Kadın istihdamı emin ellerde

Küçük sermayelerle imece usulü başladıkları yolda kendi işlerinin patronu oldular. Çevrelerindeki ilçe ve illerede örnek olan Merzifonlu kadın girişimcilerin başarı öyküsü herkesi imrendirecek cinsten. TEPAV'ın İstihdam İzleme Bülteni verilerine göre, Türkiye'deki kadın istihdamı beş yılda yüzde 58 artarak, 3,8 milyon oldu. Böylece, kadın istihdamının toplamdaki payı yüzde 24'den yüzde 27'ye çıktı. Kadın istihdamını yine onlardan dinledik ve başarı hikayelerine ortak olduk.

Kooperatiflerine bağlı 70 tane kadın bulunduğunu söyleyen Amasya Merzifon İlçesi Kadın girişimciler Kurulu Üyesi Bingül Alış, "Köylerimizdeki yaban dağ ürünlerinden reçel ve pekmez üretiyoruz. 5 yıldır çok çalışıyoruz. Kadınlarımız önce kendilerine

inandılar. Bunu yaparken imece usulü çalıştılar" diye konuştu.

BAKIŞLARI DEĞİŞTİ

Kadın girişimcilerin başarılı olunca eşlerinin onlara bakış açılarının değiştiğini belirten Alış, "Çeşitli fuarlarda, başka kadınlara dokunduk. Bu onlar için okul gibiydi. 2011'de bir toplu resmimiz var, 2015'te yenisini

çektirdik. İkisi arasında beden dilleri yönünden o kadar büyük uçurum var ki" diyen Alış, bir şirketten büyük bir teklif aldıklarını paylaşıyor.

GELİNİN SANDALYESİ VAR

Eşinden harçlık isteyemezken şimdi çocuğuna harçlık verecek duruma geldiklerini söyleyen Alış, "Kayın valideler gelini ezerken, şimdi o davranışı yok etmeye çalışıyoruz. Gelinin bir sandalyesi olmaya başladı. Önceden anti depresan ve ağrı kesici kullanan kadınlar, şimdi tüm sıkıntılarından kurtuldu" diyor ve ekliyor: "Önemli olan para kazanmak değil. Başararan kadın, doğru rol model olacağına inanıp özgüven kazanıyor ve mutlu oluyor. Önemli olan bu."

DESTEKLER İŞ KURMADAN ÖNCE VERİLSİN

Kendi yörelerinde en büyük sıkıntının sermaye olduğunu söyleyen Bilecik Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hülya Esel, "Kadın girişimciler KOSGEB ve devlet desteklerinden yeteri kadar faydalanamıyor. Bu desteklerin yenilenmesi gerekiyor" diyor. Verilen desteklerin iş kurmadan önce verilmesi gerektiğini ifade eden Esel, "Bizdeki işleyişte, önce işi kuruyorsun sonra faturanı gösteriyorsun ve karşı taraf sana öyle parayı veriyor. O makbuzları görmeden vermiyor. Ama kişide zaten iş kurma fikri var. Para olmadığı için yatırım yapamıyor. Girişimcilik konusunda özellikle pozitif ayrımcılık diyoruz. Bunu iş hayatımıza daha farklı yansıtabiliriz" açıklamasında bulunuyor.

Göç veren şehirler daha çok hibe istiyor

Bir buçuk senedir Erzincan'da bir halı mağazası işlettiğini anlatan Fatma İnci, şehrin esnaf için çok durağan olduğundan yakınıp işletmesini kapatmayı düşündüğünü söylüyor. İnci, "Sen idealistsin, her şeyi getirip üretim yapmak istiyorsun fakat şehir durağan olduğu için bunu gerçekleştiremiyorsun. Satış yapamayınca zarar ediyorsun. Cesaret edemiyorsun. Küçük, ölü, nüfusu göç eden şehirlerde devletin daha çok hibe vermesini istiyoruz" diyor.

Çalışan değil, işinin patronu oldu

Evde otururken aniden bir girişimcilik kursuna gitmeye karar verdiğini anlatan Selma Özsabuncu ise, "Birkaç pimapenci Gemlik'te yer açmak istiyordu, bana 'biz bir yer açalım sen de onun başına geç otur. Biz de seni destekleyelim' dediler. Çalışan değil ortak olacağımı söyledim. Ve o dönem devletten, 30 bin hibe, 70 bin lira faizsiz kredi aldım. Beşinci yılımdayım, işimi büyüttüm" diye özetleyiveriyor başarı hikayesini bize.