Eş durumundan nakillerde sıkıntı devam ediyor

Haber Giriş : 26 Nisan 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yetkililer 'sıkıntı yok' diyor ama özellikle öğretmenler ve sağlık çalışanları uygulamadan şikâyetçi.

Türkiye'de kamu kesiminde istihdam edilenlerin sayısı 2 milyon 750 bin kişi. Nüfusun yüzde 4'üne ulaşan kamu kesimi çalışanlarının 1 milyon 750 binini ise memurlar oluşturmakta. Bir bölümü Anadolu'ya yayılmış halde bulunan ve çoğunluğunu eğitim ile sağlık çalışanlarının oluşturduğu memurların atamaları her yıl önemli sorunları beraberinde getiriyor. Tayin kararlarını hazırlayan birimlerin esas olarak atama yapılacak bölgelerin ihtiyaçlarını gözetmesi, atancak kişinin ailevi durumuna dikkat etmemesi bu sorunları her geçen gün artırıyor. Her ikisi de memur olan pek çok eş ayrı yaşamak zorunda kalıyor. Her ne kadar bu konuda yönetmelikler parçalanmış ailelerin birleşmesine olanak tanımış olsa da çoğu kez ortaya çıkan kadro yetersizliği, görev alanı bulunmaması gibi şartlar sorunun çözümünü olanaksız kılıyor.

YÖNETMELİK YETERSİZ KALIYOR
Bu konuda yaşanan açmazlar nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı devlet memurluğunda "memur doğduğu yere atanmaz" kuralını askıya almak durumunda kaldı. İl ve ilçe milli eğitim müdürleri haricindeki Milli Eğitim Bakanlığı personelinin, 2004 yılı sonuna kadar nüfusa kayıtlı oldukları il ve ilçelere atanabileceğini karara bağladı. Tüm bu gelişmelere karşın memurların eş durumundan tayini konusunda sorunların giderildiğini söylemek güç. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan memur aileleri bu sıkıntıyı daha çok yaşıyor.

EN SIKINTILI ÖĞRETMENLER
Öğretmenlerin atama ve yer değiştirme işlemlerinin her hükümet döneminde bir biçimde yeniden düzenlendiğini ifade eden Türk Eğitim- Sen Başkanı Alaattin Dinçer, en büyük sıkıntının eş durumu tayinlerinde yaşandığını kaydediyor. Yasaya göre çalışan eşlerin ayrı tutulamayacağını belirten Dinçer "Buna rağmen zaman zaman öğretmen arkadaşlarımızın çok sıkıntı yaşadıklarını biliyoruz" diyor. Dinçer şöyle konuşuyor: "Ailenin birliği, bütünlüğü önemli. Bu gibi durumlar öğretmende umutsuzluğa neden oluyor. Hiç de gözünün yaşına bakılmaksızın öğretmenler sürgün denen çağdışı uygulamaya da tabi tutuluyorlar. Hükümetlerin değişmesiyle birlikte ortaya çıkan kadrolaşma hareketlerinde çok basit nedenlerle ailelerin parçalanmasına yol açan tayinler gerçekleştiriliyor." Yeni atanan ya da tayin edilen bir öğretmenin sırf ailesini bir arada tutabilmek için istifayı tercih ettiğini vurgulayan Dinçer şöyle konuşuyor: "Atama yönetmeliklerinde sık sık yapılan değişikliklerle öğretmenler sıkça mağdur oluyor. Bunların artık Türkiye'de öğretmenlerin gündeminden çıkarılması gerekiyor. Öğretmen evlenmesin mi? Yoksa zorunlu hizmeti bittikten sonra mı evlensin. Böyle bir anlayış olabilir mi? Öğretmen olan birisi bir yıl eşinden çocuklarından ayrı yaşamayı göze almak durumunda. Bu neredeyse şart koşulmuş oluyor. Öğretmenin önüne iki yol konuluyor. Ya bu şartları kabul ederek köle gibi çalışacaksın ya da öğretmen olmayacaksın. Öğretmen böyle bir tercihe ne yazık ki zorlanıyor."

DOKTORLAR DA SIKINTILI
Eş durumundan ya da sağlık sebebiyle tayinlerin özüre bağlı tayin olarak değerlendirildiğini kaydeden Türk Sağlık-Sen Başkanı Önder Kahveci de bu atamaların mevzuata göre her zaman ve ivedilikle gerçekleştirilmesi gereken bir işlem olduğunu belirtiyor. Buna rağmen bu konuda çok sayıda sıkıntılı durum yaşandığına işaret eden Kahveci şunları anlatıyor: "Örneğin Sağlık Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı arasında yapılmış bir protokol var. Bu protokole göre Milli Savunma Bakanlığı bir eşi herhangi bir yere atadığında, o memurun eşi boş kadro olup olmamasına bakılmaksızın tayin ediliyor. Yani bir sıkıntı yaşanmıyor. Ancak diğer kurumlar sözkonusu olduğunda bu aynı derecede kolay olmuyor. Bunlar arasında sağlık çalışanlarının sayısı bir hayli fazla."

VERİMLİLİK DÜŞÜYOR
Türk Sağlık-Sen Başkanı Önder Kahveci kendilerine ulaşan şikayetler arasında eşinden, ailesinden, çocuklarından ayrı olarak bir iki yıl farklı kentlerde çalışan doktorlar, hemşireler, sağlık memurları ya da ebelerin bulunduğunu söylüyor. "Haliyle böyle bir durum o memurun çalışma verimliliğini çok kötü yönde etkiliyor" diyen Önder Kahveci konuşmasına şöyle devam ediyor: "Hatta sadece kendisi değil eşi ve çocukları da bundan olumsuz etkileniyor. Her iki memur eşin de çalışma verimliliği düşüyor. Oysa bu tür konuların çözülmesi anayasanın emri. Anayasa aile birliğinin korunmasından sözediyor. Dolayısıyla bu konu devletin birinci öncelikle halletmesi gereken konulardan."

sabah

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber