İş Bankası'ndan taksit uyarısı

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 16 Nisan 2007 12:39, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İş Bankası'ndan taksit uyarısı

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, kredi kartına taksitli satışlar da dahil her türlü kampanyayı tereddütle karşıladıklarını söyledi ve tüketicilere önemli uyarılarda bulundu.

16 Nisan 2007 12:17

Yazı boyutunu büyütmek için

Kadife Şahin'in haberi

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "36 ay vade var. Devlet görevini yapsın. Promosyonlu satışlara tereddütle bakıyorum. Yoğurt yeniliyor, bitiyor ama üretici parasını alamıyor. Tüketici peşin fiyata da baksın" dedi.

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, kredi kartına yapılan taksitli satışlar da dahil her türlü promosyon kampanyasını tereddütle karşıladığını söyledi.

Özince, tüketicileri fiyat kontrolü yapmadan taksitle alışveriş yapmamaları konusunda uyardı.

Prensip olarak serbest piyasada rekabeti etkileyecek hiçbir müdahalenin yapılmasından yana olmadığını belirten Özince, promosyon kampanyalarını denetlemenin devletin görevi olduğunu söyledi.

Ersin Özince, kredi kartındaki taksit kampanyalarında vadelerin 6 aydan 36 aya uzamasını kamu otoritesinin denetim görevini hatırlatarak tüketiciye de uyarılarda bulunarak değerlendirdi.

Özince, "Devlet bu konuda ne önlem alırsa ben buna harfiyen uyarım ve tamemen de içime sindiririm" dedi.

Kredi kartı işlemlerinden para kazanan bir bankanın yöneticisi olarak yıllarca bu konuda vatandaşlara uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Özince, yoğun reklam kampanlarıyla dikkat çeken kredi kartı taksitleri konusunda şöyle konuştu:

'Tekelleşmeyi güçlendiriyor'

"Sadece kredi kartı taksit kampanyalarını değil taksitli her tür kampanyayı tereddütle karşılarım. Fiyat yönünden kontrol ederim. Vatandaşlarımızın da böyle yapmasını tavsiye ederim.

Eğer bir perakendeci veya kredi kartı veren bir banka gerçekten tüketiciye bir ilave maliyet getirmeden böyle bir şeyi promosyon olarak yapıyorsa hiç tereddütsüz vatandaşlarımız bundan yararlansın. Bir kez yoğurdu da kredi kartıyla alıyoruz diye espri yapmıştım . Buradaki amacım sunulan kolaylığı belirtmekti.

Ancak şunu istemem; vatandaş yoğurdu taksitle alırken yoğurt üreticisi yoğurt yenip tüketildikten sonra bile parasını alamıyorsa burada büyük bir dengesizlik var demektir.

Bu tür uygulamalar Türkiye'deki bazı yapılaşmaları, tekelleşmeleri güçlendiriyor. Piyasa ekonomisine inanan bir kimse olarak bunların devletin gözetiminde olması gerektiğini düşünüyorum. Taksit kampanlarıyla ilgili tüketicilerin ister bankacılık sektöründen ister başka yerden gelsin fiyatı mutlaka kontrol etmesi gerektiği kanaatindeyim."

'Nakitle ucuza alabilir'

Tüketicilerin kredi kartını gereğinden fazla ve mali güçlerinin üstünde kullanmamaları gerektiğine yıllardır dikkat çektiğini söyleyen Özince, sözlerine şöyle devam etti:

"Kartı, taksitti, borçlanmaydı, açık kredi gibi görme ve cüzdandaki para gibi kullanma alışkanlıklarımız var. İnsanlarımızın çok yüksek faizlere maruz kaldıklarını ya da kimi zaman da peşin parayla daha ucuza alabilecekleri ürünleri pahalıya aldıklarını örnekler yaşayarak görüyorum.

Bununla ilgili bu veya şu kişiyi suçlamak istemem ama herkes kendi hesabını iyi yapmalı. Kredi kartını lüzumsuz ve gücünün üstündeki harcamalar için kullanmamalı."

'Global sermaye diye bir şey yok, herkesin kendi ülkesi var'

Özince, global sermaye kavramını farklı bir bakışla şöyle değerlendirdi:

"Küresel olguya, rekabete karşı durmak gibi bir iddiamız yok. Ancak altını çizmek istediğim bir nokta var. Global sermaye diye bir kavram bilmiyorum ve böyle bir kavramı da kabul etmiyorum. Global sermaye diye birşey olamaz. Dünyaya enternasyonalizm hakim olmadığına göre her gerçek ve tüzel kişinin bir pasaportu, bir kafa kağıdı var. Onun da kazandığı parayı götüreceği kendi evi, ülkesi var.

AB üyesi ülkelerin bile kendi ülkelerinin sermaye kuralları var. Ben bunu herhangi bir kimseyle polemik yaşamak için söylemiyorum. Bizim işimiz belli. İş Bankası, Türk sermayesinin gelişmesi, desteklenmesi amacıyla kurulduğuna göre bu en üst noktalara ulaşana kadar bankanın görevi devam edecektir.

Sermayeyi de illa da varlıklarımızı satarak yurt dışından getirmeniz gerekmiyor. Siz akıllı, başarılı işler, yatırımlar yaparsanız sermaye dünyanın her yerinden gelir. Sattığımız kuruluşlardan daha fazla yatırımın Türkiye'ye yapılması durumundayız. Satıp da gidecek yerimiz yok."

'Piyasaya maalesef yabancılar hâkim'

"Mali piyasalarımızın sığlığı, ülkemizde kurumsal yatırımcı kavramının yeterince gelişememesi nedeniyle hisse senedi ve tahvil piyasamız önemli ölçüde yabancı yatırımcıların etkisinde.

Yabancı yatırımcıların da çok büyük boyutlu olanlarının fiyatı belirleyici konumda olduklarını düşünüyorum. Ne yazık ki Türk sermaye piyasasında yerli yatırımcının fiyatı belirleyici gücü pek kalmadı."

'IMF güdümlü tek ülke biz kaldık'

"Türkiye'de istikrar iyileşme döneminde. Geldiğimiz seviyeler görecelis olarak iyi ama birçok gelişen dünya ülkesine göre iyi değil. Atatürk Türkiye'siyle ilgili değerlerin kıymetini bilmeliyiz. Sürekli rejim endişeleri içinde olmamalıyız. Borçlu bir ülkeyiz. İstikrarı bozan her hareket tüyü bitmemiş yetim dediğimiz gencecik insanların sırtına parasal bir boyunduruk vuruyor. IMF'nin eşgüdümünde olan tek ülkeyiz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber