Ünal: Türkiye bu gerilim ortamından çıkar

Böyle bir muhalefet ile beraber bir anayasa ve sistem değişikliğini konuşuyor ve tartışıyoruz. Umarım, Türkiye bu gerilim ortamından çıkar ve bunları tartışabileceği, konuşabileceği bir iklime girer

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Aralık 2015 11:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Ünal: Türkiye bu gerilim ortamından çıkar

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye ile İsrail arasında anlaşma sağlandığı iddialarına ilişkin, "İsrail ile şu anda, daha önce konuştuğumuz, özür, tazminat ve ablukanın kaldırılmasını konuşuyoruz. Bunu birileri 'Türkiye'nin İsrail'e yakınlaşması' olarak değerlendiriyorsa, bu doğrudan bir art niyettir. Bu aslında akamete uğrayan bir sürecin tekrardan başlatılmasıdır" dedi.

Bakan Mahir Ünal, AA'ya gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin ana kronik sorununun anayasa olduğunu belirten Ünal, TBMM'de "Atatürk'ün Anayasası'na dokundurtmayız, ilk dört maddeye dokundurtmayız" şeklinde pankartlar açıldığını anımsattı. Atatürk'ün yaptığı "1924 Anayasası'nı 1961'de kim değiştirdi?" diye soran Bakan Ünal, "Kim değiştirdi? Darbeciler değiştirdi" diye konuştu.

1920 ve 1930'lu yıllar düşünüldüğünde Atatürk'ün ortaya koyduğu iradenin gerçek anlamda bir demokrasi iradesi olduğunu vurgulayan Ünal, 1935'te Recep Peker'in Almanya ve İtalya'yı ziyaret ettiğini, "Cumhuriyet Konseyi" kurmayı hedefleyen 27 sayfalık bir rapor hazırladığını anımsattı.

Bakan Ünal, "Atatürk bu raporu gördüğünde, o dönemde 'Beni diktatör olarak göstermek istiyorlar. Ben bir diktatör değilim' diyen ve demokrasi iradesi olan, o günün şartlarında bu iradeyi ortaya koymuş bir devlet adamı. Ama bugün Atatürkçü olduğunu söyleyenler, mesela ilk dört maddenin değiştirilemez olduğunu iddia edebiliyorlar" ifadesini kullandı.

Bu çatışmaların maalesef 2011'de son derece iyi niyetle başlayan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun bir mutabakatla sonuçlanmamasına neden olduğunu kaydeden Ünal, "Çünkü masaya anayasayı değiştirmek için oturmadı arkadaşlar. Bunu da kendileri ifade ettiği için söylüyorum. 'Biz direnmek için bu masaya oturuyoruz. Biz korumak için bu masaya oturuyoruz' dediler" değerlendirmesinde bulundu.

Ünal, seçimlerde, halkın kendilerine anayasayı tek başına değiştirebilecekleri yetkiyi vermediğini belirtti.

- "Tam tersine başkanlık sistemi keskin kuvvetler ayrılığına dayanır"

Anayasaların omurgasını siyasal sistemlerin oluşturduğunu anlatan Ünal, anayasalarda yasama, yürütme ve yargı erklerinin bulunduğunu ifade ederek, yasama erkiyle ilgili bir sorun olmadığını ancak yürütme bahsinde siyasal sistemin, idari olarak nasıl yönetilecek konularının konuşulduğunu vurguladı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na teklifimizi sunarken, diğer siyasi partiler siyasal sistemle ilgili tekliflerini sundular. Biz de başkanlık sistemini o dönemde sunduk siyasal sistem teklifi olarak. Seçim beyannamelerimizde de neden başkanlık sisteminin tarafımızdan teklif edildiğini ifade ettik ama bunu bizimle tartışmaya bile tahammül edemediler. Dediler ki 'Bunu dayatıyorsunuz.' Dedik ki 'Siz bize başkanlık sistemini teklif etmeyin dediğiniz zaman dayatmış olan asıl siz oluyorsunuz. Biz bir siyasal sistem teklif ediyoruz ve gelin bunu tartışalım.' 'Parlamenter sistem, yarı başkanlık partili cumhurbaşkanlığı' diyorsunuz biz de 'Başkanlık sistemi' diyoruz. Gelin bunları bir masanın etrafına oturup tartışalım. Siz baştan daha tartışmaya girmeden 'Yok siz diktatör olmak istiyorsunuz, yok siz Türkiye'yi tek elden yönetmek istiyorsunuz' demek yerine 'Evet bunu tartışalım' deyin."

"Tam tersine başkanlık sistemi keskin kuvvetler ayrılığına dayanır ve parlamento ile başkanı 'check-balance' üzerinden dengelersiniz" ifadelerini kullanan Ünal, sözlerine şöyle devam etti:

"Maalesef, tüm bunları konuşmayan, tartışmayan ama tartışacak donamımı olmadığı için de kavga eden bir muhalefetimiz var. Böyle bir muhalefet ile beraber bir anayasa ve sistem değişikliğini konuşuyor ve tartışıyoruz. Umarım Türkiye bu gerilim ortamından çıkar ve bunları tartışabileceği, konuşabileceği bir iklime girer."

- "İsrail özür diledi, tazminatı kabul etme noktasına gelmişti"

İsrail ile Türkiye'nin anlaştığı yönündeki iddialara ilişkin soruya Ünal, "Türkiye'nin İsrail ile olan ilişkilerinde, özellikle Mavi Marmara'dan sonra yaşanan ve açık sularda İsrail'in savunmasız sivil insanlara dönük bir saldırısı gerçekleşti. Bu kabul edilebilir bir şey değildi. Biz İsrail'den özür dilemesini, tazminat ödemesini ve ablukayı kaldırmasını istedik. İsrail özür diledi, tazminatı kabul etme noktasına gelmişti. Ablukanın kaldırılmasına da belli bir çerçevede sıcak bakıyordu" yanıtını verdi.

2013'ten sonra Türkiye'de bir türbülans dönemi yaşandığına dikkati çeken Ünal, şunları kaydetti:

"İktidarı sandık üzerinden değiştiremeyen güçler önce Gezi ile sokak üzerinden, sonra 17-25 Aralık ile devlet bürokrasisine sızmış belli bir 'Paralel Yapı' tarafından değiştirmek istedi. 7 Haziran'da da siyasette bir tek başına iktidar ortamı çıkmayıp da bir belirsizlik ortamına siyasetin girmesiyle birlikte doğal olarak Türkiye'nin uluslararası ilişkileri alanında, sadece İsrail boyutunu söylemiyorum, bir kafa karışıklığı oluştu. Ama 1 Kasım'dan sonraki süreçte, birilerinin 'gidici' diye beklediği iktidarın milletin iradesiyle son derece sağlam bir şekilde yerinde durduğu görüldü. Dolayısıyla, sadece İsrail boyutunda değil, şu anda Avrupa Birliği ilişkilerinde de çok ciddi, sıcak gelişmeler var. Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan ve birçok ülkeyle yürüyen ve hızla güçlenen ilişkilerimiz var."

İsrail ile yeni bir şey konuşulmadığını aktaran Bakan Ünal, "İsrail ile şu anda, daha önce konuştuğumuz özür, tazminat ve ablukanın kaldırılmasını konuşuyoruz. Bunu birileri 'Türkiye'nin İsrail'e yakınlaşması' olarak değerlendiriyorsa, bu doğrudan bir art niyettir. Bu aslında akamete uğrayan bir sürecin tekrardan başlatılmasıdır" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber