'TUSKON toplantısında hükümet açıkça tehdit edildi'

İddianameden: -"Bu toplantıda konusmacının (Rıza Nur Meral) bir yandan acık sekilde FETO/PDY propagandası yaparak, diger yandan Turkiye Cumhuriyeti hukumetini acıkca tehdit ederek ve bir diger yandan da 15 Temmuz darbe girisimiyle sonuclanan orgut eylemlerinin fitillerinden birini atesleyecek sozlerle, ozelde Turkiye Cumhuriyeti hukumetini, genelde ise Turkiye Cumhuriyeti devletini ve orgute biat etmeyen Turkiye Cumhuriyeti vatandaslarını hedef almasına karsın, şüphelilerin bu konusmaya cogu zaman ayakta alkıslayarak destek vermeleri İstanbul Cumhuriyet Bassavcılıgımızca suphelilerin orgutsel tavrının ve orgute mensubiyetlerinin birer delili olarak kabul edilmistir."

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Mayıs 2017 18:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'TUSKON toplantısında hükümet açıkça tehdit edildi'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 86 şüpheliye ilişkin hazırlanan iddianamede, "Firari şüpheli TUSKON Genel Başkanı Rıza Nur Meral'in 1 Mart 2014'te gerçekleşen TUSKON 5. Olagan Genel Kurul Toplantısı'nda FETÖ/PDY propagandası yaptığı ve hükümeti alenen tehdit ettiği konuşmasına, cogu şüphelinin ayakta alkıslayarak destek vermelerinin, orgutsel tavırlarının ve orgute mensubiyetlerinin birer delili olarak kabul edildiği" belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Ercan Devrim'in hazırladığı 120 sayfalık iddianamede, diğer iddianamelerde olduğu gibi, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kuruluşu, hiyerarşik yapısı, nihai amacı ve bu amaca ulaşabilmek için kullandığı yöntemler anlatıldı.

İş adamlarına yönelik soruşturmada izlenen yöntemle ilgili ilk aşamada 86 şüphelinin iddianame kapsamına alındığı ve haklarında yakalama kararı çıkartılan 103 şüphelinin evraklarının ayrılarak başka bir soruşturma numarasına kaydedildiği vurgulanan iddianamede, yakalama emri çıkartılan şüphelilerden Fetullah Gülen, Mustafa Muhammet Günay ve Rızanur Meral'in ise örgüt içi konumları ve haklarında deliller itibariyle iddianame kapsamında tutulduğu belirtildi.

- 25 şüpheliye ilişkin dosya ayrıldı

İddianamede, soruşturma kapsamında tutuklanan ve adli kontrolle serbest bırakılan 25 şüpheli hakkında delil incelemesi ve yeni araştırma yapılması gerektiğine vurgu yapılarak, MASAK raporlarının henüz dosyaya girmemesi, örgüt üyeliğine işaret eden bulgular arasında sadece tek tespit yapılmış olması ve digital materyal inceleme sonucunun henüz dosyada olmaması nedenleriyle ayırma kararı verildiği, bu şüphelilerle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ileride birleştirme talepli kamu davası açılmak üzere soruşturmaya devam edildiği anlatıldı.

Soruşturmaya esas alınan 1 Mart 2014 tarihli Türkiye İş adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) 5. Olağan Genel Kurulunda firari şüphelilerden örgüt yöneticisi Rızanur Meral'in yaptığı konuşma içeriği ile bu konuşmanın amacına yönelik başsavcılıkça yapılan değerlendirmelere yer verildiği belirtilen iddianamede, TUSKON'un kuruluşu, yapısı ve soruşturmanın ne şekilde başladığı da özetlendi.

- FETÖ ile organik bağı ortaya koyan 1 dolarlar

Bazı şüphelilerde FETÖ/PDY'nin şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı tespit edilmesinin örgüt üyeliğinin önemli bir delili olarak kabul edildiği vurgulanan iddianamede, bir kısım şüphelilerin üzerilerinde veya eşyalarının içerisinde bulunan 1 ABD doları banknotların terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen tarafından bu kişilere ya da örgüte esaslı desteği bulunanlara bereket getirmesi için sembolik olarak ve özellikle F, C ve J serisi şeklinde gönderildiği yönünde itiraf niteliğinde birçok ifadenin tespit edildiği de kaydedildi. Ele geçirilen 1 dolarların, diğer paralardan ayrı şekilde bulundurulması veya taşınmasının şüphelilerin FETÖ ile organik bağlarını ortaya koyan bir yan delil olarak görüldüğüne dikkat çekildi.

Şüphelilerin, FETO/PDY elebası kacak supheli Fetullah Gulen'in, 17-25 Aralık 2013 surecinin hemen sonrasında, orgutun finans organı Bank Asya'nın yeniden ayaga kalkması ve finansal acıdan guclenmesi icin tum orgut uyelerine verdigi talimata uyarak bankada yeni hesap açtıkları, mevcut hesaplarında artısa gittikleri ya da orgutun yayın organı gorevini goren Samanyolu grubu kanallarının Digiturk platformundan cıkartılması hususunun 8 Ekim 2015'te ulusal medyada yer alması sonrasında Digiturk aboneliklerini bu nedenle iptal ettirdikleri dile getirilen iddianamede, şuphelilerin bu hareket tarzlarının, FETO'ye aidiyeti gosteren birer orgutsel tavır olarak degerlendirildiği vurgulandı.

- "TUSKON toplantısında hükümet açıkça tehdit edildi"

"Suphelilerin ev ya da is yerlerinde yapılan aramalarda ele gecen ve orgut elebasının goruntulerinin yer aldıgı materyallerin sozde sohbet adı altında orgut uyelerine birer mesaj ya da talimat niteligi tasıdıgı, aynı sekilde, yine orgut elebası tarafından kaleme alınan kitap veya yayımlanan makalelerin de aynı amaca hizmet ettigi gozetilerek, bu icerikteki kitap ve materyaller ile sair esyalar orgut uyeliginin devamının birer delili olarak gorulmustur." ifadesi yer bulan iddianamede, 1 Mart 2014'te gerçekleşen TUSKON 5. Olagan Genel Kurul Toplantısı'nda, secimle is basına gelmis Turkiye Cumhuriyeti hukumetinin acıkca tehdit edildigi anlatıldı.

Bu toplantıya Turkiye Cumhuriyeti hukumeti adına hicbir temsilci katılmaması, bu hususun onceden bilinmesi ve bu tarihten cok kısa bir sure once FETO/PDY'nin tum yapılarıyla ortaya cıktıgı eylemler silsilesi olan, "17-25 Aralık" ve "MIT tırları" olarak bilinen, sadece o donemin hukumetini degil, Turkiye'nin guvenligini tehdit eden sureclerin yasanmıs olmasına ragmen istirak edildiğine dikkat çekilen iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:

"Bu toplantıda konusmacının (Rıza Nur Meral) bir yandan acık sekilde FETO/PDY propagandası yaparak, diger yandan Turkiye Cumhuriyeti hukumetini acıkca tehdit ederek ve bir diger yandan da 15 Temmuz darbe girisimiyle sonuclanan orgut eylemlerinin fitillerinden birini atesleyecek sozlerle, ozelde Turkiye Cumhuriyeti hukumetini, genelde ise Turkiye Cumhuriyeti devletini ve orgute biat etmeyen Turkiye Cumhuriyeti vatandaslarını hedef almasına karsın, şüphelilerin bu konusmaya cogu zaman ayakta alkıslayarak destek vermeleri İstanbul Cumhuriyet Bassavcılıgımızca suphelilerin orgutsel tavrının ve orgute mensubiyetlerinin birer delili olarak kabul edilmistir.

FETO/PDY ile iltisaklı gorulerek KHK'ler kapsamında faaliyetleri sonlandırılan ve kapatılan federasyon ve derneklere örgütün tum yapılarıyla ortaya cıktıgı eylemler silsilesinin gerceklestigi 17-25 Aralık 2013 surecinde ya da sonrasında uye olan, belirtilen tarih sonrasında soz konusu federasyon veya derneklerin yonetiminde yer alan, surec icerisinde makul sayılabilecek bir surede bu faaliyetlerini terk etmeyen ve uyeliklerini sonlandırmayan suphelilerin bu hareket tarzları da orgut faaliyeti cercevesinde gorulmustur."

- "Meral'in söylemi FETÖ'nün varoluş amacıyla birebir örtüşüyor"

Söz konusu toplantıda kacak supheli Rızanur Meral'in yaptıgı konusmanın icerigi ve amacı yonunden degerlendirme yapılan iddianamede, yaptıgı acılıs konusmasında Meral'in kullandıgı bircok ifadenin ve genel olarak soyleminin FETO/PDY'nin kurulus ve varolus amacıyla birebir ortustugu aktarıldı.

Şüpheli Meral'in konusmasında, "Yurtta sulh ve cihanda sulh' prensibi ve 'hayır sulhtadır ve sulh hayırdır' dusturu ic politikamız icin oldugu kadar dıs politikamızı icin de cok onemlidir.. Oylarınızla yonetime gelenlerin sizleri hashasilikle, ur, virus, kandan beslenen vampirler olmakla suclamaları cok agırınıza gidiyor biliyorum ama sokakta, otobuste, kahvede, medyada duyup gorduklerimize ve isittiklerimize gore suna da inanıyorum ki, yakın gelecekte kimlerin inlerde yasadıgını, kimlerin saklanacak in arayacagını, kimlerin musvedde, kimlerin asıl oldugunu herkes gorecek. (salondaki sahıslar tarafından ayakta alkıslanıyor)." seklinde ifadeler kullandığı belirtilen iddianamede, konuşma metninin esasen Turkiye Cumhuriyetinin secimle isbasına gelmis hukumetini dogrudan hedef alan, tehdit eden ve acık bir sekilde FETO/PDY elebası Fetullah Gulen'in ve orgutun propagandasını yapan bir metin oldugunun anlaşıldığı kaydedildi.

Konuşmada geçen "Yurttu sulh ve hayır sulhtadır" gibi ifadelerin, FETO/PDY'nin Turkiye Cumhuriyeti hukumetini yakın bir zamanda yasa dısı yollarla ortadan kaldırmak amacıyla bir hareket icerisinde oldugu ve bunun talimatının da alındıgının acık sekilde itirafı niteligi tasıdıgı vurgulanan iddianamede, "Bu ibarelerle ilk bakısta barısa donuk, masumane ve hemen her kesim tarafından kabul goren mesajlar verdigi dusunulur ise de, 15 Temmuz 2016 tarihinde FETO/PDY tarafından gerceklestirildiginde artık hicbir suphe bulunmayan darbe girisimini yoneten terorist grubun kendisini 'Yurtta Sulh Konseyi' olarak tanıtmıs olması ve FETO/PDY'nin, orgut yapısında subliminal mesaj olarak tanımlanan, normal insan algısı limitlerinin altında bırakılarak o anda fark edilmemek uzere tasarlanan ve bilincli dikkat tarafından da o an icin fark edilemeyen, bununla birlikte bilinc altını etkileyen mesajları televizyon dizi ve reklamları basta olmak uzere bircok alanda kullandıgı dikkate alındıgında, soz konusu ifadelerin orgutun ust duzey bir yoneticisi konumunda bulunan konusmacı supheli tarafından belli bir amacla kullanıldıgı degerlendirilmiştir." ifadesi yer aldı.

- Toplantıdaki konuşmadan darbe teşebbüsüne giden 2 yıl

Şüpheli Meral'in konuşma yaptığı tarih ile darbe girisimi tarihi arasında uzun sayılabilecek bir zaman bulundugu ve suphelinin kastının bu olamayacagı savunmasının bir an icin ileri surulebileceği anlatılan iddianamede, bizzat FETO/PDY elebasının, "Turkiye'deki devlet yapısı olcusune gore butun anayasal muesseselerdeki guc ve kuvveti cephemize cekecegimiz ana kadar her adım erken sayılır." seklindeki ifadelerine göre, orgut icin iki yıllık bir zamanın uzun sayılamayacagı, 30 yıl once askeri okullara katılan orgut uyelerinin 30 yıl sonra ulkede tum hakimiyeti saglamak amaclı kalkısmada bulunmalarının da varılan bu sonucu dogrulayan bir tespit olacagı dile getirildi.

Söz konusu konuşmada, Bank Asya'ya yönelik operasyonların da eleştirildiği ve "Hamdolsun ki bu millet kendi kurumuna sahip cıkmıs, gerektiginde arabasını, evini, yuzugunu satarak hem bankayı hem de ekonomimizi kurtarmıstır." ifadeleriyle Bank Asya'nın FETO/PDY'nin en onemli finans kaynagı oldugunun ortaya konulduğuna dikkat çekilen iddianamede, "Bankanın paralel yapıya yakınlıgıyla bilinen is adamlarına ve orgute muzahir saibeli sirketlere yuksek miktarlı ve usulsuz krediler kullandırdıgı, BDDK murakıp raporlarına gore, iflasın esigine gelen firmalara dahi kredi verilmesine goz yumdugu, Bankalar Kanunu'na gore, bir bankanın yoneticilerinin hicbir sekilde nakdi ve gayri nakdi kredi kullanmaması gerekirken, anılan bankada tam tersine cok yuksek miktarlı kredilerin kullandırıldıgının tespit edildigi, yurt dısında faaliyet gosteren ve FETO/PDY'ye muzahir yabancı kurum ve kuruluslara- legal goruntu altında- yapılan ve terorizmin finansmanına yonelik yuklu miktarlı tum odemelerin de yine aynı banka uzerinden gerceklestirildiginin Mali Sucları Arastırma Kurulu (MASAK) raporlarına acıkca yansıdıgı, hal boyleyken ve Bank Asya'nın FETO/PDY'nin bir numaralı finans kaynagı oldugu net sekilde ortadayken, bu durumu bilen ve bulundugu konum ve ustlendigi gorev itibarıyla da bilmesi gereken supheli Rızanur Meral'in acıkca Bank Asya'yı sahiplenip, orgut uyelerinin orgutsel bir tavır gostermek suretiyle bankaya desteklerini de overek, bir bakıma, bankanın tum yasa dısı faaliyet ve islemlerine de- orgutun finans kaynagının kesilmemesi ugruna- orgutsel bir tavırla sahip cıktıgı anlaşılmıştır." denildi.

İddianamede, iş adamı olan şüphelilerle ilgili, "Is hacimlerini olabildigince arttırmak, sektorlerindeki rakip sirketlerden her zaman bir adım onde olmak, varlıklarına varlık katmak, rakip sirketleri her alanda mevcut yasa dısı orgut yapılanmasının sagladıgı gucle bertaraf etmek saikiyle hareket eden orgut uyesi is adamlarının, FETO/PDY'ye maddi ve manevi tum varlıklarıyla baglandıkları ve sirketleri orgut sayesinde paraya para kattıkca bu yukselisin bir diyeti olarak orgute her daim finansal destek sagladıkları anlasılmıstır." ifadesi de yer buldu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber