Türkiye'yi terörle engellemek istiyorlar

Türkiye'de son günlerde artan terör olaylarını değerlendiren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz "Türkiye'nin güçlenmesinden, huzur içinde kalmasından, büyümesinden yana olmayanlar bu güçlenmeyi engellemeye çalışıyorlar" diye konuştu.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 21 Mart 2016 07:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Türkiye'yi terörle engellemek istiyorlar

Terör hain ve sinsi yüzünü göstermeye devam ediyor. Ankara'da üçüncü kez gerçekleşen hain saldırının ardından İstanbul'da yeni bir terör olayı yaşandı. Peki terör olayları son dönemde neden hortladı, bu saldırıdan kimler ne umuyor, bu saldırıların son birkaç yıldır Türkiye'yi bir türbülansa sokmak isteyenlerin planlarıyla kesiştiği nokta nedir, bölge halkı terör olaylarına nasıl yaklaşıyor konuları akla gelen sorular arasında. Ben de bu kez sorularımı Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'a sordum.

Ankara terörün üçüncü kez hedefindeydi. Önce Ankara, ardından İstanbul'da terör saldırıları... Bu saldırılar için neler söylemek istersiniz?

Öncelikle terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Vefat edenlerin yakınlarına ve bütün milletimize baş sağlığı diliyorum. Bu eylemler hepimize yönelik yapıldı. Buna karşı da hepimizin ortak tavır sergilemesi gerekiyor. Terör saldırılarına karşı elbette güvenlik tedbirleri alacağız, mücadele edeceğiz bunlarda şüphe yok. Ama en önemli olan husus ise toplumsal dayanışmadır.

KARANLIK AKIL DEVREDE

Türkiye neden bir süredir sürekli terörün hedefinde?

Türkiye çok başarılı bir ülke, 13 yıldır bir sıçrama yaptı. Demokrasisini, ekonomisini yüksek seviyelere çıkardı. Uluslararası alanda eskisinden çok daha ağırlığı olan ülke haline geldi. Türkiye'nin güçlenmesinden, huzur içinde kalmasından, büyümesinden yana olmayanlar bu güçlenmeyi engellemeye çalışıyorlar. Ayrıca Ortadoğu'da bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Ortadoğu yeniden şekilleniyor, kartlar yeniden karılıyor. Küresel güçlerin, bölgesel güçlerin hepsi Ortadoğu'da. Suriye başta olmak üzere Ortadoğu çok dinamik bir dönemden geçiyor. Bu dönemde Türkiye'yi içine kapatmak istiyorlar. Türkiye'deki kaosu, sorunları artırıp, Türkiye'nin dikkatini iç meselelere yoğunlaştırıp bu süreçlere müdahil olmasına engel olmaya çalışıyorlar. Karanlık akıl devrede.

TERÖR BİZİ VAZGEÇİREMEZ

Aslında Türkiye son birkaç yıldır bir planın hedefinde. Resmin büyüğüne baktığımızda son terör olayları, Gezi olayının bir parçası sayılabilir mi?

Evet bir parçası. Bu yaşananları büyük resmin parçaları olarak görmek gerekir. Birbirinden farklı terör örgütleri eş zamanlı şekilde Türkiye'ye saldırıyorsa, birbiri ile ilgisizmiş gibi görünen yapılar eş zamanlı olarak aynı hedefe dönük çalışmalar yapıyorsa bunlar arasında bağlantıyı görmek lazım. Türkiye sıradan bir ülke değil. Kimi odaklar bunu tahrip etmeye yöneliyorlar. Türkiye'de kutuplaşmayı attırmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin birliğini, beraberliğini bozmaya çalışıyorlar. Terör ne yaparsa yapsın biz birliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirmeliyiz. Doğru politikalara devam etmeliyiz. Terör bizi bu politikalardan vazgeçiremez.

ERDOĞAN'IN ŞAHSINDA YENİ TÜRKİYE HEDEFTE

Cemil Bayık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi hedef alan açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar için ne söylersiniz?

Bir süredir Sayın Erdoğan'a yönelik bir saldırı var. Birbirinden çok farklıymış gibi görünen çevrelerden benzer bir saldırının yapıldığı görülmekte. Paralel yapı da, terör örgüt PKK da yapıyor, bazı uluslararası medya kuruluşları da aynı çaba içinde. Bu rastgele bir hedef seçme değil. Bu saldırılar aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsına yönelik bir saldırı değil. Asıl saldırdıkları reformlar yapan, dünyanın değişik yerleri ile bağlantı kuran bir Türkiye. Genel anlamda Sayın Erdoğan'ı zayıflatırlarsa veya konumunu sarsarlarsa Türkiye'nin bu yürüyüşünü akamete uğratacaklarını hesaplıyorlar. Özel anlamda ise Erdoğan'ın şahsına yönelik Doğu'da daha sistemli bir saldırı olduğunu görüyoruz. Sayın Erdoğan'ı Kürt halkımız nezdinde düşmanlaştırmaya çalışıyorlar.

Niçin böyle bir çaba içindeler peki?

Erdoğan'ın Kürt vatandaşlarımızla sistem arasında bağ kurma noktasındaki rolünü çok iyi biliyorlar. Tayyip Erdoğan'a duyulan sevgi, ona hissedilen güven ülkenin birliğine, beraberliğine entegrasyon anlamında çok önemli bir kanal, önemli bir güvence. Bunu fark ettikleri için özellikle ve sürekli şekilde bu gönül bağına saldırıyorlar.

Bölgedeki sıkıntıları yerinde tespit ediyoruz

Bölgede terörle mücadele kararlılıkla devam ediyor, öte yandan halkın ihtiyaçları da hükümetin gündeminde. Bölgede tam olarak ne yapılıyor?

Bölgede yaşayan masum insanımız için terörden ve terörle mücadeleden doğan bazı mağduriyetler oluşuyor. Biz de vakit geçirmeden vatandaşların yaşadığı mağduriyetleri tespit etmek ve gidermek için bölgede çalışıyoruz. İnsanımızla iç içe, bütün kamu kurumlarımız, sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılar yaparak sokakta dolaşarak, esnafı gezerek yaşanan sıkıntıları yerinde tespit ediyoruz. Hızlı bir şekilde bu sorunlara tedbirler geliştiriyoruz.

Ne gibi sorunlar oluştu?

Silopi örneğinden anlatayım. Silopi'de operasyonlar bitti. Bu süreçte yıkılan binalar, zarar gören evler, alt yapıda birçok sıkıntılar doğdu. Öncelikle zararı tespit ediyoruz. Bunu tamamladıktan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu bölge ile ilgili yeni bir imar çalışması olacak. Silopi'de 10 bin liraya kadar zararı olan hafif hasarlı yapılar için nakdi yardımlar yapılacak. Geriye kalan oturulamaz ya da yıkılan yapıları da TOKİ yardımıyla yeniden inşa edilecek.

Gençlere eğitim verip istihdam sağladık

Bölgedeki terörden oluşan mağduriyetlerin giderilmesindeki önemli diğer husus da ekonomi olsa gerek?

Maalesef yaşanan olaylarla birlikte yerel ekonomi ciddi darbe yedi. Bunu toparlamak için esnafımıza 100 bin liraya kadar kredi imkanı getirdik. İş-Kur aracılığı ile toplum yararına çalışma programları başlattık. Silopi'de 400 genci 9 aylığına işe aldık. Hem bu kişilere mesleki eğitim veriliyor hem de yerel esnafa bir katkı sağlanmış olunuyor. Sosyal yardım vermek yerine gençleri istihdam ederek aileleri desteklemiş oluyoruz. 21 Mart'ta 800 genç daha işe alınacak. Her aileden birer kişi olmak kaydıyla gençlere bu imkanı sunuyoruz. Bu tedbirler bölge ekonomisini canlandıracak projeler. Örneğin TOKİ orada çalışmalarını yürütürken yerelden işçi kullanacak, yerelden malzemeler alınacak.

Kadınlar için özel bir çalışma var mı?

Kadınlara mikrokredi desteği vereceğiz. Bu çalışma kapsamında hem mesleki eğitim vereceğiz hem de küçük küçük projelerini destekleyeceğiz. Kadınların kendi işlerini kurmalarını sağlayacağız. Sosyo-ekonomik açıdan gençler ve kadınlar bizim ana hedef kitlemiz.

Fikir özgürlüğüyle suçu ayırmalıyız

Terör tanımının değişmesi konusunda neler söylemek istersiniz?

Fikir özgürlüğü çok önemlidir ve her demokrasi için olmazsa olmazdır. Ancak fikir özgürlüğünden ayırmamız gereken bazı hususlar var. Hakaret, küfür, nefret suçları, teröre destek gibi evrensel hukukta suç sayılan kavramlar var. Türkiye son dönemde yaşadığı terör hadiselerinde bu konuyu tartışmak durumunda kaldı. Hukukçuların bu ince ayarı iyi formüle etmeleri gerekiyor. Fikir özgürlüğünü sonuna kadar savunmamız gerekiyor. Diğer taraftan da fikir olmayan hususları ayırmamız gerekiyor. Terör örgütü sadece o eylemi yapan tek kişiden ibaret değil. Örgüt denildiği zaman silahlı mensuplar, lojistik destek sağlayanlar, örgütsel yapının farklı gruplar altında destekçileri oluyor. Bunu da çok iyi tanımlamak gerekiyor. Örgüt parçası olmak, örgüt üyesi olmak sadece eline silah alıp eylem yapmakla olmuyor. Terör hadiselerinin yaşanması bu konuları doğal olarak gündeme getiriyor. Keşke Türkiye terör olaylarını hiç yaşamasa da bu tartışmaları hiç yapmasak. Ancak insanın canı, hayatı bütün özgürlüklerin temelidir. Can güvenliğiniz yoksa hiçbir özgürlüğü yaşayamazsınız.

Solun şiddetle ilişkisi artık sorgulanmalı

Yaşanan terör olaylarının ardından nasıl bir sınav verildi. Terör olaylarını gerçekleştirenleri savunanları da görmedik değil...

Önemli olan yıkanları kahramanlaştırmamak, tam aksine inşa edenleri kahramanlaştırmaktır. Toplumsal olarak bu işi nasıl sahiplendiğimiz, terörü boşa çıkartacak esas mecradır. Sol geleneğimizin de eleştiri yapması gerekiyor. Sol aydınların bu yaşanan olaylardan sonra sol geleneğin şiddetle ilişkisini tartışmaları lazım. Devrimci şiddet diye bir kavram ile başlatıp intihar bombacılarına varan bir serüven yaşadı Türkiye. Bu kavramları sorgulamazsak yaptığımız mücadeleler ancak bir yere kadar sonuç verecek.

Terör moral bozukluğu ister

CHP, MHP ve AK Parti ortak deklarasyon yayınladı, bu hayli sevindirici bir durum ancak Kılıçdaroğlu'nun ayrıca yaptığı açıklamada PKK ifadesi geçmeden hükümete ağır eleştirileri oldu. Bu yaklaşım için ne dersiniz?

Terör olayı yaşandığında olması gereken siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın, akademisyenlerin ortak tavır sergilemesidir. Bunu başardığımızda terörle mücadeleyi büyük oranda kazanmış olacağız. Türkiye'de bu kadar acı tecrübeler yaşanmasına rağmen hala arzu ettiğimiz noktada değiliz. Olaylar yaşandığında eleştirileri hükümete, polise değil de o anda teröre yönelik yapmak gerekir. Teröre karşı birlik ve beraberlik içinde durmamız lazım. Elbette daha sonra çeşitli sorgulamalar yapılabilir. Ancak bir terör saldırısı söz konusu olduğunda birbirimizle cedelleşmek, birbirimize siyasi polemiklerle yüklenmek aslında tam da terörün istediği ortamı sağlar. Terör elbette moral bozukluğu olsun, birlik zedelensin ister. Terörün istediğinin tam tersine tavır sergilemek gerekir. Ancak sizin de verdiğiniz bazı örneklerde olduğu gibi Türkiye'deki siyasi kültür hala tam olarak olgulaşmadı.

Nil Gülsüm

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber