Üniversiteye girmek kolay, iş bulmak zor

Bu yıl üniversiteye girmek önceki yıllara göre sanki çok daha kolay olacak. Boş kalan kontenjanlar konusunda da yeni bir rekor kırılırsa hiç şaşırtıcı olmaz. Çünkü işsizler arasında ilk sırada üniversite mezunları geliyor.

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 14 Haziran 2015 15:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Üniversiteye girmek kolay, iş bulmak zor

Abbas Güçlü

YÖK yeni kontenjanları açıkladı.

Neredeyse barajı aşan herkese yer var.

Bu yıl üniversiteye girmek önceki yıllara göre sanki çok daha kolay olacak.

Boş kalan kontenjanlar konusunda da yeni bir rekor kırılırsa hiç şaşırtıcı olmaz.

Çünkü işsizler arasında ilk sırada üniversite mezunları geliyor.

Çünkü gençler artık üniversite olsun da neresi olursa olsun demiyor...

KPSS kadrolarının yarattığı hayal kırıklığı da bunun tuzu biberi oldu.

Öğretmen ve sağlık personeli dışında diğer alanlara verilen kadroların azlığı, özellikle sosyal bilimlere olan talebi iyice azaltacak...

900 bin kontenjan

YÖK Başkanı Saraç'ın önceki gün yaptığı açıklamaya göre, üniversitelere bu yıl 850 bin civarında öğrenci alınacak. Bu kontenjanın 423 binini lisans, 380 binini de lisans programları oluşturacak. Üniversitelere ayrıca özel yetenek sınavı ile 26 bin öğrenci alınacak.

Peki, bu kadar öğrenci alınması iyi mi kötü mü?

Bu konu, olaya nereden baktığınıza göre değişir.

Örneğin yükseköğrenimdeki okullaşma oranlarına baktığınızda AB ülkelerinin çok gerisindeyiz ve daha çok yol kat etmemiz gerekir.

İnsan gücü planlaması, istihdam, işsizlik ve kalite penceresinden baktığımızda ise pek çok üniversite ve fakültenin kapısına kilit vurma zamanı geldi de geçiyor...

Eğitim şart ama!..

Bir ülke için, özellikle de genç nüfusa sahip bir ülke için üniversite eğitimi olamazsa olmazların başında geliyor. Ama öyle bir noktaya geldik ki üniversite bitirenler adeta işsizlikle cezalandırıldı. Okuduklarına pişman edildi.

Altyapısı var yok demeden her şehre bir üniversite açarak, akademik donanımın bizim için hiç önemli olmadığını gösterdik.

Yolunacak kaz gözüyle bakılan öğrencilerin, o kente kattığı ekonomik canlılık, bilimsel yeterliliğinin çok daha önüne geçti. Şehirlerden sonra, her ilçeye de bir fakülte ya da yüksekokul açıldı.

Gelinen nokta ise tam bir hayal kırıklığı oldu.

Twitter'daki adresime gelen on binlerce mesajın çoğu maalesef bu yönde.

Yüz binlerce genç, üniversite bitirdiğine bin pişman!..

YÖK Başkanı ne diyor?

Bu durum belli ki başta YÖK Başkanı Saraç olmak üzere Ankara'nın zerre kadar umurunda değil. Öyle olmasa böyle konuşur muydu:

"Bir yükseköğretim kurumuna girme ve orada eğitim alma, üniversite mezunu olma günümüz dünyasında gittikçe önem kazanmaktadır. Bu kurumlardan alınan diplomalar tabii ki yaşam standardını doğrudan etkilemektedir. İnsanın kendisine, toplumuna ve kainata bakış açısını, hayatı yorumlayış tarzını geliştirmektedir. Fakat adaylarımızın bu sınavların sonuçlarını bireysel mutlulukları için tek faktör, aileleri için verebilecekleri en güzel hediye, topluma hizmet etmek için tek yol olarak kabul etmemeleri de gerekir..."

Yekta Hoca keşke bir de yıllardır atama bekledikleri için üniversitede okuduklarına bin pişman olan bu gençlere alternatif çıkış yolları önerseydi...

Bu gidişle yükseköğretim kurumlarının pek çoğu öğrenci bulamadığı için kapısına kilit vurma noktasına gelirse, kabahatliler sıralamasının en son sırasında gençler, ilk sırada da siyasiler ve YÖK yer alacaktır.

Özetin özeti: Her şey gibi üniversiteleri de değersizleştirdik, sıradanlaştırdık, en acısı da kaçılır hale getirdik. Yuh olsun hepimize...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber