MİT'ten FETÖ evliliğine veto

Anayasa Mahkemesi (AYM), MİT'in uyarısına rağmen 2002 yılında FETÖ ile irtibatlı birisinin kızıyla evlenen ve bu gerekçe ile başka kuruma gönderilen istihbarat uzmanı Ö.Ç.'nin "özel hayata saygı hakkının ihlali" başvurusunu reddetti. 1996 yılında MİT Müsteşarlığı'nda göreve başlayan Ö.Ç., 2001 yılında A.Ö. isimli kişiyle evlenmek istediğini belirterek, izin talep etti.

GİZLİCE EVLENDİ

MİT Müsteşarlığınca yapılan güvenlik soruşturması sonucu, "A.Ö.'nün babasının Fetullah Gülen grubuna mensup olduğu, bu kişiyle evlenmesinin sakınca yaratabileceği" belirtilerek, evliliğin uygun görülmediği bildirildi. Ö.Ç. de bunun üzerine A.Ö. ile evlenmekten vazgeçtiğini bildirdi.

Ancak Ö.Ç.'nin A.Ö. ile 2002'de gizlice evlendiği belirlendi. Yapılan idari soruşturma kapsamında, 2005'te aylıktan kesme cezasına çarptırılan Ö.Ç., Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na (eski adı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) uzman olarak atandı. Başvurucunun atama işlemiyle ilgili açtığı dava ise "disiplin hükümlerine riayet etmediği, resmi sıfatının gerektirdiği itibar ve güven duygusunu hizmet içinde olduğu kadar hizmet dışında da sağlanması gerekirken bu hususların özellikle hizmet dışında sarsıldığı, bu sebeple MİT'e intibak edemediğinin anlaşıldığı" belirtilerek reddedildi ve bu karar da 2014'te Danıştay'ın tasdiki ile kesinleşti. Ö.Ç., bunun üzerine de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

KATI MESLEK İLKELERİNE TABİ TUTULMALARI NORMAL

Yüksek Mahkeme Birinci Bölümü, yaptığı incelemede, Anasaya'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayaka ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine hükmetti. Oybirliğiyle alınan kararın gerekçesinde, MİT Müsteşarlığı'nın milli güvenliğin sağlanması ve korunmasında üstlendiği görev dikkate alındığında milli güvenlik bakımından önemli kadrolarda çalışmak isteyenlerin diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmaları, görevin güven, itibar ve saygınlığının gereği olarak katı meslek ilkelerine tabi tutulmalarının normal olduğu belirtildi. Gerekçede, "Kişiler ulusal güvenlikle ilgili birimlerde çalışmayı seçmekle birlikte girmiş oldukları statü gereğince sivillere getirilemeyecek bazı sınırlamaların kamu hizmetinin aksamadan ve etkin şekilde yürütülmesi ve disiplinin tesisi için kendileri açısından uygulanmasını kabul etmiş olmaktadırlar. Dolayısıyla milli güvenlik bakımından önemli kadrolarda istihdam edilecek personelde aranan nitelikler ve bu kişiler hakkında yasalarda öngörülen yükümlülük ve kısıtlamalar konusunda devletin daha geniş bir takdir yetkisine sahip olduğuna kuşku yoktur" denildi. AYM, müdahalenin orantılı olduğunu vurguladı.