'Suriyelilerin yerli vatandaş sayılacağı spekülasyondur'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: Mülteciler konusunda çok fazla spekülasyon yapılıyor. Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması söz konusu değildir. Ama ilave birtakım yükler içinde olan beş ilimiz... Mesela Kilis, nüfusundan fazla mülteciye sahiptir.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Nisan 2016 18:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Suriyelilerin yerli vatandaş sayılacağı spekülasyondur'

Kurtulmuş, GAP Tarımsal Eğitim Merkezi'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

64. Hükümet olarak ilk kez Ankara dışında gerçekleştirdikleri Bakanlar Kurulu'nu hep birlikte idrak ettiklerini aktaran Kurtulmuş, imkan olduğu takdirde belli periyotlarla, 3-4 aylık sürede, ülkenin farklı şehirlerinde Bakanlar Kurulu'nu yapmalarının mümkün olacağını söyledi.

Bakanlar Kurulu'nun Şanlıurfa'da yapılmasının kent açısından çok önemli olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıl dönümünü kutladıklarını belirterek, düşmana karşı canlarıyla kanlarıyla mücadele eden tüm şehitleri ve meşhur 12'leri hayırla yad etti.

Kurtulmuş, hükümetin kente büyük bir hediyeyle geldiğini, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın gayretleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nda ilk olarak Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) ele alındığını, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve ilgili bakanların bu konuda sunum yaptığını dile getirdi.

GAP'ın toprak, su ve insan kaynaklarının entegre, sosyo ekonomik ve sürdürülebilir bir şekilde ele alındığı bölgesel bir kalkınma planı olduğunu anlatan Kurtulmuş, "GAP bizim gençlik yıllarımızdan itibaren önemli projelerden birisi olarak görülen projedir. Sadece ekonomik tarafı değil sosyal, kültürel tarafı olan bir projedir. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki örnek projelerden birisidir. Bu projenin aşağı yukarı son noktaya gelmiş olması Türkiye için sevindiricidir. Sulama ve enerji yatırımlarının eş zamanlı olarak devam ettiğini, bunda da sona gelindiğini görmek memnuniyet verici" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Merkez Bankası Başkanlığına Sayın Murat Çetinkaya, Bakanlar Kurulumuzda açılan imzayla atanmıştır. İnşallah Merkez Bankasının, Türkiye'nin 2023 hedefleriyle uyumlu bir şekilde, Türkiye'de bütün ekonomiyi, bütün yönleriyle ele alarak kendi sorumluluklarını yerine getireceğini ve bu anlamda başarılı bir dönem geçireceğini ümit ediyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Şanlıurfa'daki GAP Tarımsal Eğitim Merkezi'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklama yaptı.

Kurtulmuş, GAP'ın Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne ekonomik getirisinin 7 milyar dolar olarak hesaplandığını belirterek, AK Parti iktidarlarında GAP'a büyük önem verildiğini ifade etti.

AK Parti döneminde 800 kilometre ana sulama kanalının yapıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, 2002'den bugüne kadarki süre içinde bölgede yapılan duble yol uzunluğunun da 7 kat arttırıldığını anlattı.

Bölgeye yapılan yatırımların da arttığını dile getiren Kurtulmuş, "Geldiğimiz nokta itibarıyla GAP Projesi ilk tasarlandığı şekliyle bitecektir ama Güneydoğu Anadolumuzun kalkınması asla durmadan, duraksamadan devam edecektir" diye konuştu.

İki yeni değişkenin göz önüne alınarak, GAP'ın bir anlamda güncellenmesinin, hükümetin bundan sonraki bölgesel yatırımları bakımından önemli olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu değişkenlerden birisi Güneydoğu Anadolu'da bulunan, özellikle bu bölgede bulunun Suriyeli sığınmacılar meselesi. Yaklaşık 2 milyon 750 bin Suriyeli sığınmacıyla karşı karşıyayız. Bunların bir kısmı bu bölgede yer alıyor. Bir diğer gelişme ise son zamanlarda yaşadığımız terör olaylarıyla birlikte bu bölgenin kalkınması bakımından yeniden her alanda eğitimde, sağlıkta, istihdamda, ulaşımda, barajların yapılmasında, sulama kanallarının bitirilmesinde, insan kaynaklarının gücünün artırılmasında, kurumlarımızın kapasitelerinin artırılmasında yeni perspektife ihtiyacımız olduğu görülüyor. Bu çerçevede GAP Projesi belki eski niteliği itibarıyla bitmek üzere ifade ettiğim gibi ama Güneydoğu Anadolu'nun gelişmesi için yeni projelerle, yeni perspektiflerle hükümetimiz yoluna devam edecektir."

- "Mülteciler Strateji Planının hazırlıkları yapılmıştır"

Toplantıda Suriyeli sığınmacılar meselesinin de ele alındığını bildiren Kurtulmuş, bu çerçevede Suriyeli mültecilerle ilgili son duruma ilişkin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanlığı tarafından sunum yapıldığını kaydetti.

Kurtulmuş, Türkiye'de toplam 2 milyon 749 bin 140 Suriyeli sığınmacı bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriyelilerin bir kısmı 26 kampta barınıyor, 269 bini yaklaşık. Bundan sonraki süreçte öyle anlaşılıyor ki Suriyelilerin daha uzun bir süre buralarda, bu bölgede, ülkemizde kalması, misafir edilmesi kaçınılmazdır. Bu çerçevede AFAD vasıtasıyla, bir Mülteciler Strateji Planının hazırlıkları yapılmıştır, bu hazırlıkların gözden geçirilmesini, bugünkü Bakanlar Kurulu toplantımızda yaptık. Bu anlamda eğitim, istihdam, barınma gibi insan hayatını ilgilendiren genel konuların, yaklaşımların dışında, Suriyelilerin sosyal entegrasyonuyla ilgili konular üzerinde durulmuş ayrıca AB Mülteciler Anlaşması kapsamında Suriyeli mültecilere yapılacak projelerin AB fonları kapsamında fonlanmasıyla ilgili de çalışmalara detaylı şekilde başlanılmıştır. Bu çerçevede özellikle 5 ilimizde yani nüfuslarına oranladığınız zaman Suriyeli mültecileri gerçekten büyük bir şekilde ev sahipliği yaparak bağrına basan Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Kilis ve Mardin illerimizde yapılacak çalışmalar ayrı perspektifle ele alınmıştır."

Bakanlar Kurulu'nda, "kişisel verilerin korunması" ile ilgili son zamanlarda yapılan spekülasyonlar da göz önünde bulundurularak, Nüfus ve Göç İdaresi Başkanlığı, Vatandaşlık Hizmetleri Birimi ilgilileri tarafından bilgi verildiğini anlatan Kurtulmuş, "Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili olarak da gerekli çalışmalar gözden geçirilmiştir" ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, Şanlıurfa'da GAP dışında bu kentin özelinde yapılan hizmetler ve bundan sonra yapılacak hizmetlerle ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik tarafından detaylı şekilde bilgi verildiğini dile getirdi.

-Merkez Bankası Başkanlığına Çetinkaya'nın atanması

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıda ele alınan bir diğer konunun da Merkez Bankası Başkanıyla ilgili yapılan atama olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Merkez Bankası Başkanlığına Sayın Murat Çetinkaya, Bakanlar Kurulumuzda açılan imzayla atanmıştır. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyoruz. İnşallah Merkez Bankasının, Türkiye'nin 2023 hedefleriyle uyumlu bir şekilde, Türkiye'de bütün ekonomiyi, bütün yönleriyle ele alarak kendi sorumluluklarını yerine getireceğini ve bu anlamda başarılı bir dönem geçireceğini ümit ediyoruz. Kendisine yeni çalışma döneminde başarılar diliyoruz."

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kurtulmuş, "Geçtiğimiz hafta Türkiye ve İsrail'den dışişlerinden yetkililer bir araya geldi. Bir adım kaldı yorumları yapıldı. Gelinen son durum nedir" şeklindeki bir soru üzerine şunları söyledi:

"İsrail ile anlaşma konusunda, Türkiye baştan itibaren üç temel konuyu gündeme getirmiştir ve bu konuların arkasında durduğunu bugün itibarıyla ifade etmek isterim. Bunlar biliyorsunuz, özür dilenmesi bir meseleydi. Bir başka konu ambargonun hafifletilmesi, bir diğer konu ise Mavi Marmara şehitlerine tazminat ödenmesi, bunlarla ilgili büyük oranda mesafe alındığını biliyoruz ancak biz bu üç meselenin de bütünüyle yerine getirilmeden böyle bir anlaşmanın mümkün olmadığı görüşümüzü bir kere daha tekrarlamak istiyoruz."

- "Suriye'deki siyasi her adım Türkiye'yi birinci derece etkilemektedir"

Kurtulmuş, "Türkiye'nin kırmızı çizgisi, Fırat'ın batısı. Sayın Cumhurbaşkanın ABD ziyareti sırasında da gündeme gelmişti, özellikle de Menbic konusunda Türkiye Amerika arasında görüş ayrılığı vardı. Ancak son dönemde bazı iddialar var, Türkiye'nin ve ABD'nin PYD konusunda anlaştığına dair. Bu iddialar için ne diyeceksiniz" şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:

"Suriye meselesinde başından itibaren görüşlerimizi ifade ediyoruz. Türkiye, Suriye'deki gelişmeler, özellikle sadece Kuzey Suriye değil ama Suriye'nin genelindeki gelişmelerin tamamı Türkiye'yi birebir ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye'nin 911 kilometre Suriye ile sınırı var. Her bakımdan bizi ilgilendiriyor. Oradaki sadece mülteciler meselesi, sadece oradaki halkın göçleriyle ortaya çıkan sosyal sorunlar değil orada Suriye'de siyasi olarak atılacak her adım da Türkiye'yi birinci derece etkilemektedir. Dolayısıyla Türkiye, sınırın öte tarafındaki siyasi gelişmelere çok uzaktaki bir ülkeymiş gibi kayıtsız kalamaz. Bunu da bir kere daha açıklıkla ifade etmek istiyoruz.

Biz bu anlamda özellikle Türkiye'nin içerisinde terörle bu kadar büyük bir mücadele verilip, bu kadar ağır fatura ödediğimiz bir dönemde Suriye'nin kuzeyinde terör örgütlerine destek anlamına gelebilecek herhangi bir siyasi gelişmeyi Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değildir. Bu çerçevede de Türkiye'nin dostlarıyla bu görüşünü her platformda paylaştığını bütün kamuoyu biliyor, bu anlamda ortak bir noktaya gelene kadar dostlarımızın da bizim bu konudaki hassasiyetimize saygı göstermelerini bu hassasiyetlerimizi dikkate almalarını bir kere daha ifade ediyoruz."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret eden mizahçı hakkında Almanya'ya nota verilmesine ilişkin, "Basın özgürlüğü fikir özgürlüğü eyvallah, herkes istediği fikri söylesin, en aykırı fikri söylesin, bundan hiçbir şekilde gocunmayız. Ancak, hiç kimsenin, hele bu ülkenin, halkın oyuyla seçilmiş olan Cumhurbaşkanına, oturduğu yerden, televizyon kanalından ağza alınmayacak, hiçbir lügatın, hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir şekilde hakaretler etmesi, hakaretler saydırması kabul edilemez. Bu hiçbir şekilde de 'basın özgürlüğü' diyerek tevil edilemez, tefsir edilemez. Dolayısıyla bu açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ağır bir hakarettir." dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Şanlıurfa'daki GAP Tarımsal Eğitim Merkezi'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklama yaptı, basın mensuplarının soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, Suriye barış görüşmelerinde önemli bir sürece girildiğini belirterek, çözüm umudunun olup olmadığını sorması üzerine Kurtulmuş, "Suriye satrancı"nda siyasi olarak birçok oyunun oynandığını belirtti.

Suriye'de nasıl bir çözüm olacağının birinci derecede muhatabının Suriye halkının kendisi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Suriye halkının istemediği hiçbir çözüm, Suriye halkına zorla hiçbir masada dayatılamaz." diye konuştu.

Suriye halkının geçen 5 sene içinde büyük bedeller ödediğini, büyük acılar yaşadığını, yaklaşık yarım milyon masum insanının hayatını kaybettiğini dile getiren Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Suriye'nin bundan sonraki siyasi geleceğinin ne olacağına bırakın da Suriye halkının kendisi karar versin. Bu anlamda eğer uluslararası camia samimi olarak Suriye'de bir barış elde etmek istiyorsa, Suriye halkının bütün kesimleriyle, bütün farklı siyasi kanatlarıyla herkesin işin içinde olduğu, herkesin temsil edildiği bir demokratik sürecin önünü açsın. Fakat hiç kimse 'Nasılsa masada eli zayıftır' diyerek Suriye halkının istemediği bir görüşü, kabul etmeyeceği bir siyasi çözümü Suriye halkına dayatmaya kalkmasın. Burada asıl olan, soruna cevap bulacak olan, ortaya konulacak çözümleri kabul edecek olan şu ya bu ülke, temsilci değil, bizatihi Suriye halkın kendisidir. Suriye halkının kabul etmediği adil ve kalıcı bir barış masada kabul edilse bile uygulanabilir olmaz. Dolayısıyla uygulanabilir kalıcı, adil bir barış Suriye halkı için bizim temennimizdir, duamızdır, onun sağlanmasını dileriz."

- "Soruşturmalar yürütülüyor"

"Sığınmacıların yerli nüfus sayılacağına" ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, Suriyeli sığınmacılar konusunda çok fazla spekülasyonun yapıldığına dikkati çekti.

"Şunu çok açık söyleyeyim, Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması konusu söz konusu değildir" diyen Kurtulmuş, Suriyeli sığınmacılar nedeniyle bazı şehirlerin ilave yük taşıdığını belirtti. Kurtulmuş, Kilis'in kendi nüfusundan fazla Suriyeli sığınmacıya, Şanlıurfa'nın ise yaklaşık 530 bin Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ifade ederek, "Bu illerimiz gerçekten fedakarca, tam bir ensar anlayışı içerisinde ekmeklerini paylaşıyorlar." diye konuştu.

Söz konusu illerdeki ilave yüklerin azaltılmasına yönelik zaman zaman bazı çalışmaların yapıldığını anımsatan Kurtulmuş, geçmişte de bugün de devam eden bu yardımların daha sistematik hale getirilmesine yönelik bir takım çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi. Kurtulmuş, amaçlarının Suriyeli sığınmacıların yükünün sadece şehirlerin üzerine bırakılmaması olduğunu vurguladı.

Aynı gazetecinin kişisel verilerin korunmasına ilişkin yeni bir çalışma olup olmadığına ilişkin sorusuna Kurtulmuş, "Son sızmaların kesinlikle resmi kaynaklardan olmadığı, İçişleri Bakanlığı verilerinden olmadığı, bunların, bu sızmaların başka bir şekilde ortaya çıktığı anlaşılıyor. Onunla ilgili de gerekli ilave tedbirler alındığı gibi bundan sonraki bu süreçle ilgili soruşturmalar da yürütülüyor." yanıtını verdi.

- "Adalet Bakanımız tarafından paylaşıldı"

Başka bir gazetecinin Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Kilis'te sığınmacılarla ilgili yapılacak bir açılışa katılmak için Türkiye'ye geleceğine yönelik haberleri hatırlatarak, bunun gerçekleşmeyeceğine ilişkin iddiaları sorması üzerine Kurtulmuş, "Herhangi bir şekilde bir program yapacaksak, resmi olarak ilan edilmemiş hiçbir program açıklanmış bir program değildir. Dolayısıyla Kilis programıyla ilgili, Sayın Merkel, başka siyasi liderler, figürler defaatle Türkiye'ye mülteciler meselesiyle ilgili gelmişlerdir. Dolayısıyla hangi program nasıl icra edilecek, bu resmi program olarak oluştuğu zaman kamuoyuyla paylaşılır." diye konuştu.

Özgecan Aslan'ın katillerine cezaevinde silahlı saldırıda bulunulmasının Bakanlar Kurulu gündemine gelip gelmediği yönündeki soruya Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"Özgecan'ın katilleriyle ilgili konu Sayın Adalet Bakanımız tarafından Bakanlar Kurulu'nda paylaşıldı. Özgecan'ın katili olan kişi cezaevinde silahla vurularak önce ağır yaralandı sonra öldüğü bilgisi bize ulaştı. Babasının da hayati tehlikesinin olmadığı ama yarasının ağır olduğu bilgisi var.

Tabii cezaevinde kim olursa olsun, cezaevinde birisinin öldürülmüş olması, bir mahkumun ya da bir tutuklunun öldürülmüş olması asla kabul edilemez. Burada kimin, ne şekilde, nasıl ihmali, kusuru, hatası varsa bu mutlaka ortaya çıkarılacaktır. Bu çerçevede hem Adana Cumhuriyet Başsavcımız olaya el koymuştur hem de Adalet Bakanlığımız derhal bir müfettiş görevlendirmesi yaparak konunun bütün detaylarıyla soruşturulması, silah nasıl sokuldu bu olay nasıl gerçekleşti, detaylar nedir, kimin ihmali, kusuru, hatası vardır bunlar ortaya çıkarılacaktır."

- "Ağır bir insanlık suçu işlemiştir"

Bir gazetecinin, Alman İkinci Kanalı'nda (ZDF) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret içeren şiir okuyan Jan Böhmermann'ın yargılanmasına yönelik nota verilmesine ilişkin sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü eyvallah. Herkes istediği fikiri söylesin, en aykırı fikri söylesin, bundan hiçbir şekilde gocunmayız. Ancak, hiçkimsenin hele bu ülkenin, halkın oyu ile seçilmiş olan Cumhurbaşkanına, oturduğu yerden, televizyon kanalından ağıza alınmayacak, hiçbir lugatın, hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir şekilde hakaretler etmesi, hakaretler saydırması kabul edilemez. Bu hiçbir şekilde de 'basın özgürlüğü' diyerek tevil edilemez, tefsir edilemez. Dolayısıyla bu açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ağır bir hakarettir. Türkiye'deki cumhurun başı olmak hasebiyle 78 milyon vatandaşımıza, yani hepimize ağır bir hakaret anlamına gelir. Bunu kabul etmemiz, bunu uygun görmemiz, bunu hoş görmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye olarak bu edepsiz adamın Alman yasaları çerçevesinde derhal bir cumhurbaşkanına hakaretten yargılanmasını tabii ki isteriz.

Bunu söylerken de asla bir siyasi baskı ortaya koyuyor değiliz. Bunu söylerken de Türkiye'de halkın oyuyla seçilmiş olan bir cumhurbaşkanına yapılan hakareti, millet olarak kabul etmediğimizi, ülke olarak kabul etmediğimizi, ülkeyi yöneten hükümet olarak kabul etmediğimizi açıkça ifade etmek istiyoruz. Dolayısıyla evet bu kişi ağır bir insanlık suçu işlemiştir. Gerçekten edepsizliğin bütün sınırlarını aşmıştır. Buna Almanların da gerekli hassasiyetle eğileceklerini ümit ediyoruz."

- "Şu anda Türkiye gerçekten bir beka sorunuyla karşı karşıya"

Kurtulmuş, "Türkiye'nin Rojova politikası biliniyor ya da kuzey Suriye dediğimiz bölge. Eğer PYD yerine Suriye KDP'sinin de içinde bulunduğu Kürt örgütleri tarafından, Kürt partileri tarafından ortak bir yönetim oluşturulursa, PYD'nin de içinde yer alacağı, ortak bir yönetime nasıl bakarsınız, politikanızda bir değişiklik olur mu?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Bizim derdimiz Suriye'nin kuzeyinde yaşayan Kürt kardeşlerimizle değildir. Kuzey Irak'ta olduğu gibi, Türkiye'nin Güneydoğusu ve Doğu Anadolusunda olduğu gibi, Kuzey Suriye'de de İran'da da bu 4 ülkede yayılmış olarak yaşayan Kürt kardeşlerimiz var. Bizim Kuzey Suriye'deki Kürt kardeşlerimizle en ufak bir problemimiz yok. Fakat bizim karşı çıktığımız, Suriye'deki bu siyasi belirsizlik ve türbülans ortamından istifade ederek herhangi bir şekilde Suriye'nin kuzeyinde birtakım emrivakilerle orada yeni bir siyaset alanı oluşturulmasına karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Orada, mesela insanların bir türlü etnik temizliğe tabi tutulmasına ya da orada Arapların, Türkmenlerin, diğer unsurların o bölgelerden uzaklaştırılmasına karşı çıktığımızı ifade ediyoruz. Ayrıca karşı çıktığımız bir başka önemli konu da kuzey Suriye'deki gelişmelerin Türkiye'deki terör örgütüne bir destek şekline dönmemesini istiyoruz. Şu anda Türkiye gerçekten bir beka sorunuyla karşı karşıya."

Türkiye'nin büyük bir şiddetle, cinayet çeteleriyle, cinayet şebekeleriyle mücadele ettiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Buraya, Suriye'nin kuzeyinden verilecek olan bir siyasi desteğin, doğrudan doğruya Türkiye'deki teröre destek anlamı taşıdığını açıkça görüyoruz. Dolayısıyla hiç kimse bizim kuzey Suriye'deki Kürt kardeşlerimizin varlığından rahatsız olduğumuzu iddia edemez. Nasıl Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimizin varlığından ve orada kendileri bir şekilde kuzey Suriye yönetimini oluşturmuş olan kardeşlerimizin varlığından nasıl rahatsızlık duymuyorsak, kuzey Suriye'deki Kürtlerle nasıl iyi ilişkiler içindeysek, isteriz ki Suriye'deki Kürt kardeşlerimizle de iyi ilişkiler içerisinde olalım.

Hiç kimsenin Türkiye'nin bu iyi niyetini aleyhine kullanarak Türkiye düşmanlığını bir kuzey Suriye siyasetine dönüştürme hakkı olmamalıdır. Daha açık söylüyorum, PYD'nin bir örgütsel grup olarak, Suriye'nin kuzeyindeki bütün Kürtleri temsil etmiyor. Örgütsel bir grup olarak Türkiye'nin içerisindeki terör gruplarıyla işbirliği yapmasını da herhalde tasvip edeceğimiz, bunu da onaylayacağımız zannedilmesin. Suriye'de Türkmenler, Araplar, Nusayriler, Sünniler, Kürtler, Ezidiler, farklı bütün unsurlarıyla bu insanlar yüzlerce senedir burada yaşıyorlar. Kıyamete kadar da yaşasınlar ama birlikte barış içinde yaşasınlar. Hiçbiri, Suriye'nin içerisindeki bu politik dağınıklıktan istifade ederek kendi lehine, diğerlerinin aleyhine siyaset oluşturmaya kalkmasın. Bizim hassas olduğumuz nokta budur."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber