Erdoğan: Gece gündüz milleti tehdit ediyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Meclise girmezsek şöyle olur, böyle olur) diye, bir yanda eş başkanlar, bir yanda Kandil, bir yanda bunların destekçisi olan yerli, yabancı medya gece gündüz milleti tehdit ediyorlar. Siz bu milleti ne sanıyorsunuz? Çanakkale'yi, Kut'ül Ammare'yi, Kurtuluş Savaşı'nı ne çabuk unuttunuz?" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Haziran 2015 20:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Gece gündüz milleti tehdit ediyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kemal Derviş o günün hükümetine '15 yasa 15 günde çıkmazsa IMF kredi vermez, siz de emeklinin, memurun, işçinin maaşını veremezsiniz' diye dayatmıştı" dedi.

"Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programları kapsamında, Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda halka hitap eden Erdoğan, Manisa sokaklarındaki kalabalığın kendisine farklı bir coşku ve heyecan verdiğini, il, ilçe ve mahallelerdeki tüm Manisalılara sevgilerini yolladığını ifade etti.

Soma'da, 13 Mayıs 2014'te meydana gelen elim kazada hayatını kaybeden 301 madenciye bir kez daha Allah'tan rahmet dileyen Cmhurbaşkanı Erdoğan, yakınlarına da başsağlığı dileklerini iletti.

Manisa'nın Türkiye'de birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin kıymetini en iyi bilen şehirlerden birisi olduğunu, tarımın, sanayinin, ticaretin şehri olan Manisa'nın, istikrarın ve güvenin kıymetini de çok iyi bildiğini belirten Erdoğan, Türkiye için hiçbir hedefleri, hayalleri, projeleri olmayanların bir araya gelerek, "Eski Türkiye koalisyonu" kurduklarını söyledi.

Bu koalisyonda ana muhalefet partisinin de bulunduğunu dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:

"Başbakanlığım döneminde olduğu gibi bugün de ana muhalefetin başındaki zatın yalanlarını, yanlışlarını, iftiralarını düzeltmekten adeta 'yoruldum'. Şimdi bu seçimlerde de çıktı bir takım vaatlerle emekliyi, çalışanı, öğrenciyi kandırmaya çalışıyor. Öğrencilere 'üniversite harcını kaldırma' sözü veriyor. Halbuki biz 3 yıl önce, Başbakanlığım döneminde zaten kaldırdık. Yahu böyle de göz göre yalan olur mu? Şimdi ben CHP'ye gönül veren kardeşlerimize söylüyorum; Bu yalancıların peşinden kopun. İşsizlere yılda 1 milyon istihdam sözü veriyor. Daha geçen yıl yeni gerçekleşen istihdam sayısı 1 milyon 350 bin. Bunlar siyasetle meşgul değil, Türkiye'nin gerçeklerinden bi haber."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun işsizlikle ilgili açıkladığı projenin Başbakanlığı dönemindeki "2023 hedefleri" olduğunu ifade eden Erdoğan, "Önce ne dedi, 'Bana 4 yıl verin işsizliği ortadan kaldırayım' dedi. Kalktı bir proje açıkladı, ne dedi, '2035'de işsizliği yüzde 5'e düşüreceğim' demeye başladı. 'Yüzde 5' dediği rakam da aslında Başbakanlığım dönemindeki 2023 hedefidir. Ey Kılıçdaroğlu, senin neyine inanacağız, 4 senede sıfırlayacağım dediğine mi inanacağız, 2035'e mi inanacağız" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun son olarak Et ve Balık Kurumu'nu, Et ve Süt Kurumu'na dönüştüreceklerini söylediğini, bunu da 2013'de zaten yaptıklarını söyledi.

"Halbuki gidip kıyma alışverişi yapsa, değişen tabelayı görecek. Böyle siyaset olur mu?" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu da yetmedi tutturdu şimdi 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki klozetler altındır' dedi. 'Klozet kapakları altındır' dedi. Ben de TRT'de canlı yayındayım, oradan hodri meydan dedim, eğer bir tane altın kaplama klozet kapağı bulabilirsen ben Cumhurbaşkanlığını bırakacağım, ama bulamazsan sen CHP'nin başından gitmeye var mısın? Gidemez. O koltuğa o biliyorsunuz kasetle geldi, kasetle. Zaten orada da bir yalan söylemişti. Baykal ile görüştü, ayrıldı, basın sordu, 'Aday mısınız' dedi, 'Yok, aday değilim' dedi. Bir gün sonra adaylığını açıkladı. Dünyada en çok nefret edilmesi gereken şey yalandır, yalancıdır. Sevgili Peygamberimize bir çok suçlar geliyordu. 'Şuna ne dersiniz, şuna ne dersiniz...', 'Yalan' deyince Peygamberimiz ayağa fırlıyor, 'Asla' diyor. Yalan bu kadar kaçınılması gereken bir durumdur."

"Türkiye'de yaşayan, bu ülkenin durumunu, bu ülkenin gerçeklerini bilen birisi nasıl bu kadar yalanı, yanlışı arka arkaya sıralar diye düşünüyordum ki mesele çözüldü" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meğer bu Kılıçdaroğlu Türkiye'ye bakmak yerine başka yerlere bakıyor. Yunanistan'a bakmış, oradaki partinin söylediklerinin aynısını toplamış. Hatırlarsanız, kendisi Yunanistan Başbakanı için ne diyordu, 'Dayan Yorgo, biz iktidara geliyoruz' demişti. Ama tabi Yorgo'nun siyasi ömrü buna yetmiyor" şeklinde konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin büyütülmeden, geliştirilmeden, kalkındırılmadan, zenginleştirilmeden bol keseden dağıtılmaya kalkılması durumunda yeniden IMF'nin kapısında borç dilenen ülkelerden biri haline düşeceğini dile getirdi.

"Biz iktidarı kimden aldık?" diye soran Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tabi ben şimdi Başbakanlığım dönemini anlatıyorum, geçmişi anlatıyorum. Cumhurbaşkanlığım döneminde zaten böyle bir görevim yok ama o dönemi anlatmak durumundayım. Niye? Halkım doğruları bilsin istiyorum. Bilsin ki bu yalan ve yalancıların peşine düşmesin. MHP, DSP, ANAP. Bu üçlü IMF'den borç aldı, 23 milyar dolarla bize devrettiler. Sevgili Manisalılar, bu 23 milyar doları IMF'ye kim ödedi? Biz ödedik. Ve başbakanlığım dönemimde IMF bizden borç istedi 5 milyar dolar. Anlaşma da yaptık, 'Ne zaman istiyorsanız verebiliriz' dedik. Veren el, alan elden üstündür. Biz buysak, biz böyle bir Türkiye inşa ediyoruz, yeni Türkiye bu dedik."

Merkez Bankasının döviz rezervini 27.5 milyar dolardan 122 milyar dolara çıkardıklarını anlatan Erdoğan, "O eski Türkiyeydi, şimdi ise yeni Türkiye. Farkımız bu. Hatırlayınız, CHP'nin ithal ekonomi bakanı güvencesi verdiği o Sayın Derviş döneminde, 15 günde 15 yasa güvencesi vardı. Kemal Derviş, o günün hükümetine '15 yasa 15 günde çıkmazsa IMF kredi vermez, siz de emeklinin, memurun, işçinin maaşını veremezsiniz' diye dayatmıştı. Kardeşlerim unutmayın, borç alan emir de alır" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bir dönem IMF tarafından yönetildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi hükümet değil, koalisyon ortakları değil, Meclis değil, kim yönetiyordu biliyormusunuz? IMF" dedi.

Son katıldığı Davos toplantısında IMF Başkanı ile aralarında geçen diyaloğu anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben IMF'nin başındaki zatla, yanımda ekonomi bakanım, karşımda Başbakan yardımcım var, konuşuyoruz. Dedim ki 'Bak, siz bize eğer kredi açarsanız, biz size bu borcumuzu yaptığımız planlama ile öderiz. Ama yok siz Türkiye'yi yönetmeye kalkarsanız, yönetilecek bir Türkiye yok. Adam tabi renkten renge girmeye başladı. Bu ülkeyi biz yönetiyoruz. Dedim ya 'Siz bu borcu verdiniz bizden önceki hükümetlere, biz de size bu parayı ödüyoruz, ödeyeceğiz. Ama ülkeyi yönetmeye gelince, bu ülkeyi dedim, ben yönetiyorum, kusura bakmayın."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de sekiz yılda altı hükümetin kurulduğu zamanlar olduğunu söyleyerek, "Çoklu siyasi döneme girdiğimizde 16 ayda bir hükümet kurulmuştur. 16 ayda bir hükümetin kurulduğu bir ülkede istikrar olur mu? Olmaz. Küresel sermaye oraya gelir mi? Gelmez, gelmedi de. Ama şimdi geliyor, güveniyor Türkiye'ye" dedi.

Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefet partilerinin, iktidarın Türkiye'yi IMF boyunduruğundan kurtarması ve ekonomiyi büyütmesi sayesinde "kuru sıkı" attıklarını belirtti.

"Meydanlarda bu kardeşiniz size ne dedi? Ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız" diyen Erdoğan, siyasetçinin dürüst olanının kabul edildiğini söyledi. Erdoğan, önce kazanılması sonra dağıtılması gerektiğini dile getirerek, "Bunlar sadece dağıtma sözü veriyorlar. Hazıra dağ dayanır mı?" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, İstanbul'daki 3. havalimanını beş Türk firmasının yaptığını, maliyetinin 12 milyar avro olduğunu, havaalanının ilk etabının 2017'nin sonunda açılacağını, ikinci etabının da 2023'e yetişeceğini vurguladı. Erdoğan, 25 yıllık kiralama sürecinin başladığını, bu süre içinde 22 milyar avro ödeneceğini belirtti. Devletin cebinden bir kuruş çıkmadığına, Türkiye'nin en önemli ihtiyacının giderildiğine işaret eden Erdoğan, yılda 150 milyon yolcu kapasiteli dünyanın ilk üçü içindeki bir havalimanı yapıldığını ifade etti.

İstanbul-İzmir otoyoluna ilişkin de bilgi veren Erdoğan, yolun Manisa'dan geçeceğini ve ceplerinden para çıkmadan 9 milyar dolara mal olduğunu anlattı. Erdoğan, "İş bilenin kılıç kuşanın. Cebinden para harcamak kolay. Kaynak gösteriyor mu bunlar? Gösterdiler, bir tanesi çıktı, o terör örgütünün arkasında olan var ya ne dedi, 'Diyanet İşleri Başkanının altındaki Mercedes kaynaktır.' O Mercedes'in değeri ne? Ertesi gün arattım, 'Bir sorun' dedim bakalım. 320 bin lira, buymuş kaynakları" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'le Arnavutluk seyahati yaptıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:

"Diyanet İşleri Başkanımıza, 'Keşke benimle istişare etseydin' dedim. Ben asla Mercedes'i geri ver demezdim sana. Çünkü bu makama bu araba az bile. Bunların dinle, Diyanetle alakası yok. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracaklarmış. Oradan bu makamdan arabayı almak, verdi tabi Diyanet İşleri Başkanımız. Ben de dedim ki, 'Makamıma tahsisli olan zırhlı Mercedeslerden bir tanesini size tahsis ediyorum'. O Mercedeslerden bir tanesini kendisine tahsis ettim. Seçimden sonra da Başbakanımızla da konuşacağım, 'Havuzumuzdaki uçaklardan bir tanesini de uluslararası yolculuklarda o da size tahsis edilecek' dedim. Yani Vatikanın Papasına Alitalia uçak tahsis ediyor da biz niye etmeyelim? Bizim Diyanet İşleri Başkanımız sadece Türkiye'nin değil, bu coğrafyanın yetkililerinden bir tanesidir."

- "İstikrar olmayan bir ülkede asla güven olmaz"

"Kandan beslenenlere, kafatası milliyetçilerine, bugüne kadar bir şey üretemeyenlere, ulusalcılara" gereken cevabı pazar günü Manisa'nın vereceğine inandığını söyleyen Erdoğan, "Kafatası milliyetçisi dediğim için rahatsız oluyor, niye rahatsız oluyorsun? Üç buçuk yıl bu ülkede iktidar oldular mı? Üç buçuk yılda sorun bunların yetkililerine, Türkiye'de ne yaptınız? 12 yıl ben bunları inceledim" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, Düzce, Bolu, Kocaeli, Sakarya depremlerinin altında kaldıklarını, ondan sonra da hükümeti bırakıp kaçtıklarını, erken seçim dediklerini belirterek, şöyle dedi:

"İyi ki demişler hemen arkasından biz geldik, yoksa 5 yıl bunların kahrı çekilmezdi. Şimdi diyorlar ki, 'Erken seçime gideriz.' Böyle bir şey olur mu? 12 yıl hep ilan edilen zamanlarda seçimleri yaptık çünkü bu istikrardır. İstikrar olmayan bir ülkede asla güven olmaz. Bu ülkede öyle zamanlar gördük ki, 8 yılda altı hükümet kuruldu. Çoklu siyasi döneme girdiğimizde 16 ayda bir hükümet kurulmuştur. 16 ayda bir hükümetin kurulduğu bir ülkede istikrar olur mu? Olmaz, küresel sermaye oraya gelir mi? Gelmez, gelmedi de. Ama şimdi geliyor, güveniyor Türkiye'ye."

Emeklilere memurlara, işçilere seslenen Erdoğan, memurun maaşından zorunlu tasarruf adı altında para kesildiğini, bunların MHP, DSP, ANAP, SHP ve CHP'nin geçmişinde bulunduğunu anlatarak, "Ne kadar biliyor musunuz? Başbakan oldum, masaya oturdum, önüme geldi rakam. 15 katrilyon,bugünün rakamıyla 15 milyar. Hemen arkasından da bir tablo daha geldi, bunun adı da KEY, yani Konut Edindirme Yardımı. Güya memuru işçiyi ev sahibi yapacaklarmış, maaşlarından kesiyorlar. Niye biliyor musunuz? Maaşları ödeyemiyorlar onun için. Ne kadar? 3,5 katrilyondu. Ne yaptı? 18,5 katrilyon. Bu paraları kim ödedi? Biz ödedik" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bakıyoruz, daha seçimler yapılmadan seçim süresi için, seçim sonrası için bahane üretmeye başladılar. Kendi durumlarından o kadar ümitsizler ki hep birlikte bölücü örgütün güdümündeki parti için çalışıyorlar. Ey benim Manisalı kardeşim oyunu görüyor musun? CHP destekliyor, MHP destekliyor, Pensilvanya destekliyor, Ermeni lobisi destekliyor. Kandil zaten komuta merkezi durumunda, emirler oradan geliyor. Tüm bunlar kimi destekliyor? 6, 7, 8 Ekim olaylarında milleti sokağa döküp 50 kişinin ölümüne yol açan partiyi destekliyor" dedi.

"Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programları kapsamında Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara hitap eden Erdoğan, Başbakanlığı döneminde yapılanları anlattı, iktidara geldiklerinde devletin memuruna ve işçisine borçlu olduğunu, o borçlarını ödeyerek yanlışı düzelttiklerini söyledi.

Bir Manisa türküsünde, "Karşıdan gelir oğlu serviye benzer boyu, bakmayın çalımına heybesi saman dolu" denildiğini aktaran Erdoğan, "Bunların heybesinde, millete hizmet namına hiçbir şey yok. Bunların heybesinde, saman bile yok. Bunlarda sadece çalım var, yalan var, hakaret var, tehdit var, bahane var" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin milli gelirini 230 milyar dolardan, 800 milyar dolara çıkardıklarını belirten Erdoğan, 78 milyonun refahını artırmaya devam edeceklerini ifade etti.

Bu hedefleri başbakanlığı döneminde koyduklarını aktaran Erdoğan, milletin refahını yükseltmenin bu şekilde olacağının altını çizdi.

"Yalanla iftirayla atıp tutmakla bu işler olmaz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakıyoruz, daha seçimler yapılmadan seçim süresi için, seçim sonrası için bahane üretmeye başladılar. Kendi durumlarından o kadar ümitsizler ki hep birlikte bölücü örgütün güdümündeki parti için çalışıyorlar. Ey benim Manisalı kardeşim oyunu görüyor musun? CHP destekliyor, MHP destekliyor, Pensilvanya destekliyor, Ermeni lobisi destekliyor. Kandil zaten komuta merkezi durumunda, emirler oradan geliyor. Tüm bunlar, kimi destekliyor? 6, 7, 8 Ekim olaylarında milleti sokağa döküp 50 kişinin ölümüne yol açan partiyi destekliyor."

Ölen 50 kişinin de öldürenlerin de Kürt olduğunu belirten Erdoğan, "Bir insan can alır mı?" diye sordu.

-"Bunlar kandan besleniyorlar"

200 aydın tarafından yayınlanan bildiriye de değinen Erdoğan, "Ne aydını ya bunlar karanlık. Düşünün 50 kişinin ölümüne neden olan bu kişileri, bu anlayışı destekleme kararı alıyorlar. 15 yaşında Yasin Börü et dağıtmaya çıkıyor, 3 kattan atıyorlar, bıçaklıyorlar, ondan sonra da üzerinden araba ile geçiyorlar. Hiç bunlarla ilgili, bunlardan bir nedamet duydunuz mu? Annesine, babasına 'pişmanız, özür dileriz' dediklerini duydunuz mu? Bunlar dürüst değil, bunlar kandan besleniyorlar. İşte ben bunları Van'da gördüm musluklardan kan akıyor" ifadelerini kullandı.

Üzerlerine gidince billboardların, musluklardan su akan billboardlarla değiştirildiğini hatırlatan Erdoğan, Van'a da İzmir'e de suyu kendilerinin getirdiğini aktardı.

-"Bunların elinde milletin inancına her türlü hakaret var"

Bu görevlerin, belediyelere ait olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Lafla bu işler yürümüyor. Onun üzerine billboardladan bunları kaldırdılar, normal billboardlar asıldı. Kardeşlerim, canımız yanıyor, canımız. Seçim döneminde milleti tehdit eden, adaylara, seçim bürolarına saldıran hatta Hakkari'de, Şırnak'ta, Siirt'te vatandaşlarımızı öldürenlerin arkasındaki partiye bel bağlamış durumdalar. Bunların elinde sadece kan yok aynı zamanda milletin inancına, değerlerine, mukaddesatına yönelik her türlü hakaret var.

Ne diyor? Taksim Kabemiz'dir. Benzerini geçmişte CHP yapıyordu biliyorsunuz, 'Kabe Arap'ın olsun bize Çankaya yeter' diyorlardı. Biz ne diyoruz? Bizim Kabemiz Mekke'dir, öyle mi? Farkımız bu. Ne yapıyor? Diyaneti kapatma sözü veriyor. Şimdi bir şey daha söylüyorlar. Nedir? CHP diyor ki 'İmam hatipleri kapatacağız'. Kayseri'ye gidiyor, 'Öyle bir şey söylemedim' diyor. Ne söyledi? 'Ben 1+8+4' dedim. Biz bu yalanı çok duyduk. Bunlar 28 Şubat'ta da aynısını yapmadı mı? Ve orta kısmı kapattılar mı? 600 bin öğrencisi vardı, 60 bin öğrenciye düştü. Niye? Üniversiteye gidemiyor, başörtülü olamıyor. Ne yapsın mecburen çekilmeye başladılar."

İmam hatiplerin şu anda açık olduğunu, katsayının kaldırıldığını, öğrencilerin istedikleri üniversitelere gidebildiğini kaydeden Erdoğan, alandakilere seslenerek onlardan başarı beklediğini belirtti.

Başörtüsü sorunun artık üniversitelerde de imam hatiplerde de bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, Danıştay'ın "düz liselerde", Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun ise "yargıda" başörtüsü sorunu olmadığı yönünde karar aldığını hatırlattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber