Çevre Bakanı: Yılda 500 bin konutu değiştireceğiz

Bakan Özhaseki: Yasalar çıktıktan sonra yılda 500 bin konutu değiştireceğiz. Sıradan, yüksek katlı, yoğunluğun verildiği, sosyal donatısı hiç düşünülmemiş, rastgele konutlar değil

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Şubat 2018 15:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Çevre Bakanı: Yılda 500 bin konutu değiştireceğiz

- Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Yasalar çıktıktan sonra yılda 500 bin konutu değiştireceğiz. Sıradan, yüksek katlı, yoğunluğun verildiği, sosyal donatısı hiç düşünülmemiş, rastgele konutlar değil."

ISK-SODEX İstanbul 2018 Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım ve ve Benzeri Sistemler Fuarı'nın açılışında konuşan Özhaseki, Türkiye'nin dünyanın en eski coğrafyalardan biri olduğunu, tarihin en eski şehirlerinin burada olduğunu anlattı.

Bakan Özhaseki, yeni bir dönüşümün başlangıcında olunduğunu, temeller doğru atılırsa gelecek nesillere karşı görevin yerine getirilmiş olacağını belirterek, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, son 100 yılda 6 ve üzerinde şiddetteki deprem sayısının 56, can kaybının 83 bin toplam maliyetinin ise 100 milyar dolar civarında olduğunu vurguladı.

Bir an önce dönüşümün tamamlanması gerektiğini aktaran Özhaseki, "Programlarını yapıyoruz, inşallah yasalar çıktıktan sonra yılda 500 bin konutu değiştireceğiz. Tabii bunu yaparken de dikkat edeceğimiz şeyler var. Eski bildiğimiz gibi, sıradan, yüksek katlı, yoğunluğun verildiği, sosyal donatısı hiç düşünülmemiş, rastgele konutlar değil. Akıllı evler konseptinde, enerjisini kendi üretebilen yeşil evler diye tarif ettiğimiz ve bu kapsama giren birçok özelliği de taşıyan evler yapacağız." diye konuştu.

Özhaseki, Türkiye'de refahın artığını belirterek, refah artınca insanların önce giyimine, sonra yemesine, sonra da yaşam alanlarına özen gösterdiğini, araba, iş yeri ve evdeki refaha sıra geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Hanım değiştirmeye doğru gidenler var, bu tehlikeli. Allah korusun en tehlikeli taraf bu taraf. Para kazandıktan sonra azma alameti bunlar. O tarafa gitmemek lazım. Orada bir durmak lazım. Bu refah seviyesinin artmasıyla bizdeki değişim arzusu da çok hızlı olarak Türkiye'de devam ediyor. Özellikle Avrupa'da gittiğim yerlerde soruyorum dostlara; 'Bu yaşınıza geldiniz, kaç konut değiştirdiniz?' diye, çok az konut değiştirmiş oluyorlar. Biz durmadan değiştiriyoruz. Eski toprak damlı evler, arkasından 80-100 metrelik evler, sonra 200 metrelik kaloriferli evler, sonra daha sitevari, şimdi de daha toprağa yakın, biraz daha farklı evler. Bu değişim arzusu ne hikmetse içimizden hiç gitmiyor. Bu arzu da Türkiye'de gayrimenkul sektörünü büyüten faktörler arasında yer alıyor." değerlendirmesini yaptı.

Bakanlık olarak imar yasalarını gözden geçirdiklerini belirten Özhaseki, yapı denetim için de standart geliştirdiklerini, bu yasaların en kısa zamanda Meclise geleceğini söyledi.

Mehmet Özhaseki, şöyle devam etti:

"Dönüşüm yapacak belediye başkanlarına sıfır faizli para vereceğiz. Paramız bol mu? Bol, Kayseriliye para sorulmaz. Bir türlü bu işin hesabını bilir ve ortaya çıkarır. Para pul mesele değil. Barbaros Hayrettin Paşa diyor ya 'Allah dert verecekse parayla giderilecek dert versin.' gerisi hiç önemli değil. Hakikaten parayı bulmak kolay, zor bir şey değil. Asıl parayla çözülmüyorsa bir sorun, asıl en sıkıntılı sorun o sorundur. Parayla kolay iş. Birileri dönüşüm yapacaksa, standartlara uygun şekilde, tarif ettiğimiz şekilde bir mahalle oluştururken, şimdiki uygulamaları kast etmiyorum, şimdiki uygulamaların çoğuna itirazım var. Durdurmak için de elimden geleni yapıyorum. Belediyeler bire 2 vererek, iki kat yerine 4 kat vererek, 10 kat yerine 20 kat vererek, sosyal donatısını hiç düşünmedikleri yaptıkları konutlaşma, değişim, dönüşüm doğru bir dönüşüm değil. Bunu durduruyoruz."

-"FETÖ gibi bir belayla uğraşmışız"

Zor bir coğrafyada yaşandığını, coğrafyanın kader olduğunu dile getiren Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ne yazık ki çevremizde böyle komşular var. Allah'a hamdolsun alınan tedbirlerle o yangınlardan uzaktayız. 15 Temmuz gibi bir bela kopmuş, cuma gecesi sabaha kadar sürmüş hatta cumartesi günü de devam eden bölüm var. Pazartesi günü bütün iş yerleri açık. Gerek özel sektör gerekse kamu herkes işine gücüne bakıyor. FETÖ gibi bir belayla uğraşmışız. 40 yıl boyunca kendilerini saklamışlar, bir güne hazırlanmışlar, hepimizi neredeyse aldatmışlar. Bunlara eskiden, bundan 5 sene önce bir tek cümle kötü söz söyleyeni ben duymamıştım. Çünkü herkese geliyorlardı, kibar bir yüz, 'hizmet ehliyiz', 'yurtdışında okullar açtık, çocuğunuzu verin, eğitelim' vesaire, 'Zenginler de zekatını versin, hayrını versin, istifade edelim'. Herkes de sıcak bakıyordu. Fakat şu andaki konuşmalarda, itiraflarda, mahkemeye dökülen tüm belgelerden anladık ki ucu yurtdışına dayanmış, yurtdışında emperyalist ülkelerinin bazı gizli servislerinin oyun oynadığı, hücre elemanlarının çalıştığı yapı haline gelmiş. Kullandıkları argümanlar da dini argümanlar. Hepimizin hassas olduğu milli argümanlar. Bu adeta kanser hücresinin vücudu sarması gibi. Bunu oradan söküp ameliyatla alıp dışarıya atabilmek çok kolay bir şey değil."

Fuarın açılışının ardından Özhaseki ve beraberindekiler standları gezdi.

Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, eski binaların yıkımıyla gündeme gelen asbest sorunuyla ilgili olarak, "Kimse rastgele bina yıkıp, sonra kamyonlara bunu taşıyıp sonra da çöplüklere, depolama yapılan alanlara götürüp atamaz. Eğer yönetmeliklere uymayan, bu konuda dikkatli ve titiz davranmayan olursa Türkiye'de çevre cezaları en ağır cezalardır." dedi.

Özhaseki, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ISK-SODEX İstanbul 2018 Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım ve ve Benzeri Sistemler Fuarı'nın açılışından sonra stantları gezdi.

Bu sırada basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özhaseki, biz gazetecinin, inşaat yıkımlarında çevreye asbest tozu saçıldığı ve bunun uzun vadede kansere neden olduğu yönündeki iddiaları sorması üzerine, şunları söyledi:

"Asbest eskiden Türkiye'de birçok alanda çok hoyratça, tehlikesi bilinmediği dönemlerde kullanılmış. Haliyle binalar yıkılırken ortaya çıkardığı tehlikeler de yeni yeni dikkat çekiyor. Daha önce birçok şehrin bile su temin eden borularının çoğunluğu asbestliyken veya asbest birçok şekilde hayatın içindeyken şimdi artık bertaraf edilme noktasına geldi. Gerek inşaatların yıkımında gerekse asbestli boruların nasıl taşınacağı, nasıl bertaraf edileceği hususu yönetmeliklere tabi. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili. Onlar işin daha çok iş sağlığı, işçi sağlığıyla ilgili alanında. Bizler de bu ürünün nasıl elde edileceği, bunların nasıl muhafaza edileceği, taşınmasının nasıl olacağı, nasıl bertaraf edileceği hususunu tek tek çalıştık. Bunlar bir yönetmeliğe tabi. Kimse rastgele bina yıkıp, sonra kamyonlara bunu taşıyıp sonra da çöplüklere, depolama yapılan alanlara götürüp atamaz. Eğer yönetmeliklere uymayan, bu konuda dikkatli ve titiz davranmayan olursa Türkiye'de çevre cezaları en ağır cezalardır. Yeni yıl ile birlikte 600 küsur bin lira olan ceza 700 küsur bin liraya çıktı. Eğer insan sağlığını, toplum sağlığını etkileyen şekilde bir ortam var ise bunu 3 katına artırmak da Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde. Neredeyse 2 milyon lira bir cezası var."

- "Hep birlikte takip halindeyiz"

Özhaseki, bu alanda denetimlerin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine ait olduğunu hatırlatarak, "Aynı zamanda belediyelerimiz de bizden bu tür işlerle ilgili yetki istediklerinde zaten yetkiyi de veriyoruz. Hep birlikte takip halindeyiz. Ancak eğer bu konuda yeterli olmayan bir durum varsa veya izin almadan kendi başına yapanlar varsa ihbarları her zaman bekliyoruz. Olduğu zaman birebir takip ederiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Olmadığı halde bazen bir zanla toplumu tedirgin etmek doğru değil. Bu konuda aslında bir yeni yönetmelik çalışması daha var bizde. O yönetmelikte daha önceden uygulamalarda ortaya çıkmış olan birtakım aksaklıkları giderebilecek şekilde detaylı çalışmalar da yaptık. Bir aya kadar da onları yayınlarız. Bu konuda önümüzdeki süreçte hele hele yılda 500 bin binanın değişiminden bahsettiğimiz ortamda, büyük bir titizlikle takip edip, standarda kavuşturmak bizim birinci işimiz." diye konuştu.

- Suriyelilere kalıcı konut

Özhaseki, Suriyelilere kalıcı konut projesinde son durumun sorulması üzerine, Zeytin Dalı Harekatı'nın büyük bir titizlikle devam ettiğini söyledi.

Sivillerin zarar görmemesi için harekatın büyük titizlikle yürütüldüğünü belirten Özhaseki, "Bu konuda hükümetimizin kararı çok net, sivil halka asla bir zarar olmasın. Ama dışarıdan birtakım güçlerin elinde maşa olmuş, eline silah almış, sivil halkı öldürmekten asla kaçınmayan katiller sürüsü de hesabını verecek. Bu noktada titizlikle yapılan çalışmalar neticesinde haliyle ortaya çıkacak birtakım ihtiyaçlar olacak. Bunlar şimdi yavaş yavaş tespit ediliyor. Neler yapılacağı hususu konuşuluyor. Kalıcı konutlar da elbette gündeme gelecek. Önümüzdeki günlerde konuşulacak şeyler." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber