Davutoğlu: Diyarbakırlılar artık bıktı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kurban Bayramı'ndan Diyarbakır'a geçerek Ulu Cami'de kıldığı Bayram namazının ardından Diyarbakırlı vatandaşların kulağına eğilerek, "Artık bıktık. Allah razı olsun devam edin bunlardan çektiğimiz yetti' diye dert yandığını paylaştı.

Haber Giriş : 03 Ekim 2015 08:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Davutoğlu: Diyarbakırlılar artık bıktı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Haber 7-Ülke Tv ortak yayınında gerek seçim sürecine gerekse 23 Temmuz'da başlatılan operasyonlara ilişkin olarak önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Davutoğlu'nun açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Seçim beyannamesini halka yazacağız dedik ve geniş anketler yaptık. Halkımızı memnun eden bir beyanname olacak.

Biz 2 Kasım sabahı iktidar olması kesin olan bir partiyiz. AK Parti'siz bir hükümet zaten imkansız. Gençlerimize, kadınlarımıza, esnafımıza, çiftçimize yeni vaatlerimiz olacak. Ciddi çalışmalar yaptık. Bol keseden vaatlerin faydası olsaydı CHP yüzde 25'in üstünde oy alırdı. AK Parti döneminde gençlerin beklenti çıtası yükseldi.

CHP ile koalisyona gidememizin nedenleri de eğitim ve dış politikadır. CHP, imam hatipleri kapatmayacağız diyor ama son 4 yıla bırakacağız diyor. Bu 28 Şubat zihniyeti. Bu okullar, bu ülkenin çocuklarının okuduğu yerler. Ayrımcılığa tabi tutulamazlar.

Seçmene bakınca Türk vatandaş, Kürt vatandaş diye ayrım gözetmem. Hepimiz bir hamur gibi bir aradayız. Bu anlamda Doğu ve Güneydoğu'da inşallah çok daha iyi bir sonuç çıkacak.

Seçim beyannamesini de hep birlikte hazırladık. Farklılıklarla bakmıyoruz.

Seçim güvenliği

1 Kasım'da sandıkların birleştirilmesinin siyasi bir yönü yok, hukuki bir karardır. Eğer reform hükümeti kurma yetkimiz olsaydı bunlardan biri de bu yasal değişikliği yapmaktı. Şimdi yapılmak istenen de bu. Seçim güvenliği kesin suretle sağlanacak.

Ülkesi için sorumluluk almayanların, seçim güvenliğiyle ilgili kararlara tepki göstermelerine hakkı yok.

HDP'ye sesleniyorum; Vekilleriniz operasyon bölgelerine gidecek, terörist cenazelerinde hükümete meydan okuyacak sonra da gelip seçim güvenliği kararlarına itiraz edeceksiniz. Karşılığı ne olursa olsun halkımızın güvenliği için gerekeni yaparız. Selahattin Demirtaş'ın barış ve özgürlük söylemlerini inandırıcı bulmuyorum.

Ben bayramda Diyarbakır'a geçtim Ulu Cami'de Bayram namazı kıldım o kadar coşkulu şekilde millet beni bağrına bastı ki. Kulağıma eğilip bir çoğu 'Allah razı olsun devam edin bunlardan çektiğimiz yetti' dedi.

Gezi provokasyonu çözüm sürecini baltalamak için yapıldı. Biz bunları biliyoruz.

Bizi eleştiren MHP, HDP'yle birlikte yasalara karşı çıktı. CHP çıktı onlarla birlikte eylem yaptı. Seçim sonrasında HDP'nin bu kadar çok vekil çıkarması olumlu bulundu Türkiyeleştirilecek diye. Ama bunlar küstahça silahlanın çağrısını yaptılar. Ben 'size fırsat vermeyiz' dedim. Çağrılar devam etti.

Paralel yapıyla, HDP aynı şeyleri söylediler. DAEŞ konusunda girişimlerde bulundular. DAEŞ'in saldırısını planlayan kimse, Suruç'taki saldırıyı planlayan kimse Ceylanpınar'da iki polisimizin şehit edilmesini planlayan aynıdır.

23 Temmuz günü açık ve net talimatımızı verdik. DAEŞ'e Suriye'de PKK'ya Irak'ta gereken ders verilecek dedik. 3 gecede 452 hedef vuruldu. Bel, omurgadır. Burada da PKK'nın omurgası Kandil'dir. Tek tek onları kırıyoruz. Ya silahları bırakacaklar, ya da biz onlara silahları bıraktıracağız.

Rusya Hama'da, Humus'ta sivilleri vurdu. Orada DEAŞ yok ki. Esed DEAŞ'in gitmesini istemez. Yeniden görüşeceğiz Putin ile. Tavrımız bu konuda net. Yabancı müdahaleye karşı olanlar, Rusya'ya bir şey demiyor.

Basın saldırıları

Türkiye bir hukuk devletidir. Saldırının kime yapıldığı değil, ne olduğudur. Yapılan büyük bir suçtur. Star'a, Akit'e, Murat Sancak'a ya da Ahmet Hakan'a ne olursa olsun şiddetin her türlüsü kınanmalıdır. Olayın mahiyeti araştırılırken hükümeti suçlamak doğru değil. Bir ihmal mi oldu?

Koruma meselesini iner inmez sordum. Daha önce istenmemiş. 10 gün önce istenmiş. 2 gün önce de son yazı onaylanmış. Hepsine geçmiş olsun dileğimi iletiyorum. Bana ne kadar karşı olurlarsa olsunlar, onun yanındayım bu konuda yine de.

Neredeyse gri alanların kalmadığı bir dönemden söz ediyoruz. Bu yanlış bir şey. Bir yayın organı oluyor, hükümet ne derse eleştiriyor. Terörle mücadele bağlamında ise bu hepimizin olayı."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber