eden tüm öğrencilerin, OKS ve ÖSS ortalamaları bir bir açıklanmalıdır.

Hiç kazanma şansı olmayan öğrencilerin ticari meta haline getirilmemesi için, kazanamamaları halinde ücretlerinin yarısının iade edilmesi ya da bir sonraki yıl yüzde 50 indirim yapılması öngörülmelidir.

Reklamlarda sadece ilk 100'e girenler değil, son 100'e girenler de açıklanmalıdır...

Bakan da mı destekliyor?

Milli Eğitim Bakanı Çelik'in özel okulları iyi kötü ayrımı yapmadan tümüyle destekleme fikrinde olduğunu biliyoruz. Ama görünen o ki söylemleri ve icraatları daha şimdiden dershaneleri patlatacağa benziyor.

İlköğretimde 6,7 ve 8, liselerde ise 1,2,3 ve 4'üncü sınıfın sonunda ayrı ayrı sınavların yapılacağının bir şekilde konuşuluyor olması velileri panik içerisine sokmaya yetti de arttı.

Güya, ilköğretim ikinci kademede ve lisede, her sınıfın sonunda öyle ya da böyle bir sınav yapılarak dershaneye bağımlılık azaltılacaktı. Oysa tam tersi oldu. Tıpkı YÖK'ün projesi gibi. Onlar da üniversiteye girişi iki aşamadan tek aşamaya indirerek dershaneye bağımlılığı azaltacaklardı. Tam aksi gerçekleşti. Arayan velilerin bıraktıkları izlenime bakılırsa, dershaneler şimdiden zil takıp oynayabilirler. Çünkü öğrenci sayıları ikiye, üçe katlanacak.

Hangi dershane daha iyi diye 6'ncı sınıf velisi de arıyor, lise 1'deki de.

Siz istediğiniz kadar, henüz ortada alınmış somut bir karar yok diyedurun, onlar ya olursa, ya söyledikleri çıkarsa, sonra geç kalmaz mıyız diye endişe içindeler...

Bir kez daha anlaşıldı ki böylesi kitlesel konularda, ayaküstü konuşulmamalı ve ani kararlar alınmamalıdır...

Şûra toplanıyor

Milli Eğitim Şûrası, üç ay sonra, sınavlar konusunu masaya yatırmak üzere toplanıyor. Aldığı kararlar bağlayıcı değil, tavsiye niteliğinde. Ama ciddiye alınıyor. Çok geniş katılımlı bu şûradan bu konuda ne çıkar, hep birlikte göreceğiz. Konu dönüp dolaşıp tekrar imam hatiplerin kat sayı sorununa gelir ve orada tıkanır kalırsa hiç şaşırmam.

Ama eğer her yılın sonuna bir sınav öngörülüyorsa, olayın dershane ayağı da mutlaka düşünülmelidir.

Dershanelere karşı mıyız? Kesinlikle hayır. Ama eğitim kurumlarının yerine geçmemesi ve elzem hale gelmemesi gerekir.

Veliler bir yıllık ücreti zaten ödeyemiyordu. Şimdi birkaç yılın altından nasıl kalkacaklar? Ayrıca, dershane sektörüne akan milyar dolarların artık eğitim sistemini iyileştirme ve yeni okullar açmak için kullanılma zamanı gelmedi mi?

Madem bu işi iyi biliyorlar, açsınlar okullarını, yetiştirsinler öğrencilerini. Böylece hem öğrenci fazladan yıl kaybetmez hem de onlar çok daha hayırlı bir iş yapmış olurlar...

Kolejlerde son durum

Kolejlerde ikinci ön kayıt dönemi dün sona erdi. Yabancı okullardan Robert ve Saint Joseph dışındaki diğer okullarda hâlâ önemli kontenjan açıkları var. Türk okulların tamamına yakınında ise hiç kayıt almama durumu devam ediyor. Velilerin 20 Ağustos'a açıklanacak OKS sonuçlarını bekledikleri dikkat çekiyor.

Özel okullarda son kontenjan açıkları ve yeni puan durumları, 3. ön kayıt döneminin başlayacağı salı günü açıklanacak.

Özetin özeti: Bugünün Türkiye'sinde öğrenci olmak gerçekten çok zor. Ama ya veli olmak? O daha da zor!..