Resmi kurumda görev yapan memurun, iş arkadaşına yapılan tebligat geçerli midir?

Danıştay, resmi veya özel daire veya kurumda görev yapan personele ilişkin tebliğin ilgiliye yapılamaması durumunda, ilgilinin görev yaptığı yeri idare eden veya ilgilinin bulunduğu kısmın amirine yapılması gerektiğine, ilgili personelin iş arkadaşına yapılan tebligatın usulüne uygun yapıldığının kabul edilemeyeceğine karar verdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 08 Haziran 2018 14:04, Son Güncelleme : 03 Haziran 2018 02:15
Resmi kurumda görev yapan memurun, iş arkadaşına yapılan tebligat geçerli midir?

Emniyet amiri olan davacının açtığı iptal davasının reddedilmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararı, mahkemeye bildirilen İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ....... Şube Müdürlüğü Adnan Menderes Bulvarı ( Vatan Cad.) Hırka - i Şerif Mahallesi No:58 Fatih / İSTANBUL adresi uyarınca, şube müdürlüğünde çalışan ve davacının mesai arkadaşı olan E. G.'ye yapılmıştır. Bu tebliğden yaklaşık 20 gün sonra haberi olan emniyet amirinin yapmış olduğu temyiz temyiz başvurusu İdare Mahkemesince süresinde olmadığı için reddedilmiştir. Emniyet amiri bunun üzerine yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve temyiz başvurusunun süresinde kabul edilerek İdare Mahkemesinin kararının bozulması istemiyle yeni bir temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Danıştay, Tebligat Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre, resmi veya özel daire veya kurumda bulunan bir kişiye tebligatın yapılmasını o yeri idare eden veya ilgilinin bulunduğu kısım amirinin gerçekleştirmesi gerektiğini, bu şekilde muhatabına tebligat yapılamamış ise, tebliğin ilgilinin görev yaptığı yeri idare eden veya ilgilinin bulunduğu kısmın amirine yapılmasının öngörüldüğünü belirtmiştir. Danıştay dava dosyasındaki verileri değerlendirerek, İdare Mahkemesinin 18.05.2016 "davanın reddine" ilişkin kararının, Tebligat Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümleri uyarınca, davacının iş yerinde, davacının amirine tebliğ edilmesi gerekirken, mevzuata aykırı olarak davacı ile birlikte aynı iş yerinde daimi çalışan E. G.'ye 01.06.2016 tarihinde tebliğ edilmesinin tebligat usulüne uygun olmadığına ve davacının anılan kararı öğrendiği 28.6.2016 tarihinden itibaren (30) gün içerisinde yapmış olduğu temyiz başvurusunun süresinde olduğuna karar vermiştir.

DANIŞTAY

BEŞİNCİ DAİRE

E. 2016/42962

K. 2018/2703

T. 16.01.2018

İstemin Özeti : İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 29.7.2016 tarih ve E:2015/277, K:2016/927, Temyiz No:2016/711 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi :Sena Nur Taş

Düşüncesi :İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, ..... Şube Müdürlüğünde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında hakkında verilen terfi etmez kararlarının sebeplerinin bildirilmesi ve emsalleri ile birlikte durumunun eşitlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 14.7.2015 tarih ve ..... sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 29.7.2016 tarih ve E:2015/277, K:2016/927, Temyiz No:2016/711 sayılı kararıyla; 1.6.2016 tarihinde tebliğ edilen temyize konu 18.5.2016 tarih ve E:2015/277, K:2016/927 sayılı mahkeme kararına karşı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 2. fıkrası uyarınca en geç 1.7.2016 günü mesai bitimine kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 28.7.2016 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 48/6. maddesi uyarınca temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Davacı, temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 18. maddesinde "Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemiyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmıyan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır." hükmüne; Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 27. maddesinde ise "Tebliğ yapılacak kişi; otel, pansiyon, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, okul, öğrenci yurdu, resmi veya özel daire veya kurum gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa tebliğin yapılmasını, o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Muhatap bu kişiler tarafından derhal bulundurulamaz veya tebellüğden kaçınırsa yahut diğer bir sebeple tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amirine yapılır." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesinde, tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı kurala bağlanmıştır.

Yukarıda anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri birlikte incelendiğinde, resmi veya özel daire veya kurumda bulunan bir kişiye tebligatın yapılmasını o yeri idare eden veya ilgilinin bulunduğu kısım amirinin gerçekleştirmesi gerektiği, bu şekilde muhatabına tebligat yapılmamış ise, tebliğin ilgilinin görev yaptığı yeri idare eden veya ilgilinin bulunduğu kısmın amirine yapılmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 18.5.2016 tarih ve E:2015/277, K:2016/927 sayılı "davanın reddine" ilişkin kararının, "İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ..... Şube Müdürlüğü Adnan Menderes Bulvarı ( Vatan Cad.) Hırka - i Şerif Mahallesi No:58 Fatih / İSTANBUL" adresinde davacı ile aynı iş yerinde daimi çalışan E. G.y'e 1.6.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından verilen temyiz dilekçesinin ise 28.7.2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına girdiği, İdare Mahkemesince, tebliğin usulüne uygun olarak 1.6.2016 tarihinde yapıldığı değerlendirildiğinden, (30) günlük temyiz süresi içinde ve en geç 1.7.2016 Cuma günü mesai bitimine kadar temyiz dilekçesinin verilmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulduğu gerekçesiyle temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Olayda, İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 18.5.2016 tarih ve E:2015/277, K:2016/927 sayılı "davanın reddine" ilişkin kararının, davacının iş yerinde, yukarıda yer verilen 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca, davacının amirine tebliğ edilmesi gerekirken, mevzuata aykırı olarak davacı ile birlikte aynı iş yerinde daimi çalışan E. G.y'e 1.6.2016 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığı ve davacının anılan kararı öğrendiği 28.6.2016 tarihinden itibaren (30) gün içerisinde yapmış olduğu temyiz başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.

Diğer yandan, davacı tarafından dava dilekçesinde "İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ..... Şube Müdürlüğü Adnan Menderes Bulvarı ( Vatan Cad.) Hırka - i Şerif Mahallesi No:58 Fatih / İSTANBUL" adresi bilinen adres olarak gösterilmiş ise de; davalı idarenin savunma dilekçesi ile temyize konu "temyiz süre ret" kararının tebliğinin anılan adres dışında başka bir adrese yapıldığı, ayrıca davacının 28.7.2016 tarihinde mahkeme kaydına giren temyiz dilekçesinde de "İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü, Yenikent Mah. Doğan Araslı Bulvarı 679. Sok. No:32 Esenyurt/İSTANBUL" adresini belirttiği görülmekte olup, bu yönüyle davacının işyeri adresinde değişiklik olup olmadığı, şayet işyeri adresi değişmiş ise değişikliğin hangi tarihte olduğu hususu dosya kapsamından anlaşılamamıştır.

Bu durumda, davacının, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını öğrendiğini beyan ettiği tarih itibariyle süresi içerisinde olan temyiz başvurusunda, davacının iş yeri adresi de netleştirildikten ve tebligatların doğru adrese yapılması sağlandıktan sonra dosyanın tekemmül ettirilerek Danıştay'a gönderilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 29.7.2016 tarih ve E:2015/277, K:2016/927, Temyiz No:2016/711 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15(onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber