Konut edinmede gelir dağılımı engeli çözülmeli
-GYODER Başkanı Bekir Cumurcu, yatırımları karlı alanlara yönelten piyasa kurallarının, satın alma gücünden yoksun dar gelirli kesimin nitelikli konut ihtiyacının karşılanması önündeki ?gelir dağılımı? engelini oluşturan ya da çözecek olan mekanizmaya sahip olmadığını belirtti. Cumurcu, dar gelirliler için nitelikli ve ulaşılabilir konut arzını teşvik ederek mümkün kılmak için hükümetlere önemli görevler düştüğünü söyledi.
-Cumurcu, ?Kamu otoritesinin, kamu mülkiyetinde olan arazilerin korunması, imar planlarının yapılması, arsaya dönüştürülmesi ve geliştirilmesi konularındaki politikalarıyla, dar gelirliler için nitelikli ve ekonomik konut arzını yeterince teşvik ettiği söylenemez? diye konuştu.
İSTANBUL(ANKA)-Gayrimenkul Yatırım Ortakları Derneği (GYODER) Başkanı Bekir Cumurcu, yatırımları karlı alanlara yönelten piyasa kurallarının, satın alma gücünden yoksun dar gelirli kesimin nitelikli konut ihtiyacının karşılanması önündeki ?gelir dağılımı? engelini oluşturan ya da çözecek olan mekanizmaya sahip olmadığını belirtti. Cumurcu, dar gelirliler için nitelikli ve ulaşılabilir konut arzını teşvik ederek mümkün kılmak için gerekli çözümlerde hükümetlere önemli görevler düştüğünü söyledi.
GYODER tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen ?Gayrimenkul Zirvesi? Swissotel'de başladı.
DAR GELİRLİLER MORTGAGE'Yİ HALA UMUT OLARAK GÖRÜYOR
GYODER Başkanı Bekir Cumurcu, yaptığı açılış konuşmasında, geçtiğimiz beş yıl içerisinde Türk gayrimenkul sektörünün lokal bir sektör olmaktan uluslararası bir piyasa olmaya doğru önemli mesafeler kat ettiğini söyledi. Cumurcu, bu gelişmenin devam edeceğini ve gayrimenkulün varlık sınıfı olarak önemini artıracağını, 2007 yılının tüm beklentilerin ötesinde iyi bir yıl olacağını ifade etti. Cumurcu, sermayenin gayrimenkul sektörüne büyük ölçeklerde akmasının, sektördeki yatırımcıların ve geliştirmecilerin tümünün, arsa temininden, imar, proje, ruhsat, inşaat, kiralama ve satış aşamalarının her birinde oluşacak maliyetlerin, vergi ve harçların öngörülebilir, dolayısıyla da planlanabilir parametreler haline getirilmesine, bu süreçlere hukuken taraf olma koşulları da dahil olmak üzere, yatırımları maliyetli hale getiren düzenleme ve uygulamaların iyileştirilmesine bağlı olduğunu kaydetti. Gayrimenkul sektöründeki gelişmelerin en fazla hissedildiği yerin İstanbul olduğunu belirten Cumurcu, şöyle konuştu:
?Konut Finansmanı ya da Mortgage yasasının uzun süren hazırlıkları boyunca ve halen, ısrarla aksini söylememize rağmen, büyük bir kesim tarafından ?kolayca ev sahibi olma yasası' olarak algılanmasındaki ısrarın nedeni, nüfusun büyük kesiminin ?dar gelirli' olmasından kaynaklanmaktadır. Konut fiyatları ve kiraları kaçınılmaz olarak konut talebine göre belirlenir. Konut talebi de tasarrufların, yani gelir düzeyinin bir fonksiyonudur. Ülkemiz nüfusunun önemli kesimini dar gelirliler oluşturduğundan, kayıtlı sektörün üreteceği nitelikli konutlar bu kesimin satın alma ya da kira ödeme gücünün ötesindedir. Bu durumda piyasa dinamiklerine terk edilen dar gelirlilerin seçenekleri, kendileri veya kayıt dışı sektör tarafından üretilen ruhsatsız, iskansız, alt yapısız, kısaca niteliksiz yerleşim alanlarından ibaret olacaktır. Ülkemizdeki, özellikle de büyük şehirlerimizdeki mevcut durum budur ve bu durum son derece ciddi bir sorundur.?
Sorunun piyasa dinamiklerinin işlememesinden kaynaklanmadığına dikkat çeken Bekir Cumurcu, yatırımları karlı alanlara yönelten piyasa kuralları, satın alma gücünden yoksun dar gelirli kesimin nitelikli konut ihtiyacının karşılanması önündeki ?gelir dağılımı? engelini oluşturan ya da çözecek olan mekanizmaya sahip olmadığını ifade etti. Cumurcu, dar gelirliler için nitelikli ve ulaşılabilir konut arzını teşvik ederek mümkün kılmak için gerekli çözümlerde hükümetlere önemli görevler düştüğünü belirterek, bunların en başında da gelecek aya ya da yıla ya da seçimlere değil, ülkenin uzun vadeli konut politikalarına yoğunlaşmak gerektiğini dile getirdi. Mülkiyetin ve teşebbüsün yasalarla güvence altına alınmadığı, yasaların yöneteni ve yönetileni, yapımcıyı ve yatırımcıyı, kiracıyı ve ev sahibini bağlamadığı bir ortamda, ekonomik ve nitelikli bir konut arzı yaratmaktan bahsedilemeyeceğini vurgulayan Cumurcu, ?Kamu otoritesinin, kamu mülkiyetinde olan arazilerin korunması, imar planlarının yapılması, arsaya dönüştürülmesi ve geliştirilmesi konularındaki politikalarıyla, dar gelirliler için nitelikli ve ekonomik konut arzını yeterince teşvik ettiği söylenemez? diye konuştu.
DAR GELİRLİ İÇİN KONUT KAMU-ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİYLE OLMALI
Cumurcu, mülkiyet hakkını garanti altına alan kamu otoritesinin, düşük enflasyon ve faiz ortamında, güvenilir bankacılık sistemi ve sermaye piyasası kurumlarının oluşmasına ve çeşitli gayrimenkul finansmanı araçlarının gelişmesine odaklanan makroekonomik politikalarla, mülkiyete konu olan gayrimenkulün üretilmesini, satışını, el değiştirmesini ve idamesini sağlayacak sermayenin teminini teşvik etmesi önemine işaret etti. Cumurcu, İpotekli Konut Finansman Sistemi ardından, piyasalara likidite ve derinlik sağlayacak İpotek Finansman Kuruluşları'na kamu fonlarıyla da katılım sağlanması ve mevcut yasanın uygulanmasını, konut arz ve talebinin fiziki, hukuki, ekonomik ve finansal parametrelerini planlayan, düzenleyen ve denetleyen bir kamu otoritesinin oluşturulması beklentiler arasında sıraladı. Dar gelirliler için nitelikli ve ekonomik konut arzı için yönetimlerin üstlenebileceği bir diğer önemli rolün de, kamu-özel sektör işbirliği modelinin geliştirilmesi olması gerektiğine dikkat çeken Cumurcu, böyle bir modelde, konut geliştiricileri ve finansörlerden oluşacak özel sektörün motivasyonu kar, beklentileri ise sınırları, kuralları, seçim kriterleri, karar mekanizmaları, ihtilaf çözüm yolları açık ve her türlü politik ya da popülist müdahaleye kapalı bir ilişki olacağını aktardı. Cumurcu, kontratın diğer tarafı olan kamu ise, sermaye yeterliliği, mali sorumluluk ve şeffaflık talep edecek, geliştireceği ve yöneteceği programlara finansman açısından kredibilitesini kullandıracağını söyledi.
Cumurcu, dar gelirliler için nitelikli ve ekonomik konut üretimi için kamu fonları ve teşviklerinin devreye sokulması gerektiğini de ifade ederek, şunları söyledi:
?Sisteme verimlilik, ölçek ve derinlik sağlayarak maliyetleri düşürecek olmakla birlikte, dar gelirlilerin ancak bir kısmını sistem içerisine alabilecektir. Dar gelirlilerin çok büyük bir kesimi için ev sahipliği, çeşitli kamu fon ve kaynaklarının bu amaçla tahsisini gerektirecektir. Bedelsiz veya çok düşük fiyatla arsa temini, hasılat paylaşımı karşılığı imar haklarının yükseltilmesi, peşinat ya da taksit ödemeye yönelik bağışlar ve vergi teşvikleri ve bunların çeşitli kombinasyonları başarıyla uygulanabilecek araçlardır.