Doktor, gardiyan ve polisin bulunduğu 72 kişi yargılanıyor
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 24 Eylül 1996 tarihinde 10 kişinin ölümü, 23 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan operasyon sonrasında 29 polis, 36 jandarmayla gardiyan ve cezaevi doktorlarının da aralarında bulunduğu 72 sanıklı davada yargılananların 5'er yıllık mahkumiyet kararının esas yönünden bozulmasını istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Gökhan Sayın, Yargıtay 1. Ceza Dairesi Yüksek Başkanlığı'na sunduğu mütalaada, yargılanan sanık güvenlik görevlilerinin, ölen tutuklulara karşı vahşi bir eğilim sergileyip, canavarca bir hisle davrandıklarını, 62 sanığın öldürülen her maktul için ayrı ayrı cezalandırılması istemiyle Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın bozulmasını talep etti. Savcı Sayın, mütalaada, cezaevinde ziyaretçilerin görüş yerinde meydana gelen olayın bastırılması için, mahkumların kapatıldığı bölüme giren polis ve jandarma olan sanıkların, önlemek istenen tehlikenin ağırlığıyla orantılı olmayan müdahalede bulundukları ve aşırı güç kullandıklarını bildirdi. Sayın, mütalaasında şöyle dedi:
''Otopsi raporlarında görüleceği gibi ölenlerin yüz, kafa, göğüs, sırt ve karın gibi bölgelerinde hayati organ ayrımı yapılmaksızın çok sayıda darbelerle darp edilmeleri sonucu 10 kişinin ölümüne sebebiyet verip, eylemin bu biçimiyle failin kim olduğu belli olmayacak ve toplumun ortak bilincinin, duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı tarzda, vahşi bir eğilim sergileyerek ve canavarca bir hisle meydana geldiği anlaşılmıştır.''
Savcı Sayın, sanıkların 765 sayılı TCK'nın, ''Canavarca bir his sevkiyle ve işkence etmek suretiyle adam öldürme'' suçunu kapsayan 450/3, 463 ve 50. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiğini ifade etti. Sayın, mütalaasında ayrıca, mahkemenin, sanık 3 emniyet amiri, 4 infaz koruma memuru ve 2 cezaevi müdürü ile cezaevi doktoru hakkında vermiş olduğu beraat kararının ise onanmasını istedi.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar arasındaki 3 üst düzey asker ve polis hakkında "delil yetersizliği" gerekçesiyle beraat kararı vermiş, sanıklardan cezaevi görevlileriyle cezaevi doktorunun da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında ise "zaman aşımı" ilkesini göz önünde bulundurarak, ceza verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Ayrıca geri kalan polis ve jandarmalardan oluşan 62 güvenlik görevlisi ise, "Kastın aşılması suretiyle adam öldürme" suçunu düzenleyen TCK'nin 452/1 maddesi uyarınca önce 18'er yıl hapis cezasına çarptırılmış, fiilin "ağır tahrik" altında işlendiği gerekçesiyle sanıklar hakkındaki cezayı üçte iki oranında tenzil edip 6 yıla, ardından da duruşmalardaki iyi hallerini dikkate alarak 5 yıla indirmiş, 62 sanığın 3 yıl boyunca kamu hizmetlerinden men edilmelerine karar verilmişti.