İdris Kardaş: Benim üniversiteden ayrılmam istendi

İdris Kardaş, Bilgi Üniversitesi Küresel Sorunlar Platformu Koordinatörlüğü görevine son verilmesine ilişkin, "Söylediklerimden dolayı insanlarda bir rahatsızlık olduğunu fark ediyordum. Bunu açık konuşamıyorlar bazı insanlar. 'Biz seni fikirlerinden dolayı kovduk' diyemiyorlar tabii ki. Açıkça konuşamıyorlar bunu. En sonunda benim üniversiteden ayrılmam istendi. Kendi isteğimle istifa ettiğim bir durum değil." dedi.

Kardaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teröre karşı her zaman ve her platformda aynı fikirleri savunduğunu, bugüne kadar net tavırlar ortaya koyduğunu ifade etti.

Sosyal medyadaki paylaşımlarının, bazı kesimler tarafından eleştirildiğini belirten Kardaş, şunları söyledi:

"Bugüne kadar teröre karşı net bir duruş sergiledim. Bunu ortaya koydum. Türkiye'nin büyük bir terör dalgasıyla karşı karşıya olduğunu yazdım, söyledim. Bunu hem televizyon programlarında, hem sosyal medyada, hem de diğer mecralarda sürekli söylüyorum. Dolayısıyla, sonuçta üniversitenin tasarrufuyla işime son verildi. Şiddete ve teröre kesinlikle destek vermeyen bir insanım. Barış İçin Akademisyen Bildirisi ortaya çıktığında da bu fikirlerimi açıklamıştım. Ben katilin adını koyuyordum. PKK diyorum, IŞİD diyorum, DHKP/C diyorum. Bunu, devlete 'katil' diyen insanlara karşı da inatla ve yüksek sesle söylüyordum. Dolayısıyla böyle bir hassasiyet zaman içerisinde her platformda gelişiyor. Yani bu söylediklerimden dolayı insanlarda bir rahatsızlık olduğunu fark ediyordum. Bunu açık konuşamıyorlar bazı insanlar. 'Biz seni fikirlerinden dolayı kovduk' diyemiyorlar tabii ki. Açıkça konuşamıyorlar bunu. En sonunda benim üniversiteden ayrılmam istendi. Kendi isteğimle istifa ettiğim bir durum değil."

İdris Kardaş, üniversitedeki görevine son verilmesinin düşüncelerini kesinlikle değiştirmeyeceğini, doğru bildiği yolda yürüyerek, doğru bildiklerini her platformda söylemeye devam edeceğini sözlerine ekledi.

Barış İçin Akademisyenler Bildirinde "Bu Suça Ortak olmayacağız" başlığı adı altında;
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahküm ettiği iddia edilmiş,
çözüm süreci devam ederken silah yığan ve şehirleri silah deposuna çeviren PKK ise eleştiri getirilmemişti.