Sahtecilik mahkûmu nasıl örtülü ödenek müdürü oldu?

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 22 Mart 2007 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ANKARA - Başbakanlığa bağlı örtülü ödeneğin başında bulunan Maksut Serim'in sahtecilik suçu sabit olmasına rağmen, bu göreve atanabilmesinin ardından örtülü ihmaller çıktı.

CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğu dönemde belediye hesaplarının tutulduğu Vakıflar Bankasında şube müdürü olan Serim'in sahtecilik yaptığının ortaya çıkması üzerine emekliye ayrıldığını belirterek örtülü ödeneğin başına getirilmesine sert tepki göstermişti. Baykal, bu duruma tepkisini sürdürürken, Radikal, Serim hakkındaki davanın belgelerine ulaştı. İşte, örtülü patronunu mutlu sona götüren yargı süreci ve tarafların yaptıkları:

Dava yanlış mahkemeye

Serim'in bankasına sunduğu diploma denkliği yazısının sahte olduğu belirlendi ve hakkında Eylül 1997'de soruşturma başlatıldı. Serim'in suçu, TCK 342. maddedeki resmi belgede sahtecilik değil, TCK 356. maddedeki 'özel evrakta tahrifat' olarak nitelendi. Dolayısıyla dava, ağır ceza yerine Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesine açıldı. Mahkeme, suçu sabit gördü ve 1999 yılında TCK 356. maddesi uyarınca alt sınırdan üç ay hapse mahkûm etti. Bu davada Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü, müdahil tarafı oluşturuyordu. Ancak Genel Müdürlük, yargılama boyunca sanığın 'resmi belgede sahtecilik' yerine 'özel belgede sahtecilikten' yani yanlış maddeden yargılanmasına itiraz etmedi.

Yalnızca sanığın temyizi üzerine dosya Yargıtay 6. Ceza Dairesi'ne gitti. Daire, davanın yanlış mahkemede yanlış maddeden yürütüldüğü tespitini yaptı, davanın asliye ceza yerine daha ağır hapis gerektiren 'resmi belgede sahtecilik' suçundan ağır cezada görülmesini istedi. Dosya bunun üzerine Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitti. Mahkeme 2002 yılında davayı 'Yargıtay haklı' kararıyla bitirdi. Ve mahkeme sanığı TCK 342. maddedeki 'resmi belgede sahtecilikten' iki yıl ağır hapse mahkûm etti.

Serim kurtuluyor

Ancak, Serim de tam bu aşamada kurtuldu. Mahkeme, banka ve savcılığın sanık aleyhine temyize gitmemesi nedeniyle, iki yıl ağır hapis vermesine rağmen, ilk mahkemenin verdiği üç ay hapsi 'kazanılmış hak' olarak değerlendirdi. Buna bağlı olarak da sanığı iki yıl ağır hapis yerine üç ay hapse mahkûm etti, ardından da bu cezayı 900 bin lira ağır para cezasına çevirdi. Kazanılmış hak uygulaması ile cezası ağır hapis yerine üç ay hapis olarak belirlenen Serim'in suçu bu sayede 'Rahşan affı' kapsamına sokuldu. Mahkeme, Serim'in ağır paraya çevirdiği cezasının infazını af yasası kapsamında beş yıl erteledi. Af kararı kimse temyiz etmediği için kesinleşti. Serim, bu karar ile devlet memurluğu-örtülü patronluğuna yasal olarak da hak kazanmış oldu.

Oysa, Yargıtay'ın ve onu doğrulayan ağır cezanın işaret ettiği gibi Maksut Serim hakkındaki dava ilk olarak doğru maddeden, doğru mahkemede açılsaydı kendisine 'suç sabit' dendiği için hapis değil ağır hapis verilecekti. Bu cezanın alt sınırı da üç ay değil iki yıl, üst sınırı da iki değil beş yıl olacaktı. Bu durumda Serim alt sınırdan iki yıl ağır hapis alsa da memur olamayacak, aftan da yararlandırılamayacaktı. Çünkü 'resmi belgede sahtecilik' suçu af kapsamında değildi. Serim, ayrıca alt sınırdan iki yıl ağır ceza aldığında yaklaşık 10 ay, üst sınırdan ceza aldığında ise iki yıl hapis yatmak zorunda bırakılabilecekti. Mahkeme Serim hakkında 'Rahşan affı' kararını 17 Mayıs 2002'de verdiği için beş yıllık erteleme süresi 17 mayıs 2007'de sona erecek.

Serim de bu tarihte hiç suç işlememiş sayılacak.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber