Sosyal medyanın yan etkisi: Tuş dili

Önüne geçilmesi oldukça zor bir mecra olan sosyal medya, dil yapısıyla sınırları zorluyor.

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 09 Mayıs 2016 09:15, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Sosyal medyanın yan etkisi: Tuş dili

Eda AKAY

Sosyal medya çift yönlü ve etkili bir iletişim yoludur. Herkesin kendine göre yorumladığı ve bir anlam kattığı mecra, genel anlamıyla hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran öğelerden oluşan bilgi ve içerik platformudur. En büyük farkı da eş zamanlı bilgi aktarımıdır. Ali'nin kilometrelerce uzaklıktaki Selin ile bir tuşla anı paylaşmasıdır. Sınırsız özgürlük sunan zeminiyle artık marka ve kurumların da tercihi olmaya başladı bu alan. Haklı olarak tabii... Ona buna laf anlatmaya çalışmıyor, yazıyor birkaç kelime kendince. İşine gelirse... Transmedya denilen bir dönüşüm de söz konusu şimdilerde. Bu, teknolojiyle beraber hayatımıza giren dijital mecranın, diğer geleneksel mecraları (gazete, televizyon, radyo vs.) geride bırakması, hatta yerini alması demek... Kentsel dönüşüm mü bu? Pazar kahvaltısında elinde tablet tutmak, bir gazetenin, derginin verdiği keyfi verir mi sanıyorsunuz?

NASIL BİR DİL KULLANILIYOR?

Bir de bu önüne geçilmesi oldukça zor olan platforma ayak uydurması var. Türkçe'nin sınırlarını zorlayan kelimelerle karşılaşmanız her an mümkün. Geçenlerde otobüste şahit olduğum bir diyaloğu paylaşayım, o zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bir kız, yanındaki arkadaşına dönerek, "Stalklarken gördüm, her şeyi favlamışsın! Bundan sonra sana R yapmayacağım" diye sitem ediyordu. Çocuk ise alaycı bir tavırla, "LOL" dedi sadece.

Şimdi, bu konuşmadan ne anladığımıza gelelim. Argo kelimeler mi bunlar? Kesinlikle değil. Onlar için oldukça doğal, hatta sorarsak TDK onaylı... Ufak bir çeviri yaparsak, kızın erkek arkadaşına demek istediği, "Neler yaptığını takip ederken, her şeyi favorilerine eklediğini gördüm. Bundan sonra geri adım atmayacağım". Yani sosyal medyada yer alan bir uygulamada kendince birkaç şeyi beğendiğini belirtmiş. "LOL" ne demek peki? Konuşmalar küçük beyin komiğine gitmiş, sesli güldüğünü belirtiyor. Halbuki ortada kahkaha falan yok...

Klişe terimler

Selfie (öz çekim): Kendi fotoğrafını çekmek.

Troll: Zarf atmak, yem atmak.

Stalklamak: Bir kişinin her yaptığını "gizli" takip etmek

"R" yapmak: Geri adım atmak

tbt: Geçmiş zaman olur ki...

Caps: Görsele uygun altyazı yazmak

Mentionlamak: Bir ileti içerisinde bir ya da daha fazla kullanıcının adını kullanmak.

Like etmek: Herhangi bir paylaşımı beğenmek.

Pokelamak: Dürtmek anlamına gelmektedir.

Vol: Karşı tarafın profilinde bir paylaşımda bulunmak.

DM (direct message): Sosyal medyadaki mesaj servisi.

Fenomen: Sosyal medyanın büyük bir bölümü tarafından takip edilen kişi.

Kalıplaşmış cümleler

X olduğunda ben: Bir durum tespiti yapılır ve bu duruma verilen tepkinin görsel karşılığı kullanılır.

Bir X favınızı alırım. / X = FAV: Yaşanan bir olayı ya da durumu anlatıp karşılığında takipçilerinin yapılan paylaşımı favorilerine eklemelerini isteyerek destek bekleme.

Ne demek X?: Yaşanan trajikomik bir durumu komik bir duruma bağlama kalıbı.

Hayaller / Gerçekler: Hayal edilenlerin ve gerçekte olanların komik betimlemelerini görsellerle anlatmak.

İyisin tabii: Deniz Seki'nin şarkısı olan bu kalıp, sosyal medyada mizahi bir kalıp haline getirildi.

X diyorsun mutlu sanıyorlar: Ufak bir isyan biçimi... Mutluymuş gibi yaptıklarının aslında mutluluk sebebi olmadığını belirtiyorsun.

(TEMSİLİ): Durum tespiti yapılır, en uygun görsel durumun temsili olarak kullanılır.

X yapmasa iyi kız aslında - x yapmasa iyi çocuk aslında: Hedef alınan kişinin önce kötü yanını söyleyip sonra iyiye bağlamak.

Kısaltmalar

Bro: Yakın olduğun, kanka dediğin insanlara kullanılan hitap.

K.b: Kusura bakma

Popi: Popüler

olan kişi

Aeo: Allah'a

emanet ol

Kib: Kendine iyi bak

Tşk: Teşekkürler

Tm, oke:

Tamam

Grş, by, bb:

Görüşürüz

Öpt, mck:

Öpüyorum

Asqm: Aşkım

SÇS: Seni Çok

Seviyorum

UZMAN GÖRÜŞÜ: Medya okuryazarlığı şart!

Şimdiye kadar birçok uzman yorumladı bu mecrayı... Savunanı da, karşı çıkanı da var. Fakat hepsinin hemfikir olduğu nokta; sosyal medyada fazla zaman geçirmenin, bazı psikolojik sorunları da beraberinde getireceği... Bir diğeri ise dildeki yozlaşma... Özellikle çocuklar ve genç kesimde görülüyor bu durum. Uzmanlar, ebeveynlerin çocukları internetten uzak tutmak yerine sosyal medya okuryazarlığı konusunda eğitim almalarını söylüyorlar. Böylece kullanıcıların internet temelli teknolojik ortamlarda, doğru iletişim kurma ve konuşmaları değerlendirebilme yetileri gelişmiş olacak. Kullanılan uygulamalardaki "beğeni alma çabası" ise, uzmanlarca günlük hayata ilişkin eksikliklerden kaynaklı. Kişi, ailesi ve çevresinden göremediği ilgiyi, duyamadığı sözleri, kendince bir fotoğrafla ya da birkaç cümleyle toplayarak tatmin olmaya çalışıyor. Öyle bir hale geldik ki, "Merhaba" bile demediğimiz insanı arkadaş olarak ekliyor, canımız, kanımız ilan ediyoruz. Sahte bir samimiyet söz konusu anlayacağınız. Yani, bütün bu sanallık bizi rahatlattığı kadar tehlikeye de atıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber