15 avukat 'bankayla boşuna uğraşma' dedi iyi ki dinlememişim

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 27 Mart 2007 08:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin sanal banka korsanlığı davasında müşteri lehine verdiği karar birçok internet mağduru için umut oldu.

Sanal güvenlikten bankanın sorumlu olduğunu belirten Yargıtay, 20 milyon YTL'si çalınan Bilen Ağar'ı haklı buldu.

Emsal niteliği taşıyan kararı aldırmak için mahkemeye başvuran sanal hırsızlık olayının mağduru Bilen Ağar, Zaman'a yaşadıkları ile ilgili ilginç ayrıntılar anlatıyor. Şifresi kırılarak boşaltılan 20 bin yeni liralık hesabına karşılık bankadan faiziyle birlikte 40 bin YTL alan elektrik mühendisi Ağar, hukuk mücadelesine ilk giriştiğinde görüştüğü 15 avukatın kapısından eli boş dönmüş. "Gel bu işten vazgeç, kazanamazsın" telkinlerine aldırmayan Ağar, 3 yılı aşkın devam eden yargı sürecinin sonunda gülen taraf oldu. Avukatların bilişim suçları konusunda yeterli bilgisinin olmadığını söyleyen Bilen Ağar, "Mahkeme kararı, internet bankacılığı konusunda müşteriden ziyade bankanın gerekli güvenlik önlemlerini alması gerektiğinin altını çiziyor." diyor.

Sanal korsanlar yüzünden mağdur duruma düşen binlerce insanı sevindiren yargı kararının aktörü Bilen Ağar, 2003'ten bu yana zorlu hukuk mücadelesi vermiş. Bir şirkette elektrik mühendisliği yapan Ağar, aynı zamanda yöneticisi olduğu binanın aidat paralarının da bulunduğu hesabıyla ilgili işlemleri internet bankacılığı üzerinden gerçekleştiriyormuş. Kendisini şoke eden olayı özetle şöyle anlatıyor: "Hesapta 20 bin yeni lirayı biraz geçkin bir para vardı. Bunun 14 bin liralık kısmı emekli paramdı, kalan 6 bin lirası da apartmanındı. Yine bazı ödemeler ve fatura işlemleri vardı. Şifremi girdim, açılmadı. Hesabın kilitli olduğunu fark ettim. Hemen bankayı aradım. İnternet hesabıma giremediğimi, kilitli olduğunu ilettim. Bana, ilgileneceklerini söylediler. Kontrol edip, geri döneceklerdi. Beklediğim telefon 4 gün sonra geldi. Şubeye gittim. Bütün paranın başka bir hesaba aktarılmış olduğunu gördüm. Şoke oldum, sendeledim. Görevli arkadaşın yardımı ile ancak ayakta durabildim. Yapacak bir şeyleri olmadığını belirttiler. Daha sonra bankanın genel merkezini aradım. Durumumun ne olacağını sordum. Onlar da herhangi bir şey yapamayacaklarını ifade ettiler. Bu arada paranın akıbetini de öğrendim. Önce hepsi bir bankanın İzmir'deki şubesine aktarılmış. Daha sonra buradan da 9 ayrı hesaba bölünmüş ve farklı farklı hesaplardan çekilmiş."

Arayıp, ne yapalım diye soruyorlar

Olaydan sonra mağdur duruma düşen pek çok kimse ile temasa geçen Ağar, hiçbirini dava açmaya ikna edemedi. Herkes, ikili ilişkilerini kullanıp, bankayla anlaşabileceğini düşünüyordu. "Ama umduklarını bulamadılar." diyen Ağar, dava açmak için kolları sıvadı. Ancak bu hiç de kolay olmadı. Görüşmeye gittiği avukatlar, olayın zorluğundan bahsederek işi üstlenmek istemedi. Hatta onu da caydırmaya çalışanlar oldu. Çaldığı pek çok kapıdan umutları kırılarak ayrılmasına rağmen vazgeçmedi. Şimdiki avukatını buldu ve uzun bir çabanın ardından açtığı davayı kazandı. Bunun duyulmasından sonra telefonları susmak bilmemiş. "Arayanlar hem tebrik ediyor hem de ne yapacaklarını soruyorlar." diyen Ağar, internetteki dolandırıcılığa karşı vatandaşın elinin kolunun bağlı olduğunu söylüyor. Bankanın şubede ya da taşırken nasıl paranın güvenliğini sağladıysa, sanal ortamda da aynısını yapması gerektiğini vurgularken, "Arayanlara bu kararın emsal teşkil edeceğini, dava açmalarını tavsiye ediyorum. Maalesef bankalar, bu tip durumlarda güvenlik çemberini güçlendirecekleri yerde müşteriyi mağdur durumda bırakmayı yeğliyor." siteminde bulunuyor.

Bilen Ağar, banka aleyhine İstanbul Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne açtığı davayı kazandı. Bankanın itirazı üzerine dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne gitti. Temyiz başvurusunu inceleyen üst mahkeme, güvenlik için kullanılan 'sanal klavye'nin bilgisayar korsanlarını engellemede yeterli olmayacağı kanaatine vardı ve yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle onadı. Banka, Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararı, bilirkişi raporu ve dosyadaki belgelere göre, objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, davacının şifresini koruma yükümlülüğüne uygun davranmadığı gerekçesiyle hesaptan çekilen miktar kadar tazminata mahkûm oldu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber