Bankalar çalıntı kredi kartlarından da sorumlu

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 04 Aralık 2006 10:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YENİ Banka Kartları Kanunu sayesinde, kayıp ve çalıntı kartlarla gerçekleştirilen vurgunların faturası artık, kart kullanıcılarına yıkılamıyor.

Faturanın büyük kısmını bankalar üstlenmek zorunda kalıyor. Bu da bankaların, müşterilerine yansıttıkları 30 YTL ile 150 YTL arasında değişen yıllık kart bedelinin bir kısmını kartları sigorta ettirmekte kullanmalarına yol açıyor. Böylece, kayıp ve çalıntı kartlardan hem kullanıcıların hem de bankaların fazla etkilenmesi engelleniyor. Ancak bu uygulamadan yararlanılabilmesi için şifrenin vurgunculara kaptırılmaması gerekiyor.

YILLIK işlem hacmi 22 milyon dolara ulaşan kayıp ve çalıntı kartlarla gerçekleştirilen vurgunlar, 30 milyon kredi kartı kullanıcısının korkulu rüyası olmaktan çıktı. Uygulamaya konulan yeni Banka Kartları Kanunu sayesinde, kayıp ve çalıntı kartlarla gerçekleştirilen vurgunların faturası artık, kart kullanıcılarına yıkılamıyor. Faturanın büyük kısmını bankalar üstlenmek zorunda kalıyor. Bu da bankaların, müşterilerine yansıttıkları 30 YTL ile 150 YTL arasında değişen yıllık kart bedelinin bir kısmını kartları sigorta ettirmekte kullanmalarına yol açıyor. Böylece, kayıp ve çalıntı kartlardan hem kullanıcıların hem de bankaların fazla etkilenmesi engelleniyor. Ancak bu uygulamadan yararlanılabilmesi için şifrenin vurgunculara kaptırılmaması gerekiyor. Oysa, kayıp ve çalıntı kartlarla gerçekleştirilen vurgunların önemli bölümünü Otomatik Para Çekme Makineleri'ne (ATM) kurulan sistemler oluşturuyor. Bu sistemler sayesinde özellikle maaşını ATM makinesinden çekmek isteyen yaşlı ve emeklileri hedef alınıyor. Elde edilen kart ve şifrelerle maaş hesapları boşaltılarak, emeklilerin mağdur olması sağlanıyor. Uygulamanın şifresini kaptıran kart kullanıcılarını devre dışı bırakması, bu tür vurgun olaylarında faturanın kart kullanıcısına çıkmasına neden oluyor. Ancak, market alışverişinin yanı sıra, altın, benzin, giyim gibi alımlarda şifre girilmeden kullanılan kayıp ve çalıntı kartların bankaya bildirilmesi durumunda, kullanıcıların sorumluluğu son 24 saat için 150 YTL'yle sınırlı kalıyor. Diğer harcamalar ise bankanın sorumluluğu altına giriyor. Bankalar da bunu sigorta şirketlerinin üzerine yıkıyor.

VURGUNUN BOYUTU:

Arkadaşımız Birol Öner'in yaptığı araştırmaya göre, 2001 yılında 4 milyon dolar olan sahte ve çalıntı kredi kartıyla gerçekleştirilen harcamaların miktarı, 2005 yılında 22 milyon dolara ulaştı. Bu harcamaların toplam kart cirosunun 10 binde 4'ünü bulması, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ile üye bankaların kredi kartında Chip and Pin uygulamasını Türkiye'ye kaydırmasını sağladı.

Chip and Pin'li kredi kartlarında şifre kullanılarak gerçekleştirilen alışverişler de ATM'lerde olduğu gibi "ağır ihmal" kapsamına sokuluyor. Bu da, kayıp ve çalıntı kartlarla şifre kullanılmadan gerçekleştirilen işlemlerde sorumluluktan kurtulmak için bankaya bildirimde bulunmak yeterli olurken, şifreyle yapılan harcamalarda ise mahkemeye başvurmak gerekiyor.

YASAL ZORUNLULUK:

Tüm bu uygulamalarda, 5464 sayılı yeni Banka Kartları Kanunu'nun 12'inci ve 16'ıncı maddeleri geçerli oluyor. Yasa'nın 12'inci maddesi, kart sahibinin sorumluluğunu 150 YTL ile sınırlandırıyor. Çalıntı kartla yapılan harcamaların bu bedeli aşması durumunda da sorumluk bankalara yükleniyor. Aynı yasanın 16'ıncı maddesinde ise kayıp ve çalıntı kartla gerçekleştirilen harcamaların şifre kullanılarak yapılması durumunda kart sahibi bu bilgileri güvenli bir şekilde korumadığı gerekçesiyle cezalandırılıyor. Banka harcamanın sorumluluğunu üstlenmiyor. Bunun sonucunda kart sahibi sorunun çözümü için mahkemeye başvurmak zorunda kalıyor. Kartın veya kart bilgilerinin çalınması, kaybolması ya da başka bir yolla ele geçirilmesi sonucunda, hukuka aykırı kullanımdan doğan zararların sigortalandığına dikkat çeken bankaların yetkilileri, "Kimsenin mağdur olmaması için ilgili sigorta primlerini karşılıyoruz. Bunun ücretini de müşterilerimize yansıtmıyoruz. Ancak, kart kullanıcıları tamamen kişiye bağlı ve sadece o kişinin bilgisi dahilinde olan şifrenin korunmasından sorumludur. O sorumluluğun yerine getirilememesi durumunda biz de yapılan harcamaları kapsam dışı bırakmak zorunda kalıyoruz" dediler.

erkan çelebi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber