Türkiye Ortadoğu'nun ombudsmanı mı oluyor

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 29 Mart 2007 09:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye'nin Ortadoğu politikasına ilişkin kritik günlerin yaşandığı bir dönemde arka arkaya gerçekleştirdiği diplomatik girişimler Ankara'nın bölgedeki profilini yükselttiği şeklinde yorumlanıyor. İran'da tutuklanan İngiliz askerlerin Türk diplomatlar tarafından görülmesinin gündeme gelmesi bunun son halkası oldu. Ankara, aslında bir süredir Bakan Gül'ün deyimiyle dışarıya pek yansımasa da bölgede aktif diplomasi girişimlerini yürütüyor. İsrail, Müslümanlar için kutsal kabul edilen Haremüşşerif'in dış duvarı yakınlarındaki kazı çalışmalarının incelenmesi için bölgeye bir Türk heyetinin gitmesini ve bir rapor hazırlamasını kabul etti. Çalışmaları bu hafta tamamlayan heyetin raporunu kısa süre içinde Başbakan Erdoğan'a sunması bekleniyor.

Daha büyük önem taşıyan bir gelişme ise Irak'a komşu ülkelerin katıldığı konferansın nisan ayında dışişleri bakanları düzeyinde yapılacak toplantısının İstanbul'da gerçekleştirilecek olması. Türkiye, bu konuda bölgede yine etkin bir aktör olmak isteyen Mısır'la çekişti. ABD ve İran'ın dışişleri bakanlarının yıllar sonra aynı masaya oturmasını sağlayacak bu girişimden somut sonuç çıkmasa bile sembolik açıdan büyük önem taşıdığı kesin. Son atak ise dün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen Arap Birliği toplantısında yaşandı.

Önemi azımsanamaz

Peki, Türkiye eleştirilerin aksine Ortadoğu'da sözü geçen, nüfuzu olan bir aktör olma yolunda emin adımlarla ilerliyor mu? Gerçekleştirilen girişimlerin niteliğine bakıldığında önemleri azımsanamaz. Ancak Ankara'nın bu girişimleri Ortadoğu denkleminde bir aktöre dönüşmekten ve kendi gündemini oluşturmaktan çok buradaki ülkelerle doğrudan diyalog kurmakta zorluk çeken başka isimler arasında iletişim köprüsü olmaya daha yakın. Yani Türkiye, bölgeyle ilişkisi olan tüm aktörlerle diyalog kurma avantajını kullanarak denklemde kendine yer ediniyor. İran, Türklere daha çok itimat ediyor. Yine İsrail, Haremüşşerif'in dış duvarı yakınlarında yapılan kazı çalışmalarını raporlaması için Türk heyetinin görevlendirilmesinde sakınca görmüyor. İran ve ABD için İstanbul'da bir araya gelmek bir anlamda "gri bölge"de buluşmak gibi. Kısacası, Ortadoğu söz konusu olunca Türkiye'nin üstlendiği rol bir zamanlar Süleyman Demirel'in de Ortadoğu barış süreci için üye olduğu bir yapılanmayı akla getiriyor: Akil adamlar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber