FETÖ mağduru emniyet müdürü örgütü anlattı

Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü ile kendisini "bitiş sürecine" soktuğunu belirterek, "Uluslararası istihbarat örgütlerinin güdümünde olan bu çetenin kanlı yüzünü hep birlikte gördük. Bu kanlı çete 40 yıllık süre içerisinde her yerde yapısını genişletti. Bunu yaparken de kendisine engel olan kişileri kumpas davalarıyla harcadı." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Ağustos 2016 16:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
FETÖ mağduru emniyet müdürü örgütü anlattı

FETÖ'nün mağduru olduğunu belirten eski Emniyet Genel Müdür Yardımcı Emin Arslan, 1998 yılından itibaren yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

"Uluslararası istihbarat örgütlerinin güdümünde olan bu çetenin kanlı yüzünü hep birlikte gördük. Bu kanlı çete 40 yıllık süre içerisinde her yerde yapısını genişletti. Bunu yaparken de kendisine engel olan kişileri kumpas davalarıyla harcadı." diyen Arslan, emniyet teşkilatında FETÖ faaliyetlerini öğrendikten sonra sürekli onlara karşı mücadele ettiğini ve bunun sonucunda birçok iftiraya maruz kaldığını, hatta 8 ay cezaevine konulduğunu söyledi.

Emin Arslan, 1998 yılında emniyet bünyesinde kurulan 6 kişilik "Fetullahçı liste yapma" komisyonuna iki kişi sızdırıldığını öğrendiğini belirtti. FETÖ'nün teşkilat içerisinde zamanla yapılandığını ifade eden Arslan, 2003'te FETÖ üyesi emniyet mensuplarının hukuksuz bir şekilde terfi ettirildiğini kaydetti. Arslan, Yurtdışı Misyon Koruma Komisyonu'na başkanlık ettiği dönemde, dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı tarafından gönderilen listeye itibar etmediğini belirterek, kendisi ile ilgili sürecin bundan sonra nasıl geliştiğini şöyle anlattı:

"Ondan sonra hakkımda yelpazenin solundan sağına kadar, bazen solcu bazen irticacı bazen Bulgar Alevisi olmak üzere konjonktüre göre her türlü ihbarlar gelmeye başladı çünkü beni hedef almışlardı. Ama beni teşkilatta herkes bilir. Görevden alındıktan sonra idari yargıya gittim. İdari yargı kararıyla göreve iade edildim 2006 yılında. İdare bu defa göreve iade edilme kararıma Danıştay nezdinde itiraz etti. Danıştay nezdindeki itiraz da 2009 yılında benim lehime sonuçlandı. Artık Emniyet Genel Müdür Yardımcılığından alınma imkanım kalmamıştı. Ne zaman ki bir suç işlersem ancak alınabilirdim. O suçu da hemen işlemişim. Savcı Mehmet Berk, ilk yargıç tutuklamamasına rağmen Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesinin yedek üyelerinin nöbetçi olduğu bir güne denk getirerek itirazını yaptı ve uyuşturucu örgütüne yardım suçundan tutuklanmamı sağladı. Yattım çıktım, 8 ay sonra tahliye edildim. Bunların yaptıklarını İngilizce'ye çevirip yurt dışında tanıdığım polis, hukukçu, diplomat ve gazetecilere göndermeye başladım. 17/25 Aralık'tan sonra ortaya çıktı ki Zekeriya Öz beni Ergenekon ve Oda TV davalarından dinlemeye aldırmış."

2013 yılından sonra yapılan araştırmalarda, kumpasların izlerinin bulunduğunu anlatan Arslan, önleme, dinleme bahanesiyle ve sahte gerekçelerle dinlendiklerini söyledi. Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevindeyken İBDA-C, 2009 yılında ise Hizbullah üyesi olarak dinlendiğini ifade eden Arslan, 2009 yılı sonunda uyuşturucu dosyasına adının karıştırıldığını, 2011 yılında da Ergenekon sanığı yapıldığını ifade etti.

- Emniyette FETÖ ile mücadele

Emniyet teşkilatında 42 yıl görev yaptığını söyleyen Arslan, zaman zaman eleştirilerini yapıcı tarzda gündeme getirdiğini belirterek, "O günlerde bazı yanlışlıklar yapıldığını bugün de görüyoruz." dedi. Sayıları az da olsa emekli edilmemesi gereken kişilerin emekli edildiğini, edilmesi gereken kişilerin halen görevlerinin başında olduğunu ifade eden Aslan, önümüzdeki günlerde bu kişilerle ilgili gerekenlerin de yapılacağını kaydetti.

- "15 Temmuz öncesi yeterince mücadele edilmiyordu"

Emniyet teşkilatının 15 Temmuz gecesi, Emniyet Genel Müdüründen en alt rütbedeki polisine kadar özveriyle ve kahramanca çalışarak bu hain girişimin engellenmesinde görev aldığını söyleyen Emin Arslan, FETÖ ile yapılan mücadelede 15 Temmuz öncesinde medyanın tavrını beğenmediğini dile getirdi. Arslan, 15 Temmuz gecesi ve sonrasında ise medyanın darbe girişimini önlemek için birlikte hareket etmesini saygıyla karşıladığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"15 Temmuz öncesinde bu mücadele Sayın Cumhurbaşkanının şahsında sembolleşmişti. Cumhurbaşkanımız bu mücadeleyi yürütüyordu. O tempoda olmasa da birkaç yetkilinin gayret gösterdiğini görüyordum. Çoğu yetkili bu konularda arzu edilen mücadeleyi vermiyordu. 15 Temmuz gecesi gizlenen, hangi tarafın kazanacağını kollayan bazı tanınmış kişiler, siyasetçiler, kimin kazanacağı belli olduktan, Cumhurbaşkanının davetiyle milletin sokaklara dökülmesinin ardından, bu darbe girişiminin akamete uğrayacağını gördükten sonra ortaya çıktılar. Sahte 'darbeyle mücadele kahramanları' olarak görünmeye başladılar. Bunlardan medyayı en iyi kullananlar da en önde olmaya çalıştı ama sosyal medyada ve diğer yerlerde izliyoruz, millet artık bunları inandırıcı bulmuyor."

Arslan, açığa almalar nedeniyle sayıları az da olsa mağdur edilen insanlar olabileceğini söyledi. Darbe teşebbüsü ile birlikte Fetullah Gülen'in kendisini "bitiş sürecine" soktuğunu anlatan Arslan, "Biz insanlara haksızlık yapar, mağdurları artırırsak, onların yakın ve uzak çevresiyle bir mağdur topluluğu oluşturursak, Fetullah Gülen çetesi bunları da kullanır ve bir süre daha az da olsa hayatiyetini sürdürmeye devam eder. Buna çok dikkat etmemiz lazım." diye konuştu.

- FETÖ ile mücadele dikkat edilmesi gerekenler

FETÖ ile 15 Temmuz sonrasında mücadele ederken dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunun altını çizen Emin Arslan, FETÖ'nün 17/25 Aralık sürecinden önce güvenmediği kişileri emniyet teşkilatı içerisinde hiçbir kritik kadroya ve ile görevlendirmediğini belirtti. "Devletin çeşitli kademelerinde 17/25 Aralık sürecinden önce kritik görevde bulunmuş, hala da o görevleri muhafaza eden kişiler varsa bu çok büyük bir handikaptır." ifadesini kullanan Arslan, FETÖ'nün bitme sürecinde bunların içerisinde bulunabilecek kripto niteliğindeki kişilerin ülkeyi vahim sonuçlara yol açacak hatalara sürükleyebileceğini bildirdi.

- FETÖ'nün cemaat oyunları

17/25 Aralık'tan önce örgütün önemli konumlarda görevlendirdiği kişilerin şu anda farklı kisvelere büründüğünü de belirten Arslan, bu kişilerin temizlenmesi gerektiğini söyledi. Arslan, şöyle devam etti:

"2009 yılında Fetullah Gülen'in bir mesajı var kadrolara, 'Ben bir gün toprak olacağım. Beni takip etmeyin. Diğer cemaat ve tarikat liderlerinin isimlerini vererek 'onları takip edin' diyor. Bu konuları iyi bilen bir uzman arkadaşım bana anlattı. Dedi ki, 'Bu bir mesajdır. Farklı cemaatlerden de görünün, o kadroya gelin. Yani FETÖ'cü olarak görünmeyin', mesajı bu."

- "İtirafçılara dikkat edilmeli"

Darbe teşebbüsü sonrası açılan soruşturmalarda FETÖ üyesi bazı kişilerin itirafçı olarak örgütü deşifre ettiğine ilişkin haberler yayınlandığını söyleyen Arslan, itirafçıların verdikleri bilgilerin doğruluğunun kontrol edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Ben yıllarca bu konuların içerisinde çalışmış bir kişiyim. İtirafçılık çok önemlidir. Yalnız iki ucu keskin bıçak gibidir. Çünkü itirafçılık yapılırken bilinen kadroları açıklayıp, bazı konuları gizleme veya bazı ilgisiz kişileri de hedefin içine çekme atraksiyonları her zaman olabilir. Bunu da ulaşabildiğim yetkili ve arkadaşlara söylüyorum. İtirafçıların yaptığı itiraflar mutlaka somut olaylara, olgulara dayanmalı ki ondan sonra ancak bunlar, yasanın öngördüğü koruma tedbirlerinden yararlansın. Yoksa bir iftiracı niteliğinde, yine örgütün amaçlarına hizmet eden tarzdaysa Allah bunlardan da korusun. Çok dikkat etmek gerekir."

FETÖ'nün en etkili olduğu zamanlarda birçok insana idari cezalar verildiğini anlatan Arslan, bu cezalarla askerdeki gibi emniyetteki kişilerin de kurumlarından uzaklaştırıldığını söyledi. Arslan, bu kişilerle ilgili de bir an önce düzenleme yapılmasını istedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber