Dernek ve vakıflarla ilgili yasa değişikliği okulları da vurdu
Bütçeden pay aktarılmadan bağışların kesilmesi, okul hizmetlerini aksattı. Hükümet, kantin gelirlerini okul aile birliklerine vererek açığı kapatmaya çalışıyor.
Kamu kurumlarındaki dernek ve vakıfların kamu hizmetinin sunumu sırasında 'araya girerek' bağış adı altında zorla para alması; geçtiğimiz yıllarda kamuoyunun en çok şikayet ettiği konulardan biriydi. Vatandaşı uzun yıllar canından bezdiren bu uygulama, giderek artan tepkiler üzerine yeni bir düzenlemeyle ortadan kaldırıldı. Ancak çok da iyi planlanmadan hayata geçirilen düzenleme, deyim yerindeyse kurunun yanında yaşı da yaktı.' Örneğin temizlik maddesi, kırık sıra, kapı, cam gibi giderler... Bütçeden yeteri kadar pay alamayan okullar, tüm bunlar için gereken parayı velilerden toplanan bağışlarla karşılıyordu.
ÇOK ŞİKAYET GELDİ
Kamu'daki dernek ve vakıflarla ilgili olarak çıkan yasal düzenlemenin okullarda
çok sıkıntı yarattığını kabul eden İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey,
kendilerine pek çok şikayetin iletildiğini söylüyor. Sonradan yapılan düzenlemeyle
özellikle okullardaki dernek ve vakıfların yerini okul aile birliklerinin almasının
kararlaştırıldığını kaydeden Balıbey, "Bununla ilgili yönetmelik değişikliği
yapıldı. Okul aile birlikleri liselerde devreye girsin dendi. Kantin gelirlerinin
okul aile birliklerine verilmesi yolu benimsendi" diyor. Bu uygulamanın
liselerde başlatıldığını vurgulayan Balıbey, şöyle diyor: "Şu anda liselerde
bu yapıldı ama ilköğretim okulları için henüz uygulanamadı. Bunun için İçişleri
Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında bir protokol yapılması gerekiyor.
Ama okulların kaybolan gelirlerinin yerine bütçeden okulların aldıkları payların
artırılması halen söz konusu değil."
17 KATRİLYON HARCANIYOR
Eğitim-Sen Başkanı Alaattin Dinçer ise yıllardır okullarda temel harcamaların,
yurttaşlardan "dolaylı vergi" ya da "haraç" olarak adlandırılabilecek
kaynaklarla yapıldığını belirtiyor. "Bizim yaptığımız hesaplamalara göre
eğitimde bir yıl boyunca okullarda hükümetin verdiği bütçe kaynaklarının dışında
17 katrilyon harcanmakta" diyen Dinçer; eğitimin hızla paralı hale geldiğini
söylüyor. Bu durumun vatandaşı tedirgin ettiğini vurgulayan Dinçer şöyle konuşuyor:
"Türkiye'de eğitimden soğuma var. Çünkü bugün eğitim görenlerin yüzde 80'i
dar gelirli aile çocukları. Oysa eğitim pahalı bir alan haline geldi. Parası
olanın yararlandığı alan haline dönüştü." Şu anda insanların imam hatip
okullarına yönelmelerinin altında da bu gerçeğin yattığını dile getiren Dinçer,
"Bu okullar ve etrafında örgütlenenler adeta fakir insanların çocuklarını
devşirme gibi imam hatiplere yönlendiriyor. Çocuklar birtakım cemaatlerin, tarikatların
kucağına itiliyor" diyor.
ELLER VELİLERİN CEBİNDE
Bugün devlet okullarının üvey evlat muamelesi gördüğünü kaydeden Dinçer şöyle
devam ediyor: "Velilerin katkısına rağmen bitkisel hayat sürüyorlar. Anadolu'da
durum daha vahim. Sürekli olarak yöneticilerin eli velilerin cebinde. Aksi halde
yöneticiler kendi ceplerinden harcıyor." Dernek ve vakıflara ilişkin düzenlemeler
yapılırken bunları özellikle vurguladıklarını belirten Dinçer, "Önce altyapısını
hazırlayın dedik. Her okulun temel bütçesini çıkarın dedik. Bugün bin öğrencilik
bir okulun aylık gideri 5 milyar lira. Bu bütçeyi yapmadan, okullara bu kaynağı
aktarmadan nasıl böyle bir yola gidilebilir ki?" diyor.
Hükümetin konuyu enine boyuna araştırmadan hareket ettiğini savunan Dinçer,
şu örneği veriyor: "Geçen yılın rakamlarına bakıldığında velilerden toplanan
katkı paylarının 300-400 trilyon olduğu görülüyor. Bakın geçen yıl 175 trilyon
lira harcanarak ücretsiz kitap dağıtıldı. Bunu yapacağınıza bu parayı okullara
dağıtsaydınız da velilerden para istemeseydiniz. Vatandaş kitabı bir şekilde
bulabiliyor. Bu yıl yine 200-250 trilyon liralık kitap dağıtacaklar. Oysa daha
geçen yıl dağıtılan kitabın kapağı bile açılmadı. Hep politikasızlık, tutarsızlık..."
sabah