'Kışla ile karakol ve cami barışmalı'

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 12 Şubat 2007 08:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Fikret Bila'nın haberi

CHP lideri Deniz Baykal, Münih'te iç ve dış politikayla ilgili önemli açıklamalar yaparak bir anlamda "seçim kampanyası"nı başlatmış oldu.

Baykal, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette CHP'nin "iktidar programı"nı da açıklamış oldu.

CHP Lideri, toplumsal barış, sanayileşme ve eğitim konusunda üç proje açıklarken, Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği konularında da önemli çağrılarda bulundu.

Cami-kışla-karakol

CHP lideri Baykal, AKP'nin 5 yıllık iktidarında toplumsal gerginliği ve çatışmaları artırdığını vurgulayarak CHP'nin bir "barış projesi"ne ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Türkiye'deki temel sorunun iç çatışmaların yükselmesinden kaynaklandığını savunan Baykal, "Barış Projesi"ni şöyle açıkladı: "AKP'nin iktidara geldiği 5 yıllık dönem Türkiye'nin uzlaştığı bir dönem olmadı. AKP, uzlaşmaya değil, çatışmaya katkı sağladı. Bunu jandarma-polis çatışmasında da gördük. Bu ülke için büyük bir zaaftır. Türkiye'de en önemli ihtiyaç ortak bir vizyonla iç bütünleşmenin sağlanmasıdır. Türkiye'de karakoluyla, kışlasıyla, camisiyle, okuluyla, kahvesiyle toplum el ele verebilmelidir. Bunlar arasında barış sağlanmalıdır. Bir Başbakan, okula da, kışlaya da, kahveye de, camiye de aynı kapsayıcılıkla gidebilmelidir. Toplumun her kesimini kucaklamalıdır. Tahrik etmemelidir. Eğer bu toplumsal barış ve uzlaşma sağlanırsa, Türkiye diğer sorunlarını çözmede avantaj sağlayacaktır. Terörle mücadele, ekonomi, dış politika, diğer sorunlar daha çabuk çözülecektir."

Baykal, Türkiye'de, inanç, mezhep, bölge, etnik köken ayrımı gözetilmeden iktidarın her kesime eşit ve saygıdeğer davranması gerektiğini vurguladı, her türlü ayrımcılığa karşı ortak mücadele verilmesi gerektiğini savundu.

Eğitim projesi

Baykal, partisinin bir eğitim projesi geliştirdiğini de kaydederek şu bilgiyi verdi: "Türkiye eğitim seferberliği yapmalıdır. Sadece bakanlık sırtından değil. Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı, kültür kavgasının maskesi haline geldi. Türkiye'de eğitim artık işe ve mesleğe yönelik olmalıdır. Ortaöğretimdeki çocuklarımızın üçte ikisi işe ve mesleğe yöneltilmelidir. Sekiz yıllık zorunlu eğitimi 10 yıla çıkarmayı düşünüyoruz. Bu 10 yılda bütün öğrenciler ortak eğitim görecekler. Cumhuriyetine, anayasasına, dinine saygılı öğrenciler olarak yetişecekler. 10 yılın sonunda çocuklarımızın üçte ikisi akademik eğitime değil, iş ve meslek eğitimine yönlendirilecek. Bir anlamda meslek yüksekokulları yaygınlaşmış olacak."

Baykal, Almanya'daki uygulamanın da buna yakın olduğunu anımsatarak lise mezunu işsizler yerine, mesleğe yönlendirilmiş, iş ve meslek yayan bir eğitim düzenine geçileceğini belirtti.

Baykal, eğitim projesini, TOBB ve TİSK'le de yakın işbirliği içinde geliştirip uygulayacaklarını veya sektörün taleplerine göre hareket edeceklerini de kaydetti. Baykal, bu proje için YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın el ele vermesi gerektiğini vurguladı.

Sanayileşme politikası

Baykal, CHP'nin bir sanayileşme politikası projesi geliştirdiğini de kaydetti. CHP lideri, Türk ekonomisinin finans ağırlıklı yapıdan üretim ağırlıklı yapıya geçirilmesi gerektiğini savundu. Partisinin, finans ekonomisini reel ekonomiye yönelteceğini belirten Baykal, Türkiye'de elektronik eşya üretiminin hâlâ yüzde 85'inin ithalata dayandığını belirterek bu oranın ilk etapta yüzde 50'ye çekilmesi gerektiğini savundu.

Gümrük Birliği uyarısı

CHP lideri, Avrupa Birliği'ne yönelik olarak da önemli mesajlar verdi. Türkiye'nin AB'ye üye olmadan önce Gümrük Birliği'ni kabul etmesinin, makul bir sürede üye olacağına inanmasından kaynaklandığını anlatan Baykal, şöyle konuştu: "Gümrük Birliği'nin uygulandığı 10 yılda görüldü ki, Türkiye ekonomisi Avrupa'yla rekabete muktedirdir. Gümrük Birliği nedeniyle AB karşısında ezilmemiştir. Gümrük Birliği'ni göğüsleyebilmiştir. Gümrük Birliği 11 yıldır bu şekilde yürütülüyor. Ancak şimdi görülmüştür ki, Türkiye'nin makul bir sürede AB üyeliği taahhüt edilebilir olmaktan çıkmaktadır. Böyle bir şans yok. O zaman bizim de bu beklentiyle kurduğumuz ilişkilerde kendimizi hapsetmememiz gerekir. Bunu dostlarımıza anlatmamız gerekir. Dostlarımızın da bizim Gümrük Birliği sınırlamalarına hapsolmamız gerektiğini beklememeleri gerekir.

11 yıldır uyguluyoruz. Gümrük Birliği bizi sınırlıyor, yasaklıyor. Biz bunlara uyuyoruz ama makul bir süre içinde de üyelik gözükmüyor. O zaman bizi sınırlamayın. Dünyanın AB dışında da birçok yeri var. ABD'si, Çin'i, Rusya'sı, Japonya'sı var. AB bunlarla ilişkilerimizi Gümrük Birliği nedeniyle sınırlamasın."

Kıbrıs

Baykal, Kıbrıs konusunda da artık tek devlet olasılığının ortadan kalktığını vurgulayarak iki devletli çözüm gerçeğinin görülmesi gerektiğini ve CHP'nin de Kıbrıs sorununa artık iki devlet gerçeğinden baktığını vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber