Demirtaş: Hedefimizi yüzde 15 olarak belirlemiştik

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Şunu net olarak belirteyim. Biz parti olarak 2015 hedeflerimizi genel seçimlerinde hedeflerimizi yüzde 15 olarak belirlemiştik. Dolayısıyla belirlediğimiz hedefin biraz altında bir oy aldık diyebiliriz" dedi.

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 14 Temmuz 2015 22:19, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Demirtaş: Hedefimizi yüzde 15 olarak belirlemiştik

Selahattin Demirtaş 7 Haziran'da baraj tartışmaları sürerken barajı 3 milyona yakın oyla geçmelerine ve 'emanet oy' tartışmalara ilişkin " Şunu net olarak belirteyim. Biz parti olarak 2015 hedeflerimizi genel seçimlerinde hedeflerimizi yüzde 15 olarak belirlemiştik. Dolayısıyla belirlediğimiz hedefin biraz altında bir oy aldık diyebiliriz. Bizi şaşırtan şoke eden yüksek bir oy almadık. En nihayetinde barajı aşmak ve parlementoya güçlü bir muhalefet grubu taşımak bizim içiğn çok önemliydi. O nedenle ortaya çıkan yüzde 13.1Ilik bir oy da çok kıymetliydir çok değerlidir. Türkiye siyasi tarihinde dengtelerin bu kadar sarsıldığı çok az seçim olmuştur. " ifadelerini kullandı.

Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: kim bize oy verdi? bu yüzde 13.1'lik oyu nerden aldık. Türkiye'den aldık. Türkiye'den kim varsa; Türkiye'nin farklı yaşam tarzları olan, farklı inançları olan bu çoğulcu topluluğu HDP'nin etrafında buluştu. Dolayısıyla HDP'yi parlementoya taşıyan sadece şunlardır, sadece bunlardır diyemeyiz. Türkiye'nin kendisidir. Biz de zaten bu iddiayla ortaya çıkmıştık.

HDP'nin barajı aşmasıyla herkes şunu yüreğinde hissetti: demekki bu toplumda büyük bir tehdit oluşunca, ağır aksak da işleyen bu demokrasimiz içinde bir çare bulunabiliyor. Bu insanlarımızda bir güven duygusu yarattı. Kişiyi kastetmiyorum. Yani sayın Cumhurbaşkanı ya da AKP sözcülerini, yetkililerini kast etmiyorum. Bir anlayıştan söz ediyorum. Bu anlayış tehlikedir. Bu tekçi dayatma 'ben varım, benim dışımda hiç kimse olmamalı' anlayış, bir tehlikedir. bu tehlikeyi durdurmamız lazım. Aklını başına alacak bir ders vermemiz lazım. İşte bunu da anti-demokratik seçim ortamına rağmen halk başardı.

'HDP'nin seçim zamanında, bölgede baskı uyguladığı' iddiaları üzerine demirtaş şu yanıtı verdi:

Biz 285 sandıkta full HDP oyu almışız. AKP'de 185 sandıkta full oy almış. Bu oyların toplamı, yani full olarak HDP'ye çıkmış oyların toplamı 50 bindir. Yani büyük bir kısmı da kırsal bölgelerden değil. AKP'nin oy aldığı yerlerde de biz yanı başındaki köyden oy almışız. Bizim yanıbaşımızdaki köyden de AKP full oy almıştır. 100'de 13.1'lik oyun büyük bir kısmı zorla, baskıyla alındı denmesi de seçmenin iradesine hakarettir.

KANDİL VE KCK'NIN AÇIKLAMALARI

Niye böyle bir açıklama ihtiyacı duydular yaptılar, ben bunları açıklayabilecek bir durumda değilim. Bulunduğumuz noktadan Halkların Demokratik Partisi olarak hem Türkiye hem Ortadoğa siyasetini okumaya çalışarak anlam vermeye ve bütün bu ortaya çıkan gerilimi nasıl nasıl sonlandırabilitriz. Nasıl barışa evriltebiliriz. Bunları kendi aramızda da tartışıyoruz. Şöyle bir hatırlatma yapalım 28 Şubat, Türkiye'de Dolmabahçe Mutabakatı dediğimiz bizim heyetimiz ve hükümetin yetkililerinin yaptığı bir ortak açıklama var. Dolmabahçe Mütabakatı dediğimizmetinde '10 madde müzakere edilmeli ve bu on maddede Türkiye'nin zararına bir şey yok' dendi. Çok da doğru bir tesbit. Türkiye'nin demokrasisine hizmet edecek bu vesileyle de Küürt sorununun çözümün kolaylaştıracak tartışma başlıklarıydı. Onunla birlikte bir silahsızlanma süreci başlayacak; eş zamanlı olarak bütün bunlar bir çözüme kavuşacaktı. 28 Şubat daha seçim atmosferine girmediğimiz bir dönemdi. Hemen akabinde, birkaç gün sonra ülkenin Cumhurbaşkanı "Dolmabahçe'deki görüntü yanlıştı. Ortada bir mütabakat falan yoktur, ortada bir masa yoktur, bir müzakere yoktur, tarf yoktur, bunların hepsi yanlıştır. Kürt sorunu yoktur" diye bir konuşma yaptı ve tekrarladı. Israr etti.

Gelinen noktada aceleci olmamak lazım. Bugünkü yaptığım açıklamamda da ifade ettim, KCK'da bu gibi durumlarda da daha sabırlı olamalıdır. Bir hükumet kuruluş aşamasıdır. Çözüm sürecinin akıbeti ne olacak. Bütün bunları yeni kurulacak bir hükümet -kurulamazsa da bir erken seçim- akıbetini ondan sonra göreceğiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber