Türkiye, çalışan eğitiminde 51. sırada

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 14 Şubat 2007 14:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Uluslararası Yönetim Geliştirme Merkezi'nin (IMD) hazırladığı 2006 Dünya Rekabet Yıllığı verilerine göre, nitelikli işgücü oluşturmak adına çalışanların eğitimine bütçe ayırmada Türkiye 51. sırada yer alıyor.

Soruna işaret eden metal sanayicileri ise devletle sanayicinin işçi eğitimine ilişkin işbirliği yapmaları gerektiği konusunda hükümete çağrıda bulundu. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) tarafından duyurulan Uluslararası Yönetim Geliştirme Merkezi'nin (IMD) hazırladığı 2006 Dünya Rekabet Yıllığı verileri, Türkiye'nin kalitenin ve verimliliğin artması ve nitelikli işgücü yaratılması konusunda Türkiye'nin birçok ülkenin gerisinde kaldığını ortaya koydu. MESS'ten yapılan açıklamada, eğitimli işgücünün ülkeler arasında farkındalık yaratan bir unsur olduğuna dikkat çekildi. Yaşanmakta olan bilgi çağında değişimi yakalayabilmenin nitelikli eğitim almış insan gücüne bağlı olduğuna işaret edilen açıklamada, toplumların kalkınabilmesinin de ancak eğitimli iş gücü ile mümkün olduğu vurgulandı.

Dünyada rekabet edebilme gücünün işyerlerinde nitelikli işgücü istihdam edebilmekten geçtiği ifade edilerek, iyi eğitim almış işgücünün, kalitenin ve verimliliğin artmasını sağladığı kaydedildi. Açıklamada, artık işyerlerinin teknolojik değişikliklere uyum sağlayabilecek, işyerlerinde rekabet avantajı yaratacak, katma değeri yüksek, mesleki ve teknik bilgileri gelişmiş nitelikli işgücüne ihtiyaç duyduğu da belirtilerek, dünyanın gelişmiş ülkeleri olarak tanımlanan ülkelerin bu bilinçle hareket ettiği ve eğitim sistemlerini nitelikli işgücü yaratmak adına sürekli değiştirdikleri kaydedildi. Bu ülkelerin bu amaç doğrultusunda bütçelerinin çok büyük bir kısmını eğitim yatırımlarına ayırdıklarına da dikkat çekilerek, Türkiye'de ise halen devletin bu şekilde hareket etmediği belirtildi.

Uluslararası Yönetim Geliştirme Merkezi tarafından 2006 yılında yapılan bir anketteki verilere göre ülkelere 0-10 arasında puanlar verildi. Ankette ilk sırada 8.04 puanla Danimarka yer alırken, Danimarka'yı Finlandiya, Avusturya, Almanya, Hollanda izledi. Sıralamada AB'nin yeni üyeleri Estonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Romanya da Türkiye'den daha üst sıralarda yer aldı. Türkiye yapılan sıralamada 4.75 puan alarak ancak 51. olabildi. MESS'ten yapılan açıklamada, bu sonucun Türk eğitim sisteminin yetersizliğini ortaya koyduğu kaydedildi.

REKABET İÇİN NİTELİKLİ İŞGÜCÜ

Türkiye'nin geleceğinin, kalkınmaya yön verecek işgücüne nitelikli katılım sağlayacak eğitim sisteminin iyileştirilmesine bağlı olduğu vurgulandı. Türkiye'nin eğitim sisteminin, çağın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmadığının ifade edildiği açıklamada, meslek standartlarının da sanayinin gelişen ihtiyaçlarına yönelik geliştirilemediği kaydedildi. Türk sanayicilerinin nitelikli işgücü eksikliğinden yakındıklarının ifade edildiği açıklamada, mühendisle işçi arasındaki boşluğu dolduracak eleman sıkıntısının sanayicileri mağdur ettiği belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Sanayici milyonlarca dolarlık teknik yatırım yapmasına rağmen nitelikli eleman eksikliği nedeniyle hiç eğitim almamış kişilere makinaları teslim etmekte ve tam verimlilik sağlayamamaktadır. Bugün, işçilerin eğitimine yönelik tüm yük sanayicinin üzerindedir. Devletin katkısı hiç yok denecek kadar azdır. Rekabet edebilirlik işgücünün niteliğine bağlıdır. Devlet; eğitim sistemini yaratıcı, bilgi üreten ve değişime açık hale getirmek için yeni eğitim reformları ile yeniden yapılandırmalıdır. Eğitim harcamalarına önem vermeli ve bütçeden eğitime daha fazla pay ayırmalıdır. İşyerlerinin mesleki eğitim maliyeti azaltılmalıdır, devlet mesleki eğitime yönelik mali teşvikleri arttırmalıdır.

Mesleki eğitim sistemi yeniden gözden geçirilerek; işyerlerinin beklentilerini karşılayabilecek daha esnek bir eğitim modeli hazırlanmalıdır. Devletin teknik beceri gibi yeterlilikleri tek başına eğitim sisteminde geliştirebilmesi mümkün değildir. Bu aşamada işyerlerinin ihtiyaçlarını belirlemek adına devlet işverenle işbirliği yapmalıdır." Uluslararası Yönetim Geliştirme Merkezi anketinde ilk sıralarda yer alan Almanya, Danimarka ve Avusturya'nın bu başarıyı elde etmelerinde işçi ve işveren temsilcilerinin üzerinde uzlaştıkları 'çift eğitim' (dual) modelinin uygulanmasının önemli bir etken olduğu da keydidildi. Bu modelde devlet ve sanayicinin, eğitim müfredatının oluşturulmasından öğrencilerin sanayide istihdamına kadar birlikte çalıştıkları ve sanayicinin değişen teknolojiyi anında bildirdiği için derslerin içeriğinin de eş zamanlı olarak yenilenebildiği kaydedildi.

Türkiye'de de benzer bir eğitim sisteminin uygulanmasının Türk sanayinin rekabet gücünün arttırılması ve verimliliğe bağlı kalkınmanın ve gelişmenin önünü açacağına işaret edilerek, "Devlet artık mesleki eğitimde işbirliği yapmayı kabul etmelidir. Bugün üniversite eğitiminin şartmış gibi gösterildiği ve meslek eğitimine ilginin azalmasına yönelik eğitim politikasının ekonomiye hiçbir fayda getirmediği, üniversite mezunlarının dahi işsizlik problemiyle karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Artık eğitim sistemini sanayiinin dinamizmine uygun hale getirmek ve nitelikli işgücü yetiştirmek, endüstriyel trendleri dikkate alarak o alanlara yönelik mesleki eleman yetiştirmek gerekmektedir. Eğitim sisteminde yeni reformlar bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır" denildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber