Dönerdeki 'fosfat' tartışması büyüyor

AB'nin kalp ve böbreğe zararlı gerekçesiyle dondurulmuş döner ile kebap, sosis ve benzer ürünlerde fosfatı yasaklama adımı, tartışma yarattı

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 02 Aralık 2017 07:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Dönerdeki 'fosfat' tartışması büyüyor

Brüksel'de toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) Gıda Komitesi, hazır döner ve başka dondurulmuş ürünlerde gıda katkı maddesi olarak kullanılan fosfatın yasaklanmasına ilişkin teklifi görüştü. Bazı AP üyeleri, fosfatın kalp sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle döner ve kebaplarda kullanımının yasaklanmasını istedi. Yapılan oylamada düzenleme 22'ye karşı 32 oyla kabul edildi, ancak teklifin yasalaşabilmesi için AP Genel Kurulu'nda da oylanması gerekiyor. Oylama, Strazburg'da 11-14 Aralık tarihlerinde yapılacak.

Gazete Habertürk'ten Esra Nehir'in haberine göre Avrupa'da dondurulmuş hazır dönerde kullanılan katkı maddesi fosfatın yasaklanması girişiminin ardından, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, 'fosfatın belli oranda kullanılmasının risk oluşturmadığını' ifade etti. "Katkı maddelerine yönelik bilimsel çalışmalarda insan sağlığına risk tespit edilmesi durumunda, gerekli mevzuat değişikliği yapılmakta ve önlem alınmaktadır" denildi.AB'nin yasaklaması halinde, Türkiye'de de mevzuatın değiştirileceğini belirten yetkililer, "Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Komisyonu'nun ilgili çalışmaları bakanlığımızca takip edilmekte. Gelişmelere göre gerekli adımlar atılacak" diye konuştu.

Birkaç hafta önce HT Pazar'ın "D kuşağı: Pazarlamasına milyarlarca dolar harcanan fast food'a kafa tutan döner, yeni küresel fenomen" diyerek kapağa taşıdığı döner sektörü, bir süredir özellikle Avrupa'da tartışmaların odağında. 40 ülkenin katılımıyla Rusya'da 8'incisi yapılacak Dünya Döner Zirvesi'nin organizatörü İrfan Söyler, dönerin dünyada tükettiği etin McDonald's ve Burger King'in 2 katına ulaştığını söylüyor. Tartışmaların nedenlerinden biri sağlıksa, diğeri dönerin pazardaki bu hızlı yükselişi olabilir. Bugün Almanya'da 25 bin dönerci, 400 döner tesisi var ve her gün 20 milyon porsiyon (122 bin ton) döner tüketiliyor. Fransa'da yılda 300 milyon döner sandviç yenirken, 10 bin noktada döner satılıyor. Türkiye'deki tüketim yıllık 292 bin ton.

'İHTİYATLI YAKLAŞMALI'

Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ahmet Saltık'a göreyse fosfatın iddia edildiği gibi kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümleri artırdığını net bir şekilde söylemek zor. AB ve ABD'deki araştırmalarda iki yönde bulgular olduğuna dikkat çeken Saltık, "Ticari kaygılarla endüstrinin de yaptırdığı araştırmalar var. Bekleyen et kuruyor, suyu çekiliyor, rengi, görünümü bozuluyor, satışı olanaksız hale geliyor" dedi. "Fosfat düzeyini artırdığınızda dokularda tutulan su oranı artıyor, et fiyatına su satıyorsunuz. Ahlaki açıdan bu boyutu sorunlu. Olumsuz bulguların olduğu yerde ihtiyatta fayda var. 50 bin kadar gıda üretim birimine sahip Türkiye'ye yakışan, katkı maddelerine ilişkin tebliğini ihtiyatlılık ilkesini elden bırakmadan, sanayinin kaygıları göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirmek."

'KOLADA DAHA ÇOK'

Gıda mühendisleri, fosfatın katkı maddesi olarak konserveden pastaya, dondurulmuş et ürününden kolaya kadar pek çok gıdada kullanıldığını belirtiyor. Örneğin kolada çok daha yüksek oranda fosfat bulunduğunu kaydeden gıda mühendisleri, AB'de başlayan tartışmanın önyargı içerdiğini savunuyor.

'FİREYİ ENGELLEMEK İÇİN SOYA KULLANAN DA VAR'

Dönerciler, dönerde katkı maddesi bulunmaması gerektiğini belirtti. Döner ustası İdris Aksoy, "Döneri yoğurt, süt, zeytinyağı, tuz ve karabiber ile terbiye ederek yapıyoruz, bir de kuyruk yağı ekliyoruz. Dönere türlü türlü katkı maddesi koyanlara da şahit oldum. Bir ara, etin fire vermesini azaltmak için Çin'den soya tozu getirip ekliyorlardı. Döneri ocağa koyduğumuz zaman et yüzde 50'ye kadar fire verebiliyor, eriyor, çekiliyor. Bunu engellemek için soya kullananlar olabiliyor" dedi.

Dönerin yükselişi, 5 Kasım Pazar günü HT Pazar'a kapak olmuştu. Yazıda Le Monde muhabiri Jerome Porier durumu çarpıcı biçimde ifade ediyordu: "Annebabamın kuşağı Coca-Cola ve rock'n'roll'u keşfetti. Benim kuşağım tekno ve McDonald's ile büyüdü. Bizimkilerse RnB ve döner çocukları."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber