'Olağanüstü hal gündemden çıkmalı'

Türkiye'de "Bir sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan edilmesi gerekir" sözünü gündemimizden kaldırmamız lazım".

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 10 Nisan 2016 06:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Olağanüstü hal gündemden çıkmalı'

Bülent AYDEMİR

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Güneydoğu'da devam eden terörle mücadele operasyonları, son dönemde ülkede artan şiddet olayları, toplumdaki travma ve siyasetteki gerginliğe ilişkin samimi ve önemli değerlendirmeler yaptı. Habertürk Gazetesi Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'i Çankaya Köşkü'nde ağırlayan Kurtulmuş, şunları söyledi:

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Ankara Temsilcimiz Bülent Aydemir'e konuştu.

ORTAK DURUŞ: Siyasetçiler olarak kavgadan ziyade, sorun çözücü bir dille siyaset yapmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin başına musallat olan şer odaklarına, suç örgütlerine, şiddet çetelerine karşı ortak bir mücadele vermemiz lazım. Muhalefetin vazifesi tabii ki hükümeti eleştirmek olacaktır ama Türkiye'nin bu mücadelesini, kararlılığını zayıflatacak herhangi bir davranış içerisinde de olmamak lazım.

SIKIYÖNETİM, SEFERBERLİK:

Türkiye'de "Bir sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan edilmesi gerekir" sözünü gündemimizden kaldırmamız lazım. Mevcut yasalar çerçevesinde, terörle mücadelede, güvenlik güçlerimiz cansiperane bir mücadele veriyor. Zaman zaman kullanılan yöntemlerden birisi de sokağa çıkma yasağıdır. Bu yöntemin, terörle mücadeleye katkısı olduğunu görüyoruz.

BİNALARI UZAKTAN PATLATMA:

Her ilçede, o ilçenin şartlarıyla ilgili olarak sahada mücadele eden birimler ciddi bir koordinasyon içinde. Aslında hepsi de farklı bir mücadele yöntemi geliştiriyorlar. Her il ya da ilçede bu tecrübeler edinildikçe ne gerekiyorsa yapılıyor, yapılmaya da devam edecek.

'PARALEL'LE PKK-DAEŞ GİBİ MÜCADELE:

TSK, emniyet, adliye teşkilatlarımızın ve diğer bütün kurum ve kuruluşlarımızın yöneticilerinin, bu örgütün yapılanmasıyla mücadele etmek, sorumluluğudur. Bunları yaparken asla bir cadı avı olmamalıdır. PKK ile DAEŞ ile mücadeledeki şartlarımız neyse, buradaki mücadelede de şartlarımız odur.

MÜZAKERE OLMAZ:

Terör örgütüyle müzakere süreci, örgütün tekrar çatışmayı başlatmasıyla, şehirlere, ilçelere saldırmasıyla ortadan kalkmıştır. Şu anda, terör örgütünün eylemsiz, hareketsiz hale getirilmesi birinci vazifemizdir. Bütün kesimlerin de sözlerini dinlemeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Bu meselenin sahibi 78 milyonun ta kendisidir. Suç çeteleriyle, şiddet örgütleriyle oturup herhangi bir müzakerenin yapılması herhalde çok da doğru bir yol değildir.

TOPLUMSAL TRAVMA:

Tabii ki birçok insanı rencide eden tecavüz olaylarından aile içi şiddete kadar, İstanbul'da öldürülen o ufacık yavrumuza kadar son derece adi, alçakça, vahim kriminal vakalarla karşı karşıya kaldığımız doğrudur. Sonuçta "Bir toplumsal travma yaşıyoruz" diyerek, büyük çoğunluğun tepki gösterdiği bu alçakça suçları işleyen münferit insanların ırkı, cinsiyeti, inancı, mesleği, etnisitesi üzerinden bütün topluma mal etmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. "Türkiye toplumu battı, bir bataklığın içerisinde..." Böyle bir şey yok. Ama şunu derseniz, "Toplumda bir gerilim var mı?", tabii ki var.

BAŞKANLIK SİSTEMİ:

Biz, başından beri başkanlık sistemini Anayasa tartışmalarının tek maddesi olarak görmediğimizi ifade ediyoruz. Bizim öngördüğümüz Türkiye'nin anayasal bir reform sürecine ihtiyacı olduğudur. Gelin bundan kaçmayın. Uzlaşırsak ne ala. Son noktayı inşallah nisan sonu, mayıs ayı içerisinde koyup sivil bir Anayasa'yı önce parlamentoya getireceğiz. Destek bulup çıkaracağımızı, en azından 330'la halkoyuna gidebileceğimizi öngörüyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber