Gençler siyasete ilgisiz, oy verirken ailelerine bağlılar

İstanbul 1. Bölge'de konuştuğumuz gençler siyaset ve seçime karşı ilgisiz. Liseyi yeni bitiren gençler oy verirken ailelerine göre karar alıyor. Gençlerin en büyük kaygısı ise gelecekleri....

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 06 Haziran 2015 08:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Gençler siyasete ilgisiz, oy verirken ailelerine bağlılar

Gizem Acar-İstanbul

7 Haziran'da yapılacak seçimlerde 18 yaşına yeni giren 2.5 milyon genç ilk kez oy kullanacak. Bu büyük sayı seçimlerin sonucu üzerinde etkili olabileceği gibi gençlerin endişeleri ülkenin geleceği açısından da önemli.

İstanbul 1. Bölge'de konuştuğumuz gençler farklı görüşlere sahip olsa da ortak noktaları çok. siyasetle ve önümüzdeki seçimlerle ilgilendiğini söyleyen neredeyse yok. Birçoğu bu nedenle ailelerinin oy verdiği partileri tercih ettiğini, anne babalarının telkinlerinin etkili olduğunu söylüyor. Özellikle ilk kez oy kullanacak olan ve henüz üniversiteye başlamamış 18-19 yaşlarındaki gençler, siyasete oldukça uzak. Bir milletvekili hatta bakan ismi akıllarına gelmiyor. Ailelerinin görüşlerinin dışına çıkan yok denebilir. İlgisiz ve bilgisiz oldukları konuları açıkça dile getiren gençler, bunun siyasetçilerin gençlere yönelik politika üretmemesinden, onlara ulaşmak için çaba sarf etmemesinden kaynaklandığını düşünüyor.

Üniversiteli gençlerde ise, işsizlik ve gelecek kaygısı hissediliyor, eğitim ve sınav sisteminden şikayet etmeyen yok. Gelecekle ilgili de karamsarlık hakim.

Seçim arabaları etkisiz

İlk durağımız olan Marmara Üniversitesi Güney Kampusu'nun önünden geçen 'minibüs caddesi'; parti bayrakları birbirine karışmış halde, ara ara son ses parti şarkılarını çalan seçim arabaları geçiyor. Ancak öğrenciler için Gündem seçimler değil finaller. Kampusun etrafındaki kafe ve restoranlarda önlerinde notlar son hazırlıklar yapılıyor. Sınavdan çıkan 22 yaşındaki üç erkek arkadaşa "Siyasetle ilgileniyor musunuz? Seçimleri takip ediyor musunuz" sorusunu yönelttiğimde; "Açıkçası hayır", "Tam değil" ve son olarak da "Evet" yanıtını alıyorum. Oy verirken neye önem verdiklerini sorduğumda gülerek, "Bir kere tüm o konuşmaların hiçbir önemi yok... Seçim otobüsleri ve bayrakların da hiçbir önemi yok" diyorlar. Üçü de karar alırken partilerin ideolojileri ve görüşlerinin etkili olduğunu söylüyor. Arkadaşların biri MHP'ye, biri CHP'ye oy vereceğini söylerken; siyasetle ilgilendiğini söyleyen tek genç CHP ve MHP arasında kararsız.

Kutuplaştırma tehdit

Kararsız genç, "MHP'de beğendiğim adaylar var ama seçilemeyecek sıradalar, Mehmet Aslan gibi biri önde olsa oy verebilirdim" diyor. Sevdiği Şafak Pavey'in İstanbul birinci bölgede birinci sırada yer alması nedeniyle biraz daha CHP'ye yönelmiş. Bir genç için ülkedeki en büyük sorun olarak işsizliği görüyorlar. Onun dışında eğitim sistemi, burs olmaması ve trafiği sıralıyorlar. Ülkenin geleceği hakkında üçü de oldukça karamsar, bu seçimlerin değişim yaratacağını da düşünmüyorlar. Hatta içlerinden biri ülkenin durumunu 'ümitsiz vaka' diye niteliyor. En rahatsız oldukları şey ise 'kutuplaşma', 'iktidarın karşıt görüşleri reddetmesi.'

'İç savaş bile çıkabilir'

Öğretmenlik son sınıf öğrencisi Esra (22) ve Ceren (22), KPSS'ye hazırlanıyor. Ceren, MHP'ye oy vereceğini söylüyor, Esra ise kararsız. Gençler, eğitim sisteminden ve okulda aldıkları eğitimin seviyesinden çok şikayetçi. Soruların çalınmasından yakınan Ceren, "Bu da hırsızlık, emek hırsızlığı" diyor. Ceren'in endişesi 'işsizlik', Esra'ya göre ülkedeki en büyük sorun "adaletsizlik." Oy kullanırken kişilere de önem verdiğini belirten Ceren, "Mesela çok sayıda kadın aday çıkarılması, kadına verilen önemi gösterir" diyor. Her iki genç de ülkenin geleceğini 'karamsar' görüyor; Ceren, "İç savaş bile çıkabilir. İnsanlar mutsuz, taraf seçmek zorunda hissediyor" diyor.

Sınıf öğretmenliği okuyan 20 yaşındaki Beyza ve Zehra, siyasetle 'hiç' ilgilenmediklerini söylüyorlar. Zehra, "Ben pek bilmiyorum, Saadet Partisi'ne verebilirim oyumu. O da boş atmamak için" diyor. İki genç de eğitimden yakınıyor. Zehra, "Eğitim sisteminin sürekli değişmesi moral bozuyor" diyor. Zehra'ya göre ülkedeki en büyük sorun "işsizlik."

Dershaneler ne olacak?

Üsküdar'da çarşının önünde sohbet eden iki arkadaş 18 yaşında ve ilk kez oy kullanacaklar. Her ikisi de Ak Parti'ye oy vereceğini söylüyor. Siyasetle ilgilenmediklerini, kararlarında ailelerinin Ak Partili olmasının etkili olduğunu söylüyorlar. Tuğba, yaşam tarzının da etkili olduğunu belirtirken, adını vermek istemeyen arkadaşı, "Yaşam tarzım nedeniyle rahat etme fikri önemli. Kapalı olduğum için okullara gidebilmek önemli" diyor. Tuğba, aslında savcı olmak istediğini ama başörtülü olduğu için bunun mümkün olmadığını, bu nedenle avukat olmaya karar verdiğini söylüyor. Ancak çok sayıda avukat olduğu için 'ne kadar iş gelir' gibi endişeleri olduğunu belirtiyor. Tuğba, "Dershanelerden önce, dershanelere olan ihtiyaç kapatılsın. Okulda öğretilenle sınavda sorulanlar aynı değil. Ben dershanede, dört yılda okulda öğrendiğimden daha çok şey öğrendim" diyor. Beğendikleri siyasetçiler olup olmadığını sorduğumuzda Tuğba, "Numan Kurtulmuş'u çok seviyorum" diyor, arkadaşı ise aklına siması gelen biri olduğunu ancak içişleri mi yoksa dışişleri bakanı mı olduğunu hatırlayamadığını belirtiyor.

Kadıköy'de CHP-HDP çekişmesi

Üsküdar'dan sonra Anadolu yakasının bir diğer merkez ilçesi Kadıköy'e geçiyorum. CHP'nin İstanbul'daki kalesi olan Kadıköy'de bu kez HDP de pay kapmaya çalışıyor. Özellikle de gençler için büyük bir çekişme var. Yeditepe Üniversitesi Mimarlık bölümü öğrencisi Ozan (20), siyasetle ve seçimlerle ilgilenmiyor; "Kapitalizm ve komünizmin ortasında olduğum için CHP'ye oy vereceğim" diyor. Ozan'ın ülkede gördüğü en büyük sorun 'bireysel özgürlüğün olmaması.' Kadıköy'de çalışan üniversite öğrencisi HASAN (20) da siyasetle ilgilenmese de CHP'ye oy vereceğini belirtiyor. Sebebi ise sosyal demokrat olması. En fazla şikayetçi olduğu şey 'ulaşımın hizmet değil ticarete çevrilmesi.'

'İki parti biliyorum'

19 yaşındaki Üsküdarlı Nil, üniversite sınavında bankacılık bölümünü kazanmayı istiyor. Siyasetle ilgilenmeyen Nil, kararsız ama oyunu ailesinin telkinleri ışığında kullanacağını belirtiyor. Ak Parti ve CHP dışındaki partiler hakkında pek fikri olmadığını söylüyor. Partilerin gençleri bilgilendiremediğini düşünüyor, sadece AK Parti'den ilk kez oy kullanacağı için evlerine mektup geldiğini belirtiyor. Mektubun etkili olup olmadığını sorduğumda, "İlla ki oluyor. Üniversiteler için neler yapacaklarını anlatmışlardı. En azından ne yapmak istediklerini öğreniyorsunuz" diyor. Nil, "Dershanelerin kapatılması üniversiteye hazırlananları kötü etkiledi" diyor. Okulda öğretilenle üniversite sınavlarında sorulanların "alakasız" olduğunu belirtiyor. İşsizlik kaygısı yaşayan Nil, hangi bölümde daha fazla iş olanağı olduğunu tartarak karar vermeye çalıştığını söylüyor. Ülkenin geleceği hakkında ne düşündüğünü sorduğumda ise "Biraz daha gelişirse iyimser olunabilir" diyor.

'Siyasiler esprili olsun'

'Doğma büyüme Kadıköylü' Mert (22) ve Duygu (21), HDP'ye oy vereceklerini söylüyorlar. Mert, "Yüzde 9'larda kalıp barajı aşamamaları kötü olur. Baraj çok yüksek. Demokrasi açısından çok kötü" diyor. Selahattin Demirtaş'ı sempatik bulduğunu belirten Mert, "Hep aynı lafları eden, kelimeleri uzata uzata ulusa sesleniş yapan biri değil en azından" diye ekliyor gülerek. Demirtaş'ı genç olduğu için de daha yakın gördüğünü söyleyen Duygu, "Güler yüzlü biri olması bence önemli. Bağırıp çağırmak yerine espriyle atışsın politikacılar" diyor. Sosyoloji okuyan gençlerin en büyük kaygısı mezun olunca nasıl iş bulacakları.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber