Emlak Vergisine ilşikin 3 adet Danıştay Kararı yayımlandı
Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığından:
Esas No : 2005/2222
Karar No : 2006/4411
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : Hasan Gökgöz
Atatürk Cad. Koruyucu İşhanı K:2 No:162 Osmangazi/BURSA
Karşı Taraf : Mudanya Belediye Başkanlığı - BURSA
Vekili : Av. Necati Yaşbey
Gazcılar Cad. Petek Bozkaya İş Merkezi A-Blok K:1 No:112
Osmangazi/BURSA
İstemin Özeti : Davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka Köyü'nde bulunan arsası için 1998, 1999 ve 2000 yılları için tahakkuk ettirilerek tahsil edilen emlak (arsa) vergisinin ret ve iadesi istemiyle yaptığı düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin 14/6/2002 tarih ve 2002/197 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı; uyuşmazlığın, davacının taşınmazının 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesine 3239 sayılı Kanunun 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında belirtilen emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin olduğu, vergisi ihtilaf konusu arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında kaldığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, bu durumda, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca, aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayacağından ve 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsaların, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı takdirde araziler için getirilen muafiyetten yararlanabileceği belirtildiğinden ve olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, sözkonusu taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinin (g) fıkrasında açıklanan muafiyetten yararlandırılmasının icap ettiği sonucuna varıldığı ve tahakkuk ettirilerek tahsil edilen emlak (arsa) vergisinde isabet görülmediği, davacının ödediği vergilerin iadesi isteminin reddine ilişkin işlemin yasal olmadığı gerekçesiyle kabul eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/983, K:2003/2332 sayılı kararına karşı davalı idarenin yaptığı itiraz üzerine Mahkeme kararını; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesine 3239 sayılı Kanunun 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasının parantez içi hükmünün yorumunun uyuşmazlığı çözeceği, bu parantez içinde belirtilen "ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılma" ibaresinin arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için de geçerli olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının gerektiği, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, vergiden muaftır ibaresinin aynı zamanda 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca arsaları da kapsayacağı, ancak aynı Kanun'un 14. maddesinin (g) fıkrasının parentez içi hükmü ile ayrı bir düzenleme getirildiği, bu parantez içi hükmünde yer alan ticari, sınai, turistik amaçla kullanılma sıfatının sadece araziye ait olduğu, arsaların ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazinin bu sıfatın içinde düşünülemeyeceği, anılan faaliyetlerde kullanılmasa dahi arsaların emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanamayacağı, 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde vergi hukukunda idareye tanınmayan bir takdir hakkı ile Yasa hükmünü genişleten bir yorum getirildiği, kanun koyucu belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziyi muafiyet kapsamına almadığından, tahsil edilen emlak (arsa) vergisinin iadesi isteminin reddine ilişkin işlemde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle bozan Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15/4/2004 tarih ve E.2003/1200, K:2004/376 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 5/10/2004 tarih ve E:2004/785, K:2004/683 sayılı kararının, kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Başsavcılığı'nın Kanun Yararına Bozma İstemi: Davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka köyünde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 1998,1999 ve 2000 yılları için tahakkuk ettirilen emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul ederek tahakkuku terkin eden Bursa Vergi Mahkemesinin 11/6/2003 tarih ve E:2002/983, K:2003/2332 sayılı kararını bozarak davayı reddeden Bursa Bölge İdare Mahkemesinin 15/4/2004 tarih ve E:2003/1200, K:2004/376 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 5/10/2004 tarih ve E:2004/785, K:2004/683 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davacı tarafından kanun yararına bozulması istemi üzerine konu incelendi;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesinde, bölge idare mahkemesi kararlarından niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa ili, Mudanya ilçesi, Kumyaka köyünde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 1998,1999 ve 2000 yılları için emlak (arsa) vergisi tahakkuk ettirildiği, davacı tarafından söz konusu vergiye karşı arsa vasfındaki taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu, kiraya verilmediği, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı dolayısıyla Emlak Vergisi Kanununun 14/g maddesi uyarınca gayrimenkulün emlak vergisinden daimi muaf olduğu iddialarıyla dava açıldığı, ileri sürülen iddialar yerinde görülerek Bursa Vergi Mahkemesince davanın kabulüne, tahakkukun terkinine karar verildiği, bu kararın Bursa Bölge İdare Mahkemesince kanun yararına bozulması istenilen söz konusu kararlarla bozulduğu ve davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1610 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişik "Arazi Vergisinin Mevzuu" başlıklı 12 nci maddesinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu Kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği, aksine hüküm olmadıkça bu Kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 14 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunun 104 üncü maddesiyle eklenen (g) fıkrasında, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiyetin uygulanmayacağı hükme bağlanmış olup, bu fıkranın uygulanmasına da 17 seri nolu Emlak Vergisi Genel Tebliğin "Arazi Vergisi ile İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1. Bölümünde "Emlak Vergisi Kanununun 14 üncü maddesine eklenen (g) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi muaf tutulmuştur. Ancak anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." şeklinde açıklık getirilmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında, arsa vasfındaki bir taşınmazın emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
Olayda, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, söz konusu taşınmazın Emlak Vergisi Kanununun 14/g maddesinde yer alan muafiyetten yararlandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılan Bursa Bölge İdare Mahkemesinin 15/4/2004 tarih ve E:2003/1200, K:2004/376 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 5/10/2004 tarih ve E:2004/785, K:2004/683 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım.
Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi : Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu davacının taşınmazının belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu anlaşılmış olup, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayacağından ve ayrıca sözkonusu arsanın kiraya verildiği, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığından, bu taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinin (g) fıkrasında belirtilen vergi muafiyetinden yararlandırılmasının icap ettiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nce Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15/4/2004 tarih ve E:2003/1200, K:2004/376 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:
İstem; davacı adına 1998,1999 ve 2000 yılları için tahakkuk ettirilerek tahsil edilen emlak (arsa) vergisinin ret ve iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin 14/06/2002 tarih ve 2002/197 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/983, K:2003/2332 sayılı kararının bozulmasına ilişkin Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15/4/2004 tarih ve E:2003/1200, K:2004/376 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 5/10/2004 tarih ve E:2004/785, K:2004/683 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka Köyü'nde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 1998, 1999 ve 2000 yılları için arsa vergisi salındığı ve sözkonusu vergiye karşı "taşınmazın arazi vasfında, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu, herhangi bir şekilde ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı, kiraya da verilmediği, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12. maddesi hükmü gereğince, arazi deyimi, arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazileri de kapsadığından, aynı Kanunun 14. maddesinin (g) fıkrası uyarınca gayrimenkulün vergiden daimi olarak muaf tutulmasının icap ettiği" iddialarıyla düzeltme şikayet başvurusunda bulunulduğu, bu başvurunun reddi üzerine ret işlemininin iptali istemiyle Vergi Mahkemesine dava açıldığı anlaşılmıştır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1610 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle değişik "Arazi Vergisinin Mevzuu" başlıklı 12. maddesinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu Kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği, aksine hüküm olmadıkça bu Kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 14. maddesine 3239 sayılı Kanun'un 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiyetin uygulanmayacağı hükmü yer almakta, bu fıkranın uygulanması ile ilgili 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nin "Arazi Vergisi İle İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1 Bölümünde de; "Emlak Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesine eklenen (g) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi olarak muaf tutulmuştur. Ancak, anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." açıklaması bulunmaktadır.
Anılan 14. maddenin (g) fıkrası hükmüne göre bir arazinin emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan Kanunun 12. maddesinde Kanunun diğer maddelerinde geçen arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtildiğinden ve 14. maddenin (g) fıkrasının parantez içi hükmünde de gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç ibaresi yer aldığından, sözü edilen maddedeki ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanmama şartının sadece araziler için geçerli olmayıp, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziler için de geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, vergisi ihtilaflı arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu görülmektedir.
Olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan sözkonusu arsanın kiraya verildiği veya ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda herhangi bir iddia ve tespit bulunmaması karşısında, taşınmazın mevcut haliyle Yasa'da daimi muafiyet için öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle de, emlak vergisinden daimi muaf tutulması gerektiği sonucuna varıldığından, tahakkuk ettirilerek tahsil edilen emlak vergisinin reddine ilişkin işlemde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ve Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15/4/2004 tarih ve E:2003/1200, K:2004/376 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 5/10/2004 tarih ve E:2004/785, K:2004/683 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve Resmi Gazete'de yayımlanmasına 15/11/2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
?? ? ??
Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığından:
Esas No : 2005/1556
Karar No : 2006/4412
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : Emine Sezen Saraçoğlu
Vekili : Av. Tuna Saraçoğlu
İnönü Cad. Hüzmen Plaza K:4 No: 422 Osmangazi - BURSA
Karşı Taraf : Mudanya Belediye Başkanlığı - BURSA
Vekili : Av. Necati Yaşbey
Gazcılar Cad. Petek Bozkaya İş Merkezi A-Blok K:1 No:112
Osmangazi/BURSA
İstemin Özeti : Davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka Köyü'nde bulunan arsası için 2002 yılına ilişkin olarak salınan emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; uyuşmazlığın, davacının taşınmazının 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesine 3239 sayılı Kanunun 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında belirtilen emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin olduğu, vergisi ihtilaf konusu arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında kaldığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, bu durumda, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca, aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayacağından ve 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsaların, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı takdirde araziler için getirilen muafiyetten yararlanabileceği belirtildiğinden ve olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, sözkonusu taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinin (g) fıkrasında açıklanan muafiyetten yararlandırılmasının icap ettiği sonucuna varıldığı ve salınan emlak (arsa) vergisinde isabet görülmediği gerekçesiyle kabul eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/981, K:2003/2330 sayılı kararına karşı davalı idarenin yaptığı itiraz üzerine Mahkeme kararını; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesine 3239 sayılı Kanunun 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasının parantez içi hükmünün yorumunun uyuşmazlığı çözeceği, bu parantez içinde belirtilen "ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılma" ibaresinin arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için de geçerli olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının gerektiği, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, vergiden muaftır ibaresinin aynı zamanda 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca arsaları da kapsayacağı, ancak aynı Kanun'un 14. maddesinin (g) fıkrasının parentez içi hükmü ile ayrı bir düzenleme getirildiği, bu parantez içi hükmünde yer alan ticari, sınai, turistik amaçla kullanılma sıfatının sadece araziye ait olduğu, arsaların ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazinin bu sıfatın içinde düşünülemeyeceği, anılan faaliyetlerde kullanılmasa dahi arsaların emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanamayacağı, 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde vergi hukukunda idareye tanınmayan bir takdir hakkı ile Yasa hükmünü genişleten bir yorum getirildiği, kanun koyucu belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziyi muafiyet kapsamına almadığından salınan emlak (arsa) vergisinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle bozan Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1189, K:2004/351 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/791, K:2004/695 sayılı kararının, kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Başsavcılığı'nın Kanun Yararına Bozma İstemi: Davacının Bursa İli Mudanya İlçesi Kumyaka köyünde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 2002 yılı için tahakkuk ettirilen emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul ederek tahakkuku terkin eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/981, K:2003/2330 sayılı kararını bozarak davayı reddeden Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1189, K:2004/351 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/791, K:2004/695 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davacı tarafından kanun yararına bozulması istemi üzerine konu incelendi;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 inci maddesinde, bölge idare mahkemesi kararlarından niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa ili, Mudanya ilçesi, Kumyaka köyünde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 2002 yılı için emlak (arsa) vergisi tahakkuk ettirildiği, davacı tarafından söz konusu vergiye karşı arsa vasfındaki taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu, kiraya verilmediği, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı, dolayısıyla Emlak Vergisi Kanunu'nun 14/g maddesi uyarınca gayrimenkulün emlak vergisinden daimi muaf olduğu iddialarıyla dava açıldığı, ileri sürülen iddialar yerinde görülerek Bursa Vergi Mahkemesince davanın kabulüne, tahakkukun terkinine karar verildiği, bu kararın Bursa Bölge İdare Mahkemesince kanun yararına bozulması istenilen söz konusu kararlarla bozulduğu ve davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1610 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişik "Arazi Vergisinin Mevzuu" başlıklı 12 nci maddesinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu Kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği, aksine hüküm olmadıkça bu Kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 14 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunun 104 üncü maddesiyle eklenen (g) fıkrasında, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiyetin uygulanmayacağı hükme bağlanmış olup, bu fıkranın uygulanmasına da 17 seri nolu Emlak Vergisi Genel Tebliğin "Arazi Vergisi ile İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1. Bölümünde "Emlak Vergisi Kanununun 14 üncü maddesine eklenen (g) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi muaf tutulmuştur. Ancak anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." şeklinde açıklık getirilmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında, arsa vasfındaki bir taşınmazın emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
Olayda, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, söz konusu taşınmazın Emlak Vergisi Kanununun 14/g maddesinde yer alan muafiyetten yararlandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılan Bursa Bölge İdare Mahkemesinin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1189, K:2004/351 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/791, K:2004/695 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım.
Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi: Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu davacının taşınmazının belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu anlaşılmış olup, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayacağından ve ayrıca sözkonusu arsanın kiraya verildiği, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığından, bu taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinin (g) fıkrasında belirtilen vergi muafiyetinden yararlandırılmasının icap ettiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nce Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1189, K:2004/351 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:
İstem; davacı adına 2002 yılına ilişkin olarak salınan emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/981, K:2003/2330 sayılı kararının bozulmasına ilişkin Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1189, K:2004/351 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/791, K:2004/695 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka Köyü'nde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 2002 yılı için arsa vergisi salındığı ve sözkonusu vergiye karşı "taşınmazın arazi vasfında, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu, herhangi bir şekilde ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı, kiraya da verilmediği, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12. maddesi hükmü gereğince, arazi deyimi, arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazileri de kapsadığından, aynı Kanunun 14.maddesinin (g) fıkrası uyarınca gayrimenkulün vergiden daimi olarak muaf tutulmasının icap ettiği" iddialarıyla Vergi Mahkemesine dava açıldığı anlaşılmıştır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1610 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle değişik "Arazi Vergisinin Mevzuu" başlıklı 12. maddesinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu Kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği, aksine hüküm olmadıkça bu Kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 14. maddesine 3239 sayılı Kanun'un 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiyetin uygulanmayacağı hükmü yer almakta, bu fıkranın uygulanması ile ilgili 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nin "Arazi Vergisi İle İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1 Bölümünde de; "Emlak Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesine eklenen (g) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi olarak muaf tutulmuştur. Ancak, anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." açıklaması bulunmaktadır.
Anılan 14. maddenin (g) fıkrası hükmüne göre bir arazinin emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan Kanunun 12. maddesinde Kanunun diğer maddelerinde geçen arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtildiğinden ve 14. maddenin (g) fıkrasının parantez içi hükmünde de gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç ibaresi yer aldığından, sözü edilen maddedeki ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanmama şartının sadece araziler için geçerli olmayıp, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziler için de geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, vergisi ihtilaflı arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu görülmektedir.
Olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan sözkonusu arsanın kiraya verildiği veya ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda herhangi bir iddia ve tespit bulunmaması karşısında, taşınmazın mevcut haliyle Yasa'da daimi muafiyet için öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle de, emlak vergisinden daimi muaf tutulması gerektiği sonucuna varıldığından, salınan emlak vergisinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ve Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1189, K:2004/351 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/791, K:2004/695 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve Resmî Gazete'de yayımlanmasına 15/11/2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
?? ? ??
Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığından:
Esas No : 2005/1593
Karar No : 2006/4413
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : Hasan Gökgöz
Atatürk Cad. Koruyucu İşhanı K:2 No:162 Osmangazi/BURSA
Karşı Taraf : Mudanya Belediye Başkanlığı - BURSA
Vekili : Av. Necati Yaşbey
Gazcılar Cad. Petek Bozkaya İş Merkezi A-Blok K:1 No:112
Osmangazi/BURSA
İstemin Özeti : Davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka Köyü'nde bulunan arsası için 2002 yılına ilişkin olarak salınan emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; uyuşmazlığın, davacının taşınmazının 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesine 3239 sayılı Kanunun 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında belirtilen emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin olduğu, vergisi ihtilaf konusu arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında kaldığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, bu durumda, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca, aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayacağından ve 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsaların, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı takdirde araziler için getirilen muafiyetten yararlanabileceği belirtildiğinden ve olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, sözkonusu taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinin (g) fıkrasında açıklanan muafiyetten yararlandırılmasının icap ettiği sonucuna varıldığı ve salınan emlak (arsa) vergisinde isabet görülmediği gerekçesiyle kabul eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/982, K:2003/2331 sayılı kararına karşı davalı idarenin yaptığı itiraz üzerine Mahkeme kararını; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesine 3239 sayılı Kanunun 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasının parantez içi hükmünün yorumunun uyuşmazlığı çözeceği, bu parantez içinde belirtilen "ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılma" ibaresinin arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için de geçerli olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının gerektiği, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, vergiden muaftır ibaresinin aynı zamanda 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca arsaları da kapsayacağı, ancak aynı Kanun'un 14. maddesinin (g) fıkrasının parentez içi hükmü ile ayrı bir düzenleme getirildiği, bu parantez içi hükmünde yer alan ticari, sınai, turistik amaçla kullanılma sıfatının sadece araziye ait olduğu, arsaların ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazinin bu sıfatın içinde düşünülemeyeceği, anılan faaliyetlerde kullanılmasa dahi arsaların emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanamayacağı, 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde vergi hukukunda idareye tanınmayan bir takdir hakkı ile Yasa hükmünü genişleten bir yorum getirildiği, kanun koyucu belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziyi muafiyet kapsamına almadığından salınan emlak (arsa) vergisinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle bozan Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1188, K:2004/352 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/788, K:2004/701 sayılı kararının, kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Başsavcılığı'nın Kanun Yararına Bozma İstemi: Davacının Bursa İli Mudanya İlçesi Kumyaka köyünde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 2002 yılı için tahakkuk ettirilen emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul ederek tahakkuku terkin eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/982, K:2003/2331 sayılı kararını bozarak davayı reddeden Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1188, K:2004/352 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/788, K:2004/701 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davacı tarafından kanun yararına bozulması istemi üzerine konu incelendi;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 inci maddesinde, bölge idare mahkemesi kararlarından niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa ili, Mudanya ilçesi, Kumyaka köyünde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 2002 yılı için emlak (arsa) vergisi tahakkuk ettirildiği, davacı tarafından söz konusu vergiye karşı arsa vasfındaki taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu, kiraya verilmediği, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı, dolayısıyla Emlak Vergisi Kanunu'nun 14/g maddesi uyarınca gayrimenkulün emlak vergisinden daimi muaf olduğu iddialarıyla dava açıldığı, ileri sürülen iddialar yerinde görülerek Bursa Vergi Mahkemesince davanın kabulüne, tahakkukun terkinine karar verildiği, bu kararın Bursa Bölge İdare Mahkemesince kanun yararına bozulması istenilen söz konusu kararlarla bozulduğu ve davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1610 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişik "Arazi Vergisinin Mevzuu" başlıklı 12 nci maddesinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu Kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği, aksine hüküm olmadıkça bu Kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 14 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunun 104 üncü maddesiyle eklenen (g) fıkrasında, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiyetin uygulanmayacağı hükme bağlanmış olup, bu fıkranın uygulanmasına da 17 seri nolu Emlak Vergisi Genel Tebliğinin "Arazi Vergisi ile İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1. Bölümünde "Emlak Vergisi Kanununun 14 üncü maddesine eklenen (g) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi muaf tutulmuştur. Ancak anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." şeklinde açıklık getirilmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında, arsa vasfındaki bir taşınmazın emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
Olayda, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, söz konusu taşınmazın Emlak Vergisi Kanununun 14/g maddesinde yer alan muafiyetten yararlandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılan Bursa Bölge İdare Mahkemesinin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1188, K:2004/352 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/788, K:2004/701 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım.
Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi: Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu davacının taşınmazının belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu anlaşılmış olup, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayacağından ve ayrıca sözkonusu arsanın kiraya verildiği, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığından, bu taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu'nun 14. maddesinin (g) fıkrasında belirtilen vergi muafiyetinden yararlandırılmasının icap ettiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nce Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1188, K:2004/352 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:
İstem; davacı adına 2002 yılına ilişkin olarak salınan emlak (arsa) vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Bursa Vergi Mahkemesi'nin 11/6/2003 tarih ve E:2002/982, K:2003/2331 sayılı kararının bozulmasına ilişkin Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1188, K:2004/352 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/788, K:2004/701 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa İli, Mudanya İlçesi, Kumyaka Köyü'nde bulunan gayrimenkulü nedeniyle adına 2002 yılı için arsa vergisi salındığı ve sözkonusu vergiye karşı "taşınmazın arazi vasfında, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu, herhangi bir şekilde ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı, kiraya da verilmediği, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12. maddesi hükmü gereğince, arazi deyimi, arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazileri de kapsadığından, aynı Kanunun 14.maddesinin (g) fıkrası uyarınca gayrimenkulün vergiden daimi olarak muaf tutulmasının icap ettiği" iddialarıyla Vergi Mahkemesine dava açıldığı anlaşılmıştır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1610 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle değişik "Arazi Vergisinin Mevzuu" başlıklı 12. maddesinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerin arsa sayılacağı, belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu Kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belli edileceği, aksine hüküm olmadıkça bu Kanunun diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 14. maddesine 3239 sayılı Kanun'un 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiyetin uygulanmayacağı hükmü yer almakta, bu fıkranın uygulanması ile ilgili 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nin "Arazi Vergisi İle İlgili Değişiklikler" başlıklı III/1 Bölümünde de; "Emlak Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesine eklenen (g) fıkrası ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arazi, Arazi Vergisinden daimi olarak muaf tutulmuştur. Ancak, anılan yerlerde bulunan arazi, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazilerden ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılanlar için bu muafiyet uygulanmayacaktır." açıklaması bulunmaktadır.
Anılan 14. maddenin (g) fıkrası hükmüne göre bir arazinin emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
Öte yandan , anılan Kanunun 12. maddesinde Kanunun diğer maddelerinde geçen arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtildiğinden ve 14. maddenin (g) fıkrasının parantez içi hükmünde de gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç ibaresi yer aldığından, sözü edilen maddedeki ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanmama şartının sadece araziler için geçerli olmayıp, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziler için de geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, vergisi ihtilaflı arsanın belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu görülmektedir.
Olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan sözkonusu arsanın kiraya verildiği veya ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı yolunda herhangi bir iddia ve tespit bulunmaması karşısında, taşınmazın mevcut haliyle Yasa'da daimi muafiyet için öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle de, emlak vergisinden daimi muaf tutulması gerektiği sonucuna varıldığından, salınan emlak vergisinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ve Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 1/4/2004 tarih ve E:2003/1188, K:2004/352 sayılı kararı ile bu kararın düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin 7/10/2004 tarih ve E:2004/788, K:2004/701 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve Resmî Gazete'de yayımlanmasına 15/11/2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.