KESK, 'görüşerek oyalanmayacağız' demişti, şimdi verdiği sözü tutuyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Aralık 2006 00:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Değerli Kamu Emekçileri, Kamu Emekçilerinin Dostları Sevgili Mücadele Arkadaşlarım,

KESK'in tarihi, sözün alanlarda kalmaması ve yaşama geçirilmesi tarihidir. Bizler, hak aramanın suç sayıldığı, örgütlenmenin yasaklandığı bir zaman diliminde başlattığımız yürüyüşümüzü bugünlere getirdik. Şu anda tüm Türkiye'de yüz binlerce kamu emekçisi alanlarda ve yüz binlerce yürek birlikte atmaktadır. Bunun verdiği coşkuyla tüm emekçileri buradan bir kez daha selamlıyorum.

Bugüne gelinmesinde 2007 bütçesine yaptığımız itirazların ve taleplerimizin dikkate alınmaması belirleyici rol oynamıştır. Halkın İhtiyaçlarını Değil, Sermaye Ve Rantiyenin İhtiyaçlarını Öngören, Yoksulluk Ve İşsizliği Artıran, İnsanca Yaşanacak Ücreti Çok Gören, Ücret Ve Çalışma Koşullarını Tek Taraflı Belirleyen, Eğitime Yeterli Bütçe, Okulumuza Ödenek Ayırmayan, Sağlıkta Yıkıma Neden Olan TİS Ve Grev Hakkını Engelleyen 2007 bütçesinin halktan, emekçiden yana değiştirilmesini talep ettik. Ancak siyasal iktidar, sizleri, halkı değil IMF'yi düşündüğünden, bütçeyi onların isteğine göre şekillendirdiğinden taleplerimizi dikkate almadı.

KESK olarak;

TİS Ve Grev Hakkımız,

Çalışma Yaşamının Demokratikleşmesi,

İş Güvenceli İstihdam, İnsanca Yaşanacak Bir Ücret,

Sağlık Ve Eğitime Yeterli Bütçe,

Herkese Parasız, Eşit, Ulaşılabilir, Nitelikli Kamusal Hizmet ve Demokratik Türkiye için yani İnsanca Yaşam İçin bugün hizmet üretmedik. Bu taleplerle bugün alanlardayız. Taleplerimizin arkasındayız. Bizler kesintisiz ve giderek artan bir kararlılıkla, fiili ve meşru eylemlerimizle kendi geleceğimizi kendi ellerimizle yaratmaya devam edeceğiz. Bugün emekçilerin her kazanımında bu kararlılık ve bedeller vardır. Kulaklarını emekçiden gelen sese tıkayanlar, gözlerini alanlardan kaçıranların sonu, bundan önceki hükümetlerle aynı olacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. O gün geldiğinde IMF de onları kurtaramayacaktır.

Sevgili Emekçiler,

5.si yapılan Toplu görüşmelerde ?bu oyunun figüranı olmayacağız, görüşerek oyalanmayacağız? dedik. Ve görüşmelerden çekildik. Aradan geçen zaman, haklılığımızı her gün daha da artıran gelişmelerle geçti. Milyonlarca kamu emekçisi %3+3, 4+4 zam ile açlığa ve sefalete mahkûm edilmiştir.

Devlet Memurları Yasası ile kamu çalışanlarının iş güvencesi ortadan kaldırılmakta, siyasal kadrolaşmanın önü daha da açılmaktadır.

1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası ile sağlıkta yıkım süreci hızlanacaktır.

Temel insani haklardan olan EĞİTİME ve SAĞLIĞA önceki yıllarda olduğu gibi, bu yıl da yeterli kaynak ayrılmamış, bunun sonucunda eğitimde ve sağlıkta eşitsizlikler ve yıkım süreci devam etmektedir.

IMF ve Dünya Bankası'nın ?Yapısal Uyum ve İstikrar Programları? ile ülkemiz iç ve dış borçların cenderesine alınmaktadır.

Ülke ekonomisiyle ilgili alınan kararlar, başta emek örgütleri olmak üzere toplumun örgütlü kesimleri dışlanarak, IMF, Dünya Bankası ve rant çevreleriyle alınmaktadır.

Özelleştirme ve sosyal tesislerin satılması uygulamaları son hızla devam etmektedir.

Kamu emekçilerinin siyaset yapma yasağı, sürgünler ve baskılar giderek artmaktadır.

Ülkemizde toplumsal barışın sağlanmaması yeni gerginliklere davetiye çıkarmakta, bu gerginlik ve kutuplaşmadan çıkar umulmaktadır. Kamu emekçisine ve tüm halka ayrılması gereken bütçe imkânları bu nedenle heba edilmeye devam edilmektedir.

Değerli Mücadele arkadaşlarım,

AKP iktidarının iş başına geldiği günden bu yana yapılmak istenen değişikliklerin özünü biliyorsunuz: Kamusal alanın daraltılması, kamu personel sayısının azaltılması, sağlık, eğitim ve sosyal güvenliğin özelleştirilmesi hedefleniyor. Temel hak ve ihtiyaçlar alınır satılır hale getirilerek, yeni bir toplumsal düzen yaratılmaya çalışılıyor. Bütün ekonomik kararları IMF almakta, AKP hükümeti uygulamaktadır. 2007 Bütçesi de böyle hazırlanmıştır. Bütçe verileri göstermektedir ki, zengin daha zenginleşecek, bizlerin hayatı ise daha da çekilmez hale gelecektir. Çünkü bütçede kamu emekçileri için en küçük bir iyileştirme dahi yoktur.

Kamu çalışanlarının TİS ve GREV HAKKINA yönelik yasaklamalar devam etmektedir. 12 Eylül hukukundan miras kalan 2821, 2822 ve aynı zihniyetin devamı olarak çıkarılan 4688 sayılı yasa ile çalışanların ÖZGÜR ve DEMOKRATİK ortamda ortak örgütlenmesi engellenmektedir.

Bu nedenledir ki, 15 Ağustos 2006 tarihinden beri, yani 5. Toplu Görüşmelerden bu yana ısrarla ve altını çizerek vurguluyoruz; KESK olarak yeni bir süreç başlattık. Bu süreç, TİS ve Grev hakkımızın gereğini yerine getirmek, getirtmektir. Bu süreci kararlılıkla, sonuna kadar götüreceğimizi herkes görecektir.

Bugün burada ve Türkiye'nin dört bir yanında yüz binlerce kamu emekçisinin üretimden gelen gücünü kullanarak alanlara çıkması, bu politikaları sürdürmekte ısrar edenlere demokratik bir uyarıdır. Bu uyarıyı dikkate almayan yaklaşımlar ve siyasal tercihler sürdürülürse, demokratik ve meşru yollardan eylemlerimizin devam edeceğinin bilinmesini isteriz.

Geleceğimizi karartmayacağız. Geleceğimize sahip çıkacağız.

KESK MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber