'Tankların önüne ilk önce ben çıkarım'. Ne oldu?'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu) Bir zaman demiştin 'Tankların önüne ilk önce ben çıkarım'. Ne oldu? Niye çıkamadın. Bu iş kürek işi değil, yürek işi"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Nisan 2017 17:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Tankların önüne ilk önce ben çıkarım'. Ne oldu?'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin Kadıköy teşkilatından bir grubun istifa ettiğini belirterek, "Niye istifa ettiler? Çünkü terörle el ele, kucak kucağa olduklarını gördükleri için istifa ettiler. Çünkü tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyemedikleri için istifa ettiler." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıyer'de vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, iki aylık yoğun programların finalini Sarıyer'de yaptıklarını söyledi.

Sarıyer Meydanı'ndaki bu tablonun, kararın net, oyların 'evet' olduğunu müjdelediğini dile getiren Erdoğan, yarın sadece Sarıyer'in değil, İstanbul'un sandıkları "evet" ile patlatacağına inandığını ifade etti.

Erdoğan, CHP'nin Kadıköy teşkilatından bir grubun istifa ettiğini belirterek, "Niye istifa ettiler? Çünkü terörle el ele, kucak kucağa olduklarını gördükleri için istifa ettiler. Çünkü tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyemedikleri için istifa ettiler. Biz de buna çağrı yapıyoruz. Diyoruz ki yarın bu ülkede bir değişim, dönüşüm yaşanacak. Cumhuriyet tarihinin en büyük reformunu benim milletim yapacak. Buna ihtiyacımız var." diye konuştu.

Yarın Sarıyer'in, istikbale bir işaret fişeği atacağını ifade eden Erdoğan, "Sarıyer'e zaten bu yakışır, komşularıma bu yakışır." dedi.

"Meydanları 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü hainlere dar eden Sarıyer'e böyle asil bir davranışın yakışacağını" belirten Erdoğan, "Sarıyer şehitler, gaziler verdi ama bu toprakları kaptırmadı. O hainler F16'larla Tarabya'nın üzerinde uçtular, aynen Marmaris'te uçtukları gibi. Zannettiler ki Cumhurbaşkanı Tarabya'dadır, belki Marmaris'tedir. Onlar bilmiyorlardı ki o mağaranın kapısını, örümcek ağları örer ve onu göremezsiniz. Göremediler. Helikopterle Dalaman, oradan uçakla hamdolsun Yeşilköy'e ulaştım. Yeşilköy'e ulaştığımda on binler oradaydı. FaceTime'dan davetimi almışlar ve meydanlara akın etmişlerdi." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve İstanbul Valisi Vasip Şahin ile havalimanında açıklamaları yaparken gençlerin yanlarına gelerek, "Buradan saat 23.10-23.15 civarında VIP'ten Kılıçdaroğlu geçti. " dediğini anlattı.

O tabloyu tam olarak bilmediğini ama ellerine görüntülerin geçtiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu görüntüler elimize geçince bir de ne görsek, saat 23.10-23.15 civarında Kemal Kılıçdaroğlu VIP'e geliyor, orada tanklar var. Işıldaklı bir araç geliyor Kılıçdaroğlu'nu almaya. Enteresan, Kılıçdaroğlu'nu almaya geldiği zaman pazarlık yapılıyor. Oradan Kılıçdaroğlu kendisi ifade ediyor daha sonra, oradan Bakırköy Belediye Başkanının evine kaçıyor. Hani sen Kral FM'de bir zaman demiştin 'Tankların önüne ilk önce ben çıkarım'. Ne oldu? Niye çıkamadın. Bu iş kürek işi değil, yürek işi. Hanım kardeşlerimiz param parça olmak bahasına, Vatan Caddesi'nde tankların önünde ezildiler. Niye? Çünkü benim hanım kardeşlerim, Nene Hatunların torunuydu. Onlar ilhamlarını oradan aldılar. 'Bu vatanı alamazsınız' dediler."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 18-25 yaş arasına "Bunlar çoluk çocuk, bunların parlamentoda ne işi var", "Bunlar gelecek iki yıl görev yapacak, ondan sonra emekli maaşı almaya başlayacak" dediğini dile getiren Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, sen çocuğunu daha akil baliğ olmamışken sigortalı yaptın. Sen busun. Bu ülkenin yürekli evlatlarını 18 yaş cezalandırma yaşı değil mi? 18 yaş aynı zamanda resmen evlilik yaşı. Bunlar oluyor da seçme hakkını veriyorsun, seçilme hakkını niye vermiyorsun? Batı'daki bu hakka sahip de benim evladım niçin bu hakka sahip olmasın? Ne diyor 'Ankara'dakilerin çocukları girecek oraya.' Şu anda 5 kişi var parlamentoda, 25-30 yaş arası. Onlar Ankara'dakilerin çocukları mı? Onların içinde Konyalı, Kayserili esnaf var, şoför var. Adamın dünyası karanlık. Şimdi devran değişiyor. Yarın bunun kararını verme günümüz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu pazarın, 15 Temmuz'da 249 kişiyi şehit eden hainlerle hesaplaşma günü olduğunu belirterek, "Bu pazar, milletimizin son iki aydır bizi yıldırmak için her türlü hukuksuzluğu işleyen tüm Avrupa ülkelerine ders vereceği gündür. Bu pazar, milletimizin vesayet odaklarına karşı zafer günüdür. Hepsinden önemlisi bu pazar, Türk demokrasisinin şölen günüdür, karar günüdür." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın gerçekleştirilecek halk oylaması öncesi Sarıyer'de halka hitap etti.

Türkiye'nin yarın tarihinin en önemli kararlarından birini vereceğini, pazar günü hiçbir baskı altında kalmadan hür iradeyle herkesin tercihini yapılacağını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Ama sandıkları ihmal etmiyoruz, rehavet yok, nasıl olsa kazandık yok. Anketler gayet iyi ama bu bizi rehavete sürüklemesin. Ne kadar iyi olursa o kadar iyi. Çünkü sandıklardan çıkacak olan 'evet' oylarının en yüksek oranı, Batı'ya bir ders olacak ders. Bazen derdik ya statlarda, meydanlarda 'Avrupa Avrupa duy sesimizi' derdik ya şimdi de öyle diyoruz, 'Avrupa Avrupa duy sesimizi...' İnşallah bu milletin ayak seslerini duyacaklar. Zaten geliyoruz, ekonomisiyle geliyoruz. İşte 1,9 Avrupa Birliği ortalaması. Biz 2,9. Bak neredeyiz. Daha çok şeyler olacak. Battı, bitti, bunların kredi derecelendirme kuruluşları bize ne terbiyesizlikler yaptılar. 400 milyar avro Yunanistan'a Almanya borç veriyor. Onu bir anda altı kat yükseltiyor. Batmış bitmiş ya. Türkiye'yi de durağan yapıyor. Aşağıya indiriyor. Yemezler, yutmazlar bu işi."

Türkiye'nin o zaman Çanakkale Köprüsü'nün 18 Mart'ta temelini attığını, iki kule arasındaki mesafenin 2 bin 23 metre olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun, bu açıklıktaki dünyanın bir numaralı köprüsü olacağını kaydetti.

Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü gibi bu köprünün de yapılacağını vurgulayarak, denizin altından Marmaray'ı yaptıklarını, Avrasya Tüneli'yle denizin altından otomobilleri yürüttüklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu milletle alay etmeyin, dalga geçmeyin. İman öyle bir şeydir ki, azim öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır." dedi.

Millete ve demokrasiye yakışır şekilde vatandaşlık görevinin yarın yapılacağını, sabah ilk işin sandık olduğunu belirten Erdoğan, ilk önce sandığa müşahitlerin gideceğini, sabah 08'00'de değil daha erken görev yerlerinde olmaları gerektiğini söyledi.

- "Aydınlık yarınların temellerini atıyoruz"

Sandıklar kapanınca ayrılmamaları gerektiğini, sayımlar yapılıp resmi tutanaklar imzalanacağını, imzalı tutanağı müşahitlerin partiye götüreceklerini anlatan Erdoğan, "Orada hemen bunlar toplanacak. Böylece herhangi bir kaçamak olmayacak. Yarın bir devir değişiyor. Aydınlık yarınların Türkiye'sinin temellerini atıyoruz, sıradan olay değil." diye konuştu.

Erdoğan, "Kandil, İmralı ve Pensilvanya'daki şarlatanın 'hayır' dediğini" belirterek, kişinin sevdikleriyle beraber olduğunu kaydetti.

Bunların düşman olduğunu, ülkeyi ve milleti parçalamak istediğini ifade eden Erdoğan'ın, "Milletimizi bölmek, parçalamak isteyenlere yarın bir cevap vermeyecek miyiz. Bu cevap ne olacak?" sözlerine kalabalık "Evet" karşılığını verdi.

- "İşaret fişeğini de buradan atacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapı kapı dolaşılacağını, telefonların bu akşam 'evet' için çalışacağını belirterek, "Yarın ben de Tarabya'dan takip edeceğim. Bakayım Sarıyer ne yaptı. Artık Sarıyer'in değişmesi lazım. Şimdi bir kilit ifade kullanıyorum. Bu çok önemli. Yarınki seçim Sarıyer'de bir işaret fişeği olacaktır. Anladınız mı ne demek istediğimi. Dereceye yönelik bir işaret fişeği. Önünüze parti pusulası gelmeyecek. Yarın önünüze bir pusula gelecek. Bir tarafı ak, yani beyaz. Üzerinde ne var? Öbür tarafı kahverengi. Siz damgayı nereye vuracaksınız. Evet, oraya vuracaksınız. İnşallah sandıkları da böyle Sarıyer'de patlatacağız. İşaret fişeğini de buradan atacağız. Ben sizden bu müjdeyi yarın akşam bekliyorum." şeklinde konuştu.

Sandık sonuçlarının ülke ve millet için yepyeni günlerin müjdecisi olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, sandıkların açılmasıyla Türkiye'nin önünde çok farklı dönemlerin de kapısının açılacağını söyledi.

Erdoğan, yarından sonra Türkiye'nin hedeflerine, ideallerine çok daha fazlasıyla kilitlenebileceğini, artık eskiden olduğu gibi krizlerle, kaoslarla, siyasi belirsizliklerle zaman kaybedilmeyeceğini, belirterek otel odalarında milletvekili borsalarının açıldığı, medya patronlarının başbakan belirlediği o eski günlerin tamamen geride bırakılacağını vurguladı.

Yarından itibaren artık darbeler, muhtıralar, aba altından siyasetçiye sopa göstermenin devrinin de sona ereceğini aktaran Erdoğan, sözün, kararın ve yetkinin doğrudan millette olduğu bir dönemin başlayacağını dile getirdi.

Erdoğan, vatandaşların "İdam isteriz" sözleri üzerine, şunları kaydetti:

"İnşallah yarın aynı zamanda sizin bu 'idam kararı' diyorsunuz ya, onun da kararının verileceği gündür. Ne olacak? Kılıçdaroğlu diyor ki 'ben evet derim.' Bahçeli sağ olsun, 'evet' diyor. Yıldırım, o da 'evet' diyor. Bütün bunlar 'evet' dediğine göre parlamentodan geçer bu bana gelirse ben bunu onaylarım. Çünkü şehitlerimizin katillerini affetme yetkimiz yok.

Amerika'da, Çin'de, Körfez ülkelerinde, İran'da ve Rusya'da da idam olduğunu belirten Erdoğan, "Bu pazar, 15 Temmuz'da 249 kardeşimizi şehit eden hainlerle hesaplaşma günüdür. Bu pazar, milletimizin son iki aydır bizi yıldırmak için her türlü hukuksuzluğu işleyen tüm Avrupa ülkelerine ders vereceği gündür. Bu pazar, milletimizin vesayet odaklarına karşı zafer günüdür. Hepsinden önemlisi bu pazar, Türk demokrasisinin şölen günüdür, karar günüdür." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? 15 Temmuz için 'kontrollü darbe' diyor. Yani Pensilvanya şarlatanının kulağına fısıldadığını aynen söylüyor. Yüzü de kızarmıyor biliyor musunuz?" dedi.

Sarıyer'de vatandaşlara hitap eden Erdoğan, Avrupa'nın üzerlerine çok geldiğini, Hollanda'nın "atları ile itlerini" Hüseyin Kurt'un ve oradaki işçilerin üzerine saldığını, yarının onlara cevap günü olduğunu anlattı.

Erdoğan, "Almanya'ya da cevabını vereceğiz, Avusturya'ya da vereceğiz, Belçika'ya da vereceğiz, İsviçre'ye, İsveç'e vereceğiz. Hale bak ne diyor? Dev bir pankarta benim resmimi koymuşlar. Yanına, şakağıma bir silah dayamışlar, 'Erdoğan'ı vurun.' Ey kendini bilmez, haddini bilmezler. Biz kefenimizi giyerek yola çıktık. Biz ölümü korkuttuk, ölümden korkmadık. Biz biliyoruz ki kaza ve kader bizim içindir. Biz biliyoruz ki 'Kaderin üstünde bir kader vardır.' Ey Batı sen bundan anlamazsın. Ama biz bunu iyi biliriz." diye konuştu.

Erdoğan, dün Konya'daki mitinge muhteşem bir katılım olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

"Malum, Konya'dan bir milletvekili var ya CHP'li, haddini bilmez, kendini bilmez birisi. Ne diyor? Samsun'dan çıkacaklarmış. Seni Samsun'a sokmazlar, haddini bil. Bilmezsen haddini, patlatırlar enseni. Sen kimi denize döküyorsun. Bu millet Yunanı denize döktü. Sen bu ülkede 'evet' diyeni denize dökeceksin öyle mi? Kim bunlar, bu milletin evlatları. Sana bu yetkiyi, bu salahiyeti kim verdi? Hala Kılıçdaroğlu bunu kesin ihraç istemiyle gönderebildi mi? Göndermedi. Çünkü aynı kafa, aynı zihniyette. Dolayısıyla bunlar yarın akşam dersi alacak. Buna hazır mıyız? Baykal güya tecrübeli bir siyasetçi. Sevsinler senin gibi tecrübeyi. O ne diyor? O da diyor ki 'hayır' çıkarsa, çıkmayacağına inanıyor da 'hayır' çıkarsa o zaman denize dökmüş gibi mutlu olacakmış. Ne diyelim bunlara? Bunlara denilecek olan şey yarın akşam sizin cevabınız o kadar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıyer'in 15 Temmuz gecesinde ihaneti birebir yaşayan ilçelerden biri olduğunu, o gece darbecilerin hedef aldığı Borsa İstanbul'da şehidinin olduğunu söyledi.

Bu ilçede darbecilerin açtığı ateş sonucu yaralanan 40'ın üzerinde gazi bulunduğunu, Sarıyer'in muhteşem ve inançlı olduğunu kaydeden Erdoğan, "Sarıyer yürüdü. Ne dedi? 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan, sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan. Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.' Yürüdü, böyle yürüdü. Ben bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şifalar diliyorum." ifadelerini kullandı.

Darbe haberini aldıktan sonra Sarıyerli vatandaşların hemen sokaklarda, caddelerde toplanmaya başladığını, o gece ve daha sonraki günlerde milli irade nöbetlerinde Sarıyer'in meydanı asla boş bırakmadığını aktaran Erdoğan, Sarıyerlilerin ülkelerine ve devletlerine uzanacak hiçbir ele izin vermeyeceklerini gösterdiğini belirterek "Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir." mısralarını okudu.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Sarıyer o gece sokaklara çıkan milyonlarla beraber bu vatanın sahibi olduğunu, onu 3-5 haine yedirmeyeceğini tüm dünyaya ilan etti. Ne dediniz? Boğaz geçilmez dediniz, öyle mi? Çünkü boğazı siz tutuyorsunuz. Burada Sarıyer, karşıda Beykoz, emin ellerde. Sağlam tuttunuz. Durum bu kadar açık ve netken bakıyorsunuz, ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? 15 Temmuz için 'kontrollü darbe' diyor. Yani Pensilvanya şarlatanının kulağına fısıldadığını aynen söylüyor. Yüzü de kızarmıyor, biliyor musunuz? FETÖ'nün avukatlığını yaparken şehitlerimizin ruhunu muazzeb edeceği, o gece hayatını ortaya koyan kahramanları inciteceği aklına dahi gelmiyor. Çünkü bu zat kendini millete karşı sorumlu hissetmiyor. Aklını kiraya vermiş. Milletle gönül bağı olmayanın mesuliyet duygusu olur mu? Tabii ki olmaz. Bu şahsın sorumlu olduğu tek bir yer var, o da Pensilvanya. Pensilvanya'daki şarlatana diyet borcu var, koltuk borcu. Yıllardır bu borçları ödemenin gayreti içerisinde. Millet ne der, vatandaş ne der, ne düşünür? Asla umurunda değil. Bunun için de önüne konanı, kulağına söyleneni, önüne arkasını düşünmeden hemen gündeme taşıyor. Gelsin, yüreği yetiyorsa kontrollü darbeyi benim Sarıyerli kardeşlerime anlatsın. Borsa İstanbul'a gidenlere anlatsın. Gelsin bu safsatalarını şehitlerimizin ailelerine, yetimlerine, gözü yaşlı eşlerine açıklasın. Gelsin iddialarını o gece tanklara kafa tutan Sarıyerli yiğitlere anlatsın, izah etsin. Gelsin açıklayabiliyorsa 29 gün boyunca sabahlara kadar şu meydanlarda demokrasi nöbeti tutan kardeşlerime anlatsın ama yapamaz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, korkakların zafer anıtı dikemeyeceğini, onun için de silahı görünce tırsan, tankı görünce sıvışan adamdan millete hiçbir hayır gelmeyeceğini vurguladı.

Erdoğan, "Yarın inşallah bu darbe sever siyasetçilere iyi bir ders vermeye hazır mıyız? Sarıyer, yarın 'evet' diyerek, bu yüzsüzleri sandığa gömüyor mu? Sarıyer, yarın 'evet' diyerek, Pensilvanya'nın borazanlığını yapanlara haddini bildiriyor mu, Sarıyer, yarın 'evet' diyerek, terör örgütlerinin heveslerini kursaklarında bırakıyor mu? Sarıyer, yarın 'evet' diyerek, 15 Temmuz'un hesabını soruyor mu?" dedi.

Terörle mücadelede 20 ayda 11 bin teröristi etkisiz hale getirdiklerini belirten Erdoğan, "Onlar hendekler, çukurlar kazdı. İşte o kazdıkları hendeklere, çukurlara onları gömdük, gömmeye de devam edeceğiz. Bu milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Devran değişti. Sizler bu şekilde kararlı durdukça, Evvel Allah hiçbir güç milletimizin sırtını yere getiremeyecek. Sizler iradenize sahip oldukça terör örgütleri bu ülkeye diz çöktüremeyecektir." değerlendirmesini yaptı.

Sarıyerlilerin bazı eserleri yakından gördüğünü ifade eden Erdoğan, bazı kesimlerin Yavuz Sultan, Fatih Sultan Mehmet, 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne, Marmaray, Osmangazi Köprüsü ile Avrasya Tüneli'ne hayır dediklerini kaydetti.

Erdoğan, bu kesimlerin ülkede dikili ağaçları olmadığını dile getirerek, "Ben şimdi soruyorum değerli kardeşlerim. Ya bunlarla beraber nasıl yürünür? Bizim el ele verip, Gazi Mustafa Kemal ne diyor, 'Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak,' hedef bu. Şimdi bunların muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak diye bir derdi oldu mu? Ama biz şu anda Batı'yı imrendiriyoruz, çılgına dönüyorlar çılgına..." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Unutmayın, Cumhurbaşkanlığı Sistemi, üniter yapımızın birlik ve beraberliğimizin teminatıdır. Son günlerde bir şeyler yuvarlayıp duruyorlar, 'Yok eyaletlere bölünecekmişiz' Kim söylüyor? Gene Kılıçdaroğlu. Böyle bir şey yok. bunların hepsi palavra, hikaye. Ben ne diyorum Cumhurbaşkanı olarak, Başbakan ne diyor? Böyle bir şey var mı? Yok."

Yarın gerçekleştirilecek halk oylaması öncesi Sarıyer'de halka hitap eden Erdoğan, Türkiye'nin Batı'yı imrendirdiğini ifade ederek, 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, bu süreçte kendilerinin değil CHP zihniyetindekilerin bulunduğunu, kendilerinin ise 14 yılda 19 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını anlattı.

25 havalimanı varken, kendilerinin bu sayıyı 59'a çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, "Şimdi otobüsle seyahat eder gibi benim sevgili vatandaşlarım uçaklara biniyor seyahat ediyor, aynı fiyat. Sadece Türk Hava Yolları vardı ama şimdi 6 hava yolu var, rekabet. THY dünya klasmanında uluslararası hava taşımacılığında ilk 5, ilk 7 burada. En fazla destinasyona baktığınızda bir numara. En uzun yolculukları THY yapıyor. Buraya geldi. Nereden nereye...Daha iyisi olacak, bunu da başaracağız. Beraber başaracağız." diye konuştu.

Son iki aydır muhatap olunan saldırıların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bu ülke için ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

" 'Evet' diyenleri denize dökmekten, tehdit etmekten bahsedenlere ben cevap veriyorum, merak etmeyin. Siz 'hayır' deseniz de biz sizi denize dökmeyeceğiz. Biz bunlara özel bir müze hazırlayacağız.Bu müzede bunları orada önemli objeler olarak değerlendireceğiz. Nasıl iyi mi? Çünkü bizim demokrasi anlayışımız bu. Biz öldürmek için değil haşa, diriltmek için geliyoruz. Ona gayret edeceğiz. Avrupa ülkelerinin sandıktan 'hayır' çıkması için neler yaptıklarını, Avrupalı parlamenterlerin neler yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? Ama yarın onlar benim milletimin cevabını görecekler. 2007'deki 367 garabeti vesaire nasıl çalıştılar. Batılı medya organlarının Türkçe manşetlerini gördünüz. Elbette biz bu çevrelerinin seviyesine inmeyeceğiz. Bize yakışan bu millet düşmanlarına hukuk ve demokrasi içinde cevaplarını vermektir. Bize düşen hiç kimsenin irademizi pranga vuramayacağını tüm dünyaya haykırmaktır. Anladılar. Bu ara kamuoyu araştırmalarında yarınki seçimin neticesini görmeye başladılar. Şimdiden yarını satın almaya başladılar, pazartesi günü. Bize düşen, bu hayır koalisyonuna güçlü bir evet ile karışılık vermektir. Bunun için yarın çok önemli. Yarın ülkemiz demokrasisi için bir dönüm noktası olacaktır."

- "İstesen de istemesen de olacak Kemal"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partiye görül veren kardeşlerine seslenmek istediğini belirterek, "Milliyetçi Hareket Partisine gönül veren arkadaşlarıma sesleniyorum, ben Büyük Birlik Partisine gönül veren kardeşlerime sesleniyorum,Cumhuriyet Halk Partisine gönül veren, Saadet Partisine gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Bunun yanında HDP'ye gönül veren vatandaşlarıma sesleniyorum; gelin yarın farklı bir gün, şöyle yaptınız böyle yaptınız fakat yarınki kullanacağınız oylar diriliş hikayemizin birer köşe taşı olacaktır. Diriliş için 'evet' mi? Bu değişiklik bir şahsın veya bir partinin değil." diye konuştu.

Erdoğan, "Çıkmış diyor ki malum...'Hem partinin genel başkanı hem Cumhurbaşkanı olmaz böyle şey' Ben sana kendi partini anlatayım; Gazi Mustafa Kemal partinin genel başkanı mıydı? Aynı zamanda Cumhurbaşkanı mıydı? Aynı zamanda İnönü partinin genel başkanı mıydı? Aynı zamanda Cumhurbaşkanı mıydı? Bunlar oluyor da şimdi bu hazırladığımız niye olmasın? İstesen de istemesen de olacak Kemal." dedi.

-"Bu bir memleket ve millet meselesidir"

İkindi ezanı okunurken konuşmasına ara veren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Kardeşlerim bu bir memleket ve millet meselesidir. Unutmayın, Cumhurbaşkanlığı Sistemi, üniter yapımızın birlik ve beraberliğimizin teminatıdır. Son günlerde bir şeyler yuvarlayıp duruyorlar, 'Yok eyaletlere bölünecekmişiz' Kim söylüyor? Gene Kılıçdaroğlu. Böyle bir şey yok. Bunların hepsi palavra, hikaye. Ben ne diyorum Cumhurbaşkanı olarak, Başbakan ne diyor? Böyle bir şey var mı? Yok. Biz eğer Türkiye'de şöyle 18 maddenin içinde böyle bir madde olsa, buna HDP soruyorum, hayır der mi? Adamların derdi zaten eyalet. Biz ise yola çıktığımızdan beri neyi savunuyoruz? Üniter yapıyı savunuyoruz. Ülkemizin birliğini, beraberliğini savunuyoruz. Bunun için de ne diyoruz? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bunu söyleyenlerin eyaletle ilgili bir şeyi olur mu? Ey Kemal, hiç unutmam, Hakkari'de bir miting yaptın, bir Türk bayrağı dalgalandıramadın orada. Türk bayrağı dalgalandıramadın. HDP'lilerle onların sayesinde orada gittin miting yaptın. Bak biz, 81 vilayette miting yaptık. Sen nereye gittin? Kahve köşelerinde, düğün salonlarında şu anda bu kampanyada toplantılar yapıyor. O da inanmıyor bu işi başaracağına da ama maalesef yine yola dökülürken bunları anlatayım diyor. Kardeşlerim ben size güveniyorum ve inanıyorum. Türkiye'nin şu anda kesinlikle üniter yapıdan başka herhangi bir yolu yoktur ve biz ülkemizin birlik ve beraberliği için bunu da gerekli olarak görüyoruz. Bunu ben söylüyorum, Başbakanımız söylüyor. Aynı zamanda da zaten muhalefette de Sayın Bahçeli bunu söylüyor. Kılıçdaroğlu'nun böyle bir derdi yok onu da söyleyeyim. Onlar başka şeylerin peşinde."

-"Türkiye Cumhuriyetinden başka bir devlet asla düşünülemez"

Rabia işareti yapan Erdoğan, katılımcılarla, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" sloganını yineledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnakıyla, Romanıyla tek millet. 80 milyon. Ayrım yok. Alevisi, Sünnisi ayrım yok. Niye? Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Biz böyle bağlandık. Böyle yürüdük bu yolda ama onlar bunu anlamaz. Bayrağımız tek, bu HDP, bunlar kongrelerinde Türk bayrağını hiçbir zaman astılar mı? Asmadılar. İstiklal Marşımızı söylediler mi? Söylemediler. Bunlar 'hayır' diyor, bunlarla CHP kol kola giriyor, düşünebiliyor musunuz? Ben CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, bunlarla siz nasıl beraber yürüyeceksiniz? Ey Saadet Partili sen nasıl bunlarla beraber yürüyeceksin? Ah kardeşlerim ah... Ben şu anda uyarı görevimi yapıyorum. Uyarı. Bir Cumhurbaşkanı olarak bu görevimi yapıyorum. Bu milletin bir evladı olarak bu görevimi yapıyorum. Zira buna ihtiyacımız var. Bu reform sıradan bir reform değil. Çok ciddi bir dönüşüm, çok ciddi bir değişim yapıyoruz. Bayrağımızı asla kimse kirletemez. Onlar paçavralarıyla gösteriler yaptılar."

Sözlerine "Tek vatan" diyerek devam eden Erdoğan, vatanı kimsenin bölemeyeceğini belirterek, "Tendürek'te, Cudi'de, Gabar'da, Bestler deresinde gömüyoruz, gömeceğiz. Kimse burayı bölemez. Tek devlet. Türkiye Cumhuriyetinden başka bir devlet asla düşünülemez. Onların böyle bir hülyası var mıydı? Vardı. Ey CHP, onlarla beraber yürüyorsun." ifadelerini kullandı.

"Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız" diyen Erdoğan, konuşmasını "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini katılımcılarla söyleyerek tamamladı.

- Notlar

Sarıyer'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, eski AB Bakanı Egemen Bağış ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da eşlik etti.

Erdoğan'a konuşmasının ardından çocuklar tarafından çiçek takdim edildi. Sahneye çıkan çocuklarla bir süre ilgilenen Erdoğan, çocuklarla fotoğraf çektirdi. Erdoğan, halkı selamlayarak satranç takımı dağıttı.

Sarıyer Meydanı'nda düzenlenen etkinlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dev posterlerinin yanı sıra "Sarıyer'in Kararı Evet", "Rotamız Demokrasi Kararımız Evet", "Birlikte Evet" afişleri de asıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla çocuklara oyuncak bebek ve araba dağıtıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber