Sami Selçuk: Askerî yargıtay olmaz, Dünya'da benzeri yok

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Eylül 2006 11:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türkiye'nin laiklikten vazgeçme lüksü olmadığını belirterek, ''Çağcıl bir devlet kurmak istiyorsanız zaten başka çareniz de yoktur'' dedi.

Selçuk, İş Dünyası Vakfı'nca Üsküdar Kandilli'deki İTO Tesisleri'nde, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un da katıldığı iftarın ardından düzenlenen ''Laiklik'' konulu konferansta konuştu.

Selçuk konuşmasında, Türkiye'de laiklik konusu tartışıldığında bir gerilim yaşandığını belirterek, 1999'da Yargıtay Başkanlığı döneminde yaptığı laiklikle ilgili konuşmasının ardından da kendisine ''saldırılar'' olduğunu ve etrafında kimsenin kalmadığını söyledi.

Türkiye'de laikliğin bir sorun olmanın ötesinde sorunsala dönüştüğünü ifade eden Selçuk, ''Oysa Türkiye gerçekten laiklikten vazgeçme lüksüne sahip değildir. Çağcıl bir devlet kurmak istiyorsanız zaten başka çareniz de yoktur'' diye konuştu.

Selçuk, Türkiye'nin ''laiklik'' ilkesiyle değil, ''laisizm'' ile yönlendirildiğini savunarak, bu iki kavram arasında fark bulunduğunu söyledi.

Yargıtay Onursal Başkanı Selçuk, ''Laiklik uygulamaya yansıtılmadıkça Türkiye'nin laik bir düzene kavuşması da mümkün değil'' diye konuştu.

Aydınlanma devrini tamamlamış ülkelerde, dinin kendiliğinden kendi alanına çekildiğini ifade eden Selçuk, Türkiye'de ise Diyanet İşleri Başkanlığı ile dinsel bir kurul oluşturulduğunu söyledi.

Laikliğin demokratik sistemlerde bir gereklilik olduğunu kaydeden Selçuk, laiklikte en önemli sonuçlardan birinin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almak olduğunu anlattı.

Türkiye'de laikliğin tam anlamıyla işlemediğini de öne süren Selçuk, dinin merkezden yönlendirilmesi halinde, o dinin değişimine de engel olunduğunu söyledi.

Sami Selçuk, devletin din konusunda belirleyici olmasının da teokrasi anlamına geldiğine ifade ederek, ''Laikliği doğru uygulamak Türkiye'nin görevidir'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de bazı kavramlar üzerinde "bize özgü" değerlendirmeleri yapıldığını ve bundan bıkıp usandığını anlatan Selçuk, "Deniyor ki 'bize özgü laiklik'. Ben bu 'bize özgürlük'ten bıkıp usandım. Çünkü ne zaman yeni bir şey söylense 'Bu Türkiye'ye özgü durum' deniyor. Bakıyorsunuz, ben başkanlığım sırasında dedim ki, 'Bir ülkede iki tane Yargıtay olmaz. Döndünüz arkasından iki tane Danıştay yaptınız. Böyle bir şey olmaz. Eşyanın doğasına aykırı. Çünkü Yargıtay'ın varlık nedeni aynı ülkede tek biçimde yorum yapmayı sağlamaktır. Askeri yargıtay rüşveti yorumluyor, sivil yargıtay da yorumluyor. Bazen ters düşüyorsunuz. Bu nasıl bir şey? Dünyada böyle bir örnek yok. Hukuka saygılıysak gelin bunun gereğini yapalım' demiştim. Bundan da kıyamet kopardılar. Hukuka mı saygı duyacaksınız, cemaatçi bir yaklaşımla kendinizi mi savunacaksınız? Bu, Sovyet Rusya'da da olmadı. Orada bile askeri yargıçlar bir dairede görev alırlar, ama 'Askeri Yargıtay' olmaz, olamaz da; bu mümkün değil. Şimdi diyorlar ki 'Bu Türkiye'ye özgü'. Sen bunu yaparsan, doğrusu hukuk da olmaz" değerlendirmesinde bulundu.

Konferansın soru-cevap bölümünde katılımcıların sorularını cevaplayan Selçuk, başörtüsü meselesi ile ilgili de açıklamalar yaptı. Konunun aslında hukuken çözüldüğünü anlatan Selçuk, "Bazıları bunu bilmezlikten gelmektedir" dedi. Selçuk, "Mahkeme kararlarının sadece hüküm fıkraları bağlayıcıdır. Gerekçeler bağlayıcı değildir. Bunu her hukukçu bilir. Anyasa Mahkemesi'nin gerekçesi isabetli değildir. Hüküm fıkrası doğrudur. Şimdi gerekçeye baktığınız zaman, evet, üniversitelere o çucukları sokmanız mümkün değil. Ama o gerekçe bağlamaz. Sadece hüküm fıkrası bağlar. Bunu nasıl oluyor da onca hukukçunun yer aldığı YÖK, hukuk fakülteleri ve başka fakülteler görmezden geliyor, bunu anlamış değilim." dedi.

Kamuoyunda tartışılan TCK'nın 301. maddesiyle ilgili konuşan Selçuk, AB nedeniyle Türkiye'nin bazı şeyleri yapmak zorunda kalacağını belirtti. Selçuk, "Türkiye 301. maddeyi değiştirecektir. Değiştirmek zorunda kalacaktır. Bunu kendiliğinden yapsa iyi eder. 301. madde 80 yaşındadır. Kimse kimseyi aldatmasın. 80 yıldır içtihat oturmamışsa şimdi mi oturacaktır? Oturmasını da kimse beklemesin." şeklinde konuştu.

Konferansın sonunda Bakan Coşkun, Selçuk'a İş Dünyası Vakfı'nın tarihi binasının cam içine lazerle işlenmiş görüntüsünün bulunduğu bibloyu dernek adına hediye etti. Bakan Coşkun Selçuk'un konuşmaları üzerine bir fıkra anlatarak konferasnı bitirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber