FETÖ Kuran-ı Kerim'in mealini de değiştirmiş!..

Diyanet'in Kur'an mealindeki "Bilenlere sorun", Zaman'da "Tevrat ve İncil alimlerine sorun"a dönüşmüş...

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 10 Ağustos 2016 09:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
FETÖ Kuran-ı Kerim'in mealini de değiştirmiş!..

Burada sözünü edeceğim hadiseden, daha doğrusu Kur'an'ın bir ayetinin tahrifinden, Türkiye'nin önde gelen İslam Tarihi profesörlerinden bir dostum sayesinde haberdar oldum.

Mesele şu: Zaman Gazetesi, bundan birkaç sene önce son devrin en önemli İslam alimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'ın ilk baskısı 1935 ile 1938 arasında dokuz cilt halinde Diyanet İşleri Reisliği tarafından yapılan ve daha sonraları defalarca basılan "Hak Dini Kur'an Dili" isimli tefsirini bugünün Türkçesi'ne nakledilmiş olarak yayınlayıp okuyucularına dağıtmıştı.

1878 ile 1942 arasında yaşayan Elmalılı'nın eseri Türkiye'de basılan "İlk Kur'an meal ve tefsiri" olarak bilinirse de aslında böyle değildir, eski asırlarda elyazması olarak elden ele dolaşan daha çok sayıda meal mevcuttur ve ilk matbü, yani basılı meal ve tefsir de 1865'te yayınlanmıştır. "Hak Dini Kur'an Dili"nin özelliği ise, ilmi boyutunun yanısıra dilinin eski devirlerdeki tefsirlere göre daha açık olması ve Diyanet'in yayınlaması sayesinde eserin geniş bir okuyucu kitlesinin istifadesine sunulmasıdır.

Zaman Gazetesi ilk yayınının üzerinden 70 seneden fazla zaman geçen eserin dilinin eskimiş ve dolayısı ile herkes tarafından rahatça anlaşılamayacağını düşünmüş ve sadeleştirilmiş şeklini okuyucularına dağıtmış ama ne sadeleştirme!

KİM BU ALİMLER, NEREDE?
Tahrif, Kur'an'ın 16. Suresi olan Nahl'in 43. ayetinde yapılmış...

Ayet, Diyanet Vakfı'nın yayınladığı mealde "Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun" diye veriliyor...

Elmalılı'nın "sadeleştirilmiş" metninde ise, karşımıza birdenbire "Tevrat ve İncil alimleri" çıkıyor; meal "(Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız Tevrat ve İncil alimlerine sorun" halini alıyor. Yani, ayette geçen ve bildiğim kadarıyla tek bir kişinin dışında tefsir alimlerinin tamamının "bilenler" diye çevirdikleri "ehle'z-zikri" ifadesi, Elmalılı Hamdi Efendi'nin ağzından "Tevrat ve İncil alimleri" yapılıveriyor!

Elmalılı ise asla böyle bir şey demiyor ve aynı ayet, "Hak Dini Kur'an Dili"nin geçenlerde tıpkıbasımı yapılan orijinal elyazmasında "Senden evvel de resul olarak başka değil, ancak kendilerine vahy veriyor idiğimiz erler göndermişizdir, ehl-i zikre sorun bilmiyorsanız" şeklinde geçiyor...

KUR'AN'A DA TERS, ELMALILI'YA DA...
Mealin bu şekilde değiştirilmesi ile de birkaç iş birden ediliyor: Kur'an'da"neshedildiği", yani "lağvedildiği", "kaldırıldığı" defalarca ifade edilmesine rağmen Tevrat ve İncil'in hükmü devam ediyormuş havası verilerek "kaldırılmış kitapların alimlerine müracaat" tavsiye ediliyor ve hem Kur'an'ın özüne, hem de tefsirin asıl sahibi olan Elmalılı Hamdi Efendi'nin sözüne tamamen ters bir iddiada bulunuluyor!

Bu yazıyı yazmadan önce sözünü ettiğim tahrifin daha önce farkedilip edilmediğini araştırdım, bu konuda yayınlanmış birkaç yazının bulunduğunu ama pek dikkat çekmediklerini gördüm ve tahrifi tekrar hatırlatmak istedim.

Tahrifin sebebinin ne olduğunu, ayetin bilgisizlikten mi, boşvermişlikten mi, yoksa bir aralar pek moda olan "dinlerarası diyalog" teranesine destek sağlayabilmek maksadıyla mı değiştirildiğini bilmiyorum.

Şimdi, merak ettiğim bir husus daha var: Elmalılı Hamdi Efendi'nin varislerinin, mesela büyük alimin torunlarından olan sevgili Okan Bayülgen'in dedelerinin eserinin bu hale getirilmesini öğrendiklerinde ne düşünecekleri ve ne yapacakları...

MURAT BARDAKÇI / HABERTÜRK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber