İnternette edebiyatı solladı: 2,5 milyon okur

ERKUT TEZERDİ

İnternetteki birçok platformda okunma rekorları kırdı Öznur Yıldırım... Türkiye rekoru hala kendisinde. Bu süreçte yayınevlerinden teklifler geldi, Yıldırım da hayalini gerçekleştirdi. İki seri halinde yayımlanan 'Yabancı' isimli romanlarının üçüncüsü geliyor. İmza günlerinde izdiham yaşanıyor, her yaştan okuyucuları gözyaşlarına boğuluyor. Peki bu inanılmaz başarıyı nasıl kazandı? İnternet ona neler sundu? Romanlarında neler anlatıyor? Ama en önemlisi, emeklerinin karşılığını nasıl aldı? Yıldırım'la yazarlık serüvenini konuştuk.

* Türkiye'nin en çok okunan genç yazarısınız. Yazarlık serüveniniz nasıl başladı?

Hayal kurmayı hatta onlarla yaşamayı seven bir çocuktum, on bir yaşında yazmayı keşfettim ve kalemi hayal kurmanın bir aracısı olarak gördüm. O zamanlar farkında değildim ama bu yazarlık serüveninde attığım ilk adımdı ve girdiğim yol hayatımı kökünden değiştirdi. Odamdaki raflarda romanlar birikmeye başladıkça geleceğimde ne görmek istediğim de şekillendi: Bir kitap çıkarmak ve insanlara ulaşmak istiyordum. Bu yolda kendime olan inancım vazgeçmemem için en büyük sebepti. Ben yazdım, insanlar okumaya başladı. İlk başta dört beş kişi okudu; dört-beş kişi yüzler oldu, yüzler binler oldu, milyonlar oldu. Kitabım için anlaşma imzaladığımda yıllardır peşini bırakmadığım hayallerim karşımda duruyordu: Kitabım internette 130 milyon tıklanmıştı ve Pegasus Yayınları'nın bünyesine girmiş bir yazardım. Şu an iki kitabım çıktı ve daha ön siparişe açılmışken çok satanlara girdi.

* Romanların yazımı nasıl gerçekleşti? Üçüncü romanınızı çıkaracaksınız... 'Yabancı' serisi kaç kitap olacak?

Bir kısmını dijital ortamda yayınlamıştım zaten, anlaşma yaptıktan sonra yazılan kısımları yayımladım. Şu an üçüncü kitabı sıfırdan yazıyorum. Seriyi üç kitap olarak planlasam da uzun yazmayı seven bir insanım, bu yüzden istediğim şekilde aktaramadığım takdirde seriye devam niteliğinde dördüncü bir kitap eklenebilir ama çok sıcak bakmıyorum. Bu nedenle duruma göre yan kitap projesi yapabilirim, karakterlerin ve kurgunun daha iyi anlaşılması açısından.

* İnternette yayınlandığınız 'Yabancı' adlı metniniz 130 milyondan fazla okundu. Bu başarıyı nasıl değerlendirirsiniz?

Benim açımdan beklenmedikti. İnternette yayınlamamın bir sebebi vardı ve bu sebeple yayınlamaya başladığım kitabımın bu noktaya gelmesi çok şaşırtıcı bir durum. Yazılarım çalınıyordu ve bunun önüne bir şekilde geçmek istiyordum. Emeklerinizin sürekli çalındığını ve onları korumak adına tek bir platformda yayınlamaya başladığınızı düşünün, hiçbir beklentiniz yok, sadece yazıyorsunuz ve bir bakmışsınız milyonlar sizinle birlikte. Binlerce insan sizinle birlikte kitabınızı koruyor, sizinle birlikte bu yolda yürüyor. Bu gurur verici bir durum. Bu başarıyı doğuran sebebi gerçekleştirebildin mi diye sorarsanız... Hayır. Yazılarımın, kurgularımın çalınmasının önüne geçemedim hatta kitabım duyuldukça çalıntılar daha da arttı. Bunun önüne geçememek üzücü bir durum.

* Romanlarınızda en sevdiğiniz bölümler veya yazarken en çok keyif aldığınız satırlar hangileri?

İlk romanım Türkiye'de kök salmış bir avukatın cinayetiyle ve oğlu Ediz Çağıran'ın babasının intikamını alma kararıyla başlıyor. Efsanelere hep önem vermişimdir, yerel efsanelerimizden biri olan Şahmeran'ı çocukluğumdan bu yana çok severim ve kitabıma Şahmeran'ı katmam en sevdiğim ayrıntılardan biri. Ediz Çağıran babasını öldürdüğünü düşündüğü polisin kız kardeşini kaçırıyor, daha sonra yaptıkları bir anlaşmayla birlikte bir yola giriyorlar. İki karakter arasında çekim olsa da bu çekim hep bir sınırın ardında ve gitgide birbirlerini parçalayacak şekilde artıyor. Ediz, Doğa'yı namlunun ucundan izliyorken zamanla yanında uyurken buluyor. Bir dağ evinde başlayan olaylar gelişiyor hatta kilit noktalar bir at çiftliğine taşınıyor. İki karakterin de aile yapısı, geçmişte yaşadıkları bilinçaltlarında yıkıcı bir halde duruyor ve kitabımdaki özellikle rüya sahnelerinde bunlar kendini gösteriyor. Kitabımdaki diğer önemli karakterlerden biri de eski bir asker olan Kemal Çağıran ve Ediz Çağıran'ın dedesi, birçok nokta onda birleşiyor. Bir avukat olan Ediz ise kukla olduğunu fark etmesin diye önüne birçok kuklalar konulan bir karakter ve bunu fark ettiğinde birçok şeyi değiştirecek, Şahmeran efsanesi o zaman devreye girecek. Bunları düşündükçe sadece yazdığım değil, yazacak olduğum bölüm ve sahneler de beni oldukça heyecanlandırıyor.

* Peki yetişkinler neler diyor?

En çok duyduğum ve bana gurur veren cümleler, kalemimin peşinden gittiğim takdirde başarabileceklerime karşı olan inançları yönünde. İmza günlerinde veya sosyal medyada geri planda durmayı tercih ediyorlar ama özelden bana ulaşıyorlar, kalemime olan inançları ve bunu dile getirmeleri çok ince bir davranış olmasının yanı sıra desteklerini hissetmek inancımı daha da artırıyor.

* Sosyal medyada romanlarınızı film ve dizi yapacağınız konuşuluyor. Bu konuda neler söylersiniz?

Henüz bir anlaşma yapmadım fakat teklifler geliyor ve görüşmeler devam ediyor. İnternet dizisine daha sıcak bakıyorum fakat hangi yolu seçeceğim henüz belli değil.

Duygulanmışken nasıl geri çevireyim?

* İmza günlerinde metrelerce kuyruk oluşuyor. Hatta izdiham da yaşanıyor. Bu konuda var mı sizi çok şaşırtan bir anınız?

İnsanların orada kitabım ve benim için bulunması çok özel. Küçük yaştan beri insanlarla yazdıklarımı paylaştığım için 20 yıllık hayatımın yarısında okuyucularım var ve aramızdaki ilişki, o bağ çok farklı. Arkamda değil, yanımda benimle birlikte yürüdüklerini hissediyorum ve onlar var olan bütünü izleyen gözler değil, bütünün parçası. Dolayısıyla her imza günüm benim için şaşırtıcı anılarla dolu geçiyor. Mesela bir yazar olarak korsan kitaba kesinlikle karşıyım ama bazen farkında olmadan korsan alan bir okuyucum kitabı önüme getirdiğinde, karşısında o cümlelere can veren kişiyi gördüğü için duygulanmışken onu geri çeviremiyorum, kitabın korsan olduğunu söyleyip yanımda getirdiğim bir kağıdı onun gönlünü kırmamak için imzalamayı tercih ediyorum, karşımdaki insan da bunu anlayışla karşılayabilecek olgunlukta.

K. NEDİR? EN BÜYÜK PLATFORM

Wattpad, dünyanın en büyük 'ücretsiz' öykü paylaşım platformu. Milyonlarca kullanıcısı olan platformun üyeleri hikayelerini burada okuyucuların beğenisine sunuyor. Öykülere herkes tarafından yorum yapılabiliyor. En çok okunan yazarlarla yayınevleri kitap anlaşmaları imzalıyor.